• Birinci navigasyona geç
  • Skip to main content
  • Birinci sidebar'a geç
  • Alt alana geç

Cafe Fernando

  • HAKKIMDA
  • YEMEK KİTABIM
  • ÖLÇÜLER
  • ARŞİV
  • EKİPMAN
  • ENGLISH
L'Orange - Portakal, Badem ve Çikolatalı Kek

L’Orange

Üzeri lake çikolata sosu kaplı, mis gibi portakal kokulu bir pasta yaptım, yanağınızı dayar uyursunuz.

Adı “L’Orange”. Fırından çıktığında adeta bir çirkin ördek yavrusu. Tezgaha taşırken buram buram portakal kokmasaydı, bir de kuruyup çatlayan kenarından ufak bir parça kırıp ağzıma atmasaydım, üzerine çikolatadan bir örtü sermeye kalkar mıydım, bilmiyorum.

Bir zamanlar çikolata ve portakal ikilisine tahammül bile edemeyen bir insandım. Bir zamanlar dediğim, yaklaşık 10 gün öncesine kadar. Bir yemek davetine giderken tatlıyı yapmak bana düşünce – ki düşmek derken yanlış anlaşılmasın, her zaman zevkle – fotoğraflarına bakıp bakıp iç geçirdiğim ama tariflerini denemeye vakit bulamadığım Fran Bigelow’un “Pure Chocolate” kitabını açtım, sayfaları çevirirken, ilk geldiği gün olduğu gibi, yine aynı fotoğrafa bakakaldığımı fark edince, içinde portakal olmasına rağmen tarifi denemeye karar verdim.

Fırından çıktıktan sonraki hali böyle:

L'Orange - Portakal, Badem ve Çikolatalı Kek 3

Pek de albenisi olmayan bir kek görüntüsü. Ki bu, düzeltilmiş hali.

Çirkin ördek yavrusu benzetmesini anlayabilmek içinse aslında fırından çıktığı ilk dakikaya geri gitmek gerekiyor. Üstteki tel ızgaraya aktarmadan önce şu haldeydi:

L'Orange - Portakal, Badem ve Çikolatalı Kek 1

Bu görüntü sürpriz de değil. Yazar, tarifin içinde tam da fotoğrafta olduğu gibi kekin kenarının çatlayacağını belirtmiş. Aslında çatlamakla kalmıyor, iki parmak kalınlığındaki kısım aynı zamanda kalıbın kenarına da tutunup kalıyor. Ardından üzerine akışkan bir çikolata sosu gezdireceğiniz için, kek kalıbından çıkartıp tel ızgaraya yerleştirdiğinizde tepesinin dümdüz olması gerekiyor. Dolayısıyla da çevirmeden önce isyan etmiş olan tabanı ne yapıp edip dümdüz bir hale getirmek lazım.

Evde karton pasta tabanı olmadığı için, Ikea’dan aldığım esneyebilen bir plastik kesme tahtasını kek kalıbından yarım santim daha ufak (servis tabağına aktardıktan sonra dışarıdan gözükmesin diye) olacak şekilde kesip feda ettim – ki gerçekten de feda olsun.

Kestiğim yuvarlağı kekin üzerine yerleştirip hafifçe bastırınca şöyle oldu:

L'Orange - Portakal, Badem ve Çikolatalı Kek 2

Kekte un yok. Kabartma tozu veya karbonat da. Kabarmasını sağlayan tek şey de yumurta ve şekerin çırpılması. Bu yüzden, bu ilk adımda, karışımı şeker ve portakal kabukları tereyağına iyice yedirilene kadar, yaklaşık 5 dakika boyunca yüksek hızda çırpmanızı tavsiye ederim. En sonda eklenen badem unu ve benim eklemem olan 2 çorba kaşığı kakaoyu da çırpıcı yerine bir spatula yardımıyla, harcın havasını çok fazla alıp söndürmeden karıştırmanızı tavsiye ederim.

Kek hazır, sıra sosta.

Orijinal tarifte yer alan, sadece erimiş çikolata ve tereyağından oluşan sos yerine, ne zamandır uygulamak için fırsat kolladığım başka bir tarifi denedim. Bu tarif de geçtiğimiz haftalarda IACP’nin (International Association of Culinary Professionals) verdiği çok prestijli Yemek Kitabı Ödülleri’nde hem “Baking” dalında en iyi kitap seçilen hem de “Yılın En İyi Yemek Kitabı” ödülüne layık görülen Rose Levy Beranbaum’un “Rose’s Heavenly Cakes” kitabından (bu kitabı yılbaşı yemeği için yaptığım şu pasta tarifinden de hatırlarsınız).

Sosun yapılışında termometre çok işinize yarayacak. Termometresiz de verdiğim zamanlamalara uyarak yapabilirsiniz ama meraklıysanız almanızı tavsiye ederim.

L'Orange - Portakal, Badem ve Çikolatalı Kek 6

Yukarıdaki termometreyi Ikea’dan aldım. Isıya dayanıklı kablosu sayesinde gösterge dışarıdayken ısıyı ölçen ucunu fırının içinde pişen herhangi bir yemeğe saplamanız mümkün. Üzerindeki 95 ve 80 ibareleri Fahrenheit cinsinden (tek tuşla Celcius’a çevirebiliyorsunuz). 80F, yani 26C, karışımın kekin üzerine gezdirmeden önce inmesi gereken sıcaklığın derecesi. 95 de sosun o andaki sıcaklık derecesini gösteriyor. Termometreyi inmesini veya çıkmasını istediğiniz dereceye ayarlamanız mümkün. Böylelikle başında beklemek zorunda kalmıyorsunuz. Ayarladığınız ısının üzerine çıkınca da tahmin edemeyeceğiniz kadar itici bir alarm çalmaya başlıyor. Çıkmasına ayarlamakta sorun yok ama inmesini beklemek demek istenilen dereceye inene kadar alarmına katlanacaksınız demek.

L'Orange - Portakal, Badem ve Çikolatalı Kek 5

Sos 26 dereceye gelince de işin en zevkli kısmı başlıyor. Keki temiz ve geniş bir tepsinin içinde duran bir tel ızgaranın üzerine oturtuyorsunuz. Alttaki tepside damlayan çikolata sosu birikecek, siz de bunu birkaç kez daha üzerinden geçmek durumunda kalacağınız yanlarına sürmek için tekrar kaba aktaracaksınız. Spatula da kenarlarına sosu iyice yedirmek için gerekli.

Ve başlıyoruz…

Dışından…

L'Orange - Portakal, Badem ve Çikolatalı Kek Adım 2

L'Orange - Portakal, Badem ve Çikolatalı Kek Adım 4

L'Orange - Portakal, Badem ve Çikolatalı Kek Adım 5

Ortasına doğru…

L'Orange - Portakal, Badem ve Çikolatalı Kek Adım 8

L'Orange - Portakal, Badem ve Çikolatalı Kek Adım 10

L'Orange - Portakal, Badem ve Çikolatalı Kek Adım 11

Son kalan yeri de kapadıktan sonra yanlarında yetişemediğiniz yerlere geri dönüyorsunuz.

L'Orange - Portakal, Badem ve Çikolatalı Kek Adım 12

Merak etmeyin, 26 derecede bile oldukça akışkan bir sos. Üzerinden geçtiğiniz yerler eski yerlerle hemen birleşiyor. Zaten lake adını da bu özelliğinden alıyor.

L'Orange - Portakal, Badem ve Çikolatalı Kek Adım 13

Tabii bir de parlamasından.

L'Orange - Portakal, Badem ve Çikolatalı Kek 8

Afiyet olsun.

L’Orange – Portakal, Badem ve Çikolatalı Pasta Tarifi

Tarif Fran Bigelow’un “Pure Chocolate” adlı kitabından adapte edilmiştir.

Malzemeler

  • 180 gram bittersweet çikolata (%70 kakao oranı)
  • 2 adet organik portakalın kabuğu, ince rendelenmiş
  • 180 gram tereyağı, oda sıcaklığında
  • 1 su bardağı (200 gram) şeker
  • 4 adet büyük boy yumurta, oda sıcaklığında*
  • 190 gram badem unu
  • 2 çorba kaşığı kakao, elenmiş
  • 1+1/3 su bardağı (380 gram) lake çikolata sosu (tarif altta)

* Eğer acil işe koyulmanız gerekiyorsa ve yumurtaları o anda buzdolabından çıkartıyorsanız, oda sıcaklığına gelmeleri için yumurtaları bir kaseye koyup üzerine musluktan tepeleme oda sıcaklığında (kesinlikle kaynar değil) su doldurun. 1 dakika bekleyip suyu dökün ve tekrar koyun. Bunu birkaç kez daha tekrarladıktan sonra 10 dakika içinde oda sıcaklığına geleceklerdir.

Yapılışı

  1. Fırınınızı önceden 150 derecede ısıtmaya başlayın.
  2. 23 cm çapında yuvarlak bir kek kalıbını tereyağı ile yağlayın, tabanına yağlı pişirme (parşömen) kağıdı serin ve bir kenara ayırın.
  3. Çikolatayı bir ekmek bıçağı yardımıyla incecik doğrayıp orta boy ısıya dayanıklı bir kabın içine çikolataları koyup, içi iki parmak hafif fokurdayan su dolu ufak bir tencerenin üzerine oturtarak alttan gelen buhar yardımıyla – içinde çikolata duran kabın tabanı suya değmeyecek (şu fotoğrafta görebilirsiniz)- eritin. Çikolata tamamen eriyince kabı suyun üzerinden alıp bir kenarda bekletin.
  4. Çikolata erirken bir yandan keki hazırlamaya başlayın. Oda sıcaklığına gelmiş tereyağını ufak parçalara bölüp bir dakika tek başına çırpın. Ardından şekeri ve ince rendelenmiş portakal kabuğunu (direkt karıştırma kabına rendeleyin ki rendelerken püsküren kabuğun yağı da boşa gitmesin) ekleyip 5 dakika daha yüksek hızda çırpın.
  5. Yumurtaları teker teker ekleyip orta hızda çırpmaya devam edin.
  6. Son olarak erimiş çikolatayı (eğer sertleştiyse tekrar benmaride akışkan hale gelene kadar bekletin) ekleyip 1-2 dakika daha çırpın.
  7. Bu karışıma elediğiniz kakaoyu ve badem ununu boşaltıp bir spatula yardımıyla badem unu taneleri harca iyice yedirilene kadar karıştırın ve kenarda bekleyen kek kalıbına boşaltıp üzerini elinizden geldiği kadar düzleyin ve fırına verin.
  8. Yaklaşık 40-45 dakika pişirdikten sonra fırından alıp kalıbın içinde oda sıcaklığına gelmesini bekleyin. Kek soğuduktan sonra kenarından iki parmak kalınlığında çatlayacaktır ve ortasına oranla daha tepede kalacaktır. Kek kalıbının çapından biraz daha ufak bir kağıt pasta tabanını (ben Ikea’dan aldığım esneyebilen plastik kesme tahtasını kullandım) kekin üzerine koyup kenarlarına hafifçe bastırarak düzleyin.
  9. Kek kalıbını ters çevirip üzerindeki yağlı kağıdı sıyırın ve büyük bir tepsinin üzerine yerleştirilmiş tel bir ızgaranın üzerine yerleştirin.
  10. Lake çikolatalı sosu alttaki tarife göre hazırlayıp arzu edilen dereceye geldiğinde kekin kenarından başlayarak dökün.  Kekin tamamı sosla kaplandıktan sonra biraz katılaşması için yaklaşık yarım saat bekleyin ve ardından altta duran yuvarlak karton tabanıyla birlikte servis tabağına aktarın.
  11. Sosun tamamen katılaşması için servis yapmadan önce 3 saat daha oda sıcaklığında bekletin.
  12. Hava almayacak şekilde muhafaza edilirse oda sıcaklığında üç gün boyunca tazeliğini koruyacaktır.

LAKE ÇİKOLATA SOSU

Tarif Rose Levy Beranbaum’un “Rose’s Heavenly Cakes” adlı kitabından alınmıştır.

Malzemeler

  • 1/4 su bardağı soğuk su
  • 2 çay kaşığı toz jelatin
  • 2/3 su bardağı (133 gram) şeker
  • 1/3 su bardağı su
  • 1 çorba kaşığı + 1 çay kaşığı (28 gram) mısır şurubu (veya glükoz)
  • 3/4 su bardağı + 2 çorba kaşığı (ölçmeden önce elenmiş; toplam 66 gram) kakao
  • 1/3 su bardağı (77 gram) süt kreması

Yapılışı

  1. Ufak boy bir kaseye soğuk suyu koyup jelatini serpin, hafif karıştırıp üzerini streç filmle kapatın ve bekletin.
  2. Ufak boy bir tencereye su ve şekeri ekleyip şeker tamamen eriyene kadar orta ateşte ısıtın. Ateşten alıp mısır şurubunu ekleyin ve tel çırpıcı yardımıyla karışıma yedirin. Ardından kakaoyu ekleyip pürüzsüz bir kıvam ve parlak bir görüntü elde edene kadar karıştırmaya devam edin. Kremayı ekleyip bir spatula yardımıyla karıştırın.
  3. Tencereyi tekrar ocağa alıp orta ateşte kaynama noktasına getirin (kenarlarda kabarcıklar oluşmaya başladığı an) ve ateşten alın.
  4. Tel süzgeçten geçirerek temiz bir karıştırma kabına dökün ve soğumak üzere bir kenara ayırın. Karışımın 50-60 dereceye kadar düşmesi gerek. Yaklaşık 15 dakikada bu dereceye inmiş olacaktır. Ardından jelatini ekleyip karışıma tamamen yedirene kadar spatula yardımıyla karıştırın.
  5. Sosu tekrar tel süzgeçten geçirerek ucu dökmeye elverişli bir kaba aktarın. Karışımın keki en iyi şekilde kaplaması için 26 dereceye kadar inmesi gerek. Yaklaşık 1 saatte bu sıcaklığa inecektir.

29 Nisan 2010 · 231 Yorum Kategori: Best of Cafe Fernando, Çikolata, Pasta Etiket: badem, badem unu, çikolatalı yaş pasta tarifleri, fran bigelow, l'orange, portakal, pure chocolate, Rose Levy Beranbaum, rose's heavenly cakes

Previous Post: « Çikolatalı Mousse Tarifi
Next Post: Domates, Biber, Patlıcan ve Mantarlı Makarna »

Okuyucu Etkileşimi

231 YORUM

  1. duygu

    29 Nisan 2010 ile 12:21

    Cenk,
    Çikolata konusundan biraz uzaklaşsan diyorum.Mousse tarifinden beri 1 haftadır çikolata yemekten yüzümü sivilce bastı.Mesela tam buğdaylı ekmek,sebze yemeği bir süre tehlike oluşturmaz..
    Çok çikolatalı istiyor insanın canı.:)

    Yanıtla
  2. dlayra

    29 Nisan 2010 ile 12:28

    oh my!!!

    Yanıtla
  3. hedikedi

    29 Nisan 2010 ile 12:31

    bravo yine fakat karar verdik:
    you are doomed to be fat 🙂

    Yanıtla
  4. gökay

    29 Nisan 2010 ile 12:37

    sanat eseri!

    Yanıtla
  5. derya

    29 Nisan 2010 ile 12:45

    Sevgili Cenk muhteşem bir pasta her zamanki gibi ellerine sağlık sevgiler…

    Yanıtla
  6. mehtap pasin gualano

    29 Nisan 2010 ile 12:55

    Hani “alti ustu kek pisiriyorum ve fotografliyorum” diyorsun ya…
    Hakikaten altini da ustunu de pisiriyorsun… Ustelik cok guzel fotograflar cekiyorsun…

    Yanıtla
  7. Papatya Papadopoulos

    29 Nisan 2010 ile 12:59

    Doğrusu ben çikolatayla portakalın uyumuna bayılırım! 🙂 Mmmm…
    bu çirkin ördek yavrusu -artık böyle denmeyi hiç haketmiyor ama- denemeye de, kesme tahtasını da feda etmeye de değermiş gerçekten (:

    Sana bir sır vereyim mi? Ben filtre kahvemi kahve presiyle yaparken kahvenin içine sebze soyacağıyla soyduğum portakal kabuklarından koyuyorum, mmmmmö nefiiiissss oluyor! Bence yanında da bu kekle müthiş olur! Fırsat bulsam da denesem… eline sağlık!

    Yanıtla
  8. SEVİM KERKÜKLÜ

    29 Nisan 2010 ile 13:11

    CENK BEY

    ÇİKOLATAYI O KADAR SEVMEM AMA BADEM TADI PORTAKAL (AMA LİMON HER ZAMAN FAVORİM) VE ÇİKOLATA VAZGEÇEMEYECEĞİM ŞEYLER. EVDE ÇALIŞMANIZ BİZE YARADI. FOTOĞRAFLARA BAKARKEN BİRDEN SANKİ SİZİNLE MUTFAKTAYMIŞIM GİBİ BİR HİSSE KAPILDIM. BUNDA YAZI DİLİNİZDE ETKİLİ TABİKİ. ARADA BİRDE OLSA SEBZE YEMEKLERİNE AĞIRLIK VERSENİZ……….
    NASIL OLUR ????????
    İYİ OLUR !!!!!!!!!!!!

    SEVİM KERKÜKLÜ

    Yanıtla
  9. pinarbk

    29 Nisan 2010 ile 13:17

    Yutkuna yutkuna okudum:) Ellerinize sağlık…

    Yanıtla
  10. papatya prenses

    29 Nisan 2010 ile 13:22

    resmen ekrana kitlendim ve yutkunuyorum. dehşet bir görüntü. insanı acayip cezbediyor!

    Yanıtla
  11. Banu B. Bingor

    29 Nisan 2010 ile 13:24

    Cicim Pınar haber verdi az önce “Cenk bir pasta yapmış, offff” diye :))) RSS’ten hızlı çalışan dostlarımızın olması ne güzel!
    10 Mayıs, birinci yıl dönümümüz. Denesem mi acaba?… Termometresiz kotarabilir miyim?
    Göreceğiz.
    Ellerine sağlık!

    Yanıtla
  12. Deniz Selçok

    29 Nisan 2010 ile 13:25

    Brownie tariflerine çok yakın bir tarif olmuş. Sadece un yok. Ama eminim portakallı denenmesi gereken bir tarif.

    Ellerine Sağlık.

    Yanıtla
  13. Aslı Törüner

    29 Nisan 2010 ile 13:47

    Ama CEnk ne yaptin sennnn.bankada kuyruk cilesindeyken twitter a bir bakiyorum ve linki tiklamamla eriyorum.cok fena cooookkkkk.kokusu Ankara’ya ulasti resmen:)Tarçın

    Yanıtla
  14. gamlı baykuş

    29 Nisan 2010 ile 14:22

    Muhteşem görünüyor. elinize sağlık. Yalnız bu keki yaparken iki kişi lazım galiba. En azından ben yaparken iki kişi lazım çünkü ikinci kişi sosu kekin üstüne dökerken ben tel ızgaranın altına akan sosları yalamakla meşgul olacağım.

    Yanıtla
  15. özge

    29 Nisan 2010 ile 14:32

    işte tam mesai blog yazarlığının hakkını veren pek şahane, en bi şahane bir yazı olmuş! eline, emeğine sağlık – yine -!

    Yanıtla
  16. Billur

    29 Nisan 2010 ile 14:42

    Tam yaza girerken haksızlık bu :((

    Yanıtla
  17. ferda

    29 Nisan 2010 ile 14:49

    en sevdiğim üçlü çikolata , badem , portakal
    ellerine sağlık çooook güzel görünüyor.

    Yanıtla
  18. Tülay Öcal

    29 Nisan 2010 ile 14:55

    Tarif güzel, fotoğraflar hepsinden güzel, ellerine sağlık. Deneme listem sayende kabardıkça kabarıyor. Sevgiler

    Yanıtla
  19. Aysen

    29 Nisan 2010 ile 15:21

    işte bu süperr süperrr.Muhteşem tarif,muhteşemm fotograflarrrr.

    Yanıtla
  20. pisi

    29 Nisan 2010 ile 15:24

    Offff. Pastanın tadını damağımda hissedebiliyorum. Harika bir sunum. Sabrınıza, motivasyonunuza takdirlerimi iletiyorum. İlk fırsatta buna değecek kişilere yapılıp ikram edilecek.

    Yanıtla
  21. Arzu Dökmetaş

    29 Nisan 2010 ile 15:33

    Cenk harika olmuş. Canım çok çekti. Böyle ballandıra ballandıra fotoğraf çekilipte anlatılmazki aaa:))) Ellerine sağlık…

    Yanıtla
  22. perihan

    29 Nisan 2010 ile 15:42

    Yanağını dayadı ve sonsuza dek mutlu yaşadı…

    Çikolata sevmeyen bir insanda bile bu hissi uyandırdığınız,
    işinizi gerçekten sevdiğiniz ve özenle yaptığınız,
    hayranlıkla baktığımız bunca tarifi büyük bir iştahla yorumladığınız,
    bu kadar insana güzel şeyler hissettirdiğiniz; dahası ilham ve cesaret verdiğiniz
    ve iyi ki bizimle paylaştığınız için tebrik ederim.

    Hep yazarlardı da inanmazdım: insan senelerce takip edip ilk kez yorum bırakınca böyle duygulara gark oluyormuş 🙂

    Yanıtla
  23. Arzu Ömeroğlu

    29 Nisan 2010 ile 15:56

    Gayet hoş gözüküyor,elinize sağlık.Toz jelatin yerine yaprak jelatin kullanıcağım,sizce sorun olurmu?

    Yanıtla
  24. Nazife

    29 Nisan 2010 ile 16:06

    Harika! Ellerine sağlık Cenk..

    Yanıtla
  25. ayse

    29 Nisan 2010 ile 16:07

    sadece yutkunuyorum, ev taşıma telaşımdan yapamıycam:(

    Yanıtla
  26. Ayşe

    29 Nisan 2010 ile 16:08

    Büyücü gibisin Cenk, hmmmm diyor insan fotoğraflara bakarken, yine aynı his sanki kokusunu alıyorum ekrandan.. Bir istekte bulunabilir miyim bilmiyorum ama Macaron desem tarif desem, rica etsem…

    Yanıtla
  27. Havva

    29 Nisan 2010 ile 16:30

    oh my god!:) hayatta beceremeyecegim bir sey cikmish ortaya. ben kek firindan cikar cikmaz yikilmishtim kesin:(

    macaron istiyoruz ; lutfen…

    Yanıtla
  28. ayse

    29 Nisan 2010 ile 16:32

    heh, adaşım, bende macaron tarifi istiyorum lütfenn..yumurta kırmaktan nefret ettim, deve kuşu yumurtası ile bile denedim:) sonuç: her zaman çatlak, eteksiz ve cılız macaronlar..lütfen bizim için yap Cenk:):):)

    Yanıtla
  29. Selen

    29 Nisan 2010 ile 16:38

    Yine harika bir tarif.
    Bu pastanın sosunu döktükten sonra dolaba koymak yada beklemek gerekiyor mu? Servis yapmadan ne kadar süre önce sosu dökmek ideal olur ?
    Teşekkürler

    Yanıtla
  30. kirmizimutfak

    29 Nisan 2010 ile 16:49

    Son fotoğraf bitirdi beni…

    Yanıtla
  31. ayse

    29 Nisan 2010 ile 16:57

    su bilgisayarlar bir de koku molekullerini iletebilirse…

    Yanıtla
  32. ipek

    29 Nisan 2010 ile 17:23

    Elinize sağlık! Badem ununu soyulmuş bademleri blenderda çekerek mi elde ediyoruz (ground almonds)? Benim böyle bir tarifim vardı Whole Orange and Chocolate Cake diye, çekilmiş bademli. Portakal kabuğu kullanmak yerine bir portakalı 1 saat kadar suda kaynatıp, pişince (yumuşayınca) tamamını blenderda çekiyoruz ve bu tariftekine benzer şekilde pişiriyoruz. Hatta 1 tatlı kaşığı da toz kişniş var! Portakal&çikolata&baharat uyumunu seven benim gibi fanatikler için feci bir lezzet oluyor!

    Yanıtla
  33. SEMRA

    29 Nisan 2010 ile 17:55

    Size inanamıyorum.Süpersiniz.Bir kek bu kadar güzel sunulabilir. Bence sanat eseri.

    Yanıtla
  34. yunkabu

    29 Nisan 2010 ile 18:18

    Ellerinize, emeginize saglik. Harika gorunuyor.

    Yanıtla
  35. Feray Uzmen

    29 Nisan 2010 ile 19:07

    Şimdilik sadece yutkundum…
    Haftasonu bununla da kalmayacağım:)
    Teşekkürler Cenk!..

    Yanıtla
  36. Cenk

    29 Nisan 2010 ile 19:57

    duygu, Sevim Kerküklü – Çok haklısınız. Yakın zamandaki planım sadece çikolata değil tüm tatlı tariflerinden uzaklaşmak. Ama L’Orange bambaşka oldu; paylaşmadan edemedim.

    Banu – Sen yaparsın. En önemlisi sosu dökmeden önceki derece. 1 saat yeterli oluyor. Vücut ısısından 10 derece daha düşük olacak diye de düşünebilirsin. Şimdiden afiyet olsun.

    Arzu Ömeroğlu – Sorun olacağını sanmıyorum.

    Ayşe, Havva, Ayşe – Makaron tarifi denemelerine başlayalı epey oldu. Tat olarak içime sindi fakat kıvam ve görüntü olarak aradığımı tam bulabildiğim bir sonuç alamadım. Baz aldığım makaronlar Pierre Herme’nin dükkanında yediklerim. Onları görüp tattıktan sonra maalesef internette gördüğüm örnekler ve dolayısıyla evde aldığım sonuçlar tatmin edici olamadı. Tarif ve tekniğin ötesinde bir durum. Korkulacak kadar zor bir tarif olmadığını söylemem lazım. Tamamen malzemeyle alakalı. İşin üstesinden gelebilmek için yurtdışına sipariş verdim, gelince denemelere devam edeceğim. Sadece siz bu malzeme olmadan aynı sonucu nasıl alacaksınız onu bilemiyorum. Bir şeyler düşüneceğim.

    Selen – Hayır, oda sıcaklığında bekletiyorsunuz. Ayrıntılar tarifte yazılı.

    İpek – Ben genelde hazır alıyorum ama ikinci denememde bademleri kendim çekip yapmıştım. Sorun olmayacaktır.

    Yanıtla
  37. gulcin

    29 Nisan 2010 ile 20:34

    Cenk yine güzel bir çikolatalı tarif ,sadece bir dilim yemek iyi ya kalan kısmı ertesi gün yemeğe devam ,artık yaz geliyor. Bize biraz kraker tarzı az yağlı tarifler aktarabilirmisin diyorum.Birazda tuzlu
    olsun ve meyveli tarifler ricam olur.Termometre çok iyi en azından kırılmaz sesine katlanırım .Ben cam derece almıştım muhafaza etmek çok zor tarifleri uygularken yuvarlanıp kırıldı…..Resimi görünce tam nereden almıştır diye düşünüyordum ki nereden aldığını yazmışsın teşekkürler………

    Yanıtla
  38. Aysen

    29 Nisan 2010 ile 20:52

    kisacasi….yemede yaninda yat…(:

    saygilar
    Aysen

    Yanıtla
  39. ce_erdem

    29 Nisan 2010 ile 21:03

    Bu resimler sanki istock ya da shutterstock’dan alinmis gibi, goz kamastirici, enfes, bastan cikarici. Ellerine saglik…. “Deneyecegim” diyemiyorum cunku korkutucu derecede zor gorunuyor 🙂

    Yanıtla
  40. hale

    29 Nisan 2010 ile 22:43

    Gercekten “kugu” gibi,elinize saglik!Rose’s Heavenly Cakes kitabi bende de var,cok guzel.Ne yazik ki henuz denedigim hicbir tarifte basarili olamadim,ama denemeye devam!

    Yanıtla
  41. evren jiang

    29 Nisan 2010 ile 23:45

    gecenin bu vaktinde gerçekten neye ihtiyacım olduğunu hatırlatan enfes bir şey.ben gece yatmadan mutlaka tatlı bir şeyler yerim ama bu olmadı şimdi.yaaaa!!!çikolata ve portakalın uyumuna aşık biriyim.yani bi insan bu kadar gönülden fethedilemez.en kısa zamanda deniycem ellerine sağlık.

    Yanıtla
  42. lezzetperisi

    29 Nisan 2010 ile 23:59

    MUH TE ŞEMMMMMMM.. Başından sonuna..Her karede her kelimede..Sanatınızla ne kadar övünseniz azdır
    Ellerinize sağlık
    Sevgiler,

    Yanıtla
  43. pinar

    30 Nisan 2010 ile 00:02

    Eminim ki L’Orange’ın lezzeti mükemmeldir. Ama bu mükemel lezzet bu kadar mı güzel görselleştirilir 🙂 Ellerine sağlık 🙂

    Yanıtla
  44. dilek

    30 Nisan 2010 ile 01:00

    resimlere mi? tatliya mi ? hangisine cok daha fazla icim gitti, bayildim bilmiyorum;) Ellerine saglik!

    Yanıtla
  45. yasemin

    30 Nisan 2010 ile 03:22

    iiihhhhhhh bu ne!!!

    Cenk bizi bu güzelliklerle tanıştırdığın için sana minnettarız. Ellerine sağlık : ) Fotoğraflar da muhteşem…Hepsi tümüyle adeta bir sanat eseri. Yalniz bu yenilmez, yanak dayanip uyunur sadece : )

    Yanıtla
  46. Berna

    30 Nisan 2010 ile 08:18

    Harika gozukuyor, San Francisco’dan sevgiler

    Yanıtla
  47. EMEL PINAR

    30 Nisan 2010 ile 08:18

    Dakika dakika görsel şölen:) eline sağlık cenk..
    Badem unu marketlerde var mı?

    Yanıtla
  48. YELDA ERGİN

    30 Nisan 2010 ile 08:47

    Gerçekten enfes görünüyor… Hafta sonu yemek davetimin tatlı finalini L’ORANGE ile yaparsam herkes çok memnun ayrılır sanırım.
    Ellerinize sağlık….

    Yanıtla
  49. fatoş

    30 Nisan 2010 ile 09:07

    Resmen monitöre yapıştım..gözlerimi pastadan alamıyorum.Harika görünüyo ellerinize sağlık:)

    Yanıtla
  50. sanem celepci

    30 Nisan 2010 ile 09:52

    sabah henuz kahvemı ıcmeden gordugum bu resim
    fazla bilgi yuklemesıne sebep oldu mıdem hata vermeye basladı her nekadar hazır satılan portakallı cıkolataya burun kıvırsamda resımlerin lezzetınden farklı dusunmeye basladım. Afiyet olsun 🙂

    Yanıtla
  51. hicran hikmet

    30 Nisan 2010 ile 10:02

    gene harikalar yaratmışınız ellerinize sağlık.Bütün bu güzel tariflerinizi masa üstü dosyalayıp.devamlı bakıyorum, deniyorum.Çok teşekkürler.ben mutfak meraklısı birisiyim,bazı bloklar,kısa yol oluşturmayı engellemiş.kötü niyet için bu çözüm değil bence.sizin b öyle bir engeliniz yok bunun içinde çok teşekkür ediyorum.en azından paylaştığınız her şey anında elimizin altında.başarılarınız daim olsun

    Yanıtla
  52. ayse

    30 Nisan 2010 ile 10:46

    ilahi Cenk, belki bizde sipariş vericez:):):)
    bu arada annem yarın İngiltere’ye gidiyo, blueberry getir dedim, çekirdeğinden ekilir mi deniycem.bakalım ne olacak.
    geçen hafta ablam Paris seyehatinden geldi.macaron zerre kadar aklıma gelmedi, fleur de sel unutuldu:( bidolu peynir ve şarap istedim.
    sen neler sipariş veriyosun? bizde verelim.
    Beşiktaş çarşı içinde bir aktar Goji Berry satıyordu, aklında olsun.

    Yanıtla
  53. manolya

    30 Nisan 2010 ile 11:05

    her yeni tarifini heyecanla bekliyorum:) artık yaptığın tarifler benim yemek yapma becerilerimi aşmaya başlasa da sadece fotograflarına bakmak bile çok keyifli oluyor..

    iyi ki işini bıraktın, iyi ki sadece yemek yapıyorsun:)

    Yanıtla
  54. berna mutlu aytekin

    30 Nisan 2010 ile 11:10

    Blogu her okuduğumda gözüm dönüyor. Sayende 100 kilo olmama ramak kaldı. Bir de bu yazıyı friendfeed’de paylaşıp insanları da baştan çıkartıyorum sayende 🙂 Günahın büyük, ne derler yatacak yerin yok! Ben yine mutfağa gideyim sonra da eksik malzemeleri almak için dışarı uf!

    Yanıtla
  55. nükhet

    30 Nisan 2010 ile 11:10

    yaaaa çokkkk kötüsün cenkkkk şuanda çok canım çekti,muhteşem görünüyor…

    Yanıtla
  56. Cenk

    30 Nisan 2010 ile 12:18

    ce_erdem – Belki de uzun uzun anlatıyorum diye zor zannediyorsunuz ama amacım fotoğraflarda gördüğünüzü birebir elde etmeniz. Bir cümleyle açıklamak gerekirse keki pişirip üzerine çikolatalı sos döküyorsunuz.

    EMEL PINAR – Badem unu marketlerde var. Malatya Pazarı’na uğrarsanız bademi her haliyle satıyorlar.

    ayse – Elbette belirteceğim nereden aldığımı. Ben neler sipariş veriyorum? Öncelikle stoklarımda bulunsa bile mutlaka vanilya özütü (şu marka). Ama artık evde yapmam lazım, herkes sipariş veremiyor ve fotoğraflı bir anlatım faydalı olacak. Amerika’dan vanilya özütü dışında bir de eğer yerleri varsa Williams Sonoma‘da ilginç bir kalıp çıktıysa ondan ya da Cuisinart kalıplarından tek olanları çiftlemek/üçlemek için ekstra birer adet. Onun dışında eğer Paris’e giden varsa ve A l’Etoile d’Or‘a uğramaları mümkünse mutlaka birkaç tane Bernachon, Atlantique (dükkanda kaç tane kaldıysa) ve taşıyabildikleri kadar da karamel 🙂 Hepsinin fotoğrafı burada. Paris’teki G. Detou ve Dehillerin de muhteşem iki dükkan ama oralara bizzat gidip alışverişi kendim yapmam lazım, sipariş vermenin pek anlamı yok. Bu iki yerle yazıları ileride yayınlayacağım.

    Yanıtla
  57. Nur

    30 Nisan 2010 ile 14:08

    Merhaba Cenk Bey;

    Blogunuzu bugün itibariyle takip etmeye başladık,kahvaltısını poğaça ile yapmış ve öğle yemeğini vasat iş koşullarında yiyecek olan bizler için tatlılarınız boyut değiştirme nedeni oldu:)
    tüm gün bloğunuzu gezip,Aaa şunada bakın diyerek hayal kurduk,iş çıkışı hepimiz tariflerizden bişeyler denemeyi düşünüyoruz,başarı ümidimiz yok ama hevesliyiz…
    🙂

    Yanıtla
  58. Ceyda

    30 Nisan 2010 ile 14:12

    Şahane görünüyor… 😀 Resimler sayesinde tatlı krizine girmem an meselesi 😀

    Yanıtla
  59. funda

    30 Nisan 2010 ile 14:14

    çok güzel. resimlerle detaylı anlatım ise harika.
    teşekkürler.

    Yanıtla
  60. nesrin

    30 Nisan 2010 ile 14:14

    Her sey muhtesem.Görüntü yeter.Kek tutmamis olsa da olur.Elinize saglik.Sevgiler…

    Yanıtla
  61. eda kayral

    30 Nisan 2010 ile 14:35

    bayıldımmmmmmmmmmmm bayıldımmm…

    Yanıtla
  62. serpil tk

    30 Nisan 2010 ile 14:47

    Cenk yine harikalar yaratmışsın..süper ötesi..bence portakal-çikolata çok uyumlu en azından kokusu ..ben benmari usulde çikolatayı eritmenle ilgili bir şey dikkatimi çekti. “suya değmeyecek” şekilde demişsin. daha önce böyle bir uyarıda bulunmamıştın. sebebini merak ettim. bir de bunu böyle ayarladığın kapları merak ettim. benimkilerde genellikle suya değiyor.

    Yanıtla
    • Cenk

      30 Nisan 2010 ile 16:15

      serpil tk – Çok haklısın. Aslında bain-marie (benmari) derken hata ediyorum; double-boiler demem gerek. Bu konuya yakın bir zamanda açıklık getirmem lazım, akabinde de siteyi dolaşıp bütün benmarileri silmem gerek. Onun öncesinde, bunu gösteren bir fotoğraf ekledim, buradan bakabilirsin.

      Yanıtla
  63. HÜLYA

    30 Nisan 2010 ile 14:58

    Merhabalar Cenk,her tarifiniz mukemmel,beni etkileyen ayrıntılara verdiginiz önem ve titizliginiz,gercekten cok kaliteli buluyorum blogunuzu ve basarılarınızın devamını diliyorum,sevgiler

    Yanıtla
  64. emelll

    30 Nisan 2010 ile 16:16

    uuuUUUUuuuu!!! 😀 ben konuşamayacağım, saygıyla eğiliyorum..

    Yanıtla
  65. lapis lazuli

    30 Nisan 2010 ile 16:47

    Kek ve tabak birbirine, ikisi birlikte de L’Orange ismine cok yakismis!

    Ugrastirmis belli ama degmis, yemesini gec sadece fotograflamasi bile ne kadar keyifliydi kimbilir:-)

    Bu arada sevecegini dusundugum bir adres verecegim, buram buram Paris kokuyor ustelik!

    http://www.davidlebovitz.com/

    Yanıtla
  66. nalan

    30 Nisan 2010 ile 23:29

    yine süpsüpsüpperrrr :)) hanımlarrrrrr çikolata kötü değildir aksine mutluluk huzurdur:)) eat,pray,love 🙂

    Yanıtla
  67. MERİH

    01 Mayıs 2010 ile 00:20

    Tart hamuru yapmak istedim katı,kuru,yağ kokan bir şey çıktı ortaya.Poğaça yaptım ziyafet sofrasında bir tek benimkileri yemediler öylece kala kaldılar bir an üzerlerine atılıp yavrularım ben sizi seviyorum diyesim geldi velhasılı kelam bu tarifleri okuyorum ama nedendir bilmem kendim deneyince ortaya garabet bir şey çıkıyor.Herkez yemek yapabilir mi?Bu soruya bir cevap arıyorum.

    Yanıtla
    • Cenk

      01 Mayıs 2010 ile 19:13

      Merih – Herkes yemek yapabilir. Yanılıyorsam düzelt, ama söylediklerinden yemek yapmaya yeni başladığını çıkarttım. Kimsenin ilk yaptığı tart şahane olmuyor. Ben elimden geldiğince püf noktalarını veriyorum ama biraz da sabretmek lazım. Zamanla daha güzellerini yapacağınıza eminim.

      Yanıtla
  68. rana

    01 Mayıs 2010 ile 13:35

    yapım aşaması , fotoğraflar, anlatımın, sunumun,bizlere saygın… sen bir harikasın cenk…

    Yanıtla
  69. zuhal

    01 Mayıs 2010 ile 20:17

    Cenk merhaba ellerine sağlık diyip hemen sorularıma geçiyorum:)
    Mısır şurubunu nerden aldın?
    Pastayı keserken(yılbaşı pastasında da aklıma gelmişti bu soru ama ben passion fruit lu içi kullanmadığım için atlamıştım ama şimdi şart oldu:)) sıcak bıçak yada başka bir şey mi kullanıyosun zira mükemmel kesimler oluyor?

    Yanıtla
    • Cenk

      02 Mayıs 2010 ile 20:18

      zuhal – Mısır şurubunu Amerika’dan getirtmiştim zamanında. Böyle azar azar kullanınca oldukça uzun süre gidiyor. Burada pasta malzemeleri satan yerlerden onun yerine glükoz alıp kullanabilirsin. Aynı görevi görecektir. Sıcak bıçak bu pasta için gerekli değil çünkü zaten oda sıcaklığında bekliyor (soğuk pastalar için faydalı olabilir). Ama nemli bir kağıt havlunun yardımı olacaktır. İlk kenarı kestikten sonra temizleyip ikinci kenarı öyle kesiyorum.

      Yanıtla
  70. Banu B Bingör

    01 Mayıs 2010 ile 23:05

    Cenk,

    Şimdiye dek herhangi bir konuda böylesi cesaretlendirici, net bir söz işitmemiştim kimseden.

    “Banu, sen yaparsın.”

    Aniden duygulandım desem yeridir!

    (Yapmam lazım artık!)

    Yanıtla
  71. MERİH

    02 Mayıs 2010 ile 00:51

    Evet Cenk yemek yapmaya yeni başladım demek isterdim ama hayır uzun yıllardır kendi yemeğimi pişiriyorum ama hamurişleri benim için çok bulaşık çıkaran ,sonucu garanti olmayan,esen rüzgardan bile etkilenen yapısından dolayı biraz sıkıcı oluyor genelde hazır alıyorum.Sizinki gibi bloglar beni hamurişleri yapımı konusunda cesaretlendiriyor.Ayrıca üstteki resimlerde çikolata sosunu, kekin üzerinde gezdirdiğiniz kareler, adım adım bir çiçeğin açılışı gibi çok hoş olmuş bu işe bakış açım değişti desem yeridir.Tavsiyelerinize çok teşekkür ederim.

    Yanıtla
  72. Selen

    02 Mayıs 2010 ile 04:45

    Okumamla denemem arasında en az vakit geçen tarif olarak kendi kişisel rekor kitabımda yerini aldı bu tarif. Ancak bütün hazırlıkları yapıp badem tozunu ekleme aşamasında mutfağımda hep bulunan badem tozunun bitmiş olduğunu gördüm. Malzemeleri ziyan etmemek adına elimde bulunan fındık tozunu koydum onun yerine ve en güzel hatalarımdan biri oldu sanırım. Orjinal tarife sadık kalarak badem tozuyla da deneyeceğim mutlaka ancak fındıkla da çok çok güzel oldu. Hele o lake sosa bayıldım, yapım aşamasında kızım gelip gidip tepsiye damlayanları yaladı durdu.
    Özel bir yemeğin finali olmaya layık, yoğun, çok hoş bir pasta oldu.
    Çok teşekkürler.

    Yanıtla
  73. Çağla Yılmaz

    03 Mayıs 2010 ile 12:14

    yapmak için heyecandan ölüyorum, tam anlamıyla baştan çıkarıcı görünüyor 😉 ellerinize sağlık 🙂

    Yanıtla
  74. pınar ergen

    03 Mayıs 2010 ile 13:28

    Aman Allah’ım, başka denilecek söz yok. Lezzetini tahmin ediyorum zira böyle çok kek yaptım ama o ne fotoğraflar, o ne yaratıcılık…………..

    Yanıtla
  75. sare

    03 Mayıs 2010 ile 15:05

    Harika görünüyor,oğlum gelince kesinlikle yapacağim.Teşekkürler.

    Yanıtla
  76. gülşen

    03 Mayıs 2010 ile 16:30

    Tam bir görsel şölen. Lezzetinin de görüntüsünün altında kalacağını zannetmiyorum.

    Yanıtla
  77. yagmur

    03 Mayıs 2010 ile 19:56

    Cenk,

    Harikasın ona diyecek laf yokta, biraz daha sık eserlerini koysan, burada seni bekliyoruzzzzzz =)

    Yanıtla
  78. Banu B. Bingor

    03 Mayıs 2010 ile 22:30

    Cenk, keke sosu dökmeden önce dışını ganajla kaplarsak çok mu ağır olur sence? (Mevcut haliyle yiyen sen olduğuna göre, zihninde en doğru canlandırabilecek olan sensin :D)

    Yanıtla
    • Cenk

      04 Mayıs 2010 ile 00:47

      Banu – Bu haliyle oldukça dengeli bir tat. Çikolata söz konusu olduğunda ağır olur mu sorusu yöneltilecek en son insan benim gerçi 🙂 Dolayısıyla gerek yok diyelim. Link konusunda da sorun değil, sanırım yeni bir Cafe Fernando okuru.

      Yanıtla
  79. Banu B. Bingor

    03 Mayıs 2010 ile 22:32

    Biri David Lebovitz’in linkini mi tavsiye etmiş sana bu arada? Aranızda şakalaşıyorsunuz herhalde :)))))

    Yanıtla
  80. zuzu

    04 Mayıs 2010 ile 09:43

    Merhabaa!!
    Yine ”Döktürmüşsünüz”demekten başka birşey gelmiyor elimden..
    Ben sebze yemeklerine asılın fikrine kesinlikle katılmıyorum,arada renk olsun diye belki amaaaaa ııı-ııhhhh..
    Çikolatalı tarifler şahane :DDD
    bİRDE BEN KAÇIRMIŞ OLABİLİR MİYİM?
    Donut???
    Nasıl olur !!
    daha önce denenmiş miydiniz :))

    Yanıtla
  81. IŞILCA TATLAR

    04 Mayıs 2010 ile 11:27

    Merhaba Cenk,
    Yaptığın her şeye yanağımızı dayayıp uyuyoruz gerçekten de.Hafta sonunda brownini yaptım ve arkadaşlarıma götürdüm. Bayıldılar, tabii biz de.
    Bitmesin diye küçücük dilimler halinde kesip yedik.
    Evet, ben de heyecan ve sabırsızlıkla macaronla olan maceralarını ve ihtiyaç olan şu malzemelerin neler olduğunu açıklamanı bekliyorum. Dediğin gibi lezzetleri çok güzel olsa da onca deneyimlerime rağmen istikrarlı görünümde macaronlar yapmak her zaman mümkün olamıyor. O nedenle bu tarife acilen ihtiyaç var.

    Benim de her gittiğimde mutlaka ziyaret ettiğim içinden beni çıkaramadıkları harika bir dükkan Dehillerin.Orada yaptığım sohbetlerden onların pek çok Türk müşterisi olduğunu öğrenmiştim.

    Bu tarifini ne zaman denerim bilemiyorum ama şu browniyi bir hazmedelim önce.
    Ellerine sağlık.
    Sevgiler,

    Yanıtla
  82. ceren

    05 Mayıs 2010 ile 13:28

    delisin harikasın yaaaaaaa hemen yapacağım hemen hemen.

    Yanıtla
  83. ceren

    05 Mayıs 2010 ile 13:35

    bu badem unun ince çekilmiş badem mi cenk? ben hep öle uyguluyorum ama

    Yanıtla
    • Cenk

      05 Mayıs 2010 ile 15:03

      Ceren – Evet, ince çekilmiş hali. Bir denemede badem unu yoktu, ben kendim çektim, haliyle daha iri taneler oldu ama yine de başarılıydı.

      Pınar Belendir – Tarifte portakal tadı da ön plana çıktığı için tuza gerek duymadım. Ben çikolata tek başına kullanıldığı zamanlarda tuz eklemekten yanayım.

      Yanıtla
  84. Pınar Belendir

    05 Mayıs 2010 ile 14:13

    Cenk ellerine sağlık, portakalla çikolata gerçekten çok yakışıyor, içine biraz kahve koymak da çikolatanın lezzetini artırıyor, bir de dikkat ettim genellikle çikolatalı tariflerde tuz olmazsa olmaz, burada koymamış (tarifi şimdi yapıyorum bu arada:) ben koyuyorum, tabii aradaki farkı anlamak için ikisini de yemek lazım:)))

    sevgiler

    Yanıtla
  85. Nesrin Çelik

    05 Mayıs 2010 ile 22:08

    Bu şahane tarifinizi kız kardeşimin doğum günü pastası olarak yaptım.Tek kelime ile şahaneydi.Evde yeterince bademim yoktu,bir kısmını marzipan ile tamamladım.Marzipan ilavesine karşı şeker miktarını azaltmayı düşünsem,bence daha hoş olacaktı.
    Pişirmeye,fotoğraf çekmeye yardımcı ararsanız seve seve yardıma hazırım.
    Emekleriniz için teşekkürler.

    Yanıtla
  86. lapis lazuli

    05 Mayıs 2010 ile 22:15

    Cikolatali ustelik boylesine guzel tarifi ve fotograflari gorunce David Lebovitz geldiydi aklima! Bir suredir de Paris, alisveris, bit pazari goruyorum yazilarinda, yaziverdim adresi:-) Yazmadan sitede search yapmamistim ama linkler icine baktim, yoktu! Neyse, bir yorumda sasirma nidasi gorunce aciklayayim dedim, simdi baktim eski yazilara da gordum!;-)

    Yanıtla
  87. yurdagul

    06 Mayıs 2010 ile 12:48

    harika gorunuyor

    Yanıtla
  88. banu

    06 Mayıs 2010 ile 13:01

    eğer aynı tarifi naneyle denesek nasıl olur acaba…ben de nane ve çikolata bağımlısı larak.evde after8 yapma yolları geliştirirken bu görüntü başımı döndürdü…

    Yanıtla
    • Cenk

      06 Mayıs 2010 ile 13:09

      Banu – Bence çok iyi fikir. Şimdiden afiyet olsun.

      Yanıtla
  89. esra erzin

    06 Mayıs 2010 ile 19:06

    Cenk Bey
    Yaz mevsimi bukadar yaklaşmışken sizin bu yaptığınızı hiçbir insan evladı bir başka insan evladına yapmaz(!)Dün gece L’Orange rüyama girdi. Şu sıralar kuşkonmaz salatası, levrek buğulama gibi tarifler veriyor olmanız gerekmez mi…
    Şaka bir tarafa ellerinize sağlık, nefis gözüküyor, anlatım da bir o kadar leziz.
    Acaba diyorum top şeklinde bir kek pişirme imkanı var mıdır? Mesela hamuru ele alınacak kadar koyu kıvamlı yapabilmek ve şişe geçirip fırında pişirmek mümkünmüdür? Sonra o keki hop diye çikolata sosunun içine atarak sosu birgüzel emmesi sağlanabilir mi? Yoksa bu sadece bir fantezi mi?

    Yanıtla
    • Cenk

      06 Mayıs 2010 ile 23:16

      esra erzin – İncecik bir dilimden kimseye zarar gelmez. Top şeklinde kek yapmak elbette mümkün ama şişe geçirip pişirmek elbette imkansız. Ama onun da kolayını düşünmüşler. Şu mantıkta kek kalıpları var. İlla ki top şeklinde olacak diyorsanız (ki servis tabağında sabitlemek için mutlaka altını traşlamak gerekecektir) iki tane yarım ay şeklinde kek kalıbında pişirip ters çevirerek bir araya getirebilirsiniz. Sonrasında da çikolata banyosu…

      Yanıtla
  90. muka

    07 Mayıs 2010 ile 00:40

    Tam da aradığım seviyede (manyak mısın,delirdin iyice sen dedirten)detaycılık,hassasiyet ve seçicilik. hem de neşeli,güleç bi ifadeyle okuyorum yazılarını.Fotoğraflar bu kadar mı iştah kabartıcı olur? Lütfen yapım aşamasının her adımını görmeliyim,slayt yapıp izlemeliyim,o anları yaşamış kadar olmalıyım.Ne kadar çok fotoğraf,o kadar çok huzur bulan ruhlar.Üzülme sakın,kimse böyle uğraşmaz da tarifi uygulamaz diye,varız biz.

    Yanıtla
    • Cenk

      07 Mayıs 2010 ile 00:56

      muka – 🙂 İyi ki varsınız!

      Yanıtla
  91. degisiktatlar.com mehtap özcan

    07 Mayıs 2010 ile 10:31

    Bu tarif biraz çikolatalı fransız kekini andırıyor değilmi?

    Elinize sağlık afiyet olsun 🙂

    Yanıtla
  92. Derya

    07 Mayıs 2010 ile 11:39

    Büyük bir hevesle işden sonra hemen eve gidip yaptım fakat kullandığım silikon kalıpdanmıdır yoksa badem unundanmıdır bilemedim garip bi koku hissettim kekte 🙁

    Yanıtla
    • Cenk

      07 Mayıs 2010 ile 12:11

      Derya – Badem ununun tarihi geçtiyse acı bir tat bırakabilir…

      mehtap özcan – Hangi Fransız keki acaba? Yazar bu kekin Viyana’da ortaya çıktığını belirtmiş kitapta.

      Yanıtla
  93. degisiktatlar.com mehtap özcan

    07 Mayıs 2010 ile 12:43

    hayır fransız kekini andırıyor.onda badem unu yerine un var portakal kabuğu yok.

    çikolata sos var üzerine benzer bir kek 🙂

    Yanıtla
  94. guliz

    09 Mayıs 2010 ile 04:30

    Cenkcimmm sonunda hayran kaldigim tariflerinden bir tane glutensiz cikti!!! keki kaliptan cikartma kismi benim gibi acemeliler icin baya zorlayici gozuksede denemeye deger!
    glutensiz tariflerin cogalmasi dilegiyle :))

    sevgiler!

    Yanıtla
    • Cenk

      14 Mayıs 2010 ile 18:25

      Güliz – Yorumunu spamlerin arasında buldum, ancak cevaplayabiliyorum. Yap mutlaka, çıkartması zor değil. Zaten sos her şeyi kapatıyor.

      Yanıtla
  95. Özlem

    13 Mayıs 2010 ile 08:53

    Sadece keki yaptim şahane oldu 🙂 Bademleri kendim çektim Barenbaum’un kitabinda bademleri cekerken az biraz un konulmasini tavsiye ediyordu. Bir kasik kadar ekledim. Benimkinin sekli cok duzgun cikti. Bir dahaki sefere portakal koymayabilirim ama.
    Amazon’dan az siparis veriyormusum gibi bir kitap daha dustu aklima simdi bu kek yuzunden 🙂
    Şu linkte ayni kitaptan pek bir sahane gozuken bir tarfi var ama brie nerden bulcaz 🙁 http://www.bakingobsession.com/2008/05/29/white-chocolate-and-brie-cheesecake-with-fleur-de-sel-and-hazelnut-brittle/#more-321
    Ellerine saglik 🙂

    Yanıtla
  96. ayse

    25 Mayıs 2010 ile 10:25

    Selam Cenk,
    Nihayet yeni eve yerleştim, tariflerini deneyeceğim. Annemler İngiltere.den döndü, blueberry fidesi nasılsa bir ara alırız diye unutulmuş.Meyvesini getirmişler, ama çekirdeği yok:) Sen fidesini nereden aldın? İnternetten sipariş vereyim dedim 6 çeşidi var.Acaba meyvesini yediğimiz hangisi?
    Vanilya özütü, kurabiye ve kek kalıpları, bilumum mutfak gereci geldi:) Bol miktarda double cream getirmişler, bir tarifin var mı onları kullanabileceğim?
    Yaz için soğuk ve hafif tarifler bekliyorum, macaron tarifi de bekliyorum:)

    Yanıtla
    • Cenk

      25 Mayıs 2010 ile 17:05

      Ayse – Blueberry fidelerini Üsküdar’daki Demir Seracılık’tan almıştım. Telefonu (216) 422 31 03. Yalnız her yıl sadece birer avuç meyve veriyor. Double cream de krema içeren her tarifte kullanılabilir ama en güzel dondurma olur.

      Yanıtla
  97. ayse

    25 Mayıs 2010 ile 17:25

    teşekkürler, h.sonu mutlaka gidicem. evde yetişen osmanlı çileklerimle birlikte ancak bi pasta ederler:)
    dondurma için makinem yok:(:( elde de yapacak sabrım ve kuvvetim yok:(:(
    meyveli pay yapıp üzerine döküp yerim artık:(

    Yanıtla
  98. ceylan

    30 Mayıs 2010 ile 02:20

    hahaha konu cikolata olup bir de boyle bastan cikaran, delirten bir resim olunca 108 yorum olmasi cok normal ! bence bu yaptigin artik ayip kategorisine giriyor !! gecenin bu saati cikolata komasina girmek, cikolata filmindeki belediye baskani gibi dukkanin vitrininde kendimden gecmek istedim !!!!
    ne diyelim, yiyenlerin midesine sinmis olsun 🙂

    Yanıtla
  99. ayşegül

    31 Mayıs 2010 ile 17:31

    ayşegülün bittiği an:)

    Yanıtla
  100. çiseren

    01 Haziran 2010 ile 20:57

    Bu inanılmaz bir manzara… ağlamak istiyorum baktıkçaa… ayrıca fotoğraflar muazzam, tebrikler. portakal ve çikolatayı birbirine yakıştırıyorum ama çok favori bir lezzetim değil. bu tarifi muttlaka denicem, aynı manzara çıka rmı acaba yoksa çikoltayı dökünce bile çirkin ördek güzelleşmez mi bilemiyorum =)ellerinize sağlık

    Yanıtla
  101. eda

    21 Temmuz 2010 ile 13:37

    jelatin dediğiniz jole mi ? değilse heryerde vr mı, cunku muhtesem gorunuyor bende yapmak istiyorum..

    Yanıtla
    • Cenk

      21 Temmuz 2010 ile 14:37

      eda – Jelatin ile jöle aynı şey değil. Jelatini toz halinde marketlerin baharat kısmında bulabilirsin.

      Yanıtla
  102. alper

    12 Ağustos 2010 ile 20:44

    Sulugoz diyeceksin ama.. ben yine aglayacagim galiba ;=) hani o baledeki kotu ruhlu siyah kugu. adi ne? gunaha davet mi? ;=))

    Bu kadar yildir gittigimiz heryerde park, bahce, gol, nehir kopegim chow chow la gezer dururuz. kugular bize biz onlara tislariz. Ben boyle guzel bir kugu gormedim. Ellerine saglik. Bekledigimize degdi.. iddaliyim ben de deneyecigim!

    Yanıtla
  103. esra

    18 Ağustos 2010 ile 13:41

    cenk tariflerin harika ama neden brownie_ler, cheesecake_ler varken bir de şöyle çikolatası akan nefis bir çikolatalı sufle tarifin yok????? Bildiğim bütün yemek sitelerini gezdim ama istediğim gibi yok, yok…Çikolatalı sufle adı altındaki çikolatalı kek tariflerinden bıktım artık…Lütfeeeenn ÇİKOLATALI SUFLE tarifi de koymalısın..

    Yanıtla
  104. burcak

    06 Eylül 2010 ile 17:05

    sonunda L’orange da yaptım. Artık tatlı tariflerine gönül rahatlığı ile ara verebilirim. İtiraf etmeliyim ki benim için zor bir tarif oldu. Sosu hazırlamak ve kekin üstüne dökmek en zor kısmıydı. Sosun kıvamını galiba tuturamadım çünkü biraz sulu gibi oldu. Fotograflardan sosun daha yogun olması gerekiyor gibi görünüyor ? yanlışta düşünüyo olabilirim. Birde sıcak bıçakla daha düzgün dilimleyebilirdim galiba. O nüansı gözden kaçırmışım. Tabi tüm bu emekleri hak eden bir tadı var oda ayrı.

    teşekkürler cenk 🙂

    Yanıtla
    • Cenk

      08 Eylül 2010 ile 13:43

      Burcak – Afiyet olsun. Sosu belli bir dereceye indiğinde (ve dolayısıyla koyulaştığında) dökmek gerekiyor. Tarifte hem dereceyi hem de gereken zamanı belirttim, ama hala emin değilsen fotoğraftaki kıvamı göz önüne alabilirsin. Ya da azıcık döküp keke yapışmıyorsa devamını dökmeden önce biraz daha bekleyebilirsin. Tabii ki sonraki denemelerin için..

      Yanıtla
  105. Neslihan

    01 Ekim 2010 ile 16:42

    Cenk,
    Bu tarif harika görünüyor. 3 gündür bakıp bakıp duruyorum. Eksiklerimi tamamladım. Derece, digital tartı vs. Bugün kalktım bunu yapacagım diye, babbım doğumgunu de bugun. Herşeyi tamamladım bir MISIR ŞURUBU nu bulamadım. Nerede satılır bu şurup yada glukoz?? Markete gittim (Tansaş) yok, aktara gittim yok, şarküteriye gittim yok, tobacco shop var bizim burda (çengelköy) acayip acayip şeylerde bulundurup satıyorlar, onlara sordum yine yok. Ben nasıl yapacagım bu tarifi şimdi ? Nereden bulunur bu mısır şurubu. Yorumların hepsini okudum, kimse bulamadım dememiş, lütfen nereden bulunuyor bir bilgi verirmisiniz . Bugun gidip hazır pasta almak kaldı bana 🙁 (Size aşık olduğumu söylemişmiydim 🙂 )

    Yanıtla
    • Cenk

      01 Ekim 2010 ile 16:51

      Neslihan – Pastacılık malzemeleri satan yerlerde bulmanız mümkün; şurasıyla iletişime geçebilirsiniz. Yalnız pastayı yapmak için almayı beklemenize gerek yok. Koymazsanız çok parlak olmayabilir sos ama yine de idare edeceğine eminim.

      Yanıtla
  106. Neslihan

    01 Ekim 2010 ile 17:04

    Cenk,
    Cevap için teşekkür ederim. Ben yinede mısır şurubunu alıp, öyle denemek istiyorum. Herşey tam söylediğiniz gibi yapılmalı. İdare eder beni idare etmez 🙂 Bu arada fındıklı browni 11 yaşında ve 2,5 yaşındaki iki yeğenim tarafından çok tutuldu. ufaklık 1 dilim yedi sonra arkamdan dolaşmaya başladı halaaa kek diye 🙂 Büyüğüde yedikten sonra, okul çantasına iki dilim sardırıp koydurdu. BU pastayı önce kendim denemek istiyorum. Tutturabilirsem, yeğenlerin doğumdününe yapacağım.

    Yanıtla
  107. dilek

    05 Kasım 2010 ile 19:05

    Maalesef siteyi şuan keşfettim ve sabırsızlıkla tariflere bakıyorum,hızlı hızlı incelemeye çalışıyorum çünkü gideceğim yere geç kaldım.Gece geldiğimde kendime sıcak çikolata yapıp yavaş ve ayrıntılı bir şekilde inceleyeceğim tarifleri ve teker teker tüm tarifleri deneyeceğim.:)

    Yanıtla
  108. Ays Ays Beybi

    20 Kasım 2010 ile 21:14

    Fotodan harika bir sanat eseri ortaya çıkardığını anlıyorum.Ama malesef sadece bakmakla yetinmek zorundayım :(((

    Yanıtla
  109. Aries

    22 Kasım 2010 ile 16:52

    merhaba

    bloğunuzu gazetedeki röportajınızla keşfettim…aradan bir kaç gün geçtiği halde bir türlü bakmaya fırsatım olmamıştı,sonunda dün gece bu şöleni inceleme fırsatı buldum…öncelikle sizi tebrik ediyorum,mükemmel bir blog,olağanüstü tarifler,son derece şık kareler….herşey çok ince düşünülmüş…kutlarım

    tarifle ilgili yoruma gelirsek,çikolata ve portakalın eşsiz buluşması…:)oldum olası çok severim.kek harika,sos ağız içi tüm salgıları harekete geçirecek kadar etkileyici…hele ki kekin üzerinde salınan o kışkırtıcı karelerle dayanılmaz…ellerinize sağlık…

    ben şimdi keşfe devam edeyim,takipçinizim…

    Yanıtla
    • Cenk

      22 Kasım 2010 ile 17:03

      Aries – Çok teşekkürler. Umarım ileride tarifi deneme fırsatı bulursanız tadını da beğenirsiniz.

      Yanıtla
  110. esra

    05 Ocak 2011 ile 16:20

    Bu tarifte badem ununu görünce aklıma geldi hemen sorayım: Yabancı bazı tariflerde “almond paste” görüyorum, nedir bu “paste”? Yani almond paste deyince ne anlamamız gerekiyor? Türkiye’de nasıl temin edebiliriz? Şimdiden teşekkürler…

    Yanıtla
    • Cenk

      05 Ocak 2011 ile 16:27

      esra – Badem ezmesi olarak çevirebiliriz. Un haline getirilen bademler şurupla birlikte ezme kıvamına getiriliyor. Yerine badem ezmesi kullanabilirsiniz ama emin olmak için tarife de bakmak lazım.

      Yanıtla
  111. buke

    24 Şubat 2011 ile 11:21

    şu an medyada sıkça duyduğumuz gibi mısır şurubunun insan sağlığına olan zararları oldukça yoğun tartışılıyor. senin de bir kaç tarifinde mısır şurubu gördüm. karamel yapmak istiyordum ama msır şurubu olmadan nasıl olur diye düşünürken yapamamıştım mesela.

    senin mısır şurubuna alternatif olacak bir önerin var mı? ayrıca sen ne düşünüyorsun mısır şurubu hakkında? teşekkürler.

    Yanıtla
    • Cenk

      11 Mart 2011 ile 13:39

      buke – Alternatif glükoz şurubu. Pasta malzemeleri satan yerlerde bulabilirsiniz. Sağlıksız bir malzeme olduğu kesin ama kırk yılda bir bir pastanın sosunu parlatmak için az miktarda kullanmakta bir sakınca görmüyorum.

      Yanıtla
  112. selma karpuz sabancı

    07 Mart 2011 ile 17:01

    CENK,BU HAFTASONU HEYECANLANARAK UYGULADIM TARİFİ VE SONUÇ:MÜKEMMELDİ.ÇOK TEŞKKÜRLER

    Yanıtla
  113. Pınar

    02 Mayıs 2011 ile 13:42

    sonunda bu hafta sonu yaptım ve mükemmel oldu. tek fark mısır şurubu yokluğu nedeniyle lake sos yerine çikolata- tereyağı ikilisi ile kapladım. bir dahaki sefere lake sosla da yapacağım.

    Yanıtla
  114. Ozlem

    12 Mayıs 2011 ile 11:45

    Cenk merhaba, İstanbul’da badem unu alabileceğimiz bir yer biliyor musun? Cogunlukla bu tip, Turkiye’de az bulunan urunleri iHerb’den alıyordum ama son kısıtlamalardan sonra artık alamayacağım galiba 🙁

    Yanıtla
    • Cenk

      12 Mayıs 2011 ile 12:45

      Ozlem – Ben badem, fındık, Antep fıstığı ve kuru meyve alışverişi için İstinyepark’taki Malatya Pazarı’nı tercih ediyorum. Birçok yerde şubeleri var ama bana en yakın olanlar arasında çeşidi en bol şubeleri o.

      Yanıtla
  115. Murat Talu

    01 Temmuz 2011 ile 11:51

    Mısır şurubu Metro GrossMarket pastacılık malzemeleri reyonunda herzaman olmasa da genellikle bulunuyor.

    Yanıtla
  116. Ceren

    18 Ekim 2011 ile 15:39

    Merhaba, ben sitenizi ilk defa bugun zoyaret ettim ve bayildim!!Kasimin ilk haftasi bir davete gidecegim ve bu tarifi denemek istiyorum!!Fransa’da yasiyorum ve misir surubu ya da glikoz nerede bulunur bilginiz var mi? Ya da kullanabilecegim baska bir malzeme var mi ? Tesekkur ederim

    Yanıtla
    • Cenk

      19 Ekim 2011 ile 11:28

      Ceren – Aklıma gelen tek yer Paris’teki G. Detou. Başka bir şehirde yaşıyorsanız maalesef bir fikrim yok. Eğer bulamazsanız yerine biraz daha şeker ilavesi yapın; yakın bir sonuç alabilirsiniz.

      Yanıtla
  117. tomtomella

    21 Ekim 2011 ile 22:44

    resimler çok başarılı

    Yanıtla
  118. Nil

    10 Aralık 2011 ile 00:50

    Yalnız bir şey söylemek istiyorum, toz jelatin iğrenç kokan bir şey! Sizinki kokmuyor mu yoksa benimkinde mi bir sorun var :/

    Yanıtla
    • Cenk

      12 Aralık 2011 ile 15:38

      Nil – Jelatinin neden yapıldığı düşünüldüğünde bir miktar kokusu olması çok doğal ama kesinlikle iğrenç olarak adlandırılabileceğiniz kadar baskın ve kötü bir kokusu yok. Çok uzun süre dayanıyor gerçi ama sizin jelatininiz bozulmuş olabilir.

      Yanıtla
  119. Nil

    12 Aralık 2011 ile 23:52

    Yok yahu yeni aldım daha :/

    Yanıtla
  120. funda

    13 Aralık 2011 ile 11:39

    mısır şurubunun çok ama çok zararlı olduğunu biliyorum.şeker de az zararlı olmasa da bazı tariflerinizde neden şeker kullanmadığınızı merak ettim.

    Yanıtla
    • Cenk

      13 Aralık 2011 ile 13:21

      funda – Sorunuzu tam olarak anlayamadım. Hangi tariflerde şeker kullanmadığımı söylüyorsunuz? Mısır şurubunun çok zararlı olduğunun farkındayım. Kırk yılda bir, sadece sosa parlaklık kazandırması için birkaç kaşık kullanmanın çok büyük bir tehlikesi olduğunu düşünmüyorum. Dileyen mısır şurubunu kullanmadan da hazırlayabilir.

      Yanıtla
  121. Yasemin

    28 Aralık 2011 ile 12:54

    Cenk Bey merhaba,

    Blogunuzu yeni keşfettim öyle güzel tarifler var ki sırayla hepsini deneyeceğim.Yılbaşında çikolatalı cheesecake ve fındık kremalı kurabiyenizi yapmayı planlıyorum.

    L’Orange’ı görünce aklıma Sacher Torte geldi. Birgün yaparsanız bizlerle de paylaşın.

    Yanıtla
  122. yasemin

    21 Ocak 2012 ile 17:44

    iyigünler, jelatin tariflerde ne işe yarıyor, neden kullanıyoruz? aynı şekilde mısır şurubu? bunlar kanserojen malzemeler. kullanmazsak sonuç alamaz mıyız? sağlıklı alternatifleri var mı?teşekkürler

    Yanıtla
    • Cenk

      22 Ocak 2012 ile 01:32

      yasemin – Jelatin, tariflerde karışımın jelleşmesini sağlıyor. Mısır şurubu da şekerin başka bir hali. Bu tarifte sosa parlaklık katıyor. Kullanmazsanız sonuç alabilirsiniz; sadece aynı sonuç olmaz. İkisi de kanserojen değil. Mısır şurubunun çok masum olduğunu söyleyemeyiz ama kanserojen etiketi yapıştırmak biraz abartı olur. Kırk yılda bir, az bir miktar kullanmanın sakıncası olduğunu düşünmüyorum. Jelatinin – daha sağlıklı olup olmadığını bilemiyorum – vejetaryen bir alternatifi agar agar. Türkiye’de bulunması zor bir malzeme. Mısır şurubu yerine de şeker kullanabilirsiniz.

      Yanıtla
  123. sule

    08 Mart 2012 ile 17:50

    badem unu hazır olarak nerde satılıyor?makromarkette bulabilir miyim mesela?

    Yanıtla
    • Cenk

      09 Mart 2012 ile 23:50

      sule – Makrocenter’da bulamıyorum. Ben her zaman İstinyepark’ın en alt katındaki Malatya Pazarı’ndan alıyorum. Diğer alışveriş merkezlerinde de köşeleri var ama İstinyepark’taki her zaman kalabalık olduğu için çeşit bol ve ürünler taze oluyor.

      Yanıtla
  124. Onur

    17 Mart 2012 ile 04:41

    passion fruit curdlu pastanizdan esinlenerek bir pasta yaptim disi icin lake cikolata sosunuzu kullandim cok iyi netice verdi,uzun bir suredir blogunuzu bilmeme ragmen yeni dikkatimi cekti bence cok basarili,ornek alinmasi gereken bir blog elinize saglik basarilar…

    Yanıtla
  125. TurkaN

    15 Mayıs 2012 ile 22:22

    Lake sos hazirlarken jelatin kullaniazsa ne olur , yardimci olur musunuz lutfen

    Yanıtla
    • Cenk

      15 Mayıs 2012 ile 22:49

      Turkan – Pastayı kaplayacak kadar koyu bir kıvam almaz.

      Yanıtla
  126. nasti

    21 Mayıs 2012 ile 20:23

    bu kekse bizim yediklerimiz ve bu zamana kadar yediklerimiz ne bilemiyorum 🙂 ya da bizimkiler kek de bu şaheser falan, yani bizim yaptıklarımızla karşılaştırınca yukarıda fotolarını gördüğüm mükemmel şeyi kek diye nitelendirmek hakaret oluyor ya, bu kadar olur ne diyim, tebrikler 🙂

    Yanıtla
  127. Yasemin

    13 Haziran 2012 ile 11:27

    Cenk bey merhaba
    Süt keması marketlerde satılan krema ile aynı şey mı
    Mısır şurubu ve toz jelatin marketlerde yok aktarlara bakacağım bı de başka nerelere baksam
    Teşekkürler

    Yanıtla
  128. Yasemin

    13 Haziran 2012 ile 11:31

    Robottan geçirerek badem ününü kendimiz yapamazmiyiz

    Yanıtla
    • Cenk

      13 Haziran 2012 ile 12:04

      Yasemin – Elbette yapabilirsiniz. Biraz şeker ekleyerek robottan geçirin aksi taktirde yağını bırakabilir. Toz jelatin marketlerin baharat reyonlarında bulunuyor. Mısır şurubunu almasanız da olur.

      Yanıtla
  129. checheck

    02 Temmuz 2012 ile 18:55

    yukardaki güzel görünümlü fotoğraf başka bir sitede potoshoplanmış ve o sitenin adını taşıyor baktım hangisinde bozukluk var diye o sitedeki çatalın şekli bozulmuş potoshop yaparken herhalde…neyse benim amacım sadece uyarmaktı.

    Yanıtla
  130. checheck

    02 Temmuz 2012 ile 18:57

    bişey daha sorcam o kek niçin öyle çökük ki

    Yanıtla
    • Cenk

      02 Temmuz 2012 ile 22:32

      checheck – Uyardığınız için teşekkürler. Hangi sitede gördüğünüzü sorabilir miyim? Mümkünse adresini yollayabilir misiniz? Kekin doğası gereği üstünde bir kabuk oluşup önce kabarıyor sonra da çöküyor.

      Yanıtla
  131. checheck

    06 Ağustos 2012 ile 13:45

    cevabınızı şimdi gördüm ! fakat site adına dikkat etmemiştim . ama başka bir sitede photoshoplanmış başka hali var o sitenin adı : tastespotting.com
    bide eğer yumurtayla şekeri fazla çırpmasaydın yinede öyle kabarırmıydı?

    Yanıtla
    • Cenk

      06 Ağustos 2012 ile 14:01

      checheck – Sorun yok; o siteye fotoğrafı ben ekledim. Yine de bildirdiğiniz için teşekkürler. Bu kekte kabartma tozu vs. kullanmak yerine yumurta ve şekeri çırparak kabarma sağlanıyor, dolayısıyla çırpmasaydım kabarmazdı.

      Yanıtla
  132. checheck

    06 Ağustos 2012 ile 14:09

    bir şey daha izin almadan ve kaynak göstermeden başka
    bir sitede kullanılırsa ne oluyor o sitelere?

    Yanıtla
  133. checheck

    06 Ağustos 2012 ile 14:10

    o sitede mi senin ?

    Yanıtla
    • Cenk

      06 Ağustos 2012 ile 22:10

      checheck – Hayır, o site benim değil. Fotoğraflarım izin alınmadan (kaynak gösterilse dahi) kullanıldığında gerekli yerlere şikayetlerimi bildirip kaldırtana kadar elimden geleni ardıma koymuyorum.

      Yanıtla
  134. deniz

    30 Ağustos 2012 ile 15:27

    bu neydi böyle?sonunun hemen gelmesini sabırsızlıkla beklediğim bir roman okuyorum sandım fotoğraflara bakarken..tebrikler
    gazetelerde okumuştum ama burayı ılk ziyaretım..emeğinize sağlık

    Yanıtla
  135. melek

    06 Kasım 2012 ile 21:11

    cenk bey hala sitenizde gezmekteyim kac saat oldu bilmiyorum 🙂
    bu sosta agar agar kullanmamiz mümkünmü ??
    muhabbetle

    Yanıtla
    • Cenk

      07 Kasım 2012 ile 10:07

      melek – Mümkün tabii.

      Yanıtla
  136. hayriye

    07 Kasım 2012 ile 17:03

    Merhaba cenk bey siteniz ve tarifler’iniz mükemmel.
    Benim,yaptığınız pastanın,üzerinde durduğu tel aparat çok ilgimi çekti nereden alabileceğim hakkında beni bilgilendirirseniz çok sevinirim şimdiden teşekkürler

    Yanıtla
    • Cenk

      07 Kasım 2012 ile 17:17

      hayriye – Teşekkürler. Tel ızgara eski bir fırının parçası, yeni bir parça değil, dolayısıyla bir adres vermem mümkün değil.

      Yanıtla
  137. hayriye

    07 Kasım 2012 ile 17:42

    Eski ama fonksiyonel bir parça :)yinede teşekkürler…

    Yanıtla
  138. Fatoş

    14 Kasım 2012 ile 14:11

    Ben nasıl görmemişim bu tarifi şimdiye kadar. Şöyle bir göz attımda malzemelerim var gibi. Glikozum var, jelatinim var ama bitkisel jelatinimde var. Aslında bitkisel kullanmak istiyorum. Biraz artırmalı mıyım? Bir de evde şu ete saplanan termometrelerden var. Başkasını bulamadığımdan bunu almıştım. Çikolata tavlarken kullannayım diye. Ama hep içimde bir tereddüt oluyo acaba doğru ölçüyor mu diye. O işimi görür mü ki? Şimdilik bunları sorayım. Eminim detaylı okuduğumda daha çok sorum olacaktır 🙂

    Yanıtla
    • Cenk

      14 Kasım 2012 ile 17:39

      Fatoş – Bitkisel derken agar agar mı? Maalesef ne kadar artırmak lazım bilmiyorum. Bu tarfite bahsettiğiniz termometre işinizi görür. İçinde bırakın bence; o tiplerin doğru okumaları için biraz daha zaman gerekiyor.

      Yanıtla
  139. fatoş

    15 Kasım 2012 ile 00:24

    Evet agar agar. Yeni bulabildim, hiç denemedim. Vejetaryen olduğum için diğeri içime sinmiyor 🙁

    Yanıtla
    • Cenk

      15 Kasım 2012 ile 09:43

      fatoş – Biraz araştırdım, eğer agar agar toz halindeyse jelatinle aynı miktar kullanılabilir yazıyor. Eğer ufak pul formundaysa da 1 yemek kaşığı 1 çay kaşığı toz haline eşitmiş. Umarım yardımcı olur.

      Yanıtla
  140. Fatoş

    15 Kasım 2012 ile 16:16

    Süper teşekkür ederim 🙂

    Yanıtla
  141. Simuurg

    22 Kasım 2012 ile 17:38

    Merhaba Cenk Bey. Resimleri görünce bunu hemen yapmalıyım dedim ancak malzemelere göz gezdirdiğimde biraz tedirgin oldum . Mısır şurubu ve toz jelatin. Bu ikisine karşı biraz ön yargılıyım galiba:((( acaba bu ikisinin yerine önerebileceğiniz başka bir malzeme var mı?

    Yanıtla
    • Cenk

      22 Kasım 2012 ile 21:30

      Simuurg – Mısır şurubunu kullanmasanız da olur ama jelatinin yerini tutabilecek başka bir malzeme yok (aslında agar agar var ama içimden bir his kolay bulunabilecek bir malzeme istediğinizi söylüyor). Bu sos yerine şu pastanın kremasını yapabilirsiniz.

      Yanıtla
  142. Nazan

    12 Ocak 2013 ile 18:58

    Cenk bey toz jelatin bulamadım, yaprak jelatini toz haline getirmeye çalıştım ama zor oldu. Sonucu da henüz bilmiyorum, çünkü pasta yeni bitti, bekleme sürecindeyim. Yaprak jelatin ile ilgili öneriniz olabilir mi?

    Yanıtla
    • Cenk

      13 Ocak 2013 ile 13:33

      Nazan – Yaprak jelatini toz haline getirmenize gerek yok. Soğuk suyun içinde yumuşayana kadar bekletin, sonra da mümkün olduğunca suyunu sıkıp tarifte öyle kullanın. Genel kural 2 çay kaşığı toz jelatin yerine 3 adet yaprak jelatin kullanmak. Gerçi bu miktar yaprak jelatinin kuvvetine göre değişiklik gösterebilir. Denemeden kesin bir şey söylemek güç.

      Yanıtla
  143. Nazan

    12 Ocak 2013 ile 23:27

    Takıldığım bir yer daha var; keki kalıba boşalttıktan sonra üzerini elinizden geldiği kadar düzeltin diyorsunuz, benimki verilen ölçülerde yaptığım halde öyle üzerini düzeltmem gerekecek yoğunlukta değildi. Keki kestiğimde içi görüntü olarak bildiğimiz kek görüntüsünde mi olmalıydı? Benim yaptığım kek kestiğimde yumuşak bitter görüntüsünde diye tarif edebilirim.Şimdi okudum, yukarda badem ununu yaparken biraz şeker katın diyorsunuz ben şeker katmadan kendim yaptım, bunun olumsuz etkisi mi oldu acaba, ne kadar şeker katmam gerekir?

    Yanıtla
    • Cenk

      13 Ocak 2013 ile 13:26

      Nazan – Harcın kıvamını hatırlamıyorum ama üzerini düzleyin dediysem düzlenebilecek kadar yoğun olmuş olması lazım. Bildiğimiz kek görüntüsünde olmuyor. Daha iri taneli ama brownie kadar vıcık olmaması lazım. Badem ununu yaparken katacağınız şeker, tarifte belirtilen miktarın bir kısmı. 200 gramın birkaç kaşığını bademlere katabilir, geri kalanını da tarifte belirtildiği şekilde kullanabilirsiniz. Fazladan şeker eklemenize gerek yok.

      Yanıtla
  144. Nazan

    13 Ocak 2013 ile 15:11

    Bademi bildiğimiz un kıvamına getirdim, daha iri kıvamda mı olmalıydı. Bu kadar ince yapınca sanırım yağını fazlasıyla dışarı verdi.

    Yanıtla
    • Cenk

      13 Ocak 2013 ile 17:02

      Nazan – Hayır, daha iri kıvamlı olması gerekmiyordu. Eğer un haline gelirken yağını bıraktıysa, yani eklemeden önce vıcık bir kıvam aldıysa o zaman problem oradan kaynaklanıyor olabilir. Zaten o yüzden yazıda şekerle birlikte robottan geçirmenizi önermiştim. Eğer bu durum gerçekleşmediyse de ıslaklık pişme süresinden ve/veya fırının gösterdiği dereceden farklı bir sıcaklıkta pişirmesinden kaynaklanıyor olabilir.

      Yanıtla
  145. Nazan

    14 Ocak 2013 ile 13:15

    Çok teşekkür ederim.

    Yanıtla
  146. Nazan

    20 Ocak 2013 ile 22:24

    Ben de pes etmek yok. Neden bilmiyorum ama verilen ölçülerde yaptığım zaman sıvı kıvamda oluyor. badem ununun miktarını artırdım ve bademi öğütürken şekerin bir kısmını bademe kattım ve iki yaprak jelatin kullandım. Sonuç; Bingo, yiyenlerin hepsi tarif istedi. Bu tarif için de teşekkürler…

    Yanıtla
  147. Sevda

    15 Şubat 2013 ile 13:35

    Merhaba Cenk;
    Ganajla kapladığım bir pastanın üzerine bu lake sosu dökebilirmiyim acaba.

    Yanıtla
    • Cenk

      18 Şubat 2013 ile 13:42

      Sevda – Elbette.

      Yanıtla
  148. Filiz

    20 Şubat 2013 ile 14:48

    Merhabalar,
    Öncelikle bu badem tozunu Ankara da hiç bir yerde bulamıyorum çok sinir. Kendim yapmak istiyorum file bademi kavurduktan sonra mı rondodan çekmem gerekiyor yoksa çiğ haliyle mi? Bir de Bu kremada Jelatin yerine ne kullanabilirim. Jelatin şart mıdır?

    Yanıtla
    • Cenk

      20 Şubat 2013 ile 16:57

      Filiz – Kavurmadan geçireceksiniz. Jelatin sosun kıvamı için gerekli. Kullanmazsanız daha akışkan olacaktır.

      Yanıtla
  149. Filiz

    22 Şubat 2013 ile 15:28

    Tekrar ben gerçekten yardımlarınız için teşekkürler Kavurmadan File bademi rondoda çekmeye çalıştım resmen badem ezmesi oldu acayip derecede yağını bıraktı neyi yanlış yapıyor olabilirim ki? Ayrıca ben bir vejetaryen olarak jelatin kullanamıyorum alternatif ne kullanabilirim acaba?

    Yanıtla
    • Cenk

      22 Şubat 2013 ile 18:43

      Filiz – Keşke sizden önce bırakılmış yorumlara göz atsaydınız. Çoğu zaman bu cevapları yazıya eklemeye vaktim olmuyor. Badem ununu kendiniz çekecekseniz bademlerin yağının çıkmaması için bir miktar şeker eklemesi yapmanız iyi olurdu. Şart değil tabii. Sık aralıklarla çalıştırdığınız sürece iyice ufalacaklardır. Şeker kullanarak risk almamış oluyorsunuz. Jelatinin vejetaryen alternarifi agar agar ama bulabilir misiniz bilmiyorum. Yerine başka bir önerim olamayacak. Kullanmayabilirsiniz. Daha akışkan bir sos elde edersiniz.

      Yanıtla
  150. sonay

    28 Eylül 2013 ile 18:44

    süt kreması dediğiniz şey bildiğimiz krema mı ?

    Yanıtla
    • Cenk

      01 Ekim 2013 ile 13:16

      sonay – Evet.

      Yanıtla
  151. Banu Bingör

    30 Ekim 2013 ile 16:22

    Bir 2 Kasım daha geldi çattı. Monsieur Bingor’un doğum günü geldi. Ben hâlâ bu keki denemiş değilim. Şimdi bu sene artık bunu yapayım mı? Yoksa bunun yerinde şu fındıklı ve çikolatalı pastayı mı yapayım? Hani çiğ fındıkları kavurup da çektiğin… Yoksa “dur dur ikisini de boşver, şunu yap, sana yeniden aşık olsun!” dediğin bir tarif mi var?
    Klasik ben işte!

    Yanıtla
    • Cenk

      30 Ekim 2013 ile 17:26

      Banu Bingör – Bana soracak olursan cevap belli: Şeytan. Ama kitaptaki versiyonu. Biscoff’suz. Çikolata kırıkları olmadan hazırlanan bir versiyonu da mevcut. İstersen e-mail atarım. Onu nasıl olsa yapmıştım diyorsan da L’Orange.

      Yanıtla
  152. Banu Bingör

    30 Ekim 2013 ile 23:29

    Hmm Şeytan’ı yaptım evet, ama bayılmıştı kendisi ona. Belki bir şeylerle dokunaraktan, çikolata kırıksız. Hmm hadi yine onu yapayım. Çikolata kırıksız versiyonu rica edeyim o vakit senden! Hay allah bak şimdi çok havalı oldu 😀

    Yanıtla
  153. Ebru

    06 Kasım 2013 ile 09:06

    Selam Cenk,
    Dun L’orange yaptim ve resmen ask yasiyoruz.
    Eskiden en sevilen, en cok yaptigim kek Brooklyn blackout cake iken, tahtini sallandirdi L’orange!
    Cok tesekkurler

    Yanıtla
    • Cenk

      06 Kasım 2013 ile 14:34

      Ebru – Afiyet olsun!

      Yanıtla
  154. Figen Yılmaz Yıldırım

    19 Ocak 2014 ile 17:11

    Evveeeet, L’ORANGE ı yaptım. Hayatım boyunca yaptığım en güzel pasta oldu. Çok teşekkür ederim sevgili cafe Fernando!!

    Yanıtla
    • Cenk

      20 Ocak 2014 ile 08:47

      Figen Yılmaz Yıldırım – Afiyet olsun.

      Yanıtla
  155. büsra

    17 Şubat 2014 ile 08:05

    valla süper canım çekti yeminle biraz göndrin yaaa can bu can ya

    Yanıtla
  156. Fatma

    18 Mart 2014 ile 12:21

    Merhaba,

    2 çay kaşığı toz jelatin kaç gram ediyor

    mısır şurubu kullanmazsak bir şey olur mu,

    Sevgilerimle,
    Fatma

    Yanıtla
    • Cenk

      19 Mart 2014 ile 18:20

      Fatma – 2 çay kaşığı toz jelatin 8 gram ediyor. Mısır şurubu kullanmasanız da olur.

      Yanıtla
  157. Ayşegül

    13 Nisan 2014 ile 18:48

    Merhaba Cenk
    Bu tarifinizi de denedim. Kuzenimin doğum günü için Portakallı çikolatalı yer gibi olduk 🙂 Paylaşımınız ve detaylı anlatımınız için çok teşekkür etmek istedim…

    Yanıtla
    • Cenk

      28 Nisan 2014 ile 12:48

      Ayşegül – Afiyet olsun. Beğenmenize sevindim.

      Yanıtla
  158. Umido

    30 Nisan 2014 ile 11:35

    Selamlar

    Öncelikle kitap ne oldu onu sorayım bekle bekle ağaç olduk.
    sonrasında da iyi bir çikolatalı sufle tarifi nerden bulabilirim o konuda yardım istiyorum.

    Yanıtla
    • Cenk

      02 Mayıs 2014 ile 13:00

      Umido – Kitap bitti sayılır. Dizgi aşamasında. Gelişmeleri blogdan duyuracağım. Sufle konusunda bir önerim olamayacak; çikolatalı sufleye merakım olmadığı için derinlemesine araştırmadığım bir konu.

      Yanıtla
  159. sertan

    19 Temmuz 2014 ile 23:46

    Kolay gelsin bir şey sormak istiyorum belcolada firması bir sos tarifi veriyor yaprak jelatin bunun yerine ağar ağar kullanmamizda ferformans kaybi yaşarmiyiz gerçi argesi için ağar ağar bekliyorum bilginiz varmi tekler

    Yanıtla
    • Cenk

      20 Temmuz 2014 ile 13:44

      sertan – Miktarını çok iyi ayarlamak lazım. Elbette yerine kullanılabilir. Yalnız ne kadar kullanmak lazım ona emin değilim.

      Yanıtla
  160. sertan

    20 Temmuz 2014 ile 21:10

    6 jelatin yaprak 20 gr ağar ağar değerinde olduğunu okudum umarim yerini tutar tutarsa çok iyi olacak aligel ile alakasi varmidir sence ağar agarin toz gelince link i paylaşacagim bakarsiniz kimse hayvansal kullanmasin ne şartlarda yapildigi muamma kolay gelsin

    Yanıtla
  161. Güneş

    19 Eylül 2014 ile 13:30

    Cenk,
    Günlerdir mesaimi seninle dolduruyorum.Umarım bu farkedilip bu siteye erişimim kısıtlanmaz :))
    Eskiden moda bloglarına bakıyorken,şimdi kendimi sabahtan akşama senin blog’unda buluyorum.
    Sanırım buda artık domestik bir yapıya yaklaşmamdan dolayı olsa gerek..
    Ama hiç bir blogdan bu kadar zevk almamıştım.Başarılarının devamını diliyorum.

    Bugün iş çıkışı kitabını alıp,gerekli malzemeleri toplayıp bir zahmet mutfağa girip tarifleri deneyeceğim 🙂

    Sevgiler

    Yanıtla
  162. Hatice

    24 Aralık 2014 ile 21:20

    Ben kullandiginiz badem ununu neredentemin ettiginizi ne marka kullandiginizi ogrenmek istiyorum. Macaronda kullanabilecegim sekilde

    Yanıtla
    • Cenk

      25 Aralık 2014 ile 16:58

      Hatice – Malatya Pazarı’nın badem ununu alıyorum.

      Yanıtla
  163. Hatice

    26 Aralık 2014 ile 04:50

    Ya cok tesekkur ederim iyi ki varsinizz 🙂

    Yanıtla
  164. betül

    01 Ocak 2015 ile 00:31

    Merhaba Cenk

    bir şey sormak istesim bu güzel tarifi denedim fakat tadının iyi olamsına rağmen galiba sosunda başarısız oldum tarifte yazıldığı gibi aşama aşama aynısını uyguladım fakat sosum parlak olmadı rengi mattı bıde tam bitter rengi siyah oldu acaba neden ola bilir.

    Yanıtla
    • Cenk

      03 Ocak 2015 ile 23:10

      betül – Kullandığınız çikolatayla alakalı olabilir.

      Yanıtla
  165. betül

    03 Ocak 2015 ile 23:56

    cenk teşekkür ederim pasta malzemesi satan yerden pul denen bitter çikolatadan alıp kulandım peki siz hangi çikolatayı kullanmamı önerirsiniz şimdiden teşekkür ederm.

    Yanıtla
    • Cenk

      11 Ocak 2015 ile 16:20

      betül – Bu yazıya bakabilirsiniz.

      Yanıtla
  166. çiğdem

    17 Mart 2015 ile 15:22

    cenk bey sizin lake sos tarifinizi uyguladım gerçekten çok başarılı oldu.ben pastacılık kursuna gidiyorum.ancak benim sıkıntım pastanın üzerine işlem yapılmadan önce kullanılan krem şanti.yapay olduğunu düşündüğüm ve bir pastaya o kadar emek harcadıktan sonra bu yemeye içimin gitmediği malzemeyle sıvamak zorunda kalmak işime gelmiyor.bunun yerine alternatif yenilebilir bir sıvayıcı malzeme var mı?siz ne kullanıyorsunuz.sizin tarifinizle vanilya özütü de yaptım.teşekkür ederim

    Yanıtla
    • Cenk

      23 Mart 2015 ile 14:00

      çiğdem – Her pastaya krem şanti sürülecek diye bir kural yok. Neyle kaplayacağınız tamamen pastaya bağlı. Her pasta için uygun bir kaplama diye bir genelleme yapamayız.

      Yanıtla
  167. Serap

    08 Nisan 2015 ile 11:56

    Cenk bey ellerinize sağlık çikolata sevdalısı bir insan olarak bayıldım…

    Yanıtla
  168. Serap

    08 Nisan 2015 ile 12:12

    Cenk bey pasta yaparken bir sıkıntı yaşıyorum.pastacı kreması istediğim gibi olmuyor. İnternette çok tarif var ve ziyan ettiğim malzemeler oldu.tavsiye ettiğiniz bir pastacı kremasını paylaşırsanız sevinirim.
    Ben genelde 2 yumurta sarı, 50 gr un, 50 gr nişasta,150 gr şeker, ikibuçuk su bardağı süt, vanilya, 200 ml krema
    Tariflerinizdeki bazı malzemeleri bulmakta sıkıntı yaşasamda çoğu bana uygun ve detaylı anlatımınız çok faydalı.
    Teşekkürler…

    Yanıtla
    • Cenk

      10 Nisan 2015 ile 14:16

      Serap – Bana göre mükemmel olan pastacı kreması tarifi kitabımda mevcut. Blogdaki tarifler arasından da şu tariftekini tavsiye ederim.

      Yanıtla
  169. Serap

    14 Nisan 2015 ile 02:31

    Cenk bey mütevaziliğiniz ve cevap yazdığınız için teşekkürler. Kesinlikle kitabınızı alıcam inşallah.çok mutlu oldum Allah cc sizin işlerinizi rast getirsin çok teşekkürler…

    Yanıtla
  170. ayse

    02 Haziran 2015 ile 09:57

    Merhabalar,
    Ben bitter çikolata sever olarak çikolatalı herşeyi çok seviyor ve denemek istiyorum. Ellerinize sağlık muhteşem görünüyor.Pürüzsüz.

    Yanıtla
  171. Züleyha Terzi

    24 Eylül 2015 ile 03:05

    Merhaba cenk bey lake sos yaparken mısır şurubu yerine alternatif bir malzeme önerebilirmisiniz?

    Yanıtla
    • Cenk

      28 Eylül 2015 ile 15:38

      Züleyha – Alternatifi yok ama kullanmasanız da olur.

      Yanıtla
  172. Güler Uzmen

    19 Ocak 2016 ile 22:10

    Sevgili Cenk bana bu sosun beyazı lazım. Çok acı ama çikoltaya alerjisi olan kızım var. 🙂

    Yanıtla
    • Cenk

      23 Mart 2016 ile 13:44

      Güler Uzmen – Maalesef deneme yapmadan fikir belirtmek istemiyorum. Ama içinden çikolatayı çıkardığınızda zaten elde edeceğiniz şey bu sosun beyazı değil bambaşka bir sos olacaktır.

      Yanıtla
  173. Nisa Ayhan

    01 Ekim 2017 ile 13:32

    Merhaba, tarifteki mısır şurubu yerine bal kullanılabilir mi acaba? Kıvam ve görüntü olarak çok benzettiğim için her tarifte kafama takılıyor. Şimdiden teşekkürler.

    Yanıtla
    • Cenk

      05 Ekim 2017 ile 11:53

      Nisa Ayhan – Kullanılabilir ama tadını değiştirecektir. İkisini kullanmadan da yapabilirsiniz.

      Yanıtla
  174. Buse

    11 Mart 2019 ile 16:30

    Merhaba, bu kekin içine ağza gelecek şekilde bütün halde veya pirinç antep fıstığı koyarak denemek istiyorum. Kıvamını etkiler mi sizce?

    Yanıtla
    • Cenk

      24 Mart 2019 ile 16:59

      Buse – Kekin içinde piştikten sonra yumuşayacaktır. İsterseniz tepesine serpin kıtırlıklarını böylece korumuş olurlar.

      Yanıtla
  175. Yasemin Kurt

    01 Şubat 2020 ile 00:13

    Keki kenarlarına dokunmadan yaptım yani doğal çirkin ördeğin orjinaline sadık kalarak birde mısır şurubu yerine akçaağaç şurubu kullandım ben ..e f s a ne bir lezzet şöleni daha büyük bir mutluluk yok hayatta dedirtiyor ..bu tarifsiz efsane tarifi bize kazandırdığın için teşekkürler Cenk Sönmezsoy ..

    Yanıtla

Önemli:Bloguma bıraktığınız yorum, tarafımdan onaylandıktan sonra yayımlanacaktır. Yorum bıraktığınız yazı ne kadar eski olursa olsun, yorumunuzu gözden kaçırmam mümkün değildir. Yorumunuz soru içeriyorsa; yanıt verebilmek için yazıyı incelemem gerekebileceği için yayımlanması biraz gecikebilir. Sorunuzu sormadan önce lütfen aynı veya benzer bir sorunun daha önce sorulup sormadığını önceki yorumları tarayarak emin olunuz.

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Birincil kenar çubuğu

17. BASKI (Mundi 4. BASKI)

Cafe Fernando - Bir pasta yaptım, yanağını dayar uyursun

Amazon // Can Yayınları // Kitapyurdu // diğer
The Artful Baker

Amazon US
Kindle // Apple Books // Google Play
Amazon UK // Amazon CA // Amazon AU

SOSYAL MEDYA

Instagram // YouTube // RSS
Facebook // Twitter // Pinterest

EKİPMAN

KÜTÜPHANEM

Footer

Best of Cafe Fernando

Maş Fasulye Piyazı

Brownie Dantel Giyer – Dolce & Gabbana’ya Özel

Kırmızı Erikli Tart

Julia Child: Komik, titrek sesli, dağ gibi bir kadın

Nar Reçeli

Fırında Nar Ekşisi

COPYRIGHT © 2025 · Cenk Sönmezsoy