Paris’te bir dükkana girdim, yanağımı nereye dayayıp uyuyacağımı şaşırdım. Dükkanın adı A l’Etoile d’Or, sahibi de 70’lerinde gencecik bir kız. Gencecik diyorum çünkü bildiğiniz pilili lise eteği ve hırka kombinasyonunu tamamlayan yandan örgülü sarı saçları, bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ve gözlerinden fışkıran ateşle benden bile genç duruyor.
Paris’teki ikinci günümde meşhur Moulin Rouge’un gölgesindeki Blanche metro durağının girişinde David Lebovitz‘le buluştuk. Yemek meraklıları David’in blogunu çok iyi bilir. Çikolatanın kitabını defalarca yazmış olan David uzun senelerdir Paris’te yaşıyor. Selimiye ve Bodrum‘da büyük keyifle okuduğum, Paris’e yolu düşen her yemek meraklısının baştan sonra okuması gereken, “The Sweet Life in Paris”, artık basımı durdurulmuş ve kullanılmış kopyaları altın değerinde olan “Room for Dessert”, tariflerin yanısıra dünyanın en iyi çikolatacılarının anlatıldığı “The Great Book of Chocolate” ve dondurma söz konusu olduğunda referans olarak kabul edilen “The Perfect Scoop” gibi kitapları var.
Tatlı kitaplarının yanı sıra Paris’te çikolata turları da düzenleyen David’le tanışmayı uzun süredir iple çekiyordum. Gitmeden önce e-mail attığımda nereye gitmek istediğimi sordu. Cevap günler öncesinden hazırdı: A l’Etoile d’Or. Gitmeden önce sayısız blogda fotoğraflarını incelediğim bu şeker ve çikolata dükkanını çok sevdiğim Baylan‘a benzetmiştim. David’in Paris’teki en iyi şeker dükkanı olarak tanımladığı A l’Etoile d’Or bu iddialı söylemin hakkını fazlasıyla veriyor.