• Birinci navigasyona geç
  • Skip to main content
  • Birinci sidebar'a geç
  • Alt alana geç

Cafe Fernando

  • HAKKIMDA
  • YEMEK KİTABIM
  • ÖLÇÜLER
  • ARŞİV
  • EKİPMAN
  • ENGLISH

A l’Etoile d’Or – Paris

Paris’te bir dükkana girdim, yanağımı nereye dayayıp uyuyacağımı şaşırdım. Dükkanın adı A l’Etoile d’Or, sahibi de 70’lerinde gencecik bir kız. Gencecik diyorum çünkü bildiğiniz pilili lise eteği ve hırka kombinasyonunu tamamlayan yandan örgülü sarı saçları, bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ve gözlerinden fışkıran ateşle benden bile genç duruyor.

Paris’teki ikinci günümde meşhur Moulin Rouge’un gölgesindeki Blanche metro durağının girişinde David Lebovitz‘le buluştuk. Yemek meraklıları David’in blogunu çok iyi bilir. Çikolatanın kitabını defalarca yazmış olan David uzun senelerdir Paris’te yaşıyor. Selimiye ve Bodrum‘da büyük keyifle okuduğum, Paris’e yolu düşen her yemek meraklısının baştan sonra okuması gereken, “The Sweet Life in Paris”, artık basımı durdurulmuş ve kullanılmış kopyaları altın değerinde olan “Room for Dessert”, tariflerin yanısıra dünyanın en iyi çikolatacılarının anlatıldığı “The Great Book of Chocolate” ve dondurma söz konusu olduğunda referans olarak kabul edilen “The Perfect Scoop” gibi kitapları var.

Tatlı kitaplarının yanı sıra Paris’te çikolata turları da düzenleyen David’le tanışmayı uzun süredir iple çekiyordum. Gitmeden önce e-mail attığımda nereye gitmek istediğimi sordu. Cevap günler öncesinden hazırdı: A l’Etoile d’Or. Gitmeden önce sayısız blogda fotoğraflarını incelediğim bu şeker ve çikolata dükkanını çok sevdiğim Baylan‘a benzetmiştim. David’in Paris’teki en iyi şeker dükkanı olarak tanımladığı A l’Etoile d’Or bu iddialı söylemin hakkını fazlasıyla veriyor.

Devamını oku >>

11 Aralık 2009 · 67 Yorum Kategori: Best of Cafe Fernando, Gezi ve Seyahat, Paris Etiket: David Lebovitz, Denise Acabo, fleur de sel, karamel, Paris

Paris Fotoğrafları

Paris kazan ben kepçe bir hafta geçirdim. Beş gün diye gittim, bir haftaya uzattım. Yine de yetmedi. İki değil oniki gün uzatsam da yetmeyecekti ya…

Paris’e gidip, uyanık geçirdiği zamanının büyük kısmını pastane dolaşıp karamel şekeri ve başka bir sürü tatlıyı mideye indirerek geçiren, ve buna rağmen kilo vererek ülkesine geri dönen ilk turist benim herhalde. Ama sebebi var. Çok yürüdüm. Çok çok çok yürüdüm. Sırtımda tam 4 kilo çeken fotoğraf makinem ve lenslerimin olduğu sırt çantamla beraber hem de. Sabah 9 akşam 6 yürüdüm. Şöyle bir kafeye oturup kaykılarak kahve içip geleni geçeni izlediğimi hatırlamıyorum. Yaptıysam da yorgunluktan ne yaptığımın farkında değildim herhalde. Paris’in metrosu şahane ama bir şehri yürüyerek gezmek, bloglarda ve dergilerde bahsedilmeyen ufak tefek dükkanları keşfetmenin tadı da ayrı.

Nerelere gittim, neler yedim, neler içtim, neler aldım haftaya birçok farklı yazıda anlatacağım. Ama onun öncesinde Paris fotoğrafları.

Devamını oku >>

04 Aralık 2009 · 70 Yorum Kategori: Gezi ve Seyahat, Paris Etiket: Paris

  • « Önceki
  • Sayfa 1
  • Interim pages omitted …
  • Sayfa 51
  • Sayfa 52
  • Sayfa 53
  • Sayfa 54
  • Sayfa 55
  • Interim pages omitted …
  • Sayfa 113
  • Sonraki »

Birincil kenar çubuğu

17. BASKI (Mundi 4. BASKI)

Cafe Fernando - Bir pasta yaptım, yanağını dayar uyursun

Amazon // Can Yayınları // Kitapyurdu // diğer
The Artful Baker

Amazon US
Kindle // Apple Books // Google Play
Amazon UK // Amazon CA // Amazon AU

SOSYAL MEDYA

Instagram // YouTube // RSS
Facebook // Twitter // Pinterest

EKİPMAN

KÜTÜPHANEM

Footer

Best of Cafe Fernando

Kakaolu Puding

Brownie

Asya Usulü Sebzeli Tavuk

Ve Bitti!

Tahinli ve Leblebili Brownie

Çikolatalı Babka

COPYRIGHT © 2025 · Cenk Sönmezsoy