Kruvasan maceram şöyle başladı… Vera’yla brunch menüsüne karar verdikten sonra oluşan tablo biraz korkutucuydu. Belki de kalabalık sofralar için pişirmeye alışık olmadığımdandır ama hesaplamalarıma göre iki gün boyunca hamur açmak, kabarmalarını beklemek ve pişirmek gerekiyordu. Durum böyle olunca bunların üstüne vakit, dikkat, enerji ve sabır gerektiren bir tarif daha eklemek delilikti ama dayanamadım. Kabarmış, üstü çıtır çıtır ve hafif yanık, tereyağı kokan ve kopardığında bütün kırıntıları etrafa saçılan kruvasanlar aklıma girdi.
Kruvasan hayalleri kurduğum gecelerden birinde televizyonda Jacques Torres’in yemek programında kruvasan konusuna denk gelince tamam dedim. Cenk bu sana evrenin bir mesajı. Başla yarım kilo tereyağını karıştırmaya.
Kruvasan tarifi uzun süre önce aldığım ama bugüne kadar içinden pek fazla tarif denemediğim Dorie Greenspan‘in bir diğer ödüllü yemek kitabı “Baking with Julia” dan. Kitap vakti zamanında PBS kanalında yayınlanan efsanevi Julia Child’ın ünlü aşçılarla yemekler pişirdiği “Julia Child: Lessons with Master Chefs” programından alınan tariflerden oluşuyor. Bu kruvasan tarifine katkısı olan aşçı da Esther McManus.
Bir gece önceden hamuru ve tereyağını hazırlamak tarifin en basit kısmı. Mikser kabına malzemeleri koyup düğmeye basıyorsunuz, o kadar.
O kadar olmasına o kadar ama yüksek hızda 5 dakika boyunca taş gibi sert soğuk tereyağını çırpınca mikserimin kabı sıkıştı kaldı. Zar zor tereyağını spatulayla alıp paketledim ama hamuru hazırlamak için bir şekilde kabı yerinden çıkartmam gerekiyordu. Gecenin ikisinde birkaç çekiç darbesinden sonra o problem de çözüldü. Fakat yatarken aklımda hala birçok soru işareti vardı:
- Bu iki kaşık un neye yarıyordu?
- Niye yarım kilo tereyağını küp küp kesip unla çırpıp tekrar soğutmak yerine mis gibi paketinden çıkartıp direkt hamurun ortasına koyamıyordum?
- Ne zamandan beri Google’da arama yapıp karşına çıkan fotoğrafları makalelerde gönül rahatlığıyla kullanmak Türk gazetelerinin alışkanlığı haline geldi?
- Bir fotoğrafın üzerindeki bariz bir şekilde yerleştirilmiş telif hakkı saklıdır ibaresini kesip yemek eklerine malzeme yapmak ne zamandan beri Türkiye’deki gazetecilik okullarında öğretiliyor?
- Her yemek ekinde kol böreği tarifi olmak zorunda mıdır?
- Her yemek ekine ortalama 3 börek tarifi düşmesi nedendir?
- Gazetelerde çalışan “Görsel Yönetmen”lerin iş tanımında fotoğraf hırsızlığı yapmak var mıdır?
- Gerçekten de işleri, adı üstünde, orada burada buldukları görselleri ne şekilde isterlerse o şekilde yönetmek midir?
- Eğer öyleyse, her eli mouse tutan “Görsel Yönetmen” olabilir diyebilir miyiz?
- Her yayını takip eden, telif haklarımın eli maşalı bekçileri Cafe Fernando ajanlarının haklarını nasıl öderim?
İşte bu sorularla boğuşup durdum.
Bir kısmının cevabını ise bir gün sonra tarifi araştırırken denk geldiğim programın orijinal videosunda buldum. Un, tereyağının içindeki bir miktar suyu emmesi için koyuluyor. Çırpılmadan önce ufak küplere kesmek de hızla çırpılmasını, böylelikle de tereyağının erimemesini sağlıyor.
Eğer tarifi deneyecekseniz önce tarifi baştan sona okumanızı öneririm.
İşte ilk katlamadan sonra kruvasan hamurunun görüntüsü:
Bu da en son katlamadan sonraki görüntü. Hamurda çatlaklar var ama Dorie tarifi yazarken bunun doğal olduğunu belirtmiş.
Burada da kruvasanlar tepsiye dizilmişler, üzerlerine yumurta sürülmelerini bekliyorlar:
İlk denemem olduğu göz önüne alınırsa ben sonuçtan çok memnun kaldım. Kruvasanlar nar gibi kızardılar. Reçel, bal, kaymak, Nutella… önümüze ne çıktıysa onu sürüp yedik.
İkinci katlama esnasında hamuru açmakta biraz zorlandım. Bunun üzerine de ufak bir savaş yaşandı hamurla aramızda. Keşke videoları önceden seyretseydim dedim. Esther Hanım’ın dediğine göre açmakta zorlandığımız an buzdolabına kaldırıp dinlenmeye bırakmak gerekiyormuş. Aklınızda bulunsun.
Bir rüya daha gerçek oldu. Bakalım sırada ne var…
KRUVASAN TARİFİ
Tarif Dorie Greenspan’in “Baking with Julia: Savor the Joys of Baking with America’s Best Bakers” kitabından alınmıştır.
Malzemeler
20-24 adet kruvasan için
Hamur için:
- 28 gram taze maya
- 3.75 su bardağı (525 gram) un
- 1/3 su bardağı (70 gram) şeker
- 2 çay kaşığı tuz
- 1 su bardağı süt
Tereyağı için:
- 500 gram tuzsuz tereyağı, soğuk ve 1-2 santimlik küpler halinde kesilmiş
- 2 çorba kaşığı un
Üzeri için:
- 1 çorba kaşığı su ile çırpılmış 1 adet yumurta
Yapılışı
Hamuru hazırlamak için:
Maya, şeker,un, tuz ve sütü bir kaba alıp mikserin en düşük hızında 1-2 dakika kadar (bir araya gelene kadar) karıştırın. Eğer hamur çok kuru görünüyorsa birer çorba kaşığı süt daha ekleyerek (maksimum 3 çorba kaşığı) karıştırmaya devam edin. Daha sonra mikseri yüksek hızında yaklaşık 4 dakika çalıştırarak yumuşak ve yapışmayan bir hamur elde edin. Bütün malzemelerin birbirine iyice karışması için 3. dakikada hamuru kaptan çıkartıp ceviz büyüklüğünde parçalar kopartıp kaba aktararak karıştırmaya devam edin.
Hamur bir araya geldiğinde streç filmle sarıp plastik bir poşetin içine yerleştirin ve önce oda sıcaklığında 30 dakika bekletip ardından buzdolabında minimum 8 saat bekletin.
Tereyağını hazırlamak için:
Soğuk tereyağını 1-2 santimetrelik küplere kesip bir kaba alın ve unu ekleyip en yüksek hızda 2 dakika boyunca mikserle karıştırın. Tereyağına vurarak elinizle oval bir şekil verin (2 santim kalınlığında 15-16 santim uzunluğunda) ve streç filme sarıp buzdolabına kaldırın.
Tereyağını hamura yedirmek için:
Hafifçe unladığınız tezgaha hamuru alıp 25 cm x 43 cm boyutunda bir dikdörtgen olarak açın. Tereyağını hamurun ortasına koyup hamuru bir mektup katlar gibi tereyağının üzerine katlayın. Katlarken hamurun kenarlarından biraz gerip sağlam bir şekilde bastırın. Bir merdane yardımıyla en ortadan başlayarak dışa doğru tereyağının tepesine vurarak hamura eşit oranda yayın. İşlem bittiğinde 2 santim kalınlığında ve 15×35 santimetre ebatlarında bir dikdörtgen elde etmelisiniz.
Hafifçe unlanmış tezgaha hamuru alıp açmaya başlayın. İçindeki tereyağının erimemesi için hızla açmanız gerekiyor. Bu aşamada ne büyüklükte açılması gerektiği orijinal tarifte verilmemiş. Açıkçası ben de tam olarak hatırlamıyorum ama biraz düzleyip üzerini streç filme kapayın (video linklerinden ilkinde yaklaşık olarak ebadı görebilirsiniz) ve 1-2 saat buzdolabında dinlendirin. Eğer içindeki tereyağının erimediğine eminseniz beklemeden de alttaki adıma geçebilirsiniz.
1. Katlama:
Hamuru yaklaşık olarak 35 cm x 65 cm büyüklüğünde hafifçe unlanmış bir tezgahta açın. Bir fırçayla tepesindeki fazlalık olan unları fırçalayıp yine mektup katlar gibi üçe katlayın. Katlanmış hamurun ebadı 35 cm x 20 cm olacaktır.
Bir tepsiye alıp üzerini streç filmle örtün ve buzdolabında minimum 2 saat dinlendirin.
2. Katlama:
Hamurun uzun tarafı size bakacak şekilde unlanmış bir tezgaha alın ve yine 35 cm x 65 cm büyüklüğünde açın. Tekrar mektup katlar gibi üçe katlayın, üzerini örtün ve buzdolabında minimum 2 saat dinlenmeye bırakın.
3. Katlama:
Tekrar hamurun uzun tarafı size bakacak şekilde unlanmış bir tezgaha alın ve yine 35 cm x 65 cm büyüklüğünde açın. Bu sefer sağ ve sol taraflardan hamurun orta noktasına doğru katlayın ve sonra ikiye katlayın. Katlanmış hamur toplam 4 kat olacaktır.
Bir fırçayla tepesindeki fazlalık olan unları fırçalayın, üzerini örtüp 2 saat daha dinlenmeye bırakın. Eğer kruvasanları hemen hazırlamayacaksanız bu şekilde paketleyip 1 ay kadar derin dondurucuda saklayabilirsiniz.
Hamuru açmak için:
Tezgahı unlayıp hamurun kısa tarafı size bakacak şekilde hamuru tezgaha alın. Hamuru her parça 18 cm uzunluğunda ve 16 cm genişliğinde olacak şekilde ortadan ikiye kesin. Bir parçayı buzdolabında dinlendirirken diğer parçayı yaklaşık 60 cm x 40 cm ebadında açın.
Hamuru kesmek için:
Uzun tarafından ikiye katlayıp kruvasan üçgenlerini kesin. Hamuru katladığınız için üst üste iki adet üçgen elde edeceksiniz. Daha sonra bu parçaları açıp ortasından kesin. Yaklaşık 10-14 adet üçgen elde edeceksiniz. Hamurun diğer yarısıyla da bu işlemleri tekrarlayın.
İki adet fırın tepsisine parşömen kağıdı serip bir kenara ayırın.
Şekil vermek için:
Ellerinizi ıslak bir havluya silip nemlendirin. Üçgenleri teker teker elinize alın ve sivri ucundan hafifçe çekerek yaklaşık iki katı kadar gerin ve sivri ucu size bakacak şekilde tezgaha koyun. Geniş kısmının iki ucuna işaret parmağınızla bastırarak hamuru sonuna kadar yuvarlayın.
Kruvasanları aralarında boşluk bırakarak (üç katı kadar büyüyeceklerini hesaplayarak) fırın tepsisine yerleştirin.
Pişirmek için:
Suyla çırptığınız yumurtayı fırça yardımıyla tepelerine sürüp üzerlerini kapatmadan oda sıcaklığında yaklaşık 3 katı kadar şişene dek bekletin. Fırınınızı önceden 180 derecede ısıtın. Kruvasanların tepesine yumurta karışımından tekrar sürüp önceden ısıtılmış fırında 12 dakika kadar pişirin. Fırın tepsilerinin yerlerini değiştirip ve döndürüp 4-6 dakika kadar daha pişirin.
Biraz oda sıcaklığına gelmelerini bekledikten sonra da servis yapın. Aynı gün içinde tüketmenizi öneririm.
Merhabalar Cenk Bey,
Öncelikle belirtmek isterim ki bu kadar sabır gerektiren bir yiyeceği yaptığınız için sizi tebrik ederim. Her zaman denemek istemişimdir, ama püf noktaları yapılmasının zaman alması ve de bir tane küçük bir tatlı cadıyla şimdilik sadece hayal benim için. Her ne kadar uzak durup hazırını almamaya çalışsamda bazılarını evde yapamadığım için satın alıyorum. Ama sizin bütün tepsinizi alabilirim!!! Ye beni diyorlar, ellerinize sağlık.
Esenlikler dilerim.
Sevim Kerküklü
Rüyalarını gerçeğe dönüştüren adam,
Okurken ve önerdiğin videoları izlerken bile çok keyif aldım. Kimbilir deneyip de başarılı olunduğunda nasıl mutluluk verici bir duygudur bu.O nedenle seni çok iyi anlıyorum.
Bütün kruvasanlar (Türkiyede ve yurt dışındaki pastanelerde yapılanları kastediyorum)bu yöntemle mi yapılıyor? Çünkü elimdeki tariflerden bu işin bu kadar meşakkatli olduğu izlenimini edinmemiştim.
Fransa’da yediğim kruvasanların yanında Türkiyedekilerden hiç memnun kalmıyorum. Ya kullandıkları yağlar ya da başka bir teknikle yapılıyor olması etkiliyor olabilir mi?Çok sevdiğim halde içerdiği yağdan dolayı denemeyi hiç düşünmemiştim ama senin tarifinle bir kez olsun denemek farz oldu. Becerebilir miyim bilmem?
Böylesine leziz bir çöreğin orijinal tarifiyle bizleri buluşturduğun için sana çok teşekkür ederim.
Sevgilerimle.
Eli maşalı ajanlarından biri
Tarif için teşekkürler.Nihayet iyi bir tarif.Sizin tarif 3. Kruvasan denemem oldu.Çok lezzetli ve gerçek kruvasan lezzeti. Tarifi okuduğunuzda gözünüz korkuyor fakat yapması zor değil.
Bunu evde yapmaya cesaret edebilirmiyim bilmiyorum. Belki birgün diyelim… Ama sizinkiler ilk deneme olmasına rağmen tek kelimeyle muhteşem görünüyorlar. Tadlarınında görüntülerden farksız olmadığını düşünüyorum. Ellerinize sağlık.
Sevgili Cenk, simdi sirada ici elmali, kayisili, armutlu, kremali(ben sevmem), nutellali kruvasanlar yapmak, yaninda mis gibi bir kahve hazirlamak ve arkadaslariniza 1 kruvasan-1 kahvenin yaklasik 350 kalori oldugunu soylememek olmali (1 porsiyon domates soslu makarnaya esdeger). Kahvenin son yudumu icilirken, izinsiz fotograf kullananlarla ilgili hangi yasal yolun izlenecegi de dusunulebilir tabii..
Roma’ya yolunuz duserse, bar Romoli’de gece 1’den itibaren henuz firindan cikmis kruvasanlari tatmanizi oneririm (gece 12’den itibaren sira baslar barin onunde)
Yazmayi unutmusum, cok ince ve cok citir gorunuyorlar gercekten de.. Yani neredeyse kruvasan+kahve kokusu taaa buralara geldi.
Bu arada bayağı merak ettim mikser hala hayatta mı, hani yaparsam birgün aklımda olsun.
Sevim Kerküklü
Saat 23:23
Tam yatmadan önce, yeni yazının e-maili geldi: Kruvasanlar…
Bu evrenin bir mesajı olmalı.
Yakınlarda Paul de yok artık… Sabah erkenden Cadde’de kruvasanı iyi bir yer bulmalı. Cenk’i nerden bulacağız?!
Esther’i izledikten sonra, sıradan bir pastane/cafede yediğimiz kruvasanların neden çok da lezzetli olmadığını anlamak hiç güç değil!
Denesem mi diyordum da… Videodan sonra biraz hmmm dedim. “Benim -gittiği yere kadar- yöntemiyle bu iş zor!” :))
Tereyağını ve hamuru soğuttuktan sonra bir tam günü ‘croissant’a vakfedebileceğim gün, o gündür :))
Yatmadan son not:
Sen delisin
ben de bu kadar sabır gerektiren bi tarifi yapmanın da ötesinde, bu kadar açık ve ayrıntılı anlatmanıza teşekkür ederim:)ellerine sağlık!!
Merhabalar Cenk Bey,
Kokusu taaa buralara geldi, ahhh kahve ve reçelle süper olurdu şimdi olsaydı da… Çıtır çıtır oluş ellerinize sağlık, ama gözüm korktu yapmaya cesaret edene kadar bekleek zorundayız..
Sevgiler,
yarım kilo tereyağ ile nasıl oldu inan çok merak ettim. görünt hiçte yağlıymış hissi vermiyor ama denermiyim bilemiyorum , yazdıklarını okuyunca yapılışı zahmetli geldi 🙂 eline sağlık
benim blogada beklerim
Kruvasan yapmaya hep korkardım. Korkum arttı 🙂
Merhaba Cenk…nefis görünüyor bu kruvasanlar…süper olmuslar.Yapmasi biraz zahmetli ama o citir citir görüntüye degmezmi? Sevgiler
zehra
Merhaba Cenk,
yaptıklarına yiyecek denmemeli, “sanat eseri” denebilir ancak..
Tebrikler 😉
Merhaba Cenk,
Ben yeni üye oldum Cafe Fernando’ya. Yemek tariflerini ve yorumlarını severek takip ediyorum. Yakında zamanda mutfaga girip tarifleri deneyeceğim.
Sevgilerle,
Sumru Akcan
Yani cenk bey yapacağım varsa da gözüm korktu vazgeçtim! Neymiş bu kruvasan böyle.Ne kadar meşakatli bir hamurişi.Siz mutlu sona ulaşmışsınız darısı başımıza.Ellerinize sağlık.
merhaba
sessiz sessiz takip eden okuyucunum.ilk gördüğümde hem yakışıklı hem becerikli inşallah oğlum da bu gence benzer dedim.ince ruhlu çalışkan ve azimlisin seni bütün gönlümle tebrik ediyorum.inşallah benim biricik tatlı akıllı oğlumda senin gibi kötü alışkanlıkları olmayan bir delikanlı olur.bu arada oğlum 5 yaşında.başarıların devamını dilerim.hoşçakal
Cenk merhaba,
Çok severim kruvasanı.Hep kruvasan yapmak isterim ama kendimi durdururum.Bu yazı bana korkmamam gerektiğini gösterdi.Sanırım deneyeceğim, tabii ki tavsiyelerini göz önünde bulundurarak.
Ellerine sağlık
Müge
mutlaka yapmalıyım.
digütürkte seyrettim geçen sabah, zaten ozaman cesaretlenmiştim, şimdide siz cesaretin devamı oldunuz.
süpperr görünüyor sevgili cenk.. notlarınızı aldık. deftere kaydettik. tşkrlr.
elinize sağlık
Aferin valla sabir isi ben ugrasmak istedim kac kere ama henuz kendime guvenemiyorum bana bizim sehrimizdeki yeni acilan italyan bakery cok yakin orada sabah taze yapiyorlar canim cok isterse gidiyorum yarim duzune aliyorum ve birde cok yagli oldugu cin fazla yememeye calisiyorum..
sana afiyet olsun..
Sevgili Cenk seni kutlarım
meğer ne kadar zormuş kruvasan yapmak.Bende Jacques Torres programını işlemiştim hatta o çeşit çeşit yapmıştı orda seyrederken bu kadar zor gelmemişti.Bir daha seyretmeye çalışacağım.
Ben verdiğin linkten videoyu açamadım diğer maillerde arkadaşlar açmışlar neden olabilir ?
bir de tarifi yarı ölçü yapsak tutar mı?çünkü bu kadar sayı bizim için fazla.
Sevgili Cenk;
bir önceki yorumuma verdiğin cevaba çok sevindiğimi belirtmek isterim,tam olarak ne olduğunu açıklamamış olsan bile güzel bir şeylerin habercisi olduğu belli 🙂 Umarım herşey güzel olur senin için ve istek listemizde birinci sıradaki brownilerden sonra ikinci sıraya kruvasanları eklemiş bulunmaktayız. Başarılar dilerim 🙂
Yorum bırakan herkese çok teşekkür ederim. Bu kadar uğraştan sonra beğenildiğini duyduğuma çok sevindim. Bu tarifi tekrar deneyip bir sonraki seferde çikolatalısını deneyeceğim. Umarım onu da bu kadar beğenirsiniz.
Işıl – Bildiğim kadarıyla hepsi bu şekilde yapılıyor. Ufak tefek değişiklikler elbette vardır ama katlaması vs. yöntem mutlaka aynıdır.
Mehtap – Roma’ya kadar gelip o sıraya girmez miyim? Notunu aldım! Değişik malzemelerle doldurulmuş versiyonlarını da ileride yapmayı düşünüyorum..
Sevim – Mikser hala hayatta!
Banu – Haklısın. 1 gününü ayırmak gerekiyor işin hakkını verebilmek için. Bu tarif aceleye getirecek cinsten değil.
Serpil – Linki kontrol ettim. Alta doğru iki videonun da linki mevcut ve çalışıyor. Otomatik açılan pencerede bağlantı hızını seçip seyredebiliyorsun. Belki senin ayarlarından kaynaklanıyor olabilir. Tarifi yarım ölçü yapmak nasıl olur bilemiyorum. Orijinal tarifte böyle bir ibare yok. Sanırım tam ölçü yapıp yarısını dondurmak çok daha akıllıca olur. 12 tane kruvasan için bu kadar uğraşılmaz, benden söylemesi.
farmau – Tam olarak açıklamamış olmamın sebebi sonradan mahçup olmamak. Aklımda ufak bir proje fikri var, etrafımdaki insanlara sorup fikirlerini alıyorum. Yakında tam zamanlı blog yazmaya başlayınca hayata geçirmeyi planlıyorum. Bakalım nasıl olacak..
“Ne zamandan beri Google’da arama yapıp karşına çıkan fotoğrafları makalelerde gönül rahatlığıyla kullanmak Türk gazetelerinin alışkanlığı haline geldi?
Bir fotoğrafın üzerindeki bariz bir şekilde yerleştirilmiş telif hakkı saklıdır ibaresini kesip yemek eklerine malzeme yapmak ne zamandan beri Türkiye’deki gazetecilik okullarında öğretiliyor?
Gazetelerde çalışan “Görsel Yönetmen”lerin iş tanımında fotoğraf hırsızlığı yapmak var mıdır?”
evet onlar kurumsal olmaları gereği daha da sinir bozucu da Allah aşkına ben bilmiyorum sizler en azından ingilizce bilen insanlarsınız.. bu dışarda da mı böyle Avrupa’da Amaerika’da.. bu da Türkler özgüyse ben gerçekten artık burdan gitmek istiyorum ya!!!
bak, yakın bir zamanda yapımını üstlendiğimiz bir çelik kapı firmasının sitesinden bütün fotograflarını ve önemli içerikleri çaldı BLOG sahibi özgün yaratıcı bi şahıs(!).. ve “beğendiğiniz varsa(bunu şaş kaza sitesine gelenler için yazmış) almanıza yardımcı olayım” diyor.. bayiisi sanki o çelik kapı şirketinin. ne çelik kapıcının adı geçiyor ne de başka bişey TÜRKİYE’de aracılık, emlakçılık, bedavacılık, emeksiz onun bunun sırtından nası para kazanırım durumu mevcut ya o da bu yolu tutturmuş..
çelik kapı şirletinin sahibi, SAHİBİ yahu.. “ben sizi tanımıyorum size yetki vermedim malımı satmanız için ve bu içerikleri fotoları kullanamazsınız” dedi.. ne link verilmiş, ne de adı firmanın. hiç söz etmiyor..
” ee bedava reklamını yapıyorum daha ne istiyon ayrıca git nereye şikayet edersen et” dedi yahu!!
bu internette oluyor diye insanlar doğal gibi algılıyor HIRSIZLIK bu yahu.. bu bildiğin adi HIRSIZLIK!!!!!!
bu hırsızlardan birini de Google’a şikayet ettim. çünkü adam sayısız firmanın (bizim de) içeriklerini alt alta eklemiş ADSENSE reklam alıyor.. ya böyle bişey var mı yaa.. bunun nasıl denetimi olmaz.
senden ricam tüm internete emeğini koyanlar adına Allah aşkına buradan yazmakla yetinme gazeteyi ifşa et, onlara da yaz, hakkını ara lütfen.. lütfen..
üzüldüm yanii Cenk’ciğim hislerini anlıyorum. kendimi tutamayıp yazdım sürç-i lisan eyledimse kusura kalma lütfen.. en iyi dileklerimle.. sevgiler..
sen zor diyorsan ben hiç denemeyim derim:))
Süper bunlar yahu 😉
Sevinç – Anlattığın olay birçok kişinin sorunu. Internet ortamında bu tip hırsızlıklara o kadar alıştık ki. Kim olduğunu, iletişim bilgilerini koymuyorlar sonra da nereye şikayet edeceğini şaşırıyorsun… Bunlara alıştık ama bu ayıbı yapan bir kurum olunca iş farklı bir boyut kazanıyor. Hele bir de telif hakkını belirten ibare kopartılıp atılınca bu düpedüz bilerek yapılmış oluyor. Deneyimsiz, tecrübesiz bir elemanımız yapmış diyip bir mazeret de bulunması imkansız oluyor (ki şunu da belirtmek isterim; bir görselin üzerinde hakkı saklıdır yazmasa bile bütün telif hakları saklıdır). Yoksa çalıp çırpıp kendine blog hazırlayanları, adsense reklamı almak için içerik çalanları buraya yazsak sabaha kadar okursun. Size de çok geçmiş olsun diyorum. Şu anda hala haklarım nelerdir diye öğrenmeye çalışıyorum. Şimdiye kadar aldığım bilgiler işin uzun ve yıldırıcı olduğunu gösteriyor..
fransada yasadigim icin her sabah 2 adim otedeki firindan almak daha kolayima geliyor kesinlikle
kahveyle oyle yakisiyorki=)
croissant nun tarihi bilmiyorsaniz asagidaki alintimdan okuyunuz derim=)
“Bir ay çöreği yemek, bir Türk yemektir”
“Batılıların kahvaltılarını lezzetlendiren hilal şeklindeki çörek, kruvasan, içi haşhaş tohumundan yapılmış malzemeyle doldurulan, yine hilal şeklindeki ayçöreği ya da Avusturyalıların milli tatlısı elmalı trudel, hep Türk tatlılarından, hamur işlerinden esinlenilmiş spesiyaliteleriydi. Croissant ya da Nussbengerl denen ay şeklindeki bu hamur işini Osmanlılar, Viyana Kuşatması’nda başarılı olamayınca, Avusturyalılar bundan tam 322 yıl önce, galibiyet sembolü olarak yapmış ve yemişler. İkinci Viyana kuşatmasında, Osmanlı bir gece tünel kazarak, kente girmeye karar verdi. Sadece fırıncılar ayakta. yeraltından gelen sesleri duymuşlar ve askerlerine haber vermişler. Saldırı geri püskürtülmüş. Avusturya veliahdı, şehrin kurtulmasını sağlayan fırıncılara bazı imtiyazlar sağlamış. Fırıncılar da hem prenslerine şükranlarını sunmak hem de o anı ölümsüzleştirmek için, Osmanlı bayrağının üzerindeki hilali andıran ve Hörnchen (boynuzcuk) adını verdikleri küçük ekmekler yapıp piyasaya sürmüşler. “Bir ay çöreği yemek, bir Türk yemektir” demişler.”
Alintidir*
öncelikle belirtmeliyim ki mükemmel gözüküyorlar.Tebrik ederim:)Jacques Torres’in kruvasan yaptığı programı da izledim ben de yapmak istedim.Hem çok sabırsız oldugumdan hem de kalorisi fazla oldugundan şimdilik yapmayı dusunmuyorum ama:)Bu kadar meşakkatli şeylerin altından ancak sen kalkarsın zaten:)
Merhabalar cenk bey
kruvasanlar nefis gorunuyor.
yapmasi biraz zahmetli gibi geldi, ama deger bir lezzet olduguna eminim.
ellerinize saglik.
selam ve sevgiler.
Cenk,nefis görünüyor.ellerine sağlık.Mutlaka deneyeceğim.Görüşmek üzere.Sevgiler…
Sabrına hayranım..:) Basarıyı fazlasıyla hak ediyorsun..
Sevgili Cenk
tebrikler herşey bir harika. Bu yazıyı okurken aklıma bişey takıldı. Sizi sürekli okuyorum ve şunu farkettim. Okuduğunuz takip ettiğiniz uyguladığınız tüm tarifler neredeyse yabancı kaynaklı. Tamam çok güzel değişik mutfakların farklı tariflerini uygulamak ve bizlere bunları aktarmak son derece değerli. Ama düşündüm de bir Türk Yemek Dergisi yada kitabı yada bir şefinin tarifini uyguladığınız sanki hiç okumadım. O da bana şunu hatırlattı. Ülkemizde iyi bir yemek kitabi, iyi bir aşçı profesyonel bir tv programı yokmu. Ben ççok çok da takipde değilim ama sizin gibi bu konuda uzman diyebileceğim marifette bir mutfak sever profesyonel bir tarif olsa kaçırmazdı diye düşündüm ne diyorsun bu konuda merak ettim. Sevgiler. Başarılar
Lala – Paylaştığın için çok teşekkürler.
Ayşe – Ülkemizde iyi yemek kitapları ve aşçılar muhakkak var. Dergileri takip ediyorum diyemem ama bugüne kadar elime geçenlerde bana hitap eden, daha önce görmediğim herhangi bir tarifle veya ağzımı sulandıracak bir fotoğrafla karşılaşmadım. Gazeteler konusunda takip ettiğim kadarıyla bana hitap eden yazılar da pek nadir. Bazıları malzemelerin arasında hala margarini sayıyor, bazıları bir hafta öncesinde Amerikan gazetelerinde yayınlanan yazıları tekrarlıyor, bazıları da fotoğraflarımı çalıyor 🙂 vs. Verdikleri yemek ekleri ise büsbütün hayal kırıklığı. Kol böreği ve vezir parmağının ötesine geçemiyorlar bir türlü. Durum böyle olunca da bir süre sonra tümden takip etmeyi bırakıyorsun. Hali hazırda da o kadar çok yemek kitabım ve dergilerde işaretlenmiş denenmeyi bekleyen tarif var ki bir kitap daha almadan önce çok ince eleyip sık dokuyorum. Uğradığın için çok teşekkürler.
Yemek kitapları ve dergileri konusunda sana katılmamak elde değil Cenk. Yabancı yayınları takip ettikçe, böylesine ‘zengin’ mutfağı olan bir kültürün yurt dışına pazarlanabilecek kalitede (görsel kalite de dahil olmak üzere) kitabının yok denecek kadar az olmasına üzülüyorum. Türk milli aşçı takımımız var; ilginç işler de yapıyorlar. Ama geçen ay onlardan birinin çıkarttığı bir kitabı şöyle bir inceledim. Yine görsel açıdan hafif hayal kırıklığı içeren bir kitaptı.
Tabii işin içine vizyonla beraber sanat da girince (gerek fotoğraf sanatı gerek yemek sanatı, estetik kaygılar vs) işler zorlaşıyor. Ciddiyet, sabır ve daha fazla ter gerekiyor 🙂
Ama sanıyorum ki (kısa vadede değilse bile) tarihini bilmediğimiz bir gün, Cenk böyle bir kitap çıkartır 😀 (Ama Marduk gelmeden olsun bari :))) )
Vera kim?
Banu – Ne denir ki böyle güzel bir dileğe? Umarım ileride o günleri de beraber görürüz. Çok teşekkürler.
Gizem – Vera çok yakın bir arkadaşım. Brunch’ın da ev sahibesi.
Niye siz bir seyler denemiyorsunuz cag baslatmiyorsunuz?? Tr de soyle bir yemek programi gormek isterdim ayni yabanci kanallarda ki gibi… Her seferinde degisik bir mekani gosteriyorsunuz ki bunu reklam olarak kullaniyor ve o mekanin usta sefinden iki uc tarif yayinliyorsunuz hem spesyallerini halka ogretmis oluyorsunuz hem de mutfagimiz birinci elden zenginlesmis oluyor…
Margarin konusunda size katiliyorum.. Once insanlara tereyagin zararindan bahsedip margarinlere alistirdilar simdi ya aslinda o kadar da zararli degilmis vucut isinda eriyormus diyorlar.. Tereyag ve zeytinyagin uzerine yag var mi?
vera hanım bu site yorumucularınıda brunch’a alabilirmi 😀 mumkunse kruvasanları cenk yapsın:)
hamurun benim açtıgım hamırdan daha super gozukuyor:) alkışlıyorum..kruvasan mumkunse hafta sonu yapılmalı sabah kalkıp aksama kadar ugrasılmalı:)
tekrar tebrikler..
sevgiler….
Amerikada kuru maya bulabiliyorum, denersem riskli olur mu? Elit tarifler,paylasim ve yonlendirmeleriniz icin tesekkur
Cenk başta Kruvasan tarifi için çok teşekkürler
uzun zamnadır bekliyodum haftasonu yapıcam
birde sana yeni bi soru sormak istiyorum
bu aralar ev yapımı bira yapmaya merak sardım bu konu hakkında bi bilgin var mı tavsiyelerin neler?
Nazan – Bence riske atma. Araştırırsan bulunduğun yerde yaş maya bulacağına eminim. Ya da kuru mayayla yapılan alternatif bir tarif araştırmanı tavsiye ederim.
Barış – Ev yapımı bira konusunda maalesef bir bilgim yok. Daha önceden hiç araştırmadığım bir konu olduğu için bir tavsiyede de bulunamayacağım. Tarifi umarım beğenirsin.
Özlem – Yağ konusunda hemfikirim. Yemek programı ise bana şimdilik biraz uzak. Zaten kimse bana o ameliyat eldivenlerini giydirip yemek pişirtemez (RTÜK şart koşuyormuş).
zarpandit_gokche – Hahahah olur söylerim Vera’ya!
aaa karşımda sürprizi bozduğum tarif duruyor 🙂 Ben içini çikolatalı hayal etmiştim! Şimdi çikolatalı kruvasan ve süt olsa ne güzel olurdu 🙂 Ellerine sağlık..
cenk merhaba,
uzun süredir bir çok tarifini deniyorum ama bu tarifi görünce yazmadan edemedim. ilk fırsatta bir günümü tamamen buna ayırıp kesinlikle yapacağım.kruvasan ve kahve muhteşem bir keyif.
ellerine sağlık
slmlar cenk bey siz naptınız?yahu bu nasıl bir görüntü çenem düştü resmen kruvasanlara bakarken,yeteneğiniz apaçık ortada ama gayretiniz takdire şayan doğrusu bu işin en iyilerindensiniz.bunun üzerine hiç bir kruvasan görüntüsü tanımıyorum.muhteşem!! muhteşem!! sevgiler…
gecenin üçünde çok fena oldu bu, ağlıcam şimdi kruvasan diye:) tarif benim anladığım kadarıyla meşakkatli olmaktan ziyade uzun soluklu, yoksa böyle süper el oyalayıcı bir durum yok gördüğüm kadarıyla.. burnuma tereyağı kokusu geliyor, çok fena:(
türk yemek dergileri ile ilgili eleştirinde hem haklısın hem de haksızsın.. gerçekten de bir noktadan sonra muazzam bir rutin içinde dönüyor dergiler: mevsimsel temalar, özel gün temaları, her sene bir kez çikolata dosyası, börek dosyası derken hepsi birbirine benziyor.. amma velakin türk toplumu da damak tadı konusunda oldukça tutucu.. bir çok insan için börek kahvaltıya da, akşam çayına da, öğünlere de uyacak doyurucu, lezzetli ve garantili bir yemek.. o nedenle bi dünya börek tarifi veriliyor.. haa şu da bir başka nokta: bizler pek okumayı filan da sevmiyoruz.. pek çok kadın dergileri sadece fikir almak için okuyor, belki çok ilginç bişi olursa bir kez deniyor.. ama sonra gene ıspanaklı börek, susamlı tuzlu kurabiye, peynirliği poğaça, kısır, kek.. aynı tencere yemekleri, aynı ekmekler, falan filan.. ha o zaman neden dergiler var diceksin, muhtemelen hoş vakit geçirmek, zaman zaman da “ay bu musakkadan gına geldi” dendiğinde yapacak bişi bulmak için.. bu kadar net konuşmamın sebebi de şu: ciddi bir yemek dergisi takipçisiyim.. sadece büyük medya gruplarının konvansiyonel dergileri (işte şu börekten geçilmeyen) varlıklarını sürdürebiliyorlar.. arada bir böyle sıradışı, görselleri de içeriği de zengin bişiler çıksa bile, kısa süre sonra kayboluyor.. ha bir de birebir çeviri tarifler olan dergiler var, inan bana onlar benim asabımı börekçi dergilerden daha fazla bozuyor.. dili bir garip, malzemeler çok yabancı (kimse zahmet edip senin gibi muadilini filan da söylemiyor), bir menüler yapılmış, sanırsın hepimiz fransız mutfağıyla besleniyoruz.. ötekiler hiç olmasa sıradan ama makul:)
görsel hırsızlığı konusunda yapabileceğin çok birşey yok doğrusu, arkasında bir hukuk bürosunu dolduracak kadar avukat olan medya grupları bile bu konuda çok verimli yasal işlem başlatamıyor.. burada olay “copy var right yok” kıvamında:)))
bi de görselleri güzel, içeriği zengin bir yerli yemek kitabı olarak 425gr’ı öneririm, yabancı örneklerini hiç aratmıyor.. umarım ben de günün birinde okumayı bırakır pişirmeye geçerim:) uzattım ama epeydir fırsat bulamıyordum, benim bu siteyi gece gezmekten vazgeçmem lazım, buzdolabı önünde fırtınalar kopuyor ondan sonra:)
Müge, Melek – Çok teşekkürler.
Sezer – Umarım istediğiniz gibi olur. Şimdiden afiyet olsun.
mezzoalto – Dediklerinize kısmen katılıyorum. Yemek konusunda biraz tutucuyuz. Farklı tatlara bakıp ne kadar güzelmiş diyip sonra dönüp dolaşıp börekte karar kılan çok insan vardır. Ama inanın böyle düşünmeyenler de var. Yemek dergilerini takip eden kaç kişi var ki? Bu dergilerin satış rakamları 15.000 – 20.000 adet arasında gidip geliyor. Kolaylıkla en fazla 50.000 adet kişi yemek dergilerini takip ediyor diyebiliriz. Bu rakam çok düşük. Acaba düşük olmasının bu tek düzelikle bir alakası olabilir mi? Ben hep aynı tarifler dönüp dolaşıyor diye dergi almayan yemek meraklıları da tanıyorum. Birebir çeviri olan dergiler konusunda da tamamen size katılıyorum. İlginiz ve yorumunuz için teşekkürler.
cenk merhaba ,
birşey sormak istiyorum. bu hamuru derin dondurucuda yada buzdolabında saklama koşulları nelerdir.bununla ilgili bir çalışman varsa bilgilendirirsen sevinirim.şekil vererekmi yoksa hamur şekillendirilmedenmi saklanmalı.şimdiden teşekkürler.
Merhaba Sezer – Tarifte 3. katlamadan sonra dondurucuda saklamayla ilgili bilgiyi bulabilirsin. Bence şekil verildikten sonra da buzlukta saklanabilir ama o zaman oda sıcaklığına gelmelerini beklerken tam anlamıyla kabarmayabilir. Bence en iyisi katlamalar bittikten sonra kullanmayacaksan yarısını sıkıca paketleyip sakla. Kullanacağın zaman bir gün öncesinde buzdolabında açılmaya bırak ertesi gün de tarife kaldığın yerinden devam et. Umarım bilgiler yardımcı olur.
cenk tekrar merhaba,
senin söylediğini dinlemeyip şekil verdikten sonra buzluğa attım 2 tane sırf denemek için.Bir gece önce buzluktan çıkarıp buzdolabında bekletip sabah dışarı oda sıcaklığında kabarmalarını sağladım. İlk önce hafif yapışkan bir doku oluştu.Daha sonra dışarda kabarmasını beklerken hamur kendini topladı ve sanki hiç buzluğa girmemiş gibi kabardı.Yani sonuç olarak buzlukta şekillendirip yapabiliyoruz.
Ayrıca ilk denememde bayağı sert bir hamur elde ettim senin süt için verdiğin bardak ölçüsü kaç ml.bilgi verirsen sevinirim.çünkü ikinci denememde un miktarını biraz azalttım benim bardağım 200 ml.yardımların için teşekkürler.
Merhaba Sezer – Notun için teşekkürler. 1 su bardağı 237 ml’ye denk geliyor. Dilersen sonrası için Ölçüler sayfasını referans alabilirsin.
bikaç gün önce naçizane bi poğaça tarifi verip sitenize atıfta bulunarak daha güzelinin var olabileceğinden bahsetmiştim o merakla geldim baktım ki yanılmadığımı gördüm allahım sen nelere kâdrsin diyorum ve ellerinize sağlık diyorum en kocamanından
ehlikeyf – Yazınızı şimdi gördüm 🙂 Güzel sözleriniz için çok teşekkürler.
merhabalar sitenizi severek ve beğeniyle takip ediyorum…Tarifiniz harika!!!
Mayalı hamurdan yapılan her şeyi çok severek yerim fakat nedenini bilmediğim bir sebebten dolayı benim hazırladığım maya tutmaz???
Püf noktası varmıdır??? Yani nedenini çözemedim!!!
Teşekkürler…
CEYDA
Ceyda – Çok teşekkürler. Mayanın bozuk olması dışında aklıma bir şey gelmiyor. Püf noktaları ne tip maya kullandığınıza göre değişecektir. Siz hangisinden bahsediyorsunuz? Yaş mı kuru mu?
merhaba ben kruvasan tarifini arıyorum 10 sene önce isviçrede giffili diye bişey vardı içi çikolatalı çok lezzetliydiler görüntü olarak aynı kruvasana benziyodu ama giffilinin içinde çikolata vardı ve beraber pişiyorlardı bir bilginiz var mı acaba giffili ve kruvasan aynı kişiler mi beni aydınlatırsanız arayışımdan kurtarmış olcaksınız by
fatoş – Bahsettiğin giffili’yi daha önce görmediğim için kesin bir şey söyleyemiyorum. Kruvasan tarifiyse altta yer alıyor. Kapamadan önce ortasına çikolata koyarsan sanırım yakın bir tat elde edebilirsin.
bu zor tarife uğraş verip yaptığınız için sizi tebrik ediyorum bunu en kısa zamanda deneyip görüşlerimi bildireceğim ama çok güzel göründükleri aşikar:)elerinize sağlık cenk abicim. bi de chesscake olayını açarsanız sevinirim çünkü tam bi tatlı delisiyim inş. yepyeni chesscake tariflerinizi de okurum ilerleyen zamanlarda:)
merhaba
tarifin videosunda kruvasanın arasına ne konulduğunu anlayamadım yardım lütfen….
Serap – Ortası şişkin görünsün diye hamur parçası yuvarlayıp koyuyorlar.
Merhaba Cenk, her cumartesi sabahı bu pazar bu kruasanı yapacagım diye erkenden kalkıyorum ama cesaret edemiyorum, hamur savasından korkuyorum ne yalan soyleyeyım, cok ayrıntılı guzel bır anlatım olmus . Sizden aldıgım cesaretle bu hafta bu kruasanı yapacagım.Beceremezsem hamuru erkek arkadasıma actırırım, kendisi pizza ustası 🙂 Yeri degil ama yurtdısında yasıyorum burnumda simit kokusu gitmiyor sitede simit yapımı ile alakalı tarif var mı ? Ellerine saglik
Duygu – Kolay gelsin. Umarım afiyetle yersiniz. Simit tarifi henüz yok ama benim de çok denemek istediğim bir tarif. Umarım ileride..
merhaba tarifiniz harika gorunuyor. ben australia da yasıyorum. kuru mayadan baska alternatifim yok . ne kadar kullanmalıyım bir ufak paket 7 gr yeterli olurmu acaba? yardımcı olursanız cok sevinirim. tesk ler
Humeyra – Maalesef kuru maya ne kadar koymak gerekir kesin bir şey söyleyemiyorum ama 7 gr bana az geldi. İstersen 2 paket kullanıp bir deneme yapabilirsin ya da risk almayıp kuru maya kullanılan başka bir tarif araştırabilirsin.. Şimdiden afiyet olsun.
yeniden merhaba cenk bey
internetten arastırdım yarı miktarı olması gerekiyormus.28 gr yas maya yerine 14 gr kuru maya. ilginize tesk.ler
üşenmemişsiniz:)bravo
tereyağına un mu demişler.hımmm.suyunu tutması içinmniymiş. margarinde de suyu tutması için nişasta kullanılşdığını duymuştum. sosiste nişastayı kullanıyorlar suyunu tutsun diye.nişasta olsa olmazmıymış neden illa un demişlerki( neyse zaten konuyla ilgili en ufak fikrim yok , ustalar öyle demişse öyledir;))
eveeet…Dün hamurumu yaptım (aslan gibi kitchen aid’im kendini şaşırdı,öyle parça parça da koydum yine de alet delirdi, bişey olmamıştır umarım diye dua ediyorum), dolaba koydum. bugün çıkarttım, içine tereyağını koydum. iyice dövdüm şimdi dolapta beklemekte hazretleri… diğer bölümde hamuru o kdr ince açabilecek miyim göreceğiz. valla bence cesaret etmenin tek yolu videoyu izlemeden önce hamuru yapmak:) sonra diyosun “yazık olmasın…” hamur sertti ama ya, o teyzemizin yaptığı gibi benimki öyle hemen ipek gibi olmadı!!!valla şöyle diyim yanımdaki yardımcım bugün işi bırakmazsa, bi daha hiç bırakmaz. videodakilere de ben “teyze” diyorum o da “deliler” diyor.
bir avukat olarak not: bu copyright işleri biz de pek istenilen noktaya gelmedi.
Filiz Hanım – Merak ettim, lütfen sonucu da bildiriniz. Güzel oldu mu? Ağızda dağıldı mı?
canım çıktı!!!ayrıca anladım neden sizin bir yemek blogunuz var ve benim neden yok!!!tenis dersi iptal oldu, dedik görümcemle hadi şunu yapalım artık. dedim:”hazret bence kendini daha hazır hissetmiyor” dedi: ohoo daha ne kdr beklicez!!!bunun zamanı gemiş” dedim iyi o zmn bu bir işaret. çıkarttık hamuru, başladım açmaya ama ne oldu bu teyzenin temmuzdayız tereyağının çıkması çok normal dediği tereyağları ben de tüm tezgahı kapladı!!!yani altı yapıştı. teyzemizin deyimiyle:”başım belada!!!
ne yapacaz ne yapacaz derken…görümcemin tavsiyesiyle “DAYADIM UNU”. hamurun şekli değişti. yani bildiğin çiğ köfte yoğurur gibi yoğurmaya başladım!!!sonra açtım. şekil verdim. öyle elimde kaydırarak da olmadı. onu da bildiğin üçgen şeklinde kesip merdane ile tekrar açtım. ve o şekilde sardım. tam Türk usulü yani!!!allahtan yaparken biralarımızı da açmıştık ki bu rezilliğimi çok eğlenerek karşıladık…ya resmen yapamadım. ama inatla pişirdim. görümcem der ki nefis olmuş. ben yorumsuzum bu konuda.
filiz – En azından eğlenmişsiniz 🙂 Görümcenize bakılırsa malzemeler de boşuna gitmemiş. Kruvasanı yapması kolay değil ama şaşırtıcı bir şekilde birkaç denemede işi kapıp hızlanıyor, dolayısıyla hiçbir şey erimeden ve unu dayamadan açıp kesip şekil verebiliyorsunuz. Biraz daha alıştırma yapmak lazım çünkü sonuç uğraşmalara fazlasıyla değiyor.
Ben de sessiz sessiz blogunu takip ediyorum.Bir kere yorum yazmışımdır.Bugün canım sana mektup yazmak istedi.
Genelde şirkette yemek saati öncesi zamanım oluyor,bakıyorum ve deliriyorum.Bugün eski yazılara baktım ve uzun zamandır yapmak istediğim Korova kurabiyelerini yapmaya karar verdim.Pazartesi benim mütevazi blogumun yıldönümü.(seninki gibi muhteşem bir yemek blogu değil öyle hatıra defteri gibi benimki) Kurabiyeleri yaparsam,resim koyup seni link vereceğim.Daha yemeden enfes olduğu kurabiyelerin bize tanıtan sensin. Yine eski yazılarda bu kruvasan tarifini gördüm.Helal olsun valla evde yapmışşın.Ben Milano’da yaşıyorum ve Brioches delisiyim.Brioches daha tatlıdır croissant’a nazaran.Kimbilir sen ne düşünüyorsun bu konuda? O brunch sofrasındaki stil ne hoştu.Bu kadar güzel,zarif,detaylı ve eğlenceli tarifler yazan birinin sofrasını kurarken de böyle hoş,trendy bir zevke sahibi olacağı belliydi zaten.
Focaccia yapmış ve farkını öyle güzel tanımlamışşın ki!! Birgün deneyeceğim. Milano’da bazen çok yağlı yapabiliyorlar,her an Genova ve civarına gidemem maalesef.
İyi haftasonları sana güzel İstanbul’da!
Carriemel – Çok teşekkürler mektubun ve güzel sözlerin için. Blogunun yıldönümü de kutlu olsun! Brioche mu dedin!! Ben de çok severim. İnanılmaz ama gerçek tam 10 dakika önce oda sıcaklığında kabarmaya bıraktım iki porsiyonunu. Cafe Fernando’da paylaştım önceden tarifini. Sitede brioche’a ait 5 ayrı yazı var, belki bakmak istersin:
Aa hemen bakıyorum zamanım kısıtlı olduğu için çok istememe rağmen tüm yazılarını okumadım.Sen İstanbul’da iyi brioches nerden buluyorsun?? Çok acıktım bugün öğlen tipik bir italyan trattoria’ya gideceğim.Sahibi 84 yaşında filan kendi alıyor siparişleri
Carriemel – Ben İstanbul’da brioche yapıp satan bir yer görmedim. Gördüğün gibi hep evde kendim yapıyorum.
Cenk bey merhaba
blougunuzla nette pesto tarifi ariyordum ve oyle tanistim. Nekadar yazi var ise hepsini okudum, tebrik ederim, bir cogunu denemeyi dusunuyorum.
Kruvasani cok sevdigim icin ve uzun zamandir yapmak istedigim icin ilk denemem bu olmasina karar verdim.
Yas maya bulamadim, kuru kullandim, tek fark bu, diyer hepsini aynen uyguladim.
Goruntu harika oldu, aynen sizinkiler gibi, kat kat, citir citir, fakat yagli yemek yememe ragmen, benim zevkim icin cok yagli oldular. Sicak yenemez durumdadilar, ancak soguduklarinda yiyebildik. Yarisini cikolatali yapmistim ve cikolata biraz durumu kurtardi.
Sizinkiler hic yagli gorumnuyor, sebebi ne olabilir.
Bir sonraki denememde tereyagini azaltmayi dusunuyorum, bir sakincasi varmidir sizce? 500gr una 500gr tere yag fazla deyil mi gercekten?
Bu guzel tarifler icin bir daha tebrik ederim.
Kolay gelsin
Goruntu harika oldu
Sefie – Tarif Dorie Greenspan’e ait. Onun tariflerine gözüm kapalı giriştiğim için herhangi bir malzemeyi azaltmak – ki tereyağ bu tarifte başrolde – hiç aklıma gelmedi. Ama bana göre çok yağlı olmuyor, onu da eklemem lazım. Eğer sizin yiyemeyeceğiniz kadar yağlı olduysa elbette azaltabilirsin. Yalnız unutmamak lazım, bu tarifin en önemli unsuru tereyağını hamur katmanlarına eşit şekilde yaymak. Herhangi bir katmanda bu eşit yayılım gerçekleşmediyse ve tereyağı katı kalın kaçtıysa bahsettiğin gibi çok yağlı bir görünüm oluşabilir. Harfiyen uyguladıysan diyeceğim yok elbette.
ben tarifi birebir uyguladım ama ilk denemem hüsranla sonuçlandı. ikincisinde biraz daha gelişme vardı ama iki sorunla karşılaştım yine. 1. yeterince kabarmadılar 2. açarken her seferinde zorlandım, bu durumda tekrar dolapta dinlendirin yazıyor ama nafile, bu konuda ya yeteneksizim:) ya da bir şeyleri yanlış yapıyorum. tarif için teşekkürler
Merhaba !
Öncelikle geçen 4 yıl için en içten tebriklerimi yolluyorum…Blogunuz sizin renklerinizi ve samimiyetinizi yansıtıyor…
Hayatta en sevdiğim şeylerden birisi de ,sabahları
mis gibi kahve kokusuyla yanında taze kruvasan la
güne başlamaktır…Maalesef tarif biraz moralimi bozdu 🙁 umarım günün birinde becerebilirim…
Neden güzel şeyler hep zor yoldan olur!!!!
denedim, çok güzel oldular. 80lik validem kendini tutamayıp 3 tane hemen yedi : ) teşekkür ederim detaylı tarif için
birsen şahin – Ellerinize sağlık. Yiyenlere de afiyet olsun.
Cenk meraba
kruvasanlari büyük bir titizlikle yaptım söylediklerini adım adım uyguladım fakat seninkilerle tek ortak noktası icinin hamuru oldu dış görünüşü hiç beğenmedim citir cıtirda olmadı ev oturmalarında yapılan ay coreginden bı farkı yoktu ve cokkk üzüldüm sence sebebi ne olabilir bı fikrin var mı? Pazar kahvaltısına hazirliycaktim herkes bayilarak yedi ama malesf ben beğenmedim…
Seyma – Kruvasan yaparken o kadar çok şey ters gidebilir ki, sizin durumunuzda neler oldu neler bitti bilmem olanaksız. Yazının içinde bütün püf noktalar yer alıyor. Bunun ötesinde anlatılacak bir şey kalmıyor. Ama yılmayın, ileriki denemelerde daha iyi sonuçlar alacağınıza eminim.
Bu İlk kruvasan denememdi. Tam bir fiyasko olmasada idare edebilir sanırım.Tatmanızı ve suratınızdaki ifadeyi qÖrebilmeyi isterdim :)). Umarım daha iyisini yapabilirim.Önümde uzun senelerim var.) Mikserimi bu hale getiren bu tarifi defalarca yapacaqıma sÖz veriyorum :)). Tarifi paylaştıqınız için teşekkür ederim.
Cenk resimlerini kullanmışlar:(((((((
Kınıyorum ve sana da bildiriyorum
(link)
Çiğdem35 – Haber verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Şikayet bildiriminde bulundum, birkaç güne içeriği kaldırırlar.
Emeğe saygı duymayan insanlara daha farklı yaptırımlar olabilse keşke.Hoşçakal.
çiğdem35 – Aslında öyle güzel yaptırımlar var ki… Konumuz olan hırsızlık Facebook çatısı altında olduğu için çok ileri gidemiyorum. Gerçi sizin keşfettiğiniz tarifin dışında 15-20 tane daha tarifimi fotoğraflarıyla beraber çalıp (copyright kısmını kesip bir de) yayınlamışlar. 2 ayrı şikayette bulundum. Bu tip tekrarlanan durumlarda daha sert olacaklarını umuyorum ama genelde bir şey olduğu yok. O içerik kaldırılıyor, grup da hayatına devam ediyor. Bu ayrı bir sitede olduğu zaman Google’a şikayet ediyorum, sayfa Google arama sonuçlarından kaldırıldığı gibi eğer site sahibi Adsense üyesi ve reklam gelirini Google sayesinde kazanıyorsa ilk uyarıda bir haftalık ceza sonrasında ise sonsuza kadar ceza alıyor. Reklam gelirinin sıfırlanması da zaten hırsızlara en büyük ceza.
Cenk bey ,
öncelikle tebrikler , sizi uzun süredir takip etmeme rağmen , aradığım tarifin En gerçeğini sizde bulabileceğim bugün geldi aklıma . şükür! tarifi çok güzel açıklamışsınız fakat bişey takıldı kafama önerdiğiniz belli bir un markası var mı?
sevgiler.
hvd – Teşekkürler. Son bir yıldır Karahan’ın unları kullanıyorum.
senin bu kadar iyi yemek özellikle tatlı yapmanı kıskanıyorum (:
CENK MERHABA ,
kruvasana aralık ayından beri başlamaya cesaret edemedim:) açıkçası tarifi defalarca okumama rağmen bahsettiğin video linkinden tarife ait videoları bulamıyorum. Bir yardım isiteyebilir miyim? video linkini tam olarak verebilmem mümkün mü ? kolay gelsin .
hivda – Şimdi baktım, siteden videoları kaldırmışlar. Tek yol DVD’yi satın almak.
Çok teşekkürler Cenk, ama bulabilir miyim ?
hivda – Amazon.com’da bulabilirsiniz.
Taze maya=yaş maya ?
Ebru – Evet.
bu tarif ekşi maya ile de çalışır mı acaba?
cem – Elbette çalışır ama ne miktarda ekşi maya kullanmak lazım, adımlar ne kadar uzar bilemem. Tartine Bread var mı sende? Orada kruvasan tarifi de var. Denenmiş, onaylanmış bir tarif üzerinden yürümek daha güvenli olur. (not: Şurada tarifin uyarlanmış bir halini buldum)
Merhaba blogunuza bayıldım yaptıklarınız buradan bakılınca rüya gibi tebrik ederim :)Büyük bir hevesle bu kruvasanları denemeye giriştim fakat sonuç hüsran oldu. Ne yazık ki yayıldılar ve sanki hazır milföy hamurunu yuvarlayıp pişirmişim gibi bir hal aldılar. Tadlarına gelince o da milföyden farksız oldu. Sanırım kıvıramadım bu işi bir daha dener miyim bilinmez 🙂
Merhaba Cenk Bey..Iki gundur bu bayila bayila okugugum kruvasani yapmaya calisiyorum..Disi tam istedigim citirlikta,tadi tam istedigim kivamda oldu ama ici bildigimiz kruvasanlar gibi bos bos olmadi..Yayinladiginiz tarifin her asamasini defalarca okuyup harfi harfine yaptim ama nerede hata yaptigimi bulamadim..Neden olabilir acaba?? eger hatami bulabilirsem tekrar deneme cesaretini kendimde bulabilirim yoksa bidaha yapacagimi sanmiyorum…
Yasemib – Yeterince kabarmamış olabilirler. Malum kış ayları, kabarmaları diğer mevsimlere göre daha fazla zaman alacaktır.
tarifi denedim süper oldu ben 400 gr tereyağ kullandım ama daha da azaltılabilir çok değil ama belki biraz daha az olabilir.. paylaşımınız için çok teşekkür ederim .. 🙂
Merhaba, dün hamuru hazırladım. Şu an tereyağını hamura yedirdim ve dolapta dinleniyor.
Dün miksere maya ve sütü koydum. Şekeri hassas terazi ile ölçecem. Dur dedim tabak yerine bardakla ölçeyim. 70 gr. şeker yarım bardak oldu. O zaman dedim ki cafe fernandonun bardak ile bizim bardak farklı. Ve ben sütü klasik 200 ml. lik bardak ile koymuştum. Unu da ölçtükten sonra sizin kullandığınız barağın 200 değil 250 ml. lik olduğuna kanaat getirdim. Yanılıyor muyum?
Toplamda 250 gr. süt + 3-5 çorba kaşığı daha süt ilave ettim. Hamur baya katı gibi geldi bana ama daha süt eklemedim.
Sizden ricam sütün yanına da gr. olarak ölçü yazmanız. Bu, tarifi denemek isteyenlerin yanılmasını engeller. Çünkü çoğumuz bardak olarak 200 ml. olanları kullanıyoruz.
mutfak kimyası – Ölçüler kısmında temel malzemelerin hepsinin gramajları yer alıyor. Tariflerde kullandığım su bardağı 240 ml’ye denk. Vaktim olunca eski tarifleri de bu şekilde güncelleyeceğim; o zamana kadar Ölçüler sayfasına bakmanızı öneririm.
Cevap için teşekkürler. Ben tereyağını 410 gr. kullanmıştım ama çok ağır oldu. Benim hayalimde daha hafif kruvasanlar vardı. Bir dahaki denememde 250-300 gr. a kadar düşürüp deneyeceğim.
Tereyağı hamura yedirme aşamasında merdane ile vurma yöntemi videoda izlediğim gibi kolay olmadı. Tezgah kırılacak hissine kapıldım. Komşuları da rahatsız etmemek için tereyağı un karışımını bir poşet içerisine alarak merdane ile istediğim boyda açıp hamurun ortasına yerleştirdim.
Son olarak buradaki bir tarifi kendi anlatımım ve kendi resimlerim ile kaynak göstererek blogumda paylaşmamda bir sakınca var mıdır?
mutfak kimyası – Kolay gelsin. Kendi fotoğraflarınız ve kelimelerinizle anlattığınız sürece sakıncası yoktur.
Merhaba,
Tarifteki 2 çorba kaşığı un kaç gram ediyor.
Sevgilerimle,
Fatma
Fatma – Ölçüler sayfasında temel malzemelerin gram cinsinden ağırlıklarını bulabilirsiniz.
selamlar,
kruvasan çok severim ve dün ilk denememi yaptım. herşey yolunda gitti ve muhteşem oldu 🙂
sadece yerken içindeki yağ tadı hoş değildi. yağı dağıtma aşamasında mı hata yaptım acaba? ya da diyorum her katlama ve açma aşamasında yağı azar azar mı eklesem? önerilerinizi bekliyorum.
sevgiler 🙂
zuhal – Olabilir. Yağı azar azar eklemek mümkün değil. Tarif o kadar fazla adım içeriyor ki yanlışın nerede olduğunu kestirmek güç. Birkaç denemeden sonra tarife daha hakim olacağınıza eminim.
Cenk bunu da yaptın ya. Bravo diyorum sana. Ben bir kere deneyip tereyağ eriyince sinirim bozulmuştu. Yine de yapmıştım ama pek güzel olmamışlardı. Yine deneyeceğim sayende.
Acaba İzmir gevreği (simit yani) de yapmayı düşünür müydün? Sen nasıl yapardın acaba?
Gözde – Ana sayfada var, gözünüzden kaçtı mı acaba?
Evet, sonradan farkettim 🙂
Cenk merhaba…kruvasan tarifini denedim tadı çok güzel oldu ancak şekil verdiğim kruvasanların yüzde sekseni yayıldı. Şekil verme aşaması mı yanlış oldu sence yoksa başka bi hatamı yaptım? Bu arada bütün aşamaları hem senden hem videodan itakip ederek yaptım. Teşekkür ederim cevabın için…
Ceren – Yayıldı derken? Fırında pişerken kabardıkları için bir miktar yayılmaları da doğal.
yayıldı derken tepsiyle aynı hizada oldu nerdeyse ama bazılarına bişey olmadı 🙁 dışarda fırına girmeden önceki bekleme aşamasında çok da kabarmadılar o yüzden mi yayıldı acaba?
ceren – Ne derece kabardıklarını görmediğim için bilemiyorum ama tepsiyle aynı hizada olmaları hiç normal değil. Beklettiğiniz ortam çok mu sıcaktı?
hayır bekledikleri ortam çok sıcak değildi cenk, bi yerde hata yaptım ama bilmiyorum. tekrar deniceğim ve bu sefer çok güzel oldular diye sana bildireceğim…cevapların için çok teşekkürler…
İyi günler. öncelikle bu harika tarifle bizi buluşturduğunuz için teşekkür ederim.ben denemek istiyorum. Bir tek sorum olacak. hamuru bekletme saatleri önerdiğiniz saatlerin üzerine çıkabilir mi? 8 saat yerine 10 saat,ya da 2 saat yerine 3-4 saat olabilir mi? tekrar teşekkürler
funda uçkan – Biraz daha çıkabilir. Buzdolabında kabarma yavaşlasa da sonuçta içinde maya var. 8 yerine 10, 2 yerine 3-4 saat olabilir.
Merhaba Cenk Bey, öncelikle başarılı kitabınız için sizi kutluyorum, ben kruvasanı kitabınızda ki tarife göre uyguladım ancak hamurun arasına tereyağ katmanını koyduktan sonra açarken tereyağ hiç bir zaman hamura homojen dağılmadı içinde parçalar halinde görünüyordu hatta en son fırına verirken bile görünüyorlardı. Piştiğinde de kabarmadı ve tepsiye yayıldılar. Sizce neden olabilir?
Gökçe – Sanırım tereyağı katmanınız çok soğuktu. Homojen dağılması çok önemli. Tarifte de bu püf noktasını belirtmiştim. İlginç çünkü genelde tam tersi, tereyağı katmanının fazla yumuşaması problemdir.
Merhaba Cenk Bey,kitabınızdaki kruvasan tarifinizin tereyağı katmanını az öce hazırladım.Fakat yağlı kağıttan yaptığım cepte açarken un parçalarının homojen dağılmadığını gördüm.Ben el mikseri kullanmıştım.Acaba biraz donunca tekrar tereyağını doğrayıp yeniden mikserle çırpıp açsam ve sonra tekrardan dondursam işe yarar mı?
Selma Dönmez – Eğer yer yer çok fazla topaklanmış un görüyorsanız evet, eğer durum o kadar ciddi değilse bence gerek yok.
cenk selam,
maya olarak bizim ekşi mayayı kullanabilir miyim?
sevgiler.
burcu denizer – Elbette ama tarifin ona göre adapte edilmesi gerekebilir. Denemediğim için kesin bir şey söyleyemiyorum.
Merhaba,
tarifte 500 gr tereyag tek seferde hamurun ortasına yerleştiriliyor. henuz denemedim ama şunu merak ettim; uc kez dolaba girdigini düşünürsek hamurun, her seferinde 500/3 kadar yagı içine yerleştirip o şekilde açsak hamuru, yagı daha guzel yedirmiş olmaz mıyız hamura? neden tek seferde?
Betül – Amacımız yağı hamura “yedirmek” kesinlikle değil. Amaç, tereyağını katlar arasına yaymak, bu da ancak hamuru katlayarak mümkün. Üç seferde eklerseniz katların düzenini bozmuş olursunuz.
cenk bey merhaba, kruvasan tarifi daha ikinci katlamada elimde patladı. hamur yırtılmaya ve tereyağı merdaneye bulaşmaya başladı. sanırım hamuru fazla ince tutmuşum. baya patladı her yerden çıktı yağ. şu noktada ne yapsam bilemiyorum açıkçası. sanırım atıcam komple harcı. :/
sıla – Maalesef bu aşamada yapacak çok bir şey yok.
Merhaba,Kitabınızdaki kruvasan tarifinin hikaye bölümünde 6. paragrafta ”Kruvasanları ertesi sabah erkenden pişirip servis etmek istiyorsanız şekil verdikten hemen sonra oda sıcaklığında kabarmaya bırakın ve buzlukta dondurup ertesi gün çözülmesini beklemeden fırına verin..”ibaresi var.
Yapılış kısmında ise 244. sayfada şekil verdikten sonra kabaran hamurları üzerleri kapalı olarak yarım saat buzlukta bekletin ve daha sonra pişirmek istersek,hamurların üzerini bastırdığımızda göçmeyecek kadar sertleşene dek yarım saat daha buzlukta bekletip ardından tek tek streçleyip buzdolabı poşetinde buzlukta saklayabileceğimizi,pişirmek istediğimiz zaman ise bir gece önceden buzdolabı kısmına alıp çözdürdükten sonra soğukken fırına verebileceğimizi yazmışsınız.
Hangisini uygulasam daha iyi olur? 244. sayfada yapılış bölümünde bahsettiğiniz gibi dondurduğum kruvasanları bir gece önceden buzdolabına alıp çözdürüp fakat hala soğukken sıcak fırına verip pişirmeliyim?
Yahut buzluktan alıp direkt (hikaye bölümünde anlattığınız gibi)ısınmış fırına verip pişirmeliyim? Kusura bakmayınız çok uzun yazdım,,fakat ancak bu kadar kısaltabildim :))
Selma Dönmez – Eğer buzlukta birden fazla gün beklediyse, ideal olan, çözdürdükten sonra soğukken fırına vermek ama bunu planlamanız mümkün değilse buzluktan çıkarıp direkt fırına da verebilirsiniz. Eğer bir önceki gün hazırladıysanız ve sadece gece boyunca buzlukta beklediyse, önceden çözülmesini beklemenize hiç gerek yok.
lında bu hamur sarıyer böreğinin hamuruna benziyor katmerli hamur da denir bunlara.gerçi milföyde aynı işi görür gibiamaaynı lezzet asla yakalanamaz ellerine saglık.italya gezimden sonra 10 yıl falan kruvasan görmeye dayanamıcam :)ama bir ara denicem teşşekürler….
Cenk Bey merhaba. Kitabınızdaki tarifiniz ile yaptığım mükemmel kruvasanlarım oldu. Hazırladığım anda pişirdiğim kruvasanlar gerçekten kabarmaktan neredeyse yarılmak üzereydiler ve kopardığımda içleri kat kat ve dışı çıtır çıtır döküldüler.Fotoğraflarını görmenizi isterdim. Ancak paketleyip buzlukta sakladıklarımı pişirdiğimde aynı sonucu alamadım. Pişirmeden önce buzdolabında çözülmeye bıraktım. Dolaptan çıkarıp direk fırına koydum. Ne ertesi gün ne de birkaç gün sonra pişirdiklerim ne kabardılar ne de içleri kat kat oldu. Neyi yanlış veya eksik yapmış olabilirim.
Müge – Buzdolabında ne kadar süreyle çözülmeye bıraktığınızla alakalı olabilir. Hamurun içinde maya olduğu için uzun süre buzdolabında beklediğinde hamur mayalanmaya devam edebilir. Geceden koyup ertesi sabah pişirdiyseniz sorun olmaz ama daha uzun süreleri tavsiye etmem. Çözülmeye bırakmak yerine direkt buzluktan fırına vermek de bir alternatif olabilir (pişirme süresi uzayacaktır).
Cenk Bey çok teşekkür ederim. Haklısınız, dolapta birkaç gün bekledi. Dediğiniz gibi deneyeceğim.
Merhaba, birşeyler yapmadan önce iner yorumlara bakardım hep bu sitede. Belki kruvasan yapımı gözünü korkutmuş Kişiler olabilir aramızda. Ben kitabını ilk aldığımda kruvasan anlatımını görür görmez sayfaları pas geçtim. Asssla yapamayacağım tarif olarak mıh gibi kazıdım aklıma. Gel zaman git zaman boş bir günümde neden olmasın diyerek sıvasım kolları. Elim öyle alıştı öyle hız kazandım ki en az yirmi kez yapmışımdır. Ve ben Türkiye sınırları içinde vallahi de böyle kruvasan yemedim billahi de böyle kruvasan yemedim. Tanesini 15 tl ye aldığımız pastanelere gidip o kruvasansa bu ne, bu kruvasansa o ne demek istiyorum ?
Merhaba bugun baska birinin tarifinden yaptim. Mayali hanurun arsina tereyag surup bir saat bekletin sonra sekil verip pisirin diyordu. Tabiki fiyasko?? ne kadar zahmetli bi tarif.. ins bir gun yapabilirim..
Merhaba Cenk,
Biraz senin kitaptan, biraz David Lebovitz’in tarifinden siyezle mesela bir tam buğday kruvasan deneyeyim dedim ama elime yüzüme bulaştı galiba. https://www.davidlebovitz.com/whole-wheat-croissants-croissant-recipe/
Senin resimlerde yumuşak, uysal bir hamur gibi görünüyor. Isınma problemi yaşamadığıma eminim. Ama soğuk açmaya çalıştıkça katladığım kenarları kırılıyor. Kırılan yerden yağ çıkıyor tabi. Acaba unun düşük gluten oranı, o lastiksi yapısının olmaması sonucunu doğuruyor olabilir mi? Ben bu Anadolu buğdaylarını çok lezzetli buluyorum ama başıma iş alıyorum galiba hep böyle 🙂
Size tavsiyem ilk etapta uyguladığınız tarifi birebir denemeniz. Değişiklikler, tarife aşina olduktan sonra başlamalı.
Cenk Bey selamlar. Tereyağını unla karıştırmak yerine suyu azaltılmış sade yağ kullansak yine aynı noktaya ulaşırız diye düşünüyorum ama emin de olamadım, fikrinizi alabilir miyim?
Tereyağının içindeki su, kruvasanlar pişerken buharlaşıp katman katman olması için gerekli. Dolayısıyla tariften şaşmamanızı tavsiye ederim.
Cenk Bey merhaba, hangi tereyağını önerirsiniz kruvasanlar için? Sağlıklı günler dilerim.
Herhangi bir markayı kullanabilirsiniz. Özel bir önerim yok.
Merhaba… Bu denediğim dördüncü tarifiniz. Efsane oldu, teşekkürler ?? biraz daha abartayım; yediğim en iyi kruvasandı. Yalnız; herşeyi ölçerek yaptım. Sadece sütü, standart su bardakları vardır ya, onunla ölçerek koydum ve çok sert bir hamur elde ettim. Dinlendirdikten sonra bile açılamayacak kadar sert olduğu için yarım bardağa yakındı sanırım, süt ve su ilavesi yaptım. Bilemiyorum belki de benim kullandığım undan kaynaklanıyordur. Undan una fark eder diyorlar çünkü. Ama ne olursa olsun sonuç mükemmel oldu. Emeğinize sağlık.
Bu kadar detaylı bir şekilde anlattığınız için teşekkürler. Uyduruk değil orijinal tarif aradığımda sitenizi ziyaret ediyorum. İnsanın hem gözü korkuyor hem de kaliteli bir yiyecek çıkacağı için heves ediyor
yalnız Video olduğunu yazmışsınız ama ben göremedim, link falan da yok. Nereden ulaşabilirim acaba?
Tam olarak hatırlamıyorum ama sanırım Youtube’da denk gelmiştim.
Cenk Bey merhaba bahsettiğiniz video linkini paylaşabilir misiniz?
Maalesef linki yok.