20 Nisan 2008 Pazar, sabahın körü, Cafe Fernando Rezidansı. Kahvaltıdan yaklaşık 5 saat önce.
4:45 AM – İnsanlar gece gezmesinden yeni yeni evlerine dönerken ben, gözlerim kan çanağı, uyanıyorum. Blog aşkına Kasımpaşa Kastamonu Pazarı’na gidilecek. Hem de 7, 8 gibi makul saatlerde değil, klimamın borularını kemiren karga daha bokunu yemeden gitmem lazım. Restoran sahipleri ve meraklılar malların en iyilerini toparlamadan, nadir otlar da tükenmeden orada olmak şart. Normalde erken kalkınca gözlerim yarı kapalı bir şekilde sürünerek kahve makinesinin yolunu tutarım ama bu kadar erken kalkınca nedense gözlerim ardına kadar açık ve sanki her zamankinden daha enerjiğim. Pek şaşkın, hızlı adımlarla mutfağa doğru ilerliyorum. Bir gece öncesinden kahveyi ölçüp, suyunu hazırlamışım, makinenin düğmesine basıp duşa giriyorum. Vaktinde orada olmak için dakika dakika plan yapmışım; içim rahat. Duşta aniden aklıma oturduğum sitenin belalısı kadın geliyor. Ya yine arabasını benim arabamın arkasına park ettiyse? Saçlarımı şampuanlarken çok moralim bozuluyor. Kendisinin binbir dereden su getirip aşağıya inmesi ve arabasını çekmesi genelde yarım saat sürüyor. Hemen bu ihtimali unutmaya çalışıyorum.
4:55 AM – Oh, kendime geldim. 5 dakika içinde evden çıkmam lazım. 15 dakika yol sürse, yolda kaybolup bir 15 dakika daha heba etsem 5:30’da oradayım. Pazara Changa’cılardan sonra adımımı atarsam ne olayım.
5:00 AM – Arabaya atladığım gibi yola koyuluyorum. Havaya girmem lazım. 3 kere “4 Minutes”, tam 12 dakika sonra, pazarı elimle koymuş gibi buluyorum.
5:12 AM – Arabamı ilk bulduğum yere park edip pazara doğru yürümeye başlıyorum.
5:15 AM – Pazar anlatılanlardan da güzel. Girişte tonton teyzeler gözleme yapıyor. Beni görünce el sallayıp tezgaha çağırıyorlar. İçlerinden belli ki en serseri olanı “Gel oğlum, yaklaş. Uzaktan bakmak olmaz öyle. Seç. Peynirli mi istersin, otlu mu, yoksa her ikisi de mi? Çeşminaaaaaaz, demli bir çay dök çocuğa, pek bir uykulu bakıyor bu!” diyor.
5:25 AM – Neşeme diyecek yok. Bir elimde gözlemem, diğerinde demli çayım pazarı şöyle bir süzüyorum. Tezgahlar rengarenk. En çok yeşillik görüyorum. Kırmızı tezgahın üzerindeki ekmekler “Bitir gözlemeyi de gel sür tereyağı kuşburnu marmelatı da beni ye” diye bağırıyor.
Pazarın orta yerinde koskocaman bir çeşme var. Bir musluğundan kahverengi ve koyu kıvamda bir şey akıyor. Tonton teyzeye dönüp sorunca “Aaaaa yavrum, sen ilk defa geliyorsun buraya herhalde, Nutella çeşmesi o” diyor.
5:30 AM – Derken, “Sürpriiiiiiiz, adımızı göklere yazdırdım, aşkı da arasına kondurdum, üstüne yıldız kaktırdım, süpriz süpriz sürpiz aşşşşkımmm…” Evet, süpriz. Ağır uykumdan bu şarkıyla uyanmış bulunuyorum (bu arada sürpriz demişken… yarın Radikal alın). Bu da demektir ki, baş ucumdaki çalar saatli radyo 45 dakikadır bangır bangır yayın yapıyor. Uyuşmuş bir şekilde zorla şarkının sonunu getirip kalkıyorum.
5:40 AM – Rüyamdakinin aksine hiç enerjik, mutlu ve heyecanlı değilim. Bacaklarımı sürüyerek mutfağa gidiyorum. Gerçekten de kahve ve suyu hazırlamışım. Düğmeye basıp duşa giriyorum. Yavaş çekimde duşumu aldıktan sonra giyinip termosumu dolduruyorum ve arabaya binip yola çıkıyorum.
6:00 AM – E5 karayoluna çıkıp Okmeydanı sapağını bekleyerek giderken Mecidiyeköy’den sonra Kasımpaşa yazıyor. Haydaaaa, e hani Okmeydanı yazacaktı? Bir kararsızlık içinde sapıyorum. Bilmem ne Paşa bulvarını arıyor gözlerim ama hiçbir yerde yazdığı yok. Aklıma estiği gibi devam ederken elbette ki kayboluyorum.
6:15 AM – Hiç şaşırmıyorum. Sonra nasıl oluyorsa E5’in karşı tarafına geçiyorum. Bir bakıyorum Okmeydanı sapağı. Anlıyorum ki tarif eden arkadaşın çıkış noktası tamamen benim düşündüğümün tersi. Sabah sabah bu kadar çabuk bir şekilde bu bilmeceyi çözdüğüm için kendimle gurur duyup Perpa’ya doğru sapıyorum. Derken yol kıvrılıyor, biraz daha devam ediyorum ve uzaktan da olsa Shell (not: artık BP olmuş) benzin istasyonu seçiliyor. Doğru yoldayım, sevinmeye başlıyorum.
6:30 AM – Benzin istasyonuna gelmeden hemen önce sağa sapıyorum ve solda pazarı görüyorum. Hemen arabamı park edip koşar adımlarla gözleme tezgahına koşuyorum.
6:45 AM – Hiç de rüyamdaki gibi tonton teyzeler gözlemeyle bazlamayla karşılamıyor beni. Pazarın girişinde yukarıdaki albino çoço merhaba diyor, o kadar. Pazar hiç beklediğim kadar kalabalık değil. Eminim, geç kalmış olmamla alakası var bunun. Ama mallar yerli yerinde duruyor.
6:50 AM – En şaşaalı Hacı Amca ve oğullarının tezgahı. Ufak oğlu çay demliyor. Beni görünce hemen sofralarına davet ediyorlar. Selam verip teşekkür ediyorum. Önce bir tur atmalıyım.
7:00 AM – Her tezgah birbirinden farklı. Birinde tavuk ve yumurta ağırlıktaysa diğerinde ekmek ve peynirlerin bolluğu göze çarpıyor. Hacı Amca ve oğullarının tezgahında ise yok yok. Envaiçeşit ot, sebze, salça, peynir, yoğurt, ayran, kuşburnu marmelatı, yumurta, Hacı Amca’nın eşinin yaptığı tam buğday unundan ekmekler…
Koskocaman bir parça eski kaşar peyniri..
Şimdiye kadar yediğim en güzel siyah zeytin…
Pazardaki tezgahların aralarında da bu arkadaşlar kurulmuş etrafı seyrediyorlar.
Ekşi elmalara özellikle şeker hastaları rağbet ediyormuş. Yamuk yumuk olduklarına bakmayın, daha ağaçlardan toplanalı 1 gün bile olmamış.
Kastamonu Pazarı aynı zamanda Mayıs ayında çıkmaya başlayan mantarlarıyla ünlü. Geçen hafta pek çeşit yoktu. Birkaç haftaya başlar dedi Hacı Amca.
Fotoğraf çekmeyi bitirmişim, tezgahın sonundan başına doğru aldıklarımı toparlayarak ilerliyorum. Hacı Amca’nın büyük oğlu torbaya doldurdukça dolduruyor.
Yan tezgahta dil peyniri görünce dayanamayıp alıyorum. İyi ki de alıyorum, çünkü siyah zeytin gibi bu da şu ana kadar yediğim en lezzetli dil peyniri.
Bir sonraki tezgahtaki mısır ekmekleri tam annemlik.
Hemen kapıyorum bir tane.
Toprağı hala üstünde patatesler. Onlar da toplanalı bir gün bile olmamış.
8:15 AM – Arabama atlayıp evin yolunu tutuyorum. Sokaklar bomboş. Sırf bunun için bile o saatte kalkmaya değer.
8:30 AM – En sonunda evimdeyim. Aldıklarımı yerleştirip sofrayı kuruyorum. Yumurtalar haşlanırken birkaç deneme pozu çekiyorum. Sabahın o saatindeki ışık o kadar güzel ki ne çekseniz güzel çıkıyor. Yumurtaları soyup ikiye kesiyorum. Parlak turuncu rengi görünce iştahım daha da kabarıyor; fotoğraf çekmeyi bekleyemeden hemen bir yarısı mideye iniyor. Birkaç kare sonra dayanamayıp oturuyorum.
9:00 AM – Solumda gazetem, sağımda zeytinyağında limonlu naneli zeytinim, işte Pazar günü böyle olmalı diye geçiriyorum içimden.
Her Pazar değil ama, ara sıra.
Tek kelimeyle muhteşem bir tablo!
Kahvaltının mutlulukla kesin ilgisi var!
Ellerine sağlık ve afiyet olsun,
sevgiler
sayfani uzun süredir takip etmeme ragmen ilk kez yorum birakiyorum. bu güzellikleri görünce daha fazla dayanamadim. hersey öylesine güzelki! hemde gözlerime yaslar dolduracak kadar. hem bakmaktan kendimi alamadim, hemde cok hüzünlendim. 32 senedir gurbette olupta, vataninin güzelliklerini özlemek bu herhalde….. gel yaztatili gel….!! sevgilerle…
ne yaptın sen cafe fernando 🙂 sabah sabah bir çırpıda okudum yazını, güne neşe içinde başladım. yaşadıklarını yaşamasam da.
teşekkürler bu neşeli yazı için.
devamını bekleriz:)
Ne kadar güzel bir gezinti yapmıssın.. Okurken sanki ben de gittim oralara 🙂
Demek Pazar günü Kasımpaşa pazarı kuruluyor..Fatih pazarını duymustum ama Kasımpasa’yı ilk kez duyuyorum.
ÇOK KISKANDIM
BENDE YAZLARI BODRUMDA YAPIYORUM BU İŞİ
HERKES UYURKEN PAZAR….
AÇGÖZLÜLÜKLE HERŞEYİ ALMAK İSTİYORUM BEN.DÜNYANIN EN ZEVKLİ ŞEYİ BENCE.BURDA DA PAZARTESİLERİ GÖZTEPE PAZARI
SALILARI SALI PAZARI!!!!!
SİZDE MASAL GİBİ ANLATMIŞSINIZ .SOFRANIZDA ÇOK GÜZEL.AFİYET OLSUN.
Muhteşem başka ne diyebilirm.Bu kadar taze seyleri bir arada görmeyeli çok uzun zaman oldu.Bende burda(almanya’da) her cumartesi pazardayım ama nerde benim memleketimin pazarı.
03:35 am Roxy’de deli gibi dans edip pilimi bitirmiş eve kendimi atmış olurken şimdi Ece yanımda mırıl mırıl süt saatinin geldiğini hatırlatıyor. Offf ben o şanslı annelerden değilim küçük hanım emmiyor ben sağıp veriyorum ve 5,5 aydır ben bunu yapıyorum.Yazını okurken kendimi gülerken buldum. Cenk sen çoook yaşaaa. Ben organik gıdaları internetten siparişle alıyorum. Şimdilik çook mutluyum. Ama organik ürünler satan şirketi arayıp bana yakın bir yer olup olmadığını sorduğumda internetten sipariş verebilirsiniz dedi. Ama ben görmek,ellemek, koklayarak almak istiyorum dedim bayanın çok hoşuna gitti sanırım kahkahalarla güldü. Amaaa Cenk bende pazara gitmek dokunarak koklayarak almak istiyorum. Lütfen havalar ısınsın ve bende küçük hanımla pazara gidip tüm o güzel şeyleri alabileyim. Saat konusuna gelince sorun değil biz zaten o saatte çooktan kalkmış oluyoruz.İstersen seni de uyandırırız çalar saat yerine kahkahayla uyanmak istersen haber ver Sevgilerimizle
Gözlerini zorlukla açarak her Cumartesi sabahı 07.00’de Feriköy’deki ekolojik pazara giden biri olarak, seni çoook iyi anlıyorum:) Hele sonrasındaki o kahvaltı ve gazete keyfi yok mu, tüm yorgunluğu unutturuyor.
Sürprizini de merak ettim, sabah almamıştım ama eve giderken alacağım Radikal.
Sevgiler..
Kendime az önce ekmek arası tavuk döner söledim.Resimleri ve menüyü görünce kötü oldum.Uzuun zaman oldu şöyle keyifli bir pazar kalvaltısı yapmayalı =(
Harika fotoğraflar ve okuması çok keyifli bir yazı! Teşekkürler.
Bu arada kitap önerilerini görünce aklıma geldi Amazon’dan gümrüğe takılmadan kitap sipariş etmek için tüyolar verecektiniz. Ben şimdilik posta dahil 100 Euro’yu geçmeme + kurye şirketi yerine normal posta kullanma kurallarına uyuyorum ama bir kez dvd’lerim gümrüğe takıldığından beri her zaman yüreğim ağzımda bekliyorum siparişin ulaşmasını. Bunlar dışında vereceğiniz başka tavsiyeler varsa çok makbule geçecek.
Fotoğraflar harika! En çok masum bakışlı köpeğe bayıldım 🙂 Mısır ekmekleri çok lezzetli gözüküyor. Pazara gitsem yiyeceklerin yanında vazom için kucak dolusu kocaman bir demet çiçekle eve dönerdim 🙂 Çok güzel bir Pazar günü geçirmişsin, sayende bizlerde küçük bir gezinti yaptık pazarda.
Yazıyı okurken canım peynirli gözleme istedi 🙂 Demek Nutella çeşmesi 🙂 (bu kısımda çok güldüm 🙂 ) Her sokakta bir Nutella çeşmesi olmalı, çok şey mi istiyoruz sanki 🙂 Çocukluğumda Sagra mağazalarında bulunan Sarelle çeşmesini hatırladım 🙂
Nutella çeşmesi’ne bile inanabilirdim (: Nasıl güzel bir yazı olmuş bu böyle. Pazar günü o satte kalkıp, öyle bir kahvaltıyla geri dönmek, harika! Hafta sonu kent dışına yapılan minik bir geziyle doğal hayata temas fırsatının, kent içi versiyonu gibi… Cenk, ‘Kastamonu Pazarı’, Şişli’de kurulan ‘Organik Pazar’dan daha doğalmış gibi gözüküyor. Ne dersin, öyle mi? Yarın ‘Radikal’de ne var? Yoksa bu macera mı? (: hmmm öyleyse hafta sonu pazar hayli kalabalık olacak (:
Yeşim, Sevim, Serenity, 5th Avenue, Neslihan, Sinem – Çok teşekkürler. Beğenmenize sevindim!
Dilek – İsterim tabii. Bir dahaki sefere önceden haber vereceğim 🙂 Umarım telefonu duyabilirim!
Sibel – Bugün de al tabii de, sürpriz yarınki Radikal’de!
Havva – Bu Pazar için hala şansın var!
Eliza Bennet – Maalesef söz verip de tutamadığım o kadar çok şey var ki… Kusuruma bakmayın. Amazon alışverişleri konusunda kısaca anlatmak gerekirse, gönderim ücretiyle beraber toplam tutar 100 Amerikan Doları’nı geçmediği sürece hiçbir terslik çıkmıyor. Doğrusu sizin dediğiniz gibi Euro ama pariteler o kadar oynak ki siz ısmarladığınızdaki 100 Euro geldiğinde 105 Euro da olabilir, o yüzden ben 100 Amerikan Doları olarak düşünüp garantiye alıyorum. Diğer bir püf noktası da ısmarladıklarınızı normal gönderim yerine çok az bir ücret farkı karşılığında “expedited shipping” seçeneğiyle istemek. Gönderim ücreti çok az artsa da bu seçenekle kitapların 1 ay yerine bazen 1 haftada bile geldiği oluyor.
Müge – Hiç de çok şey istemiyoruz bence 🙂
Lyn – Çok teşekkür ederim. Son haftalarda ben bu pazar işine çok sardım. Kastamonu Pazarı öncesi, Cumartesi günü de bahsettiğin Şişli’deki Organik Pazar’a gittim. Aralarında dağlar kadar fark var. Organik Pazar da elbette ki birçok marketten kat kat daha iyi ama yukarıdaki pazardaki ürünler kesinlikle daha taze, insanlar da daha güler yüzlü ve sıcak. Hangi tezgaha uğrayıp birşeyler alsam ufak bir parça başka şeyi de ya tattırıyorlar ya da torbaya sıkıştırıp hediye ediyorlar… Bir de Organik Pazar’ın kurulduğu otopark çok basık ve karanlık geldi bana. İnsan açık havada dolaşıyormuş hissine bile kapılamıyor. Yarın Radikal’de bu macera yok tabii. Öyle olsa sürpriz olmaktan çıkardı, değil mi? Gerçi siteyi sıklıkla takip edenler için çok da sürpriz bir konu değil ama yine de bahsedeyim dedim..
inanmıyorum yaaa valla yazdıklarını inanarak okuyodum bide baktımki rüya imiş şokk oldum
çok güzel bi rüya pazar ve yiyeceklerde çok süper herşey taze daha ne isterki insan
ben rüyalarımda bile göremiyorum
çok şanslısın hem rüyada hem gerçekte
Bu kadarmı başarılı yazılır, bu kadar mı dört dörtlük bir blog tutulur.
Sayfanızı her ziyaretimde hayranlıkla okuyorum. Hele bu yazı!
Muhteşem, pazara gitmiş dolaşmış kadar oldum en kısa zamanda bu günün aynısını fotokopi şeklinde :)yaşamak istiyorum.
Ellerinize kaleminize sağlık, süper süper!!
şahane bir gün.cumartesi günleri ben de feriköy pazarındayım ama kasımpaşa mutlaka gidilecek listesinde.kahvaltı sofran tam cemal süreyalık.gerçekten mutluluk.dikatime en çok çeken çay tabağın sanki çaya lezzetini o veriyor.benim vazgeçilmezim.
Ben kesinlikle nutella cesmesini tuttum. Aslında pazaraları erken kalkınca insanın nesesi hiç bitmiyormuş gibi. Ama malesef hafta içi erken kalktığımızdan pazarları uyuyarak geciyor.
Her pazar pazara gidemesende aynı neşe ile geçirmeni dilerim.
yeni üye oldum ve ilk defa yorum yazıyorum. doğallığına bayıldım devamını bekliyorum
nermin
Yok valla ben hala anlamadım hangisi rüya hangisi gerçekkk…Müthiş bir keyif, oturduğum yerden pazarın enerjisi beni sardı…
çok eğlenceli ve bilgilendirici bir yazı olmuş ..
okurken çok keyif aldım..
sevgiler
Gerçekten bu yazı ile bu ödüle ne kadar layık olduğun bir kez daha ortada.Bu ne güzel bir anlatım,bende seninle pazarı gezmiş oldum.
Alışveriş ve sohbet çok güzel geçmiş.Ya sofraya ne demeli,bayıldım.Ama çay kaşığına ve klasik çay tabağına bayıldım.
Afiyet olsun.
Cenk,
yüzümde koskocaman bir gülümsemeyle okudum yazini. Cok keyifli olmus. Fotograflar ve kahvaltin da harika görünüyor. Afiyet olsun 🙂
Sevgiler
pazarlara bayılıyorum.tam bende bunu yapmak istiyorum ama en eglencelisi saatin çok erken olması.o saatte ne yapsan insana ayrı güzel geliyor…
heyy cenk orda bi tanede emine nine olacakti torunuyla birlikte peynir satiyordu 😉 bu nine güneydogudan istanbula göc edenlerkervanindaymis zamaninda ve istanbulda dogudaki yasamini sürdürmeye calisiyordu 🙂 sikma peynirlerivardi yumruk seklinde sonra örgü peynirleri vardi böleee tel tel birbirinden ayrilirdi yerken insanin agzinda biraktigi lezzet o kadar güzeldiki hele otlu peynirleri süper bisiydi sanirsinki daglarda toplanmadik ot kalmamis her biri bu peynirin icine girmis hele eve giderken firindan sicacik dumani tüen ekmek alipta kahvalti sofrasina kuruldunmu ooohhh ne dert kaliyor insanda ne de tasa 🙂
beni yine memleketime götürdün ya caktirmadan helal be ne diyim 🙂
ama ben ISTANBULu cok özledimmmm inan okarmas kurmas trafigine bile resmen hasret kaldim 🙂
bi daha kendindeayni enerji ve kuvveti hissedip pazara gidersen emine nineyi mutlakasor ve peynirlerini bi dene bu lezzet denenip test edilip onaylanmistir yani benim tarafimdan 🙂
bu arada koskocamannn yazinda benim gözlerimi kocaman acan sadece bir satir oldu ne ne tahminin varmi 🙂
nutella cesmesii bir an da ALLAHH buda yeni kondu herhalde yasadimmm diye bi sevinc kaplamisti icimi ama rüyanmis tüh bee 🙂
ama ne demis atalarimiz dervisisn fikri neyse zikride odur dimi ee atalarimiz bos oturupta laf üreten tipler olmadigina göre vardir bi gerceklik payi dimi:)
Allahmi söyletti acaba sana bunu
nutella cesmesi haa off offf süper bi fikir vve insallah en kisa zamanda rüyanin sadece bu kismi gercek olur 🙂
o zaman inan sitenin bas belasi kadini bile yola getiririm bak 🙂
bu ne zerafet boyle sız nasıl zarıfsınız boyle ınsanın boyle haz alması yasamdan cok guzel mutlulugunuz bakı olsun
Allah’ım iyiki Kastamonu’luyum ben bunları yiyerek büyüdüm hehehehe:))
ya sahi bunlar hep Kastamonu’dan mı geliyor acaba
Bugüne kadar aldığım bütün yemek dergilerini çöpe atmak istiyorum 🙁 bir pazar gezisi ancak bu kadar eğlenceli anlatılabilirdi.
fotoğraflara bittim bittim bittimmmmmm!!!!!!
Bu arada 4 minutes harikaydı.Yeni farkettik Eceyle hergün Ellen Degeneres’te dans ediyoruz.Nacizane en sevdiğimiz şarkıyı yolluyoruz sana:)Flo Rida- Low
http://tv.popcrunch.com/flo-rida-performs-low-on-ellen-degeneres-february-18-video/
İyi ki bunu Cağaloğlu’ndayken okumamışım 😀
Bu arada dünkü Radikali kaçırdım tabii, yazıyı bugün okuyunca. Ne vardı? 😀 Yorumlarda geçti mi? Okuyamadım hepsini…
Tijen’in güneyde ve Ege’de gezdiği pazarlara imrenirdim hep. Burnumuzun dibinde de varmış demek! Gerçi sanmıyorum ki öyle bir azimle ben gidebileyim Kasımpaşa’ya 😀
Bunun için bir ‘alkışşşş’ daha 🙂
Şimdi tam anlayamadım ben aaaa yorum okudum da… Yazı 24 Nisan’da yazılmış… ‘yarın’ alacağımız Radikal, Cuma günü Radikal’i mi Cumartesi mi?
Amma gevezelik ettim. İnip aşağı bir gazete alayım 😀 Zaten almam lazım.
Bahtsızlık… KAlan 3 Radikal’şn eki yoktu. Sinir oldum almadım. Niyeyse ekindedir sürpriz diye düşündüm 😀 Radikal yerine Cumhuriyet, Milliyet ve Vatan’la çıktım yukarı. Her ihtimale karşı da Feridun’a ekli Radikal sipariş ettim : ))))))))
🙂 çok güzel bir yazı olmuş
bugün de radikalin cumartesi ekinde gördüm burayı ve çok mutlu oldum! daha nicelerine ve tebrikler 🙂
merhaba, harika bir yazı, iç açıcı bir sofra… umarım yalnız başınıza yememişsinizdir kahvaltıyı, kalabalık bir kahvaltı sofrası kadar lezzetli birşey düşünemiyorum, sevgiler…
Merhaba cafefernando;
Ben Kastamonu’luyum. Orada doğdum ve 13 yaşıma kadar orada yaşadım. Uzun zamandan beri Ankara dayım, Ankaralıyım.
Ankarada da böyle bir pazar kurulsun istiyorum. “Kastamonu Pazarı”. İstanbul da var, bizde niye yok. Kıskandım ama şimdi…
Bu arada Kastamonu’ya henüz gitmediyseniz, bir gidin, görün derim. Pastırmalı ve etli ekmeği meşhurdur. Asıl pastırma Kayseri’de değil, orada yenir.
Çoookkkk güzel bir yer Kastamonu, doğası bir harika…
Ben bu kahvaltı sofrası için ölürüm desem pek de abartmış olmam inanın. Hele o yumurta yok mu??!! Aşağıda linkini verdiğim yazıdaki yumurta da yediğim en güzel yumurta idi. Sanırım yumurtanın kıvamı konusunda hem fikiriz 🙂 İzniniz olursa bu kahvaltı sofrasının fotolarını link vererek blog sayfamda kullanmak istiyorum.
Tam Kıvam: http://nedenyahu.blogspot.com/2008/04/tam-kvam.html
bugüne kadar çok yazını okudum ama en çok bu yazın keyiflendirdi beni… seninle beraber aynı pazar içinde dolaşmışım gibi hissettirdi…
birde ben rüya bölümünü tamamen gerçek sandım… o gözlemeci kadının adresini isteyecek kadar gerçek. halbuki nutella çeşmesine geçtiğin an anlamalıydım hala rüyalar ülkesinde olduğunu…
Cenk, ne tatlı anlatmışsın, hem okumaya hem fotoğraflara doyamadım. İlk başın rüya olduğunu okuyunca çok güldüm. Rüya ya bu, aksilikler peşini bırakmaz insanın…arabanın arkasına o kadın park etmiş olacaktı ki tam tantana olurdu rüyan.
Güne ne güzel başlamışsın.
Biliyormusunuz ben kastamonuluyum,ancak kasımpaşada pazar kurulduğunu sizden öğrendim.Biz bu işi köye yazları köye gittiğimizde yaparız cumartesi erkenden kalkıp pazara gider bulunmayan ürünleri almak için sanki istanbulda yokmuş gibi kilolarca alıp buraya taşırız resimleri görünce oranın kokusunu duydum pazarın bağırtısı kulaklarımda çınladı resimler beni özlediğim köyüme götürdü en kısa zamanda bende gideceğim o pazara. bu arada yazılarınızı keyifle okuyor tariflerinizi zevkle yapıyorum.
Keyifle okudum yazınızı.Gecenin bir yarısı öyle bir kahvaltı sofrasını hayal ederken buluyorum kendmi.. Yarına ne yapsak? Off nerden bulmalı taze şeyleri… Ve Radikal’ide okudum… Kutlarım.. Sizi takip etmek gerçekten günün keyifli anlarından..
Nutella çeşmesi dediğinde şüphelenmiştim! Cenk, bu siteyi yeni keşfettim, geç kalmış günlerin acısını çıkarttım, okudum okudum. Harika! Eline, diline, verdiğin keyfe sağlık. Eski de bir Bilkent’liyim, sevgiler…
yazının başlarına ciddi olamaz, deli bu herhalde dedim ama sonlara doğru fikrim değişti. neredeydi tam olarak bu pazar 🙂
sitenizi simdi kesfettım.
cok hosuma gıttı.
bu nasıl bır enerjı 🙂
pazar manzaraları benıde duygulandırdı uzun zaman olmustu gormeyelı..
tarıflerınıze ayrıca bakacagım..
ellerınıze saglık.
Ayyyy çok kıskandımm ve tekrar İstanbul’u özledim Harika bir gün geçirmişsiniz ve yazı diliniz de süper, yüreğinize sğlık. Bu arada sofra tek kelimeyle harikaa… Mutlu Pazarlar….
Çok keyifli bir yazı, fotoğraflar ve fotoğrafladıkların ise ayrı bir keyif konusu… Gerçekten ben de çok imrendim sana… Maalesef Ankara’da yok böyle pazarlar… Civar köylere gitmek lazım… Ben de bir Beypazarı yapayım bari… Ama oraya gitmek 1.5 saat hadi gezdim alış verişimi yaptım diyelim dönüşte ben ancak kendimi öğlen yemeği hazırlarken bulurum sanırım 🙂 Ankaraya yolun düşerse Beypazarına gitmelisin belki de gütmişsindir ama benden söylemesi… Bu arada Radikali kaçırmışım merak ettim…
Sıcacık sevgiler…
Cok (!!) guzel bir yazi olmus:) Istanbul’a donmek icin istah actirici turden :)) Mutlu oldum pazar pazar:)
Bu nasıl keyifli bir yazı ve muhteşem resimlerdir böyle!!! M
cenk bey süper bir kahvaltı afiyet olsun.merak ettim bu pazarı acaba bakırköyden giderken nasıl gitmemiz gerekiyor kaybolmadan:) yollar konusunda pek başarılı değilimde! annemle gitmeyi düşündüm tarif edebilirseniz minnettar olurum.organik köy usulu ne olursa olsun özellikle de otlar ve yumurta kısmına bayılırım.yumurtalardaki ezzeti buralarda yakalamak ne mümkün.zahmet vermezsem tarifi bekliyorum.bu güzel paylaşım için teşekkürler.
Ödüllü bir site sahibinin pazar yazısı ancak bu kadar zevkli olabilirdi:))) O fotoğrafların enfessssliği ise ayrı bir konu….
Cenk, rüyan harika, yazın harika, pazar harika. Müthiş zevk alarak ve gülümseyerek okudum. Bu arada Kasımpaşa, Kastamonu Pazarı’nı bize tanıttığın için çoook teşekkürler. En kısa zamanda bende gidip göreceğim. Tüm güzellikler seninle olsun, sende bizlerle ol:)
Bu arada Radikal’de ne varmış? Biri burdan paylaşsa da benim merakımı giderse..ne iyi olurdu?
selam, blogunuzu sürekli takip ediyorum, denediğim ve notlar aldığım tarifleriniz de var, bilahare yazarım:)
radikal ile ilgili hatırlatmanızı radikal’deki yazıyı okuduktan sonra gördüm..o yüzden, hatırlatmayı görmeden okuduğum benim için daha da büyük bir sürpriz oldu:)
başarılarınızı sevgiyle kutluyorum, gülümseyerek selamlarımı yolluyorum:)
SO Cute!
Cenk merhaba,
Bir pazar gurusu olarak fotoğrafladıklarını ve anlattıklarını büyük bir zevk ve tebessümle okudum.Espri yeteneğini de babanın kahvaltısını anlattığın yazında görmüş ve gülmüştüm. Herşey harika. Aldığın Altın Örümcek ödülünü sonuna kadar hak ettiğini bizlere bir kez daha gösterdin. Sağol arkadaşım.
Yalnız anlamadığım bir şey var.Böylesine güzel bir kahvaltı hazırlayan ve anlatan kişinin hafta içi günlerde kahvaltı etmemesi veya kekler sandviçlerle geçiştirerek bu zevkten mahrum kalması. Sadece pazar sabahlarına özgü olmamalı diye düşünüyorum bu kahvaltıların. Ah! yine annelik içgüdülerim kabardı. Umarım baban okumuyordur bu yorumları.
Sevgilerimle,
Hepinize yorumları için tek tek teşekkürler.
özo – Haklısın, çok teşekkür ederim. Ara sıra da olsa o kadar erken kalkıp bu tip bir maceraya atılmakta fayda var.
Müge – Umarım sen de ziyaretinden memnun kalırsın.
Fulya – Emine nineyi maalesef göremedim. Bir daha gidersem daha dikkatli bakacağım etrafa!
cocuklacocuk – Evet, satılanların çoğunluğu Kastamonu’dan geliyormuş.
dilek – Link için teşekkürler.
Banu – 🙂
yeliz – Bu sefer tek başıma yedim ama haklısın kalabalık sofra gibisi yok.
Ebruli – Özellikle bu pazarı ziyaret ettikten sonra Kastamonu’ya gitmek şart oldu.
semramutfakta – bakırköy’den Levent istikametine doğru ilerlerken Okmeydanı sapağından sapıyorsunuz, ardından Perpa’ya sapıp devam ediyorsunuz. Yol sizi Kasımpaşa’ya doğru götürüyor. Shell benzin istasyonunu görene kadar ilerliyorsunuz. Benzin istasyonundan hemen önce sağa giriş var, girer girmez solda pazarı göreceksiniz.
5th Avenue – Cumartesi ekinde benimle yapılan bir röportaj vardı. Pazartesi günü Radikal’in websitesinde de yayınlanacak. Oradan okuyabilirsin.
IŞIL YALÇINER – Haftaiçi günlerde kalkar kalkmaz ofisin yolunu tuttuğum için böyle bir alışkanlığı bir türlü edinemedim. Kalktıktan en az 3-4 saat sonra karnım acıkıyor o yüzden ancak haftasonlarında öğle yemeği niyetine kahvaltı ediyorum. Bu sefer 5’te kalkınca uzun süredir ilk defa kahvaltıyı doğru saatinde yapmış oldum…
Cenk, ne yazmışsın şöyle bir bakayım demiştim ama tüm yazını bir solukta okudum ve Kastamonu pazarına gitmak için müthiş bir istek duymaya başladım, ama bu iş için Aşçı Yamağı’nı ikna etmem gerekecek. Ben de zaman zaman Feriköy’e gidiyorum ve ilk gidişimde aynen senin gibi hissetmiş biraz hayal kırıklığına uğramıştım, şimdi tazecik yiyecekler için ilk fırsatta Kastamonu pazarına gideceğim
Sevgilerimle
Nutella çeşmesi falan şöyle dursun, o sarı ekşi elmalar ve de yanında olası bir kase yoğurda benim damağımda çoook yakışan o mısır ekmekleri ne hoş göründüler gözüme. Sağol! 🙂
Sevgili Cenk size ve Emeği geçen Herkese Merhabalar,
Muhteşem Ötesi, ŞAHANESİNİZ Herşeyden Önce!
Eminim bunu duyuyorsunuz daima, bir de benden duyun istedim; Müthişsiniz, Muhteşemsiniz Siz.
Bahsi geçen gazetede hafta sonu mülakatınızı gördüm, ve dün Cafe Fernando ziyaretçilerinden biriydim. Biz adeta bir “maden” bulmuş gibiyiz, bayılıyoruz Cafe Fernandoya, Tebessümle
Dostum her zamanki gibi harika bir yazı olmuş…
Resimler ise enfes…Radikal gazetesini kaçırdım maalesef…Bana web üzerinde bir linki v.s. varsa msn den gönderirmisin???
Merhaba ;
Bende bir kac arkadas gibi surekli sitenizi takip ediyorum ve ilk defa bu sefer yaziyorum..gercekten cok guzel bir yazi idi.Kahvaltiyi cok severim , bir gurbetci olarak gozum kaldi soylemem lazim 🙂 ama tahmin etmistim basindaki paragraflarin ruya oldugunu 🙂 biraz masal gibiydi 🙂
Amerikada yasiyorum ..sizin yazdiklarinizi okurken , tariflere bakarken dusunuyorum , insan elindekinin kiymetini bilmiyor mu diye..cok iyi anliyorum sizi acikcasi..
Gercekten cok guzel siteniz..ellerinize saglik ve bu kadar guzel ve detayli tarifler icin thanks !!
sabah olsada kahvaltı yapsam dedirtti bu hoş yazı ve fotoğraflar
harika
Yoğnluktan sevgilimle buluşup da gazeteyi ondan teslim alamadım 😀 Ama internetten okudum az önce… Heheyt 😀 Pek hoşuma gitti… Daha da olacakkkk 🙂
Sevgiler…
Banu – Cumartesi ekini henüz internete koymamışlar. Sen nereden buldun? Linki paylaşır mısın? Şimdiden çok sağol.
Cenk,
Siz gidin, alın, pişirin, fotoğraflarını çekin (yahut önce bir kısmını yeyip sonra fotoğraflayın)…
Ama bunları hep yapın. TEBRIKLER kısacası! Hem Flickr’ dan hem blogdan keyifle takip ediyorum. Tebrikler. Neşe (Cumhuriyetim)
bayıldım görüntülere ve pazara
ben pazar gezmelerine bayılırım
sen müthiş anlatmışsın cenk, sanki pazarda adım adım dolaştım, pazardan alınanların tadı bir başka oluyor. Bugün Salı ve evimin hemen yakınında pazar kuruluyor ve ben pazara bir dalıyorum bütün otları topluyorum, bayılıyorum o yeşil yeşil yapraklara, en almayacağım şeyleri bile bunu da deneyelim diye alıyorum. Senin sabah pazar maceranı çok sevdim. Sevgiler.
Yazınızı büyük bir keyifle okudum..Boş zamanlarımda fırsat buldukça sitenizi ziyaret ediyorum..İlk yorumum bugüne nasip oldu..Yazınızın ilk bölümünde pazarı anlatırken öyle heyecanlandım ki “Allah’ım neresi burası, bende gitmeliyim” diye düşündüm..Herşeyin bir rüya oluşu önce hayal kırıklığı yapsada maceranın devam ediyor olması merakımı daha da kamçıladı.Gerçekten çok keyifli bir pazar gezisiydi..Pazara hiç gitmemiş biri olarak gezi için teşekkür ediyorum efendim..:)
Merhaba Cenk,
Senden sonra bende Ekolojik Pazar haberi veriyim, ilgilenenler olabilir. Ortam olarak seninki kadar doğal bir pazar olmasada idare edeceğiz artık 🙂 Açıkcası ben haberi okuyunca çok sevindim. Aşağıya yazıdan ufak bir özet kopyalıyorum.
“Önce Şişli ve ardından da Antalya’da açılan %100 Ekolojik Pazar simdi de İstanbul’un Anadolu yakasında oturanlara hizmet verecek. Meydan Alışveriş Merkezi’nin küresel ısınmaya dikkat çekmek amacıyla 1-19 Mayıs 2008’de gerçekleştireceği “Ekoloji” konulu etkinlikler çerçevesinde kurulacak olan Ekolojik Pazar, Ümraniye’deki alışveriş merkezinin açık hava meydanında yer alacak.”
Haberin tümüne ulaşmak isteyenler için link yolluyorum.
http://www.bugday.org/article.php?ID=2471
yorum yazmadan geçemeyeceğim
nefis görunuyor.
Merhaba alman lisesinin güzel şaçlı kızı Sedanın yazısını okurken röportajla karşılaştım. aslında sizi takip ediyorum, ama pek yorum yazamıyorum pazar resimleri çok güzel. ben bu pazara yıllardır giderim , ve burasını İnebolu pazarı diye bilirim. yıllar Önce karaköy perşembe pazarında kurulurdu sonra buraya tasıdılar.
Albenisi fazla yoktur ama ne alacagını bilince harika şeyler bulunur. Ben özelikle süzme yogurdunu, kestanesini pazısını ve semizotunu tavsiye ederim. Ayrıca ısırgan ve yagsız köy peyniri de çok iyidir. Birde ismini bilmedigim ama belgrad ormanı yolunda satılan dikenli gibi kırmızı , bir orman meyvası vardır. zamanında oda bolca bulunur. bence o meyva ile çok güzel tart ya da pasta yapabilirsiniz. Teyzeler reçeli olur dediler . bence tartlara çok güzel uyan bir reçel olur.
Birde bunca senedir giderim orda otlu peynir satan görmedim. bır dahaki sefere daha dikkatlı bakmalıyım. .
sizden bayagı tarif yaptım onlar için toptan teşekkür ediyorum. unutmadan ödül haketmiştiniz tebrikler.
http://www.radikal.com.tr/ek_haber.php?ek=cts&haberno=7382
Cenkkkk, yazın internete nihayet geldi ya da ben yeni okudum.Yukarıya linki ekledim, okumayanlarda buradan okuyabilir.Ropörtajı sanki bizim evden biri gibi okudum. Seni çooook öpüyoruz. Ece ve Annesi:)
Merhaba Cenk,
Uzun zamandır blog’un takipçisiyim ama daha önce yorumlarımı seninle ve misafirlerinle paylaşmamıştım.Röportajını, Altın Örümcek Web Ödülleriyle ilgili haberleri; daha önce bu blog’un takipçisi olmanın verdiği keyifle (ve azıcık da kendini beğenmişlikle 🙂 ) okudum. Resimlerin, sunduğun lezzetler ve küçük hikayelerin günümü tatlandırıyor. Bütün emeğin için çok teşekkürler ve tebrikler. Bu arada Ankara’da yaşadığım için ve bu şirin pazarı hiç göremeyeceğim için çok üzgünüm 🙁
Çok güzel bir yazı, nefis fotoraflar.. Keyifle okuyup izledim.. Ellerinize sağlık..
Neden her pazar degil onu anlayamadim??
Her Pazar o saatte uyanmak istemediğim için.
ben pazara gidince bütün pazarı alıp eve getirmek istiyorum ama en çok köy pazarını seviyorum tonton teyzelerimin yanaklarını sıkasım geliyor.. ve kahvaltı en sevdiğim öğün sadece cumartesi- pazar yapabiliyoruz onun için ev arkadaşımla çok özeniyoruz oda en az benim kadar obur:D cenk yarın kahvaltıda mutlaka kulakların çınlayacaktır..
Inanilmaz güzel görüntüler.Ben Ineboluluyum ve bu pazardan balattada var.Ben bunlari yiyerek büyüdüm.Simdi uzaktayim ama Türkiyeye gelir gelmez pazara gideceyim acayip imrendim.Tesekkürler Cenk.
Cenk Radikal koymuştu internete, sana haber verdiğimde; ama ben dönüp Cafe Fernando’yu okumadığım için, senin sorunu atlamışım. Zaten başka bir okuyucu ertesi gün paylaşmış link, sevindim 🙂 Kusura bakma zamanında yanıtlamadığım için…
Sevgiler…
Bu arada bugün canım deli gibi tatlı istedi. Gazeteden dönerken de yağmur vardı; hiçbir yerde duramadım. Dr. Oetker browniesi yaptım 🙁 hatta :'( 😀 kötü hissediyorummmm! En kısa zamanda mutfak zamanı yaratmam lazım kendime!
fotograflar anlatım her sey super de su aralar kafayı yemis biri olarak pazarda her sey plastigin icinde bu biraz canımı sıktı… vitamini oldugu gibi gidiyor…
ah be kardeşim ! işin yokmu sabah sabah ,tamam güzel ve sıra dışı bir gün olmuş ama sabahın beşindede….sen esas bizim Ege’nin pazarlarını ”bi geziver gariii,hem sabahın köründe kalkmak zorunda kalmassın,sekizde , bilemedin dokuzda gelmen yeter, otsa ot…peynirse peynir….zeytinse zeytin….
Cenk valla çok güldüm::)))
tam kendimi buldum bu yazında…uykucuyum da…hafta arası erken kalkınca hafta sonu keyifli uykuları çok aradığım için maalesef geç uyanıyorum ama erken kalkmanın, fırıncılarla uyanmanın o mis kokulu ekmeklerin yanından geçmenin, çocukluğumda dedemin erkenden kalkıp demlediği çaydan hazırladıığ kahvaltıdan keyif almanın da hazıını çok iyi biliyorum…özlemişim çok…hatırlattığın için çok sağol….
selamlar,
ilkay
Çok güzel bir yazı ve güzel bir blog, tebrik ederim!
Cenkim ya…hemen beraber gidiyoruz sonrada bize geliyoruz bahçede yeşilliklerin arasında kahvaltı ediyoruz..Ne dersin..Birkaçhaftaya hava ısınır tahmin ediyorum..
Veracım – Süper derim tabii ki. Size hangi haftasonu uyarsa konuşalım havaların ısındığı ilk haftasonu yapalım! Sizde bahçe keyfini özledim!
Ehem – arkadaşlar övünmek gibi olmasın ama bu kaçamağa birtek ben davetliydim..eeee olsun o kadar 🙂 ama tabi “Pazar” ve “sabah 5’te kalkmak” yanyana olmayacağı için gidemedim..Cenk – o şarkının sözleri başka türlü değil miydi ya?? 😀
merhaba:)
bu sanırım 2. yada 3. yorumum genelde aklıma geldikçe istikrarlı bi şekilde ziyaret ettiğim yegane sitelerden birisi burası…
ben cihangir de oturuyorum kasımpaşada balık pazarının altında olur pazar pazarı acaba aynı pazar mı diye merak ettim doğrusu o kadar erken kalkıp gidebileceğimden değil ama adresini merak ettim mümkünse söylersen sevinirim şimdiden teşekkürlerrr
Merhaba Merve – Havaalanı istikametinden Beşiktaş’a doğru giderken Okmeydanı sapağından girip Perpa’dan aşağıya Kasımpaşa’ya doğru iniyorsunuz. Yol sizi Kasımpaşa’ya doğru götürüyor. Shell benzin istasyonundan hemen önce sağa bir yol giriyor (endüstriyel mutfak mağazalarına doğru), oraya girer girmez solda bu pazar.
Şimdiden keyifli gezmeler,
Cenk
sizi uzun süredir takip ediyorum.tarifler harika.tebrikler
Siteniz gerçekten çok güzel,siteme bağlantılar bölümünüzde yer vermenizi rica ediyorum.Ben de kendi sitemde sizin linkinize yer vereceğim.Olumlu veya olumsuz yanıtlarınızı bekliyorum.İyi çalışmalar kolay gelsin.
Komikya.org – İlginize çok teşekkürler ama link değişimi yapmıyorum.
Cok akici bir yaziydi, roman gibi okudum:)
Kahvalti sofrasian diyecek yok, cok istah acici, her kahvalti böyle olsa önemi olmaz tabi o zaman.
Iyi pazarlar
fotoğraflar, yazı, kahvaltı sunumu harika.. elinize sağlık!
hay allaam, beni güldürdün şu saatte ya:D
Sartorialist’den sonra en fazla yorum alan yazi bu gordugum 🙂
Ustelik seninki hikayesiyle cok daha guzel.
Boyle bir pazar bulmama imkan yok Paris’te :(…. Olanlar da iki adimlik ve bu kadar zengin degil hicbir zaman… Sayende gitmis kadar oldum. Yine yaz boyle 🙂
Sanırım mevsim itibariyle orada bulunacak lezzetlerde değişir. Bu aralar bende tariften yararlanarak gideceğim. Özellikle bu mevsim itibariyle kastamonuya has üryani eriğinden yapılan “pelverde” veya “eğşi” adlı marmeladı bulan olursa mutlaka denesin. Muhteşemdir 🙂 Tosya pirinci zaten ünlüdür. Siyez bulguru ve tabiiki gitmişken alınacak sarımsakta listeye eklenebilir. Keyifli Günler…
“işte Pazar günü böyle olmalı diye geçiriyorum içimden.”
-Yalnız mı? :))))))))
Resimler harika.
Yazış tarzınızı da beğeniyorum, ingilizcede de çok güzel yazıyorsunuz.
Türkiye çok güzel bir memleket.
kastamonulu olunca daha bir zevkle okunuyor bu yazı.
memleketimin elmesaı, peyniri… beklerim kastamonu’ya yolunuz düşerse..
merhaba
güzel bir yazı
ancak kastamonulu biri olarak gözlerim kastamonu çekme helvasını aradı çok büyük ekseklik eğer görüp de sözetmediyseniz pazarda satılıp satılmadığını haber verir misiniz
teşekkürler
Ceyda, lily, Özbek Kızı – Çok teşekkürler.
B5 – Sartorialist? Başka bir blogdaki yazıdan mı bahsediyorsun?
Gerçekten de Paris’te bu tip bir pazar bulman mümkün değil mi? David Lebovitz ve Chocolate&Zucchini’nin bloglarına uğradın mı hiç? Ara sıra Paris’in pazarlarından bahsediyorlar, ağzımdan akan suları ben durduramıyorum..
Ece- Tavsiyeler için çok teşekkür ederim. Bu yazıdan sonra bir daha uğrayamadım maalesef. Belki bu Pazar..
Cesetizleri – Çok naziksiniz teşekkür ederim. Eğer uğrarsam mutlaka öncesinde haberdar ederim.
Elif – Teşekkürler. Neredeyse bütün tezgahların fotoğrafları yukarıda. Ben maalesef çekme helvaya rastlamadım.
nasıl bir paylaşım..sayfanızda kayboldum resmen..hele de kastamonulu olunca bu pazar beni resmen son gonderide kalakaldım:))
ellerinize saglık ve de yureginize..
Ankara’ da bu tip pazar bulmakta imkansız gibi cunku spesifik ureticiler degil cogu satıcılar ama yine de pazarlardan almaya calısıyoruz ustune bir de bebek olunca marketlerdense pazarlar halen daha saglıklıdır diye dusunuyorum…
iyi haftalar dilerim,
sibel.
resimler gerçekten çok iştah kabartıcı duruyo ayrıca siteyi şöyle bir dolaşma imkanımı buldum insanın siteden çıkası gelmiyor gerçekten çok güzel yazılar olmuş elinize sağlık
Hocam selamlar,
çok nefiz bir yazı olmuş, eline sağlık,
pazarla ilgili bi sorum olacak:
tosya tarhanası var mıydı pazarda, şu macun kıvamında olan, kavanozda satılan, bol baharatlı otlu nefiz tarhanadan?
annemin canı istedi geçenlerde, ben de hava atmak için yahu canım annem yeter ki sen iste, bi günlük iş, şirketten arkadaşlara söyletiriz gelir diye bir delikanlılık yaptım ama sonrası tıssss, bi Allahın kulu gitmedi Tosya-Kastamonu tarafına, anneme de rezil oldum.
gözüne çarptıysa çok sevineceğim, hemen gidip alacağım.
Reha – Çok teşekkürler. Uzun zaman geçti bu yazının üzerinden. Ben maalesef hatırlamıyorum bu tip bir tarhanayı. Gerçi ben ne kadar erken gittiysem de biraz geç kalmıştım. Bir de her hafta her şey olmuyor. O hafta ne çıktıysa onu getiriyorlar. O kadar erken kalkmak çok zahmetli olduğu için git belki bulursun da diyemiyorum. Belki Pınar Hanım’ın bu konuda bilgisi olabilir. İstersen ona da yazabilirsin. Blogu burada, iletişim bilgileri de orada mevcut.
Sevgili Cenk bu siteyi şimdiye kadar farketmemiş olmama gerçekten çok kızdım. Hele bu yazıyı okuyunca daha da pekişti diyebilirim.
Ben doğma büyüme Kasımpaşalıyım ve İnebolu pazarına annemler ve dayım çok giderler. Benim annem İnebolulu dolayısıyla her yaz bu lezzetleri bizzat İneboludaki kadınlar pazarından ediniyoruz ve bahçemizde de yetiştiriyoruz.
Özellikle yazın eğer getirirlerse pazara “kocaman, yassı ve enfes kokulu domateslerden” mutlaka tat derim. Biz çok denedik ama buralarda yetiştiremedik, tutmadı. Ancak dediğim gibi yazın İnebolu da faydakanabiliyoruz bu lezzetten.
Bir de yazın sonuna doğru tek diş sarımsaklar çıkar. Eğer bulursan onlardan da edin derim. Kullanımı hem çok pratiktir hem de aroması çok kuvvetlidir. Bulamazsan da ben sana yollarım 🙂 Evde bir torba var diyebilirim.
Fotoğraflar da “bodan otu” gördüm. Şu kökleri pembemsi olan mor çiçekli yeşil şeyler işte 🙂 Onlar soğan, sarımsakla kavrulup pirinç ve haşlanmış mısırla da çeşitlendirilince enfes olur. Ay ağzım sulandı. hüüpp 🙂
Yüreğine sağlık bu güzel yazı ve fotoğraflar için, uzun zamandır uğrayamadığım pazarı hatırlattın, sabah kısmetse oradayım 🙂
Ben de bloğuma ziyaretlerini ve önerilerini beklerim.
Sevgiler
Hülya – Önerilerin için çok teşekkürler. Bir daha Pazar sabahı bu kadar erken kalkmak mümkün olmadı 🙂 Ama bir sonraki ziyaretimi dediğin mevsimlere denk getirmeye çalışacağım. Özellikle domatesleri denemek istiyorum. Blogunuzu da şimdi ziyaret ediyorum…
izmirde ailemle geçirdiğim muhteşem pazar kahvaltılarını anımsattı bana ve okadar çok özendim ki malasef istanbul da bunu bulamamaktan yakınıyordum ama bana büyük bir umut ışığı doğdu en kısa zamanda bend eböylesi keyifli ve lezzetli pazar yolculuğuna çıkıcam 😀
merve – Umarım siz de benim kadar keyif alırsınız.
Merhabalar sitenizi bugün keşfettim ve Kasımpaşalı olmama rağmen bu pazardan benim neden haberim yok hiç bilmiyorum şu anda bile yerini tam olarak anlayamadım bilmem ne paşanın Piyalepaşa olduğunu biliyorum orada kocaman birde camisi var shellden dönünce Kasımpaşanın içine mi? giriliyor acaba neyse arayan bulur herhalde bütün bu güzellikler için teşekkürler.
Emine – Shell benzin istasyonunun olduğu yerden sapar sapmaz hemen solda. İlerlemenize bile gerek kalmadan sola sapıyorsunuz. Zaten o erken saatlerde herkesin gittiği sadece bir yer olduğuna eminim. İnsanları da takip edebilirsiniz.
cenk bende bu pazara gitmek istiyorum ama nasıl gidilir bilmiyorum…götürürmüsün:)
melek – Yazıda ayrıntılı olarak yol tarifi yer alıyor. Kendi başına bulabileceğine eminim.
ama yhaa:)
günaydın,
yazılarınızı okudukca sizde kendimi görüyorum diyebilirim ;daha doğrusu kendim gibi olan fazla kişi görmediğimden hoşumada gitti diyebilirim.neden derseniz 36 yaşıma rağmen fazla enerjik doluyum ve hızıma kimse yetişemiyor.gezmeyi yürümeyi çok ama çok seviyorum evden yürüyüşe bir çıkınca km lerce yürüdüğümün farkına bile varamıyorum .o yüzden kimse ayak uyduramıyor sıkılıyorlar arkadaşlarım bana takılmaktan ..hayata dair o kadar keyif alınacak şeyler varki nice sonra bazen farkedebiliyorum.bende sabahın erken saatlerinde yola çıkar etrafı gezerim .. hele bu aralar pazarlara merak saldım değişik kültürlerin sebze meyvalarına otlarına bayılıyorum.bende yakın zamanda kasımpaşayı keşfettim amacım mutfak ekipmanlarını incelemekti kaç kişiye dediysem olmadı ve kendi başıma bilmediğim yerlere yolculuk yaptım o kadar da keyif aldım ki kendimi değişik bir bölgedeymiş gibi hissettim.çok geç yaşta aşçı olunca hızlı adımlarla takip ediyorum herşeyi..sizinlede tanışmak isterim tahminimce yakında oturuyoruz mköydeyim ben.5 yıldızlı bir otelin pastahane bölümündeyim eminim paylaşabileceğimiz çok şey olacaktır fırsat bulursanız mail yollarsanız adresime memnun olurum .şimdiden sabırsızlıkla bekliyorum. işlerinizde ve hayatınızda başarılar kolay gelsin
SEVGİLERİMLE DİLEK……
daha önce yorum yazdım mı bu konuya bilmiyorum ama bende kahvaltı etmek isterdim.Ama şöyle yediğin ekmek içtiğin çay gibi huzurluca.Çok özlemişim.İçim gitti.Bu pazarada bayıldım.Araştırıyım dedim ama sanırım istanbulda değil.Kastamonu pazarı demişsiniz.Çok üzüldüm.Napalım sağlık olsun.Her sabah mutlu ve bol keyifli kahvaltılar dilerim.
ya bi dk.Yazınızda yolu tarif etmişsiniz.Pardonn.
MUHTEŞEM!
Bence sizin sadece yemeklerde değil fotoğrafçılıkta da harika bir yeteğiniz var.normal birisi o kareleri öyle güzel iletemez kimseye. harikasınız bu blog için çok teşekkürler cenk abicim her gün ziyaret ediyorum ve her seferinde de ayrı tadlar alıyorum:)
Merhaba Cenk
Orasi pazar degil cennet olmali, ev ahalisini o kadar erken kalkmaya ikna edersem ben de mutlaka gitmek istiyorum 🙂 Bloguna bayildim, cok samimi ve rahat okunan bir blog… Basarilar
Cenk selam,
Ne zamandır uzun aralıklarla da olsa takip ediyorum siteni. Hem de cokkkkkk keyiffff alarak..
Biz şu Kastamonu Pazar’ına arkadaşlarla bi gidicez,ama haaala gidemedik.
Sorun da ne biliyo musun.. Taksim-Tepebaşı istikametinden geldiğinde nasıl gideriz? Şaka gibi di mi ?O taraflarda oturanlara sorduk, yürüyerek Tepebaşı’nın ara sokaklarından inerseniz direk pazara cıkarsınız dediler.. ama arabayla nasıl gideriz bilemedik.. yaa google earth’de kasımpaşa pazarı diye pin’lesek ne güzel olur di mi ? Eğer Tepebaşı’ndan arabayla tarif edebilirsen cok sevinirim.
Esra
Esra – Maalesef Tepebaşı’ndan tarif edecek kadar bilemiyorum yolu. Ben birtek evimden atlayıp gitmesini biliyorum.. ki bu zayıf yön duygumla onu bile bulduğuma şaşırıyorum.. Bence en iyi yöntem Shell benzincisini bir gidişinde mimlemek.. hemen onun bitişiğinde çünkü.
Takriben 3-4 sene önce her pazar sabahını o pazarda geçirmiş biri olarak , nutella çeşmesi kısmına geldiğimde yeni uyandım anlattıklarının bir kurgu olduğuna 🙂
bloğu geç keşfedenlerdenim, geç olsun güç olmasın.. Ellerine sağlık ..
muhtesem bence senı kesfettıgım ıyı oldu hatıce hanımın sıteden gırdım cok dıkkatımı cektınız bır kac haftadır sıtenızı dolasıyorum ve cok guzel seyler var
merhabalar.
keyifle yazınızı okudum ve fotolarınızı çok beğendim. bende bi pazar gitmiştim ama öğleden sonraydı, bu kadar keyifli gelmemişti. sanırım bi kere daha sabahın ilk ışıklarında gitmek lazım..
ellerinize sağlık.
bence de çok hoş görüntüler ben zaten kastamonuluyum ve kastamonuda yaşıyorum memleketin ürünlerini başka yerlerde görmek çok güzel:D
Bi saniye yaa ben bu siteyi neden bu kadar geç buldummm :)Çok güzel anlatım gerçekten.. Annem ve Babamda sık sık kastamonu pazarına giderler ve seneler önce birkaç kere bende zorunlu gitmiştim tabii yaştan kaynaklanan bir durum sanırım..Hiç böyle güzel görmek için bakmamışım demekki şimdi birden gidesim geldi 🙂 Gerçi bütün pazarlarda ayrı bir hava var o tazelik o cezbedici güzellikler birarada insanın herşeyi alası geliyo..Az önce daha 10-15 dakika önce keşfettim ve sürekli takip edicem bu siteyi herşey için ve özellikle senelerce Anne ve Babamın bana sevdiremediği Kastamonu pazarını sevdirdiğiniz için teşekkürler.. Çok güzel duygular uyandırdı en kısa zamanda pazara gitmeliyim 🙂
Merhaba,sitenizi uzun zamandır takip ediyorum, ancak ilk kez yorum yazıyorum. Anlatımınızı, fotograflarınızı, tafirlerinizi çok beğeniyorum.
başarınız daim olsun.
Aa unutmadan ekleyeyim, kahvaltı fotografınıza bayıldım.
bende kastamonulu olarak ordaki butun urunleri biliyorum hepsi çok güzel ve organik.kastamonuda çok güzel tarihi bir il.herkesi kastamonuya bekliyoruz
ben 1961 kastamonu doğumlu fakatbirtürlü bu ürünlerle tanışmamanın ezikliği ile biran evvel alış veriş yapmam için ist anadolu yakasında kurulan inebolu pazarı varsa bilen arkadaşlardan açık adres yazmalarını rica edecem yoksa balattakinin adresini yazarsanız sevineceğim çünkü ben gebzeden gidip alış verişyapacağım bu pazargününü iple çekeçeğim
kaleye de tırmanın. şimdi geldik şimdi geldik diye kuzenin beni kandırmıştı. çok yorucu. 11 metre yukarda:) oksijen de az
111 olcaktı.
çay kaşığı süpermiş bu arada…
Blogu şimdi keşfettim,yazıyı da yorumları da bir solukta okudum.yazının tarihi eski olmasına ragmen yorum raytingi hala iyi düzeyde 🙂 sanırım o güzel lezzetlere olan özlemimizden kaynaklanıyor.kastamonu deyince benim de akllma ilk olarak bandıma adlı yemek geliyor.3 sene kadar önce karadeniz turumuzda eflalili konagı adlı yöresel yemek restaurantında yemiştim.tadı hala damagımda :)gidecek olursanız tavsiye ederim
ALLAHIM Bunegüzellik herşeyiyile mükemmel bir site bayıldım2gündür gece gündüz okuyorum nasıl daha önce haberim olmadı hayrettt
Cenk selam… kastamonu pazarını bir yerlerden duyup senin sayfanda da okuyunca gitmemek olmazdı.. 6 aydır neredeyse müptelası oldum.. sen bu aralar gittin mi bilmiyorum ama geçen hafta tezgahlarda mantar ve kestaneden geçilmiyordu..
mantarları aldım da, amcalara sormayı unuttum hangisi ne mantarıdır diye.. hani senin bu aralar yolun düşerde mantarların fotoğraflarını çekip bir de hangisi ne mantarıymış öğrenirsen süper olur.. tabii mantarlı bir yemek tarifi de olmazsa olmaz..:)
Bu arada Kastamonu pazarında mevsiminde ne varsa onu buluyorsunuz.. yok dört mevsim muzmuş, kiwiymiş, çilekmiş.. yok oyle şeyler .. o yüzden cok seviyorummmm…
Selamlar biraz geç olsada bloğunuzu keşfettik nihayetinde Öncelikle mükemmel ötesi bir yazı kaleminizin önünde eğilmemek olmaz takdir etmemek hiç olmaz tebrik ediyorum CENK bu yazılarının başarılarının sevinçlerinin sağlıklı güzel, mutlu hayatının uzun ve başarılı, dolu dolu geçmesini dilerim tarih 28.10.2009 ben bu sayfayı daha yeni okudum ama 😉 sanki önceki pazar ben gezmişim gibi hissediyorum istanbulun bu sıkıcı boğucu iş ve stres ortamında sabahın 07,22 sinde pekte güzel bir hayali yaşattın sen bana
Saygılarımla
Murat – Çok teşekkürler. Beğenmenize sevindim.
bnde yazını yeni keşfedenlerdenim.Fotoğraflar nefis herşey çok güzel devamını bekliyorum
puff neden hiç krep tarifin yok kahvaltıya ballı krepler çok yakışıyor
Bu siteyi o kadar büyük bir keyifle okuyorum ki, anlatamam.
Sizi bir de Cumartesi Feriköy pazarına alalım…
Ben iki yıl önce keşfetmiştim ama artık deyim yerindeyse “ayağa düştü”. Ama ruyada tasvir edilen gözlemeciler var orda. Leziz de demleme çay. Hatta gözleme kesmezse, poğaça, kek, börek vsr vsr…
Her hafta ordayım. Beklerim :)))
aydından marmarise doğru giderken yolun solunda bir tabela göreceksin..Dalama diye..O Dalama”-şu dalamadan gectin mi..soguk sular içtinmi..efelerin içinde..yörükte ali yi sectınmı” dıye baslayan turkunun dalaması.. Günlerden eger pazarsa ve ortalıgın sabah koktugu ansa kırın dıreksıyonu sola dogru..Yesıller senfonısının arasından,ayvalara narlara merhaba deyın sadece karadut,palamut,yabanı bogurtlen sıze seslenecektır zaten..on onbes kılometre baktınızkı dalamadasınız..Pazarın gırısınde heybetlı yoruk Ali efenın heykelı sıze hosgeldın dıyor zaten..yuruyun ıcerıye dogru..herseyıyle dogal cesıt cesıt meyveler..peynırler..kese yogurtları cokelekler..ısırgan otları orada adı dalgan otu..ev salcaları..ceksıte,kırma,cızme,salamura hurma zeytınler.. egılın baslayın satın almaga degılmı olmaaz.. Daha pazar duası okunmadı kı?..Beledıye hoparlorunden dalamanın ımamı bak duaya basladı..
Hayırlı bereketlı bır pazar dıleklerıyle..ıste oyle bır yer dalama pazarı.. Bır de olmazsa olmazın ıcınde tatlı maya ekmekler,gevrekler ve de
her dort sergıde bır karsınıza cıkan tandır..Kımısı kuyu tandırın kımısı fırın tandırı.. Tertemız beyaz kagıt ustunde servıs edılen.. yanında ev tursusu,domates sogan verılen nar gıbı kızarmıs mıs gıbı yagsız oglak etı..
Evet buda aydının dalama pazarı
aklınızın bır yerıne not edın..
İbrahim Bey – Çok güzel anlatmışsınız. İlk fırsatta uğrayacağım. Çok teşekkürler.
İnsanın salt kendine bile böyle özenli bir sofra hazırlaması, benim için çok anlamlı olan özsaygının bir göstergesi aynı zamanda. Ki onur da derler adına…
Yine mevzunun farklı bir yerine odaklandım ama, napalım benim beynim farklı çalışıyor..
elinize sağlık…
İlk kez bugün tanıştım cafefernando ile ve tanışıklığımızın “uzun yıllar” süreceğine de can-ı gönülden inandım….
Pazarlara bayilirim. Iki yildir Amerika’da yasiyorum ve en cok ozledigim seylerden biri pazara gidip sebze meyve almak. Haftasonunda evde yayilip kahvalti etmeye de bayilirim. Bir tasla iki kus olmus yani sizinki. Cok guzel anlatip resimlemissiniz.
Bende Kastamonu Tosyalıyım. Hakikaten değişik ve özel yemek zevkleri vardır. Tosyanın en güzel yemeklerinden biri tarhanadır. Sizin bu lezzeti tatmanızı isterim. Tarhanamız diğer yörelerden farklı olarak kurutulmadan – yaş olarak muhafaza edilir ve yapılır. İçerisinde çok değişik otlar vardır. Tavsiye ederim. Nasıl gönderebilirim size… 🙂
Bu Bloğunuz bana yıllar önce yaşadığım Zonguldak da Cumartesi ve Çarşambaları kurulan büyük pazarı hatırlattı.Bütün o yörenin sebzeleri şöyle bir gözümün önünden geçti.Kuzu ıspanakları ve kuzu kestanesi sizinde oraya fotoğrafını koyduğunuz bir ot gibi bir şey var kök aslında ısbıttır adı zılbıt da denir.Manda yoğurdu ve Manda tereyağı da vardır oranın ama daha çok Bartın da yapılır bu yoğurdun üstüne bal döküp üstüne de oraya ait cevizlerden koyup yemenizi taavsiye ederim.Pazısı ve diğer sebzelerinin hepsi çookk lezzetlidir aklınızda olsun.
Merhaba Cenk Bey ve tabi ki bu pazara gitmek isteyen herkes,
Ben de pek çoğunuz gibi Cafe Fernando’da bu iştah açıcı resimleri ve güzel yazıyı okuyunca,bir gün mutlaka Kastamonu pazarına gitmeliyim diye beynimin bir köşesine notumu düşmüştüm. Ama tabi tembellik, sözüm ona zaman bulamama falan derken geçtiğimiz hafta sonuna kadar kısmet olmadı.
Biz eşimle geçtiğimiz Pazar günü Kastamonu-İnebolu pazarına gidebildik. Soğuk havaya rağmen aldığımız ürünlerden ve sıcacık insanlardan dolayı çok güzel bir sabah yaşamış olduk. Pazarda bir şey alıyorsanız, yanına iki tane de pazarcılar hediye ediyor, yok efendim çiçek satan amca bir tane de benden hediye falan diyor. İnanamadım…Uzun zamandır sadece marketlerden alış veriş yapabildiğimden, esnaf muhabbetini, insan temasını, pazar alıp verirken gülümseyen insanları falan unutmuşuz valla.
Çok güzel şeyler aldık..Dil peyniri, köy peyniri, zeytinler, meyveler, ev yapımı nar ekşisi ve tarhana gibi.
Benin önemli notum yol tarifinde geçen SHELL petrol ofisinin BP olduğu. Dolayısı ile gitmek isteyenler Kasımpaşa’da BP benzinliğinden sağa girip, hemen solda pazarı görecekler.
Hafta sonu yaklaşıyor. Bir zaman ayırıp siz de mandalina bile almaya gidebilirsiniz bu pazara:)
fuyku – Shell BP mi olmuş? Bu ayrıntı için çok teşekkür ederim! Hemen yazıda da belirtiyorum.
Evet Cenk Bey, bir süre önce oradaki Shell benzicisi kapanmış, şu an aynı yerde BP var..Yani yol tarifinizde bir yanlışlık yok ancak Shell yerine BP olarak değiştirmelisiniz.
İyi hafta sonları herkese..
iyiki kastamonuluyum dedim su fotograflardan sonra.. mantarları görünce içim gitti,pazara gittiğinize göre kanlıca mantarını da bilirsiniz :)içi turuncu ve tadı mükemmel olan..
sanırım o tezgahtakilerden yiyerek büyümüş olmanın sevinci içerisindeyim. yazılarınızı begenerek okumaya ve herkese de tavsıye etmeye devam edeceğim…:))
bir süredir kastamonu pazarı hakkında bilgi arıyordum.maş faulyesi tarifini ararken ulaştım.teşekkürler.HENÜZ FASULYEM GELMEDİYSE DE BEN TARİFE ULAŞAYIM DEMİŞTİM. TEŞEKKÜRLER İPEK HANIM..
Merhaba,sayenizde bu pazarı öğrendim peki Balatta olan kastamonu pazarını biliyor musunuz?
Hatta kıyaslama açısından da merak ediyorum kasımpaşada olanı..
Çok teşekkürler,başarılar.
Zeynep – Maalesef daha önce hiç gitmedim.
merhaba,
Kastamonu Pazarı’nda bu hafta sonu mantar bulunabilir mi acaba?
mümkünse ne bulunur?
bu arada, cafefernando’da gezinmek en şahane bir pazarda dolaşmak gibi.
S
sanırım bunun cevabı için sabah pazara gitmem gerekecek.
S
mayıs sonu ve 11. ay Kastamonu Pazarı’ndan mantar alma zamanıymış.
S
ya arkadaşlar piyasada çin sarımsağı kaynıyo ama benim ülkemin taşköprü sarımsağı hayal oldu be, hadi marketler neyse dedik semt pazarlarına’da düşmüş bu hain çekik gözlülerin malları, olmaz böyle bişe ya,bu pazarı eskiden beri biliyorum allahtan, bu pazar sabahı sırf sarımsak için gidicem valla, 20 km mesafede olsada 🙂
Şimdi ben kek üstü krema tarifi ararken geliverdim sitenize, sonra krema işi bir yana itildi ve SanFransisco yazısına daldım. Sonrada Kastamonu pazarına, sonra farkettimki siz bir erkeksiniz.
Ne şaşırdım, ne gururlandım. ne kadar zevklisiniz.
Hoşgeldim.
kız annesi Çiğdem
Kastamonu’ya bir kez gitmiştim ve resimlerinizde gördüklerimin aynılarını neredeyse orada pazarda görmüştüm.. Çekimleriniz, kompozisyonlarınızın güzelliği sayesinde de duygulandım; neden derseniz bilmiyorum, aslında izmirliyim çünkü :))
İstanbul’a bu kadar “gerçek” bir yerel pazar olmasına çok çok sevindim
sizi takip etmeye yeni başladım, her okuduğum yazınızla takip etmeye başlayacağımı hissediyorum 🙂
Cenk, Peki ama neden resimlerde allrights reserved cafefernando woodmark yok?
Erkam – Blogun tasarımını değiştirdiğimde fotoğraf alanını da büyüttüm. Dolayısıyla eski yazılardaki fotoğrafların boyutunu büyütüp tekrar koymam gerekti. Bunu yaparken bu yazı için gözümden kaçmış. Sorun değil aslında. O ibare olsun olmasın fotoğrafların yazılı iznim olmadan başka bir yerde kullanılamayacağı blogun en altında belirtiliyor. Hukuken de içeriğimi korumak için fotoğrafların üzerine bir şey yazmak zorunda değilim zaten. Tercih meselesi…
kardeş köy ekmeğini ekmek kızartma makinasında kızartıp köy tereyağınıda sürdünmü üzerine 10 numara kahvaltı oluyor vallaha.
iyi de gecenin körü şimdi.canım nasıl şu kahvaltıdan istedi ah!! hayır, yatıp uyumam lazım!! neden baktım ki şimdi? üf!
merhaba cenk bey; yazınızı keyifle okudum.inanın çok heyecanlandım ve büyük bir özlem hissettim memleketime…ben muğla/milas’liyım bu pazar manzaralarıyla,en doğalından, tazesinden yiyeceklerle büyüdüm. Hemen hemen haftanın her günü pazar kurulan bir memleket.milas,bodrum pazarları inanın şahanedir…yüzümde kocaman bir gülümse bıraktınız çok teşekkürler…
fatih “siirt kadınlar pazarını” da keşfetmeye değer bulursunuz sanırım.!!!!
benin eşimde kastamonulu burda satılanların hepsiyle tanıştım güzel herkese tavsiye ederim
Bir Kastamonu’lu olarak Kasımpaşa’da hemşerilerimin pazar kurduğunu ilk kez duymanın verdiği utancı anlatamam.
son günlerde köy tavuğu olayına takmıl durumdayım :(( kastamonu pazarıdanki poşetli tavuklar dikkatimi çekti!! köy tavuğumudur;özlediğim lezzetmidir sizce Cenk bey..bu pazar gitmek isterim eğer öylelerse-lütfen cevap-teşekkür ederimm
filiz – Kastamonu pazarına gitmeyeli seneler oldu. Oradan hiç tavuk da almadım, dolayısıyla bir yorum yapamıyorum.
bir kastamonu pazarı da fatih _ balat da var haliçin kenarında gerçi burası inebolu pazarı olarak da bilinir her şey kendi yerinden organik tavsiye ederim ….
umarım ilk fotoğraftaki ekmeklerden almışsınızdır.
biraz ekşidir (hep bir önceki günün hamurundan mayalanır) ama gerek tazeyken gerek bayatladıktan sonra (bayatlasa bile diri durur) dilimleyip kızartınca mükemmel olur. salı ve perşembe günleri akşam (köy otobüsleri gelir çünkü) 4.leventte yazıhanelerden tazeyken (o günün sabahında çıkan) alabilirsiniz.
Meraba cenk ,ben şu sarı çiçekleri merak ettim çok güzel görünüyorlar .Güzellikleri dışında bir amaçla kullanılıyorlar mı acaba, nebileyim aromatik yağ,şerbet,reçel vs
Mine – Bu konuda bir bilgim yok.
Sahane bir yazi.Son zamanlarda tum bos vakitlerimde yazilarinizi okuyorum.İtiraf etmem gerekirse hazirladiginiz yemekler benim gibi tembel biri icin cok zor.Ama butun tarifleri okuyorum.Anlatiminiz muhtesem.Ben pazarlara bayilirim.Sevgili kocamda.Sirf Ayvalik donusu yukumuzu tasiyabilelim diye kocaman bir araba aldik.Cunda pazarini gormeniz lazim.Ve de resimlemeniz.Kastamonu ya gitmelisiniz.Bir de benim favorim Gonen carsisi .Eger giderseniz tarihi helva yapan dukkani sorun .Herkes bilir.O helva icin her yil ekstra 50 km yol yapiyoruz .Cok uzattim .Sizi okumak buyuk zevk .Tesekkur ederiz.Bu arada en kolay gordugum Bruksel Lahana tarifinizi uyguladim .Bayildim .
Cicek Karacop – Tavsiyeler için çok teşekkürler!
Kastamonu yerel yemekleri ve dogası dışında Tarihi ile övünülecek ender illerimizdedir. Osmanlı dan eski bir tarihe sahiptir. Sanayi olmadıgından tüm ürünler organik özellikte yetiştirilir. Doğal ürünleri herkese tavsiye ederim. günümüzde bunları bulmak çok zor
Kastamonu kanlıca mantarlarına bayılırım!! Bir Kastamonu’lu ve doğma büyüme İstanbul’lu olarak, İstanbul’da böyle bir pazar olduğunu yeni öğrendiğim için utanç duydum :/ Kahvaltı resmi harika!!
Merhaba, kahvaltıda kullandığınız emaye tabaklardan bende arıyorum,nereden bulabilirim ? Tşkler şimdiden
Başak – Antikacılarda ve bit pazarlarında bulabilirsiniz.
Adres kısmında ufak bir yanlışlık olmuş. Shell ve bp benzin istasyonu dediğiniz yer aslında Petrol Ofisi.
O yolun alt caddesinde BP benzin istasyonu var muhtemelen orası ile karıştırmış olabilirler. 🙂
Mobilya ve Dekorasyon – İlk fırsatta düzelteceğim. Teşekkürler.
bu kahvaltı resmini yıllar önceden kaydetmişim..Gecenlerde insatgram sayfamda yayınladım senin adını vererek ama tarih belirtememiştim..Sonunda buldum 2008-Nisan arşivinde..Orda da yazdığım gibi gördüğüm en iştah açıcı ve mutluluk veren kahvaltı fotolarından..Ellerine sağlık..
@semra
Başak hanım, araya not düşeyim: Antikacı ve eskicilerden de bulabilirsiniz tabii. Bununla birlikte bir de Refika Birgül’ün Refikadan adlı web sitesinde emaye tabak, kase gibi yeni yapım ürünler var. “Eski ustalıklar ölmesin” anlayışıyla yola çıkmışlar. Şimşir kaşık vb ürünler de var. Jamie Oliver izdüşümü tarzı bazen gözüme batsa da bu yaptığı hoşuma gitmişti Refika’nın : )
Bu arada Cenk, seneye -kısmetse- Şişli’ye falan taşınırsak biz, bir Pazar beraber gidelim pazara! Nasıl özledim pazarları 🙂
Banu Bingör – Seve seve! Hele bir taşının da 🙂
slm önçelikle köyümüzün tanıtımı için saolun fakat son yıllrda pazar gerçekten bozuldu esnaf taki hırs istanbul hal ve mega centır çalışmaya başladılar yumurta tereyağ sebze meyve bizzat kendi gözlerimle gördüm cumartesi akşamı gidin kendi közlerinizle görün halden gelen malları ben hakkımı helal etmiyorum haksız kazanç elde ediyorlar…