• Birinci navigasyona geç
  • Skip to main content
  • Birinci sidebar'a geç
  • Alt alana geç

Cafe Fernando

  • HAKKIMDA
  • YEMEK KİTABIM
  • ÖLÇÜLER
  • ARŞİV
  • EKİPMAN
  • ENGLISH
Nektarin ve Böğürtlenli Cobbler

Nektarin ve Böğürtlenli Cobbler

Aradan çok da uzun zaman geçmedi; eminim şu Parmesan ve karabiberli biscuit yazısını hatırlıyorsunuzdur. İşte o tarifte hazırladığım biscuit hamurunun tatlı bir çeşidi, mevsimin iki güzel meyvesiyle birleşiyor bugünkü tarifte. Nektarin ve böğürtlenli cobbler.

Cobbler, kısaca meyveli bir karışımın üzerine yerleştirilen hamurdan ibaret bir tatlı. Daha önce Cafe Fernando’da gördüğünüz “crumble”ın yakın akrabası diyebiliriz. Crumble tarifinde iri kum taneleri kıvamında olan hamur, cobbler tarifinde daha çok bir keki andırıyor. Aynen crumble tariflerinde olduğu gibi, bu da kolaylıkla damak tadınıza göre şekillendirebileceğiniz bir tarif.

Hamur tarifini birebir uygulamanızı tavsiye ederim ama meyve kombinasyonlarında dilediğiniz değişikliği yapabilirsiniz. Yine de birkaç şeyi göz önünde bulundurmakta fayda var. Tatlının büyük bir kısmı meyveden oluştuğu için kullanacağınız meyveler ne kadar güzelse tatlınız da o kadar güzel olacaktır.  Bu yüzden, mutlaka mevsim meyveleri olmasına dikkat edin. Çok olgunlaşmamış olsunlar, çünkü şekerle birlikte fırında pişecekler ve zaten yumuşayacaklar. Ve, eğer bu tarifte olduğu gibi iki meyveyi karıştıracaksanız, tercihen biri tatlı, biri de nispeten daha ekşi bir meyve olsun. Şeftali ve frambuaz olabilir mesela. Ya da kış aylarında bu yazıya denk gelirseniz elmayı tavsiye ederim. Toplam 1 kilo meyve yeterli olacaktır.

Nektarin ve Böğürtlen

Aslında uzun bir süre boyunca tatlı tarifi yayınlamamaya karar vermiştim ama yaz meyveleriyle bir şeyler yapıp buraya yazmadan olmazdı, değil mi?

Bu arada, bir okurum sağ olsun, yıllar sonra KitchenAid mikserim dondurma aparatınının eksik ucuna kavuştu. Dondurma yaparken senelerdir tahta kaşık kullanıyordum, ve uğraşmayanlar bunu tahmin edemeyebilir, ama gittikçe katılaşan bir karışımı 15-20 dakika boyunca durmaksızın tahta kaşıkla karıştırmak – ortaya çıkan dondurma için değse bile-  çok akıl karı bir iş değil. Yakında bir dondurma tarifi gelecek, o yazıda ayrıntısıyla bahsederim.

Nektarin ve Böğürtlenli Cobbler Kaşık

Tarifi deneyecek herkese şimdiden afiyet olsun.

NEKTARİN VE BÖĞÜRTLENLİ COBBLER TARİFİ

Tarifte kullanılan su bardağı, çorba kaşığı ve çay kaşığı birimleri Amerikan cup, tablespoon ve teaspoon birimlerine denktir. Bu kaplara sahip değilseniz, bütün malzemelerin gram cinsinden karşılıklarını “Ölçüler” sayfasında bulabilirsiniz.

Malzemeler

Meyve katmanı için

  • 300 gram böğürtlen
  • 750 gram (4 adet) nektarin
  • Yarım limonun suyu
  • 4 çorba kaşığı şeker
  • 1 çorba kaşığı mısır nişastası

Hamuru için

  • 100 gram tereyağı
  • 1+1/4 su bardağı (175 gram) un + hamuru açarken ekstra
  • 2 çay kaşığı kabartma tozu
  • 1/2 çay kaşığı karbonat
  • 1/4 çay kaşığı tuz
  • 3 çorba kaşığı şeker + üzerine serpmek için ekstra
  • 1/4 su bardağı tam yağlı yoğurt
  • 1/2 su bardağı (120 ml) süt kreması

Yapılışı

  1. Tereyağını birer santimlik küplere kesip bir tabağa aktarın ve 15 dakika boyunca buzlukta bekletin.
  2. Fırınınızı 200 derecede önceden ısıtmaya başlayın.
  3. Hamuru hazırlamak için, büyük boy bir karıştırma kabında unu, kabartma tozunu, karbonatı, tuzu ve şekeri karıştırın.
  4. İyice soğumuş olan tereyağını unlu karışıma ekleyin, tamamen una bulanmaları için karıştırın ve tereyağı parçaları bezelye tanesi ufaklığına gelene kadar karışımı iki avucunuzun içinde sürtün. Bu aşamada ufalan tereyağı parçalarının erimesine izin vermeyin. Elleriniz sıcaksa tereyağı parçalarının üzerine bir çatalla bastırarak kırmayı deneyebilirsiniz.
  5. Krema ve yoğurdu bir kapta çatalla bir araya gelene kadar çırpın, diğer malzemelerin üzerine dökün ve bir tahta kaşık yardımıyla sadece un parçaları kaybolana kadar karıştırın.
  6. Yaklaşık iki çorba kaşığı kadar unu tezgaha serpip hamuru üzerine dökün, tepesine bir çorba kaşığı un serpin ve hamuru kenarlardan içe doğru katlayarak bir araya getirin. Hamuru fırın kabınızdan biraz daha ufak bir boyuta gelecek şekilde düzleyin, 5 cm çapında bir kurabiye kesme kalıbı yardımıyla parçalar koparıp bir kesme tahtasına yerleştirin ve meyveleri fırından alana kadar üzeri açık olarak buzlukta bekletin.
  7. Nektarinleri ortadan ikiye kesip çekirdeklerini çıkartın ve bir parmak kalınlığında yarım ay şeklinde dilimleyin.
  8. Nektarinleri, böğürtlenleri, limon suyunu, şekeri ve mısır nişastasını bir karıştırma kabında harmanlayıp geniş ve kenarı yüksek bir fırın kabına aktarın (benim kullandığım fırın kabı 20*30 cm büyüklüğünde ve 6 cm yüksekliğindeydi), üzerini düzleyin ve önceden ısıtılmış fırında, 200 derecede, pişirme esnasında bir kez karıştırmak suretiyle 20 dakika boyunca pişirin.
  9. Sürenin sonunda içinde meyveler pişen fırın kabınızı fırından çıkartın, buzlukta sertleşen hamur parçalarını aralarında ikişer santim boşluk kalacak şekilde meyve katmanının üzerine yerleştirin, hamur parçalarının üzerine iki çorba kaşığı kadar beyaz şeker serpip tekrar fırına verin ve tepeleri kızarana kadar, yaklaşık 18 dakika boyunca pişirin.
  10. Cobblerı oda sıcaklığında 20 dakika kadar beklettikten sonra hala ılıkken servis edin.

11 Ağustos 2010 · 60 Yorum Kategori: Crumble, Meyveli Tatlılar Etiket: böğürtlen, cobbler tarifi, nektarin

Previous Post: « Pastırmalı Yumurta
Next Post: Biberli Omlet »

Okuyucu Etkileşimi

60 YORUM

  1. Ayşem

    11 Ağustos 2010 ile 17:12

    Kaşık bir nevi özet yapmış.

    Yanıtla
  2. bahar

    11 Ağustos 2010 ile 17:20

    vaaaoouuv!müthiş canım çekti!

    Yanıtla
  3. nesrin

    11 Ağustos 2010 ile 17:51

    Nefis bir görüntü. Denemeye deger. Sevgiler…

    Yanıtla
  4. Ebru

    11 Ağustos 2010 ile 17:52

    Harika bir reçete. Çok güzel görünüyor. Mevsimi geçmeden mutlaka böğürtlen ve nektarin ile deneyeceğim. Eline sağlık Cenk.

    Yanıtla
  5. Selma

    11 Ağustos 2010 ile 18:00

    Bu tarif benim daha once yaptigim peach cake tarifine benziyor. Tarif Jamie Oliver’a ait.

    http://dusbahcesi.blogspot.com/2009/07/peach-cake.html

    Ellerine saglik nefis gorunuyor. Nektarin cok guzel yakisiyor gercekten bu tur tatlilara.

    Yanıtla
  6. Ege

    11 Ağustos 2010 ile 18:51

    Tatlı nefis, fotoğraflar harika uzanıp alasım geldi 🙂

    Yanıtla
  7. zeliha

    11 Ağustos 2010 ile 19:23

    Tatlı çok güzel gözüküyor,gel beni ye diyor filan ama,bence bu aralar şööyle çorba tarifleri yayınlasan 🙂 Hani şu domates çorban ayarında, nefis bişeyler 🙂
    Hayırlı Ramazanlar..

    Yanıtla
  8. dilek

    11 Ağustos 2010 ile 19:23

    Cenk Selam;
    Bu tarifini okurken nedense içinden hiç yazmak istemiyormuşsun gibi bir hisse kapıldım umarım yanılıyorumdur.Doğrusu tariflerinden çok yazıların için sürekli sayfanı takip ediyorum. Dört gözlede kitabının yayınlanması için bekliyorum.Duygularını yazıya bu kadar güzel dökebilen birinin yazmaya küsmesi beni çok üzer:)
    Bak çaktırmadan bende içimdeki çağlayanı döktürdüm.Sevgiler

    Yanıtla
  9. Basak

    11 Ağustos 2010 ile 22:09

    Kirmizi desenli tabak nereden aceba? 🙂

    Yanıtla
  10. dilek

    12 Ağustos 2010 ile 08:19

    resmen ağzım sulandı böğürtlene de nektarine de bayılırım, böğürtleni kendim toplamayı tercih ediyorum ama henüz olgunlaşmadılar. Ağustos sonu ya da eylül başı olgunlaşırlar ve o zaman bu tarifi zevkle uyguluycam, tabi annem böğürtlen reçeli yaparken insaflı davranıp bana da biraz ayırırsa 🙂

    Yanıtla
  11. pisi

    12 Ağustos 2010 ile 08:53

    Bence kaşık cobblerin hemen tükendiğini gösteriyor. Üzerinde kalan da kaşığın hakkı olmuş, kendine o kadar ayırabilmiş, fotoğrafta bir amaca hizmet ettiğini gösterebilsin diye. Son damlalara sahip çıkabilmek adına da üzerine kapanmış, kendine dönmüş.
    Tarif hemen bastırılarak arşiv dosyasına kaldırılacak. Tabii başına da ayrıcalıklı olduğu belli olsun diye “fernando” dan yazılarak. Her zaman olduğu gibi ellerinize sağlık. Teşekkür ederiz. Dost sohbetlerinde kulaklarınızı sık çınlatıyorum, müritleriniz sürekli artıyor.
    Sevgiler selamlar…

    Yanıtla
  12. BAHAR AKINCI

    12 Ağustos 2010 ile 09:39

    günaydın;

    şu dakika işi bıtrakıp ofisten çıkıp koştura koştura eve gidip bu Nektarin ve Böğürtlenli Cobbler’ları yapmak istedim. Ve bir rica: Madrid ve Barcelona için birer tane fırın, pastane ya da restaurant önerin olabilir mi?

    Yanıtla
  13. burak zafer sırmaçekici

    12 Ağustos 2010 ile 10:17

    biraz dil zabıtası gibi olduğumun farkındayım, beni affet. ama ahududu frambuaz’dan daha güzel bir kelime değil mi?

    Yanıtla
  14. Atilla

    12 Ağustos 2010 ile 10:17

    Hi Cenk,
    This Cobbler looks delicious and very tempting to start preparing it. I was about to make blueberry muffins and stopped right at the start. Now I am seriously pondering if I should start with the Cobbler as wild-blackberries are in season where I live.

    By the way, since your blog has lots of international followers, may I propose to have all the attractive recepies, including this one, in English as well as Turkish. Have a great day and lots of fun!

    Yanıtla
  15. seda

    12 Ağustos 2010 ile 12:06

    Cok harika görünüyor. Istah acici yarin iftara misafirim var ve bende tam böyle meyveli bisey ariyordum:)

    Yanıtla
  16. sule

    12 Ağustos 2010 ile 13:27

    ben hamuruna fındık unu katarak yapıyorum ama meyveleri pişirirken nişasta fikri hiç aklıma gelmemişti hafta sonu sizin tarifnizi deneyeceğim elinize sağlık

    Yanıtla
  17. fulya

    12 Ağustos 2010 ile 16:26

    merhaba cenk bey,
    aslında biraz da cevabı tahmin ederek soruyorum bu soruyu ama yine de bir ümit diyorum..
    bu tür tariflerde krema ve tereyağı yerine sıvıyağ kullansak (lezzet konusunu pas geçiyorum) kıvam olarak aslına yakın birşey yakalayabilir miyiz? eşimin rahatsızlığı sebebiyle eve hiçbir katı yağı sokmuyoruz ama onu bu tür lezzetlerden mahrum bırakmamak için alternatif arayışındayım. bu konuda bir öneriniz var mı?
    şimdiden teşekkürler.

    Yanıtla
  18. Hicran

    12 Ağustos 2010 ile 16:58

    Cenk Bey,
    Hamuru tezgaha aldığımızda,üzerine serptiğimiz 1 çorba kaşığı unu hamura yedirecek miyiz? (Çünkü unu serpip hamuru kenarlardan ortaya doğru katladığımızda, un hamurun içinde kalıyor).Bir yanlışlığa mahal vermemek adına soruyorum.
    İyi çalışmalar…

    Yanıtla
  19. Cenk

    12 Ağustos 2010 ile 19:05

    dilek – Yazmaya kesinlikle küsmedim, bu yazıyı da istemeyerek yazmadım ama daha önceki yazılardan birinde de bahsettiğim gibi başta kitap olmak üzere üzerinde çalıştığım projelere yetişmekte zorlanıyorum. Kitap dışında henüz burada anlatma sırası gelmemiş daha birçok proje zaman ve ilgi gerektiriyor. Sonra bir bakıyorum bir ay geçmiş, blogumu güncellememişim. Uzun aralar vermek istemediğim için bazı yazılar sadece yemek hakkında ve kısa olacak.

    Başak – İstanbul Porselen’in çok eskiden ürettiği bir tabak. Internetteki açık arttırma sitelerinden birinde bulup aldım.

    pisi – Bu kadar olur 🙂 Çok teşekkür ederim.

    Bahar Akıncı – Maalesef hiç bilgim olmayan şehirler. Size tavsiyem Food Blog Search sitesinde arama yapmanız olacak.Eminim Madrid veya Barcelona’ya gidip yediklerini anlatan bir yemek blogu yazarı bulacaksınız.

    burak zafer sırmaçekici – Siz de haklısınız. TDK’da frambuaz da yer aldığı için ben bir sakınca görmedim.

    Atilla – I do have an English version of this blog (here). I didn’t have a chance to write about this cobbler yet, but all the other recipes have been published in English as well.

    Şule – Nişasta pişince meyvelerin suyunu koyulaştırıp daha ağdalı bir kıvam almasını sağlıyor. Umarım beğenirsin. Şimdiden afiyet olsun.

    Fulya – Bu tür tarifler derken cobbler, crumble ya da tart tipindekileri diyorsanız cevap maalesef hayır. Tariflerin temelinde tereyağı parçalarını erimelerine izin vermeden hamura katıp pişirmek var. Katı yağ kullanmanız mümkün değilse başka tip tatlılara yönelmenizi tavsiye ederim.

    Hicran – Yedireceğiz ama zaten katlarken yedirmiş kadar oluyoruz. Dilerseniz serptikten sonra elinizle her yerine yayın, sonra katlamaya başlayın ama kesinlikle yoğurmamanızı tavsiye ederim.

    Yanıtla
  20. sumeyye

    12 Ağustos 2010 ile 19:36

    Yanina da sahlepli dondurma ne gider degil mi Cenk? Kirmizilar can aliyor fotografta. Ellerine saglik.

    Yanıtla
  21. Hayali Okur

    12 Ağustos 2010 ile 23:19

    Cenk merhaba
    ellerine sağlık çok ama çok güzel görünüyor gerçekten.
    Hamura krema katmak acaba daha gevrek bir hale mi getiriyor yoksa kek gibi yumuşak bir kıvam mı yaratıyor?
    Dilek’e katılıyorum, yeni tarifler resimler bekliyoruz

    Yanıtla
  22. serpiltk

    13 Ağustos 2010 ile 10:36

    fernonda halkına duyurulur tarif denenmiştir..dün akşam eve giderken meyveler alındı,krema alındı.iftar sonrası hemen mutfağa girildi..annemin kızım bu sıcakta fırın yakılır mı ev kaynıyor zaten demelerine kulak tıkandı..bu arada bizim evde klima yok ve bütün gün güneş alıyor…sadece bir vantilatör var.fırında elektrikli değil doğal gazlı..tahmin edersiniz mutfak ne sıcak oluyor..ama denedim..yağlar buzlukta donduruldu. ama dışarı çıkartılıp hamura yedirmeye başlandığında e benim ellerimin bir fırın gibi sıcak olduğunu düşünülürse yağlar hemen erimeye başladı..maalesef düşündüğüm hamur kıvamı olamadı..ama yılmadım..yumuşak olarak elimde zar zor toplayarak meyvelerin üstüne koydum..çok hoş kokular çıktı..ben çok beğendim mayhoş..hafif bir tatlı oldu..bence yanına kaymak dondurma çok güzel giderdi..Cenk bir şey soracam hamur yayılınca hepsini koyamadım biraz arttı bende strece koyup buzlağa attım onu tekrar kullanabilirim değil mi?

    Yanıtla
  23. pisi

    13 Ağustos 2010 ile 10:53

    Dayanamayıp dün akşam denedim. Elimde bir başka pastadan kalma vişne kompostusu taneleri, iki şeftali ve mürdüm erikleri vardı. Tarifte anlatılan herşey tıkır tıkır gerçekleşti. Hamuru kabına yerleştirmeden önce elime aldığımda dokunmak çok güzeldi, pof pof, bir bebek tutar gibi. Sadece fırında kızarma süresi benim fırınım için 25-30 dk. oldu. Tadı harika. Daha önce cobbler yemediğim için sormak durumundayım: Kedi dili kıvamında yumuşak bir lezzet oluyor değil mi? Teşekkür ediyorum.

    Yanıtla
  24. bnkalpaklioglu

    13 Ağustos 2010 ile 12:36

    nefis görünüyor. en en sevdiğim iki meyve.

    Yanıtla
  25. Esra Erzin

    13 Ağustos 2010 ile 13:34

    Aslında meyve ile pek aram yoktur ama bu leziz gözüküyor.
    Ben küçük bir ilave yapıp meyve ksımına, pişme süresinin sonunda biraz marsala şarabı ekleyeceğim. Marsala bebeği girdiği reçetelerde öyle hoş nüanslar yaratır ki o meyve püresinin içinde yüzmek isteyebilirsiniz.
    Sevgiler…

    Yanıtla
  26. Gökşen

    14 Ağustos 2010 ile 09:48

    Cenk peki elma kullanacağımız zaman dilimlemeli mi, rendeleyerek vs mi kullanmalıyız? Elma daha sert bir meyve olduğundan, diğer meyveyle eşit sürelerde pişmesini sağlamak için ne önerirsin? Nektarin-elma ikilisi nasıl sence bu tarif için?

    Yanıtla
  27. Cenk

    14 Ağustos 2010 ile 13:18

    sumeyye – Evet, dondurma çok yakışacaktır.

    Hayali Okur – Hamura zenginlik katıyor desem derdimi tam anlatmış olacak mıyım acaba? Çünkü krema yumuşaklık veriyor, ama hamur başlı başına pek bir gevrek.

    serpiltk – Afiyet olsun. Elbette. Ufak sufle kaplarında tek porsiyonluk olarak hazırlayabilirsin.

    Gökşen – Rendelemeyi tavsiye etmem, o haliyle bebek mamasını andıracaktır. Meyvelerin biraz dişe gelmesi gerekir. Elmalar çok sertse dilimledikten sonra küp şeker büyüklüğünde doğrayabilirsiniz.

    Yanıtla
  28. merve

    14 Ağustos 2010 ile 20:58

    Okudum , yaptim ve yedim 🙂 Harika oldu , ben bu tur hamurlarda findik unu kullaniyorum o da bu tatliya degisik bir tat katiyor belki denemek istersiniz.Tarif icin tesekkurler

    Yanıtla
  29. Selin

    14 Ağustos 2010 ile 23:14

    blogunuzu çooook uzun bi süredir takip etmeme rağmen daha önce hiç yorum yazmak aklıma gelmemişti. tarifi ben de henüz denedim. öyle ki henüz tadamadım bile. kendisi 20 dakikalık dinlenme süresi içinde, ama sabredebileceğimden emin olmadığımdan belki yardımı olur diye burdaki yorumları okumak istedim:)) ben de serpiltk ile aynı sorunları birebir yaşadım ama yılmadım ve tamamladım:) buna değiceğine de eminim. mükemmel tarifleriniz için çoook ama çok teşekkürler:)

    Yanıtla
  30. tugce

    15 Ağustos 2010 ile 19:25

    merhaba cenk tugce ben sizinle bugun tanistim. fistikli eklerden yaomak istiyoruz fakat fistik ezmemiz yok nasil elde edecegiz? bol dovulmus antepfistiginin icine biraz krema koyup karisim yapsam ayni lezzeti elde edebilirmiyiz?
    yemek kitabini bekliyoruz ve ilk subeyi adana ya acmayi planliyoruz :)sizcede super olmaz mi?

    Yanıtla
    • Cenk

      17 Ağustos 2010 ile 02:17

      tugce – Antep fıstık ezmesinde krema kesinlikle yok. Tavsiyem Antep fıstığı ve şurup (aynı miktarda su ve şekeri kaynatarak elde edebilirsiniz) ile hazırlamak olacaktır ama miktarları konusunda bir şey söyleyemiyorum. İlk şube derken Cafe Fernando diyorsanız heyecanınızı öldürmek istemezdim ama yakın gelecekte pek mümkün görünmüyor.

      Yanıtla
  31. aytul yoncalık

    16 Ağustos 2010 ile 01:16

    cenk bey merhabalar:) sitenizin sessiz takipcisiyim harika tarifleriniz var ellerinize emeginize saglık brovni tarifinizi denedim harika hele çikolata canavarları için muhteşem:)) eger izin verirseniz tarifi sitemde yayınlamak istiyorum tabiki tarifin size ait oldugunu yazarak:) şimdiden cok tşk ediyorum hoşcakalın sevgiler

    Yanıtla
    • Cenk

      17 Ağustos 2010 ile 02:11

      aytul yoncalık – Çok teşekkürler. Eğer noktasına virgülüne dokunmadan yayınlamayı planlıyorsanız onun yerine sadece orijinal tarife link vermenizi tercih ederim. Eğer tarifte değişilikler yaptıysanız veya anlatılışını kendi kelimelerinizle farklı şekilde anlatacaksanız da dilediğiniz gibi yayınlamakta özgürsünüz.

      Yanıtla
  32. zeynep

    16 Ağustos 2010 ile 12:52

    Cenk Bey, bu tarifleri nereden buluyorsunuz, merak ediyorum, yine süper görüntü, süper renkler.
    Bende web sitemde iftar menüleri oluşturuyorum.
    Siteme iftar menüsü yazmanız beni çok mutlu edecek.
    Selamlar….

    Yanıtla
    • Cenk

      17 Ağustos 2010 ile 02:27

      zeynep – Verdiğim tarifte herhangi bir kaynaktan yararlandığım zaman mutlaka tarif kısmında bahsediyorum; bilgiyi oradan edinebilirsiniz. Blogunuzda başarılar, yalnız içerik olarak katkıda bulunacak vaktim maalesef yok. Umarım anlayışla karşılarsınız.

      Yanıtla
  33. nilay

    18 Ağustos 2010 ile 11:13

    crubmle akrabasını cok sevdim, ustteki yuvarlaklar anneanne kurabiyesine benzemiş.
    kokusu burnuma geldi.

    Yanıtla
  34. nükhet

    21 Ağustos 2010 ile 12:21

    tarifi aldım tarihini de yazdım işten çıkıp evde yapmayı planlıyorum haftasonuma yakışan bi lezzet olucak diye umuyorum 🙂
    bu arada cenk bey artık sizden bir tatlılı ekşili noodle tarifi bekliyorum şahsen hem de 4 gözle 🙂

    Yanıtla
  35. Destina

    24 Ağustos 2010 ile 08:21

    Sevgili Cenk, cobbler tarifini ilk defa geçen hafta denedim, birebir oldu, vanilyalı dondurma ile ılık servis ettim tadı ve görüntüsü muhteşemdi! Korkarım bağımlılık yaptı, rüyalarıma girdi durdu:) Bu hafta yeniden yaptım:)
    Tariflerin içerik, uygulanabilirlik, tat ve görsellik açısından dört dörtlük..Harikasın, emeğine sağlık, kitabını heyecanla bekliyorum:)

    Yanıtla
  36. didem

    25 Ocak 2011 ile 19:04

    elma ve nar la denedim bn bu tarifi, fırında şu an nasıl bişi çıkacak merakla bekliyorum:) tarif için çok teşekkürler cenk

    Yanıtla
  37. ASLI

    07 Mart 2011 ile 09:58

    Sevgili Cenk Bey,

    haftasonu bu tarifinizi elma ile yaptım. Cok lezzetli oldu ama hamur biraz vıcık oldugu icin resimdeki gibi bir şekil elde edemedim:)
    Ama tadı guzel oldu.
    Bu arada yeşil elma ile yaptım ve 4 yerine 5 kaşık şeker koydum. 4 kaşık koysaydım az gelirdi diye düşünüyorum.

    Neyse, çok teşekkür ederim bu güzel tarif için

    Sevgiler..

    Yanıtla
  38. eThEm

    29 Mart 2011 ile 19:47

    Rica Etsem Lazanya Tarifi YazabiLirmisiniz 🙂

    Yanıtla
    • Cenk

      29 Mart 2011 ile 21:52

      ethem – Sitede yer almayan bir tarifle ilgili yardımcı olamıyorum. Maalesef vaktim yok.

      Yanıtla
  39. ÇİĞDEM35

    09 Mayıs 2011 ile 23:49

    Bir gün tekrar yapacağım ve bu sefer fotoğraflayağım….Ellerine sağlık cenk.O kadar güzel ve ayrıntılı anlatıyorsun ki hata yapmak nerdeyse imkansızlaşıyor…

    Yanıtla
  40. Thebug

    31 Ağustos 2011 ile 14:23

    Denedim ve gercekten meyveli tatlilarda ilk ucte hakli yerini aldi.
    Ama pisirme kismiyla ilgili bir iki sey eklemek istiyorum. Kasten degil ama bebegimle ilgilenirken pisirme vakti biraz uzadi, bi 10 dk kadar. Ama meyveler hic bozulmadi. Belki bogurtlenlerimi buzluktan cikarmis olmamdandir. Nektarinleri de sertlerinden secmistim. Hamuru ekledikten sinra da 20. Dk da hala beyazdi ustu, o yuzden ona da bir 10 dk eklendi. Yine meyveler kendinden gecmedi. Kisa tutsaydim da sahane olurdu eminim.
    Tarif icin tekrar tesekkurler!

    Yanıtla
  41. melisa

    23 Eylül 2011 ile 11:29

    merhaba,
    yoğurt yerine kefir de kullanılabilir mi?

    Yanıtla
    • Cenk

      23 Eylül 2011 ile 14:02

      melisa – Kefir çok akışkan olduğu için kıvamı etkileyebilir. Denemeden kesin bir cevap veremiyorum.

      Yanıtla
  42. melisa

    23 Eylül 2011 ile 14:17

    cevap için teşekkürler. bu tarz tatlılarda kahverengi şeker – beyaz toz şeker farkı lezzeti çok etkiler mi? son bir soru: double cream yerine türkiye’de ne kullanabilirim?

    Yanıtla
    • Cenk

      27 Eylül 2011 ile 14:11

      melisa – Tadı çok fazla etkilemez. Double cream Türkiye’de olmadığı için yerine aynı yağ oranını yakalamak için kaymak ve kremayı karıştırarak kullanabilirsiniz.

      Yanıtla
  43. nermın

    11 Mart 2012 ile 18:13

    ben bu tatlıyı bır kere yaptım ama sankı karbonat hamur kısmını bıraz acımsı yaptı, karbonat koymasak olmaz mı?

    Yanıtla
    • Cenk

      11 Mart 2012 ile 21:37

      nermin – Fazla kaçmış olmasın? Yarım çay kaşığı karbonatın acımsı bir tat katmaması lazım. Karbonat koymazsanız hamur bu kadar kabarmayabilir, rengi de daha açık olur. İsterseniz yoğurt kullanmak yerine aynı miktarda kremayı artırıp kabartma tozunu 2 değil 3 çay kaşığı kullanarak deneyebilirsiniz.

      Yanıtla
  44. Sevgi

    06 Temmuz 2012 ile 23:00

    Bahcedeki nektarinleri yemekle bitiremeyecegimizi anlayinca cok onceden okudugum bu tarif aklima geldi, iyi ki de gelmis bogurtlen yoktu , tabi rengi sizinki kadar cekici olmasa da hafif mayhos ustu kitir harika bir seye donustu. Tarif icin tesekkurler

    Yanıtla
  45. Dilara Konti

    12 Ağustos 2012 ile 20:48

    Biraz once seftali ve kirmizi erik ( nedendir bilmem burada vanilya erigi diyorlar ) ile yaptim. Su anda esimle birlikte kulaklarinizi cinlatiyoruz. Tarif icin tesekkurler, ayrintili tarif icin ayrica tesekkurler.

    Yanıtla
  46. Ayşe

    25 Temmuz 2013 ile 14:35

    Sevgili cenk bey;
    Tarifleriniz çok güzel birşey sormak istiyorum.ben bu tarifi yapmak istiyorum ama burdaki hamur tarifi farklı şeftalilideki hamur tarifi farklı?pişince aralarında naıl bir fark oluyor?

    Yanıtla
    • Cenk

      26 Temmuz 2013 ile 13:33

      Ayşe – Şeftalili derken crumbledan bahsediyorsanız ikisi farklı hamurlar. Bu ağızda dağılan bir hamur, öbürü ise kıtır.

      Yanıtla
  47. Burak.

    26 Temmuz 2013 ile 23:46

    Cenk Bey, tarifi denedim.Afiyetle,tabagi siyira siyira dondurma esliginde yedik ancak hamur kisminda lezzetinden odun vermeyen bir sorunla karsilastim.Hamurum birebir olcu kullanmama ragmen civik oldu,katlayamadim elimde tutamadim.Sorunun hava sicakligindan kaynaklandigini dusunuyorum.Bu konuda neler soyleyebilirsiniz?

    Yanıtla
    • Cenk

      27 Temmuz 2013 ile 13:48

      Burak – Tarifi yeterince detaylı yazmamışım. Tereyağı parçalarını buzlukta bekletmek sanırım yaz ayları için yeterli olmuyor. Hamuru hazırlarken en önemli nokta tereyağı parçalarının erimesine izin vermemek. Tarifi yeni baştan düzenledim. Bir sonraki sefere daha iyi bir sonuç alacağınıza emin olabilirsiniz.

      Yanıtla
  48. Burak

    01 Ağustos 2013 ile 17:18

    Bu sefer cok daha iyi bir sonuc aldim Cenk Bey.Tesekkur ederim.

    Yanıtla
  49. Ebru

    08 Temmuz 2014 ile 11:28

    Bu cobbler tarifini defalarca yaptım, her yiyen bayıldı; farklı meyve kombinasyonlarıyla da gerçekten çok başarılı olması en büyük artısı bence.

    Şimdi ufak bir sorum var; kitabınızdaki cobbler tarifinde yoğurt yok, normalde dışı kıtır, içi pofuduk olan bu hamuru daha kıtır mı yapıyor yoğurt olmaması? Deneyerek bulmak en iyisi tabii ama ilk denemeyi misafirlerime yapacağım için önden bilgi edinirsem daha da iyi olur diye düşündüm. Çok teşekkürler…

    Yanıtla
    • Cenk

      09 Temmuz 2014 ile 11:37

      Ebru – Yoğurdun yanında krema da olduğu için yoğurdun tek başına kıvamı belirlediğini söyleyemeyiz. Kitaptaki tariflerin hepsi blogdakilerden sonra geliştirildiği için kitaptakini baz almanızı tavsiye ederim ama daha önce deneyip memnun kaldıysanız bu tarifi de yapabilirsiniz.

      Yanıtla
  50. Ebru

    09 Temmuz 2014 ile 11:44

    Çabuk cevabınız için çok teşekkür ederim. Bu tarifin meyveli tatlılar arasında favorim olduğunu tekrar söylememe gerek yok sanırım. Ama tavsiyenizi dinleyip kitaptakini de denemek istiyorum, sizin uzmanlığınıza güvenim tam. Tekrar teşekkürler…

    Yanıtla

Önemli:Bloguma bıraktığınız yorum, tarafımdan onaylandıktan sonra yayımlanacaktır. Yorum bıraktığınız yazı ne kadar eski olursa olsun, yorumunuzu gözden kaçırmam mümkün değildir. Yorumunuz soru içeriyorsa; yanıt verebilmek için yazıyı incelemem gerekebileceği için yayımlanması biraz gecikebilir. Sorunuzu sormadan önce lütfen aynı veya benzer bir sorunun daha önce sorulup sormadığını önceki yorumları tarayarak emin olunuz.

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Birincil kenar çubuğu

17. BASKI (Mundi 4. BASKI)

Cafe Fernando - Bir pasta yaptım, yanağını dayar uyursun

Amazon // Can Yayınları // Kitapyurdu // diğer
The Artful Baker

Amazon US
Kindle // Apple Books // Google Play
Amazon UK // Amazon CA // Amazon AU

SOSYAL MEDYA

Instagram // YouTube // RSS
Facebook // Twitter // Pinterest

EKİPMAN

KÜTÜPHANEM

Footer

Best of Cafe Fernando

L’Orange

Mozaik Pasta Tarifi

Hayatınızda Yiyeceğiniz En İyi Çikolatalı Dondurma

Pastırmalı Yumurta

Çikolatalı Cheesecake

Çikolatalı Babka

COPYRIGHT © 2025 · Cenk Sönmezsoy