• Birinci navigasyona geç
  • Skip to main content
  • Birinci sidebar'a geç
  • Alt alana geç

Cafe Fernando

  • HAKKIMDA
  • YEMEK KİTABIM
  • ÖLÇÜLER
  • ARŞİV
  • EKİPMAN
  • ENGLISH
Kerebiç

Son Yemeğim

Bundan birkaç hafta önce, The New York Times gazetesi yazarı Matt Gross’dan bir e-posta geldi. 2008 senesi için İstanbul’u “foodie destination”, yani yemek meraklılarının ziyaret etmesi gereken şehirlerden biri seçtiklerini, benimle de İstanbul’a yaptığı son iki ziyaretinden bu yana neler değiştiğini, yemek trendlerini ve İstanbul’daki restoranlar hakkında konuşmak istediğini yazmış.

Elimden geldiğince anlattım… Yerel malzemeleri kullanan, organik tarımı destekleyen ve yaratıcılıklarıyla lezzet üreten restoranlardan bahsettim. İstanbul’u hep yaz aylarında ziyaret ettiği için balık mevsimini kaçırdığını, mutlaka tekrar kış aylarında gelmesi gerektiğine de ikna ettim. Konuşmalarımızın sonunda bugün yazısı The New York Times gazetesinde yayınlandı. Buradan okuyabilirsiniz.

Telefonda geçen 1 saatin sonunda bir soru daha sordu:

“Son yemeğin olacağını bilseydin, İstanbul’da ne yerdin?”

Bir an bile düşünmeden cevapladım…

Karşınızda son yemeğim:

Çiya

İstanbul’daki en favori restoranlarımdan biri olan Çiya‘dan kurutulmuş patlıcan dolması, biber dolması, zahter salatası, kısır, muhammara, ve humus.

Çiya’ya en son Özlem Kosta Rika’dan ziyarete geldiğinde gittim. Yanımızda yemek blogu dünyasının en başarılı fotoğrafçılarından olan Nordljus blogunun sahibi Keiko da vardı. Yukarıda gördüklerinize ilaveten benim çok sevdiğim vişneli köfteden de yedik. O da yetmedi hemen yandaki Çiya Kebab’tan lahmacun da istedik.

Bu kadar güzel yemeğin ardından tam da doydum derken üzerine bir de kerebiç istedik. Bilmeyenler için Kerebiç içi fıstık dolu bir tatlı. Yanında servis yapılan beyaz köpük Antakya’daki bir ağacın kökünden elde ediliyor ve yediklerinizi sindirmeye yardımcı oluyor.

Kerebic

Ben hiç utanmayıp ertesi gün ofiste yemek için bir de salata barından paket yapıp aldım.

İşte ben Çiya’yı bu kadar çok seviyorum. Eğer aranızda hala Çiya’ya gitmemiş olan biri varsa da, çok şey kaçırıyorsunuz diyorum.

Not: Keiko’nun seyahati sırasında çektiği İstanbul fotoğrafları için bu yazısına mutlaka uğrayın.

09 Aralık 2007 · 67 Yorum Kategori: Basında, Cafe ve Restoran Etiket: Çiya, New York Times, Yemek

Previous Post: « Kahve ve Fındıklı Kurabiye
Next Post: Elma, Blueberry ve Mandalinalı Crumble »

Okuyucu Etkileşimi

67 YORUM

  1. mehtap pasin gualano

    09 Aralık 2007 ile 09:43

    Turk mutfagi bence dunyada olmasi gereken yerden cok gerilerde, cogu zaman kebaplarla eslestirilen ve deyim yerindeyse “araya gitmis” bir mutfak. Onca guzel corba, tencere yemegi ve o muthis tatlilar (ozellikle sutlu tatlilar) benim favorim, niye bir Italyan, fransiz ya da cin mutfagi kadar bilinmesin ki.. o nedenle “foodie destination” gezginlerinin hic hayal kirikligina ugramiyacaklarina eminim.
    Bu arada zahter salatasi nedir?

    Yanıtla
  2. Bilun ŞEN

    09 Aralık 2007 ile 11:52

    Çok doğru bir seçim yapmışlar.. Ve bunun için konuşulabilecek en doğru kişiyi de seçmişler bence..
    Nasıl bu kadar güzel tadı aynı anda birleştirebildiğine şaşırıp duruyorum hala..

    Yanıtla
  3. eda suner

    09 Aralık 2007 ile 13:20

    Çiya gerçekten de çok sevdiğim bir yer. Kadıköy’ün o karmaşına hele ki çarşının gürültüsüne insan bir tek Çiya’da yemek için katlanır.Zahter konusunda da haklısın canım Antakya yöresinin en sevdiğim yemeklerinden biridir bir de Mualla yani bizim imam bayıldı yemeğimiz.

    NY Times’daki habere bayıldım birtanem seninle gurur duydum. Ömi’de aferim be Cengo der ona da gösterdim.Seni seviyoruz annem :)))

    Edi&Ömi

    Yanıtla
  4. sena

    09 Aralık 2007 ile 14:25

    benimde en çok sevdiğim yerken zevk aldım kurutulmuş biber dolması vetabiki sebzelerdir iç baklayla yapılan favaya bayılırım.dışarıda yemek yemek söz konusu olunca etli yemekler yerine sebzeleri seçerim (eti aram yok)bunları yazmamın sebebi fastfood alışkanlığı olan nice insanlar biliyorum ve aüzülüyorum doğrusu önce sağlık değil mi?bu arada ellerinize sağlık site mükemmel saatin kaç olduğunu unutu veriyorsunuz:)

    Yanıtla
  5. Cenk

    09 Aralık 2007 ile 18:44

    Mehtap – Zahter bildiğim kadarıyla kekiğe benzeyen bir bitki. Bu salata taze toplanmışından yapılıyor.

    Bilun, Sena – Çok teşekkürler.

    Eda – Çok sağol sana ve Ömer’e. Ben de sizi çok seviyorum. Haydi haftaya Çiya ardından Baylan’da Kup Griye!

    Yanıtla
  6. Ceylan

    09 Aralık 2007 ile 19:20

    Cenk,
    Öncelikle NY Times’daki yorumlarından dolayı tebrik ederim, bir nevi gurur kaynağı oldun yine bize ! Tüm yorumlarına da aynen katılıyorum, ellerine sağlık! İkinci olarak da yediğim ilk günden beri hayatımda en sevdiğim lokantalardan biridir Çiya. Bir yazımda da bahsetmiştim nasıl her seferinde mest olduğumu.Fotoğraflar bu kadar iştah açıcı değil tabii!
    Bana sanki Çiya’nın yeterince kıymeti bilinmiyor gibi geliyordu ama anlaşılan hiç de öyle değil, ne güzel !

    Yanıtla
  7. mehtap pasin gualano

    09 Aralık 2007 ile 19:44

    Ben o arada internetten baktim. Yogurtland isimli bir blogda zahterle ilgili bilgi ve tarif veriliyor. Arapcada kekik anlamina geliyormus ama icinde susamdan, karpuz cekirdegine, kekikten leblebi ve yer fistigi tozuna kadar bircok besin bulunuyormus.
    Ozellikle zeytinyagina batirilmis sicak pide ile cok guzel oluyormus.
    Tekrar selamlar ve iyi pazarlar

    Yanıtla
  8. Banu Baloğlu

    09 Aralık 2007 ile 20:37

    Bugün öğlen izledimdi ben de haberlerde 🙂 NYTimes’te “yemek yenecek kent” sıralamasında birinci olduğumuzu… Organik ürünlerin kullanımının artışı üzerine bilgi aktarılırken de “acaba bu bilgiyi nereden öğrendiler?” diye geçirmiştim içimden. Çok yakından öğrenmişler :)))

    —-

    Ve Çiya…
    Denebilecek teş şey, ‘bilmiyorsanız, bir gün gidin, bir deneyin… Kaybetmezsiniz asla’ 🙂

    Hele o kuru patlıcan&biber dolmasııııı :p~

    —-

    Şehrimizin tantımına katkılarından dolayı teşekkür ederiz, Cenk :)))

    Yanıtla
  9. Cenk

    09 Aralık 2007 ile 21:31

    Ceylan – Ben hala Çiya’nın kıymetinin yeterince bilinmediğini düşünüyorum. Acaba böylesi daha mı iyi.. Kimse bilmese her şey bize kalsa? Yurt dışından kim gelse tutup götürüyorum gerçi 🙂

    Banu – Katılmamak mümkün değil!

    Yanıtla
  10. Zeynep

    09 Aralık 2007 ile 21:50

    Merhaba Cenk
    Damak tatlarımız benziyor galiba.Bende bayılırım kuru patlıcan dolmasına.Hatta bende son tarif olarak patlıcan dolması tarifi verdim bloğumda.Bu arada kerebiç yemedim hiç.Çiya ‘yı duydum ama hiç gitmedim.
    Mutlaka gitmek istiyorum.
    Sevgiler

    Yanıtla
  11. Esra

    10 Aralık 2007 ile 07:21

    dolma dolma dolma 🙂 soruyu ilk gördüğümde bnm de aklıma dolma geldi. annemin yaptığı arap dolması. bu lezzeti tatmamış olan herkes tatmalı bence.

    Yanıtla
  12. Selen

    10 Aralık 2007 ile 08:39

    Merhaba,

    Blogunuz gercekten harika.
    Ciyaya da henuz gitmedim ama cok duydum ve yemeklerine bakmistim. Tipik guney ve guneydogu mutfagi. (K.Maras-Hatay-Gaziantep kokenli ve ek olarak Mersinde oturmus biri olarak soyluyorum.) Kerebic de Mersinde ramazanin tatlisidir ve kopugu meyan kokunden yapilir, ama bu kadar akiskan degil, kopuk kivamindadir ve kerebici kaplar. Ayrica cevizli olani da var. Ramazanda Mersine ugrayin; her kosebasinda kerebicci goreceksiniz!

    Yanıtla
  13. Cenk

    10 Aralık 2007 ile 09:38

    Selen – Çok teşekkürler. Ben de bu köpüğün meyan kökünden yapıldığını iddia edip duruyordum sonra birkaç kişiden öyle olmadığı ısrarıyla karşılaşınca ordaki aşçılara da sordum meyan kökü olmadığını söylediler. Ağacın isminin telaffuzu zor olduğundan hatırlayamadılar hangisi olduğunu bir türlü öğrenemedim ama ısrarla meyan kökü olmadığını söylüyorlar. Keşke biri bu işi aydınlatsa!

    Yanıtla
  14. Selen

    10 Aralık 2007 ile 10:11

    Evet, meyan kökü değil çöven ağacı diyenler de var. Bayramda Mersin’e gidiyorum ve bu işi aydınlatayim o zaman, size haber veririm.

    Yanıtla
  15. Margot

    10 Aralık 2007 ile 12:01

    Babaannem Mersin’li olduğundan Çiya hep tanıdık ama aynı zamanda da özlediğim yemekler tattığım bir yer oldu benim için. Analı kızlılar, çeşit çeşit dolmalar, zahter… Böyle güzel yemekler bence dünyanın hiç birinde yok, acaba hak ettikleri kadar tanıyor ve sahip çıkıyor muyuz onlara?
    Teşekkürler!

    Yanıtla
  16. eda suner

    11 Aralık 2007 ile 01:22

    Haftaya süper olur bu hafta yokuz hem şöyle bir Moda yaparız ben iletiyorum Ömi’ye canım o zaman. Anenmde çokk sevindi seni çok öpüyormuş canım.

    Yanıtla
  17. ceren

    11 Aralık 2007 ile 08:11

    çoook tebrikler… insan gurur duyuyor…

    ben de kerebiç çok severim ama en çok köpüğünü:)) ve dolmaların hası bence kuru patlıcan dolmasıdır… ne yaprak ne biber, kuru patlıcanı tek geçerim…

    afiyet olsun

    Yanıtla
  18. sevil

    11 Aralık 2007 ile 08:53

    Sevgili Cenk,

    cok sevindim! Bir (almanyada yasayan) türk olarak, yine seninle gurur duydum. NYT´da ismin geciyor. Süpersin ya! Lütfen devam et! Kültürümüzü ve Türkiyemizi tanit – arkandayiz 🙂
    Ciyayi tanimiyorum. Ama esim (artik o da senin takipcin:-) bir dahaki Istanbul ziyaretimizde kesin gideriz diyor 🙂 Belki sende orada olursun 🙂 Selamlar
    Sevil

    Yanıtla
  19. berrin

    11 Aralık 2007 ile 13:26

    çiya nın
    tabağındaki yemekleri sırasıyla yapmaya karar verdim…kaç kaloridir acaba
    o tabağı günün hangi saatinde görsem – ağzım sulanabilir…

    Yanıtla
  20. Farmau

    11 Aralık 2007 ile 19:09

    Merhaba Cenk öncelikle tebrik ederim :)ve seçimlerin Türk mutfağının baştacı diyebileceğimiz lezzetler ve sanırım bende son yemeğimde tercih edebilecek kadar çok severim kuru dolmasını tek farkla annem bence Çiyanın aşçılarından daha güzel yapıyor :))Şaka bir yana Çiya’ya seninde dediğin gibi ne zaman yurtdışından bir misafirimiz gelse ilk götürdüğümüz yerlerden biri oluyor :))
    Ve tekrar başarılar diliyorum sana:))

    Yanıtla
  21. Cenk

    11 Aralık 2007 ile 20:40

    Margot – Ne kadar sahip çıkıp çıkmadığımızı bu kadar önemli bir habere Türk medyasının gösterdiği kuru ilgi gösteriyor sanırım..

    Ceren – Çok teşekkürler.

    Sevil – Size de çok teşekkürler. Bir dahaki gelişinizde Çiya’ya mutlaka uğrayın. Hatta ardından iki adım ötedeki Baylan Pastanesi’ne de mutlaka uğrayıp Kup Griye’sinden yiyin.

    Farmau – Merak ettim şimdi annenin dolmasını! Yorumun için de ayrıca çok teşekkürler. İlaç gibi geldi.

    Yanıtla
  22. IŞIL YALÇINER

    11 Aralık 2007 ile 21:35

    Sevgili Cenk,
    Ülkemizin, kentimizin tanıtımına olan katkılarından dolayı sana binlerce kez teşekkür ederim.Çok da güzel bir seçim yapmışsınız. Çiya evimize de çok yakın olduğu için en sık gittiğimiz lokantalardan biri. O resmi görür görmez bu kerebiç dedim. Nefis bir tatlı, içi bol şam fıstıklı, dışında ağızda eriyen bir köpük. Ama bütün bu güzel yemek ve tatlılardan sonra Çiya’da MENENGİÇ kahvesini içmezseniz çok yazık olur.
    Cenk ne gün geleceksen söyle bizde ailecek gelelim ve seninle tanışma şansına erelim. Tabi sonra da Baylan
    Tekrar tekrar tebrik ederim.
    Sevgilerimle…

    Yanıtla
  23. Cenk

    11 Aralık 2007 ile 22:10

    Merhaba Işıl Hanım – Güzel mesajınız için çok teşekkürler. Tam da konuyla ilgilenen çok olmadı diye kendime dert etmiştim… Çiya’yı baştan aşşağıya yiyebilirim ama üzülerek söylüyorum ki Menengiç kahvesinin tadına bir türlü alışamadım. Sanırım Çiya’da benim ağız tadıma göre olmayan tek şey. Ama bundan sonraki ilk gelişimde sizi de mutlaka haberdar edeceğim. Ben de tanışmayı çok isterim. Sevgilerimle. Cenk

    Yanıtla
  24. Sebla

    12 Aralık 2007 ile 10:13

    Merhaba:)Bu çok güzel ve gurur verici bir haber! Tebrik ederim sizi! Çiya gerçekten çok temiz, nezih bir restaurant. Hem kebaplarını hem de yöresel yemeklerini ve salatalarını tatma fırsatım oldu. Gerçekten çok lezzetli! Bu tatlıyı denememiştim, bir dahaki sefere kesinlikle tadacağım. Çiya gitmeyenlere, şiddetle tavsiye edilir! Sevgiler…

    Yanıtla
  25. pıtırcık

    12 Aralık 2007 ile 18:41

    Merhaba

    Sessiz takipçilerinizden olarak gurur duydum açıkçası,ve önerdiğiniz Çiya’ya gittiğim içinde şanslı olduğumu düşündüm.Hani derler ya ölmeden yapılması gerekenler diye Çiya’da öyle bişey Sevgiler..

    Yanıtla
  26. Lyn

    13 Aralık 2007 ile 16:42

    Gurur verici, sevindirici bir gelişme. Kutlarım, Cenk. Yer önerisi ve güzel yorumlarınla buna katkın için teşekkürler. Farklı bölgelerin tatlarını bir araya getiren zengin menüsüyle Çiya, çok doğru bir seçim. Et yemediğim için, Çiya’nın tümünü yiyemesem de (: sebze ve salata çeşitleriyle beni cezbeden, sık gittiğim yerlerden biri. Tabii bir de Gelik ve özel mantarlı pilavı var (: ‘son yemek’ için, bu iki mekândan seçeceğim yemekleri bir arada isteyebilirim rahatlıkla.

    Haberin, gazetelerde minik bir yer bulması, üzücü. İstanbul, 2008 Yemek Başkenti; 2010 Dünya Başkenti olacak ama, buna hazırlık yeretli mi, tanıtım fırsatı olarak değerlendirilebilecek mi, tartışılır…

    Yanıtla
  27. Cenk

    13 Aralık 2007 ile 21:58

    Sebla, Pıtırcık – Çok teşekkürler. Çiya hayranı insanları tanımak ne güzel oldu!

    Lyn – Teşekkür ederim. Çiya’nın menüsü vejetaryenler için bile ne kadar zengin değil mi? Haberin gazete ve diğer yayın organlarında bu kadar az yer alması maalesef üzücü. Oysa İstanbul’un muteber restoranları böylesine önemli bir haberi arkalarına alıp neler yapabilirdi…

    Yanıtla
  28. Selin

    14 Aralık 2007 ile 14:33

    Selaaaammmm,
    Bir ben eksik kalmıştım diye düşünerek geldimmmm 🙂 Siteniz çok güzel. Size tesadüfen ulaştım. İnternette gezinirken bir de baktım ki, İstanbul’un Yemek kültürünü anlatan bir yazı. Gerçi bu haberi daha önce de okumuştum ama daha farklı bir anlatım olunca girip bir bakayım dedim 🙂 İyi ki de gelmişim yaw 🙂 Herşey çok enfessss. Ellerinize sağlık. Bana da beklerim. Eee, dünya mutfağı olmasa da, benim de güzel tariflerim var 🙂
    Bu arada sizi arkadaş linklerime ekledim. Byeeee

    Yanıtla
  29. ferah-pastalila

    14 Aralık 2007 ile 23:29

    Selam,

    Çiya yazdığınız kadarıyla çok hoşuma gitti, özellikle patlican dolmasına bayılırım. Ona eşlik eden diğer tatlarda denenmeye değer sanırım. Son yemeğiniz olarak bunları seçtiğinize göre :). Uzun sağlıklı yaşam dilerim. Ağzınızın tadı bozulmasın. Şimdi neden böyle dilekte bulundum dersen içimden geldi sadece :)).

    Yanıtla
  30. Aybike

    15 Aralık 2007 ile 01:49

    Cenk Merhaba,

    Arada hep ziyaret ediyorum hersey o kadr guzel ve hos gorunumlu ki ellerine saglik. Demin Edi’ye yazdigin yoruma gozum takildi da, bizde esimle Turkiye’ye gelince,daha gelmemize de cok var ama :(, mutlaka once Ciya ve hemen ardindan olmasada Baylan’da cup griye ve birde limonatasi.

    Guzel bir hafta sonu diliyorum, sevgiler

    Yanıtla
  31. yunkabu

    15 Aralık 2007 ile 05:01

    O kadar harika bir is cikarmissiniz ki ! Tebrik ediyorum siteniz muhakkak gorulmeli gezilmeli. Bir suredir yeni tarifler yapmaya merak sardim ama su aralar daha cok fotograf konusuna takilmis durumdayim. Sitenizdeki fotograflari gorunce kalakaldim. Birgun mutlaka profesyonel bir makine edinmeli ve bu isin egitimini almaliyim. Zaten bunu istiyordum sizin fotograflarinizi gorunce iyice sabrim tukendi. Ayrica sayenizde Keiko’nun sayfasindan haberdar oldum: Mu-kem-mel !!!

    Yanıtla
  32. g. baran

    15 Aralık 2007 ile 11:31

    http://lezzetinizinde.blogspot.com/2005/09/kerebi.html adresinde kerebiçin köpüğünden bahsediliyor.Başak’ın Mersin’deki Kerebiççi Oğuz’dan öğrendiğine göre çöven kökünün suyundan yapılıyormuş.

    Yanıtla
  33. banu gökşin

    18 Aralık 2007 ile 21:40

    cenk kerebiç tarıfını çöven otu alıp yapmıstım.
    tarıf burda eski blogumda

    http://ananeninkuzusu.blogcu.com/3632915/

    Kurban bayramınızı en içten dileklerimle kutlarım. sağlıklı mutlu bayram geçirmeniz dileğiyle
    sevgıler…

    Yanıtla
  34. Esin Bayazit

    20 Aralık 2007 ile 19:57

    Yaa o kadar cok anlattiniz ki ciya yi , kendimi bir anda neden gitmedim diye suclu hissettim…Zahter salatasi hic denemedim ama dolmalar cok güzel görünüyor..Ocak ayinda ist dayim ve ilk gidecegim yer ciya olacak..:)

    Herkese iyi bayramlar diliyorum…
    Sevgiler
    Esin

    Yanıtla
  35. nevin

    21 Aralık 2007 ile 01:10

    merhaba cenk bey patlıcan dolmasını görünce evet işte benim mutfak kültürüm dedim. mutfağım benim çiyam diye bilirim.patlıcan biber kurusu,sumak ekşisi ve firiğim mutfağımda bulunmakta bunlar nefis lezzetler.eğer çiyada firik pilavı yemediyseniz yemenizi tavsiye ederim.Ve yorumlarınızı beklerim yanında ekşili bir salata yemeyi [eğer seviyorsanız] ve ayran içmeyi unutmayın.Ve ayrıca tebrikler yemek kültürünüze yaptığınız hizmetten dolayı kim tutar sizi aldığınız bayrağı bırakmayın ve yürüyün.iyi bayramlar sevgiler.

    Yanıtla
  36. Ebru Erenlcik

    22 Aralık 2007 ile 15:40

    Çiya Türkiyedeki restorantlar arasında bir numara olarak tarif edebileceğim bir yemek cennetidir.Süper yemekleri,kebapları, tatlıları,salata mezeleri içecek şerbetleri, güleryüzlü garsonları ve süper donanımlı ferah nezih mekanıyla Çiya dünyanın 7 harikasından biri bence.Hayatımda vazgeçemeyeceğim tek mekan Çiya dır.Dünyada isim yapmış bu müesseseye sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.İykide varsın Çiya…

    Yanıtla
  37. tulin kara

    24 Aralık 2007 ile 16:24

    merhaba
    inanamıyorum. bu son yemek benim son yemeğim
    acaba bu tesadüf …..
    menüdeki yemeklerin benim yöreminin mutfağından derlenmiş olmasımı?

    Yanıtla
  38. hayat

    25 Aralık 2007 ile 10:01

    çiya seçiminiz beni mest etti.çiya yı bilmeyen denemeyen varsa bu şehirde çok şey kaybetmiş demektir.

    Yanıtla
  39. hayat

    25 Aralık 2007 ile 11:45

    yukarıdaki yorumuma ilaveten çiya nın katmerini de denemenizi öneririm.

    Yanıtla
  40. vera

    26 Aralık 2007 ile 16:27

    Cenkciğim seninle gurur duyuyorum..Bu haber Istanbul için çok güzel ama seninde içinde olman benim için ayrı bir güzel

    Yanıtla
  41. Cenk

    26 Aralık 2007 ile 19:19

    Veracım bunları senden duymak da ayrı bir güzel. Teşekkür ederim!

    Yanıtla
  42. ozgul

    30 Ocak 2008 ile 15:59

    merhaba…uzun zamandır sitnizi ziyaret edememiştim.şimdi bakıyorum ve inanılmaz güzel tarif ve resimler eklenmiş.merak ediyorum beş yaşında bir çocuk için nasıl bir doğum günü pastası yapardınız…doğum günümüz 15 şubat. ne yapacağınızı görmek için sabırsızlanıyorum.ilginize şimdiden teşekkürler:):)

    Yanıtla
  43. fryl

    18 Nisan 2008 ile 11:43

    kerebiç !
    bir kaç saatlik mesafede böyle bir tat varmışta benim haberim yokmuş yıllardır .inanılmaz bir tat bu .tatlı yedim hissini tam olarak bu tatlı ile yakalayabiliyorum ben .

    Yanıtla
  44. Leyla

    07 Mayıs 2008 ile 10:56

    Blogundan bugün bana çıkış yok sanırım, ama işler beni bekler bu son okuduğum yazın olsun bugün 🙂 Yazının sonunda Çiya’nın internet sitesinde soluğumu aldım. Fotoğraflar linkine tıkladım bakıyorum bakıyorum bana tanıdık geliyor ama farkında değilim. Ah İstanbula gitsem de şu Çiya’da bi güzel yemek yesem diyerekten yaklaşık bi 3-4 dakika fotolara baktından sonra kafama DANNKKKKKK etti, hatırladım! Neyi mi? Son İstabul ziyaretimde o çarşının içinde uzun uzunn o restoranı aramış, içerde bizi bekleyen arkadaşlarımızla sohbet etmiş olmamız ama sadece 1 bardak su içerek ordan ayrılmış olmamızz!! Bu yazını okuyup gitmiş olsaydım kabarık bir hesap ödettirirdim erkek arkadaşıma ama şanslıymış 😀 Ahh İstanbul, ahh Çiya! Bir dahaki sefere benden kurtulamazsın 🙂

    Yanıtla
  45. Neşe

    13 Ekim 2008 ile 13:28

    zahteri görünce ufacık bi not düşeyim dedim:) zahter güneydoğuda hem kekik için kullanılan addır hem de bir baharat karışımına.. yazıda adı geçen zahter bir tür taze kekiktir, çayını da içerler gaziantepte, mideye çok iyi gelir ama acıdır çok.. ayrıca susam-kimyon-karabiber vb pek çok baharatı bir arada bulunduran leziz bir karışıma da yine zahter adı verilir ve evet ekmeği önce zeytinyağına sonra zahtere batırarak yenir:)

    Yanıtla
  46. pinar

    15 Ekim 2008 ile 11:06

    Cenk bey merhaba, ilk defa gordum sitenizi… ve hayran kaldim… tariflere, yazilariniza sizi tebrik etmek istiyorum. Artik devamli blogunuzu takip edecegim. emeginize, yureginize saglik…
    sevgiler,
    saygilar,
    Pinar

    Yanıtla
  47. JUSANYA

    19 Aralık 2008 ile 09:53

    İstanbul-çiya
    4 yıl oldu istanbuldan ayrılalı ve okadar özlemişim ki rüyalarımda sokaklarında dolaştığımı görürüm. istanbul benim için güzel bir öğrencilik geçmişi yanında her semtinde ayrı tadılması gereken yemeklerin olduğu yemek diyarı aynı zamanda. çiya başta gelenlerden. kendine has herşeyden önce . kuru patlıcan dolması hala favori yemeğimdir.birde yemeklerden sonra içilen üstünde toz ceviz olan bir içecekleri vardı.
    teşekkürler beni o günlere geri götürdüğünüz için

    Yanıtla
  48. deniz

    07 Ocak 2009 ile 02:16

    merhaba cenk,

    tesadüfen blog sayfana rastladim ve iyi ki rastlamisim.:) hayran kaldim sadece. yemek tarifleri, fotograflar ve yazilar hepsi gercekten cok güzel. bende yemek yapmayi, degisik tadlari tatmayi cok seviyorum, elimde bir cok farkli yemek kitabi ve tarifler var ama acikcasi son zamanlarda mutfaga girmiyorum fazla.:)
    tariflerin haricinde fotograflarinada zevkle izleyecegim bundan sonra. bende fotograf cekiyorum ya da cekmeye calisiyorum diyim…
    ya ben imrendim, simdi mutfaga girip yemek yapasim geldi.:) ama en güzeli sen bize gel her gün yemek yap ben hayir demem.:) benimde en cok sevdigim yemekler yukaridaki tabakta.:)
    paylasimlarin icin cok tesekkür ederim.
    sevgiler
    deniz

    Yanıtla
  49. Efsun

    25 Mart 2009 ile 07:22

    ahhh kerebic ..senenin her ayında bulunan ama nedense hep ramazan boyu yediğimiz süper tatlı..mersinde de çok sevilen ve tüketilen bir tatlı.asıl orjinalinin cevizli olduğu söyleniyor ama eşim cevizli ben fıstıklısını çok seviyorum..köpüğüne nadef deniyor ..dışı gene irmik hamuru içinde hurma konulan kurabiyeye de mamul deniliyor..üstüne pudra şekeri döküp yeniliyor..siteniz harika..bizlerle de paylaşdığınız için çok teşekkürler

    Yanıtla
  50. seçil

    03 Nisan 2009 ile 14:50

    Merhaba Cenk, http://www.buyukkeyif.com/readArticle.jsp?objectID=7000000000044299 adresinde senin kerebiç fotoğrafını kullanmışlar..O site tesadüfen karşıma çıktı..Fotoğrafı görünce bir yerden hatırlıyorum dedim ve yanılmadım sanırım. Haber vermek istedim…Sevgiler..

    Yanıtla
    • Cenk

      05 Nisan 2009 ile 13:43

      Seçil – Haber verdiğin için teşekkürler. Email yolladım ama hala oralı olmuş değiller… Copyright bandını atıp kullandıklarına göre pek iyi niyetli de değiller. Peşini bırakmayacağım tabii.

      Yanıtla
  51. seçil

    06 Nisan 2009 ile 07:00

    Günaydın Cenk, rica ederim. Başka bir fotoğraf koymuşlar bu arada.

    Yanıtla
  52. Fisun

    04 Mayıs 2009 ile 19:12

    Zahteri Kofteci Ramiz’in salata barinda da bol miktarda bulabilirsiniz

    Yanıtla
  53. Hande Kilic

    02 Ağustos 2009 ile 01:59

    Merhaba Cenk,

    Tek kelimeyle harikasin. Sutlac tarifi ararken tesadufen sitene ulastim, sutlac coktan bitti ben hala siteni inceliyorum. Seni ne kadar tebrik etsem azdir, Ciya’yi neden kesfetmemisim ben simdi cok uzuldum, Turkiye’ye ilk geldimde gidecegim yer orasidir.
    Tariflerin beni cok heyecanlandirdi, umarim benim oglumda senin gibi sevgiyle ilgiyle yapar yemeklerini.
    Sana Ohio’dan yaziyorum bu satirlari, senin buralara olan ozlemini bende Istanbul icin yasiyorum.
    Tariflerini artik yakindan takip edecegim.
    Emegine, ellerine saglik.

    Yanıtla
  54. Nilay Özer

    27 Eylül 2009 ile 00:53

    MERHABA
    Ne bir blogum var nede yemek yapmışlığım tek bildiğim süper,özenli bir site burası.Tarifler zorlanmadan yapacağım cinsten.
    Yemek dersi veriyormusunuz 🙂
    Nilay Ozer

    Yanıtla
  55. sibel

    16 Aralık 2009 ile 09:41

    merhaba Cenk,
    blogunu yeni keşfettim,henüz tariflerini deneyemedim ama mutlaka siteye bir gözatıyorum.son yemeğin harika görünüyor.Ankara’da böyele tatlar bulabileceğim önerin var mı?merak ettim.sevgiler

    Yanıtla
    • Cenk

      16 Aralık 2009 ile 11:44

      sibel – Maalesef Anakara’ya gitmeyeli çok oluyor. Nerede yenir nerede içilir hiç bilmiyorum.

      Yanıtla
  56. Nalan

    27 Ekim 2010 ile 08:44

    çiya’nın yemeklerini ben de çok seviyorum, fakat anlamadığım bir şey var. özellikle sebze yemekleri (etleri denemedim) inanılmaz yağlı. bunun özel bir nedeni var mı acaba yoksa damak tadı mı. bazen yerken boğazımda yağ katmanları birikiyormuş hissi uyanıyor. bence bu olmusuzluk yemeklerin lezzetini biraz bozuyor. bir dahaki çiya ziyaretimde söylemeyi düşünüyorum ama sürekli övgü aldılarsa alınganlık ederler mi diyorum.

    Yanıtla
    • Cenk

      27 Ekim 2010 ile 11:40

      Nalan – Nedense bana o kadar yağlı gelmiyor… Bence alınganlık etmezler, etseler de fark etmez gerçi çünkü sen müşterisin, o yüzden bir dahaki sefere bence ne tip ve ne miktarda yağ kullandıklarını sor, siparişini ona göre ver.

      Yanıtla
  57. Kevser Aydoğdu

    16 Kasım 2010 ile 10:06

    Ben hep derim ki aklın yolu birdir..Çiya ve arkasından baylan..Cenk her yazını okuduğumda kesişen noktalarımızı görmek bu işle uğraşan biri olarak mutluluk verici..Çiya tek kelime ile mükemmel çünkü değerli Musa dağdeviren bu işi o kadar severek yapıyor ki o ürünleri almak için nasıl dolaştığını bilenler bilir..Her İstanbula gidişimde uğramadan geçemem tatlı,şerbet,yemek artık hangisi rastlarsa..Paylaşımların için teşekkürler…..

    Yanıtla
  58. Serpil Kamoy

    01 Mart 2011 ile 16:40

    Çiya ile ilgili yazdıklarınıza tamamen katılıyorum.Bende gördüğüm her değişik yemeği tatmak zorundaymışım hissini uyandıran,Istanbul’un en sevdiğim semti Kadıköy’ün mükemmel lezzet durağı.10 yaşında ki oğlum ile birlikte yemek yolculuğuna çıktığımız yer.Bizim için çok özel Çiya, herşeyiyle.En son gititğimizde oğlum “Anne değişik bir şerbet içelim bugün diyerek” beni çok şaşırtmıştı hatta.
    Herkes mutlaka çiya’ya bir kez gitsin bir daha vazgeçemez zaten.

    Yanıtla
  59. Sena

    08 Mayıs 2011 ile 18:03

    mrb cenk öncelkle harika oldqnu söylemelym ztn alşknsn bu tür yrumlara 🙂 ben interntte qezinrken qördm bloqnu tesadfn yani ve bayldm.. bnde qıda bölmndeym ve senn o leziz yemklernin ftoqrflrnı qörp ilham alyorm 🙂 Lezztlernn devamnı dliliyorm Başarlr..)

    Yanıtla
  60. pelin

    27 Temmuz 2011 ile 11:17

    Cenk fotoğraf senin sanırım .. Radikaldeki yayını görmüşsündür belkide .. daha önce yazdıklarını biliyorum.. ff’de gördüm bende,haberin olsun..

    http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1057691&Date=26.07.2011&CategoryID=139 …

    sevgiler..

    Yanıtla
    • Cenk

      28 Temmuz 2011 ile 14:46

      pelin – Haber verdiğiniz için çok teşekkürler.

      Yanıtla
  61. gulsum

    20 Aralık 2011 ile 00:34

    cok guzel bir site tariflerde mukemmel tesekkurler.

    Yanıtla
  62. asli yucel musmeci

    19 Mart 2012 ile 15:43

    Sizi kalpten kutlarim.Kullandiginiz akici ve yormayan dil, tarifleriniz…tek kelime ile harika.Sicilya ile ilgili projeniz veya sormak istediginiz herhangi bir sey olur ise hic cekinmeden benim ile kontak kurun, seve seve yardimci olurum.

    Yanıtla
    • Cenk

      19 Mart 2012 ile 16:10

      asil yucel musmeci – Çok teşekkürler. İleride sorularım olursa muhakkak yazarım.

      Yanıtla

Önemli:Bloguma bıraktığınız yorum, tarafımdan onaylandıktan sonra yayımlanacaktır. Yorum bıraktığınız yazı ne kadar eski olursa olsun, yorumunuzu gözden kaçırmam mümkün değildir. Yorumunuz soru içeriyorsa; yanıt verebilmek için yazıyı incelemem gerekebileceği için yayımlanması biraz gecikebilir. Sorunuzu sormadan önce lütfen aynı veya benzer bir sorunun daha önce sorulup sormadığını önceki yorumları tarayarak emin olunuz.

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Birincil kenar çubuğu

17. BASKI (Mundi 4. BASKI)

Cafe Fernando - Bir pasta yaptım, yanağını dayar uyursun

Amazon // Can Yayınları // Kitapyurdu // diğer
The Artful Baker

Amazon US
Kindle // Apple Books // Google Play
Amazon UK // Amazon CA // Amazon AU

SOSYAL MEDYA

Instagram // YouTube // RSS
Facebook // Twitter // Pinterest

EKİPMAN

KÜTÜPHANEM

Footer

Best of Cafe Fernando

Çikolatalı Babka

Tahinli ve Leblebili Brownie

Elmalı Kek Tarifi

Kıtır Pastırmalı Patates Salatası

Ve Bitti!

Julia Child: Komik, titrek sesli, dağ gibi bir kadın

COPYRIGHT © 2025 · Cenk Sönmezsoy