Bundan birkaç ay önce Vera‘nın yolu Londra’ya düşmüş, tavsiyem üzerine de Ottolenghi‘ye gitmişti. Döndüğünde yediklerini ne kadar çok beğendiğini anlatınca yaklaşan doğumgünü için Yotam Ottolenghi’nin en son çıkan “Plenty” adlı yemek kitabını ısmarlamıştım. Kitabın sayfalarını çevirmeye başladığımda ne kadar doğru bir seçim yaptığımı anladım. Sebzeler üzerine kurulu bu kitap tam da Vera’ya göreydi.
Alaçatı‘da akşam yemeğine misafir beklediğimiz gün pazardan aldığımız havuçları değerlendirmek için tarif ararken, Plenty’de yer alan bir salata tarifini gözüne kestirmiş. Vera başka işlerle uğraştığı için tarifi uygulamak bana düşmüştü. Salata tarifinin ilk adımı havuçların haşlanması olduğu için ilk etapta beni çok heyecanlandırmadı. Salatalarda sebzeleri mümkün olduğunca pişirmeden ve yumuşamalarına izin vermeden kullanma taraftarıyım. Pancarı bile çoğu zaman haşlamadan, soyup incecik dilimleyerek katarım salataya.
Ama Vera seçmiş bir kere. Yotam Ottolenghi’nin de tarif üzerinde ne kadar uzun süre düşünüp hazırladığı belli, o yüzden kafamdaki kuşkuları bir kenara bırakıp tarifi eldeki malzemelerle hazırlamaya çalıştım.