Bugün size adalarda şöyle yedik, böyle içtik, deniz kokan mezelerin ardı arkası kesilmedi, binbir çeşit otlarla hazırlanmış salataların tadı damağımızda kaldı, yetmedi, yemeğin üstüne bir de hayatımda yediğim en güzel dondurmanın fotoğrafını da çektim, hem de kağıt helva arasında, demek çok isterdim. İşin aslı, grubumuz, geziye son dakikada katılınca nerede yemek yesek gibi bir araştırma ve plan yapmak söz konusu değildi. Umduğumuzu değil, bulduğumuzu yedik.
Vasat geçen yemeğin ardından masadakiler bira ve muhabbete dalınca ben de fırsat bilip fotoğraf çekerim diye bir ada turu attım. Ama asıl aklımdaki İskele’nin tam karşısındaki dondurmacıya uğramaktı. Zaten masaya oturduğumdan beri kağıt helva arasına ne çeşit dondurma dizdirsem diye düşünüyordum. Çilek ve muz mu, karamel ve çikolata mı?
Bugün ağız sulandıracak detaylar yok ama çektiğim bazı fotoğraflar var. Bir sonraki yazıya kadar bunlarla idare edin lütfen.
Peki sizin bugüne kadar Adalar’da yiyip de tadını unutamadığınız yemekler var mı? Yorumlar kısmında paylaşırsanız çok sevinirim.
Bebek’ten çıktık yola…
İlk durağımız Burgaz Adası…
Tekneden indikten sonra gördüğüm manzarayı fotoğraflamak istedim. Bekleyenler fotoğraflarının çekilmesine pek kızdılar…
Bu dondurmayı ballandıra ballandıra anlatmak ne çok isterdim…
İskele’ye arkanızı verip sağ tarafa doğru yürümeye başladığınızda muhteşem bir manzaraya sahip parkur sizi bekliyor. Eğer giderseniz yorulana kadar devam edin derim. Yorulursanız dinlenebileceğiniz banklar var.
Burgaz Ada’dan sonra biraz açılıp denizde demirledik. O sessizlikte uykuya dalmışım. Teknedeki ufaklığın “Aslan Kaptan! Aslan Kaptan! Bunu yukarı çekemiyorum yardım edermisin?” çığlıkları arasında uyanıp birkaç kare daha çektim, ardından Büyükada’ya doğru devam ettik.
Gruptan bir arkadaşın kardeşinin evine uğradık. Balkonunun manzarası işte böyleydi:
Sizce de bu balkonda bir ömür geçmez mi?
Balkonda fotoğraf çekerken bu martı kardeş geldi dama kondu. Hiç kımıldamadan yarım metre uzağımda uzun bir süre poz verdi.
Banu (BaL)
Şu sıra ne çok kişi Burgaz’a gidiyor. Ben de hala Niyazi amcaya gideceğim. İşaret mi ne?!
Ama yaz gelince adalardan soğuyorum. İpler kopuyor, kalabalık oluyor…
Benim için adanın en güzel zamanı sonbahar… Bir de nisan-mayıs… Okullar kapanmadan…
Hele de Niyazi amcanın, Kaşık Adası’na bakan evinin salonunda çini sobası yanıyorsa, bir de pastırmalı kuru fasulye yapmışsa -ki ben yetişemedim!
Şu aralar sadece balkondan bakmakla yetiniyorum adalara… Galiba hafta içi bir gün kaçmak gerek…
gülşah demirkara
süper resimler çekmişsin yine cenk…Ada’da belki damağın güzel lezzetler tadamadı bu sefer ama gözün yeşile ve doydu sanırım ,ne dersin??
Ebruli Günlerdeyim
Cektigin fotograflar suupppeeeerrrrr!..
Heybeli ve Buyukada’ya gitmistim. Burgaz Adasini henuz gormedim. Fotograflarin hepsi cok guzel ama en cok kedilerin, martinin, papatya ve o guzelim agacin fotolarina bayildim…
Bence “o balkonda” biröomur gecer. Ben gecirmeye hazirim da, ama nerede boyle bir ev, ne zaman benim olur ki?..
Sıcak Paylaşımlar-Aysel
EN ÇOK GÖRMEK İSTEDİźİM YERLERİN ARASINDADIR ADALAR… İSTANBULA GELİP DOYA DOYA GEZMEK İSTİYORUM… FOTOźRAFLAR ÇOK GÜZEL… YEŞİLLE MAVİNİN MUHTEŞEM GÜZELLİźİ…
ADALARI GÖRÜNCEYE KADAR SENİN GÖRÜNTÜLERİNLE İDARE EDEYİM… SEVGİLER…
ilkay
Cenk keşke ben de oralarda olsaydım dedim…
papatya fotoğrafı benim için çok özel çok beğendim…
bir de bira bardağı, içinde güller masa yı da çok beğendim acaba neden???
vildan
resimler nekadar güzel ve net çıkmış.
İLKAY
Merhaba…
Bencede adalar ziyareti, nisan mayıs tarihleri arasında olmalı sonrası, hem koku hemde kalabalık açısından gayet fena. Burgaz adaya gerçi hiç gitmedim ama Büyükada ile ilgili son ziyaretimden birşeyler karalamıştım.
http://meripoint.blogspot.com/2008/04/ada-vapuru-yandan-arkl.html
Orada da anlattığım gibi bir yemek dergisinde büyükada fırını istanbulun eski fırınları arasında ve gidilmesi gereken yeri olarak sayılmış. Gittim eski rum usta Nikomondi Hüseyin isminde, senelerce yanında çalışmış bir Türke devretmiş fırınını. Hatta Hüseyin bey, ben gittiğimde Yunanistan’a ustasını ziyarete gitmiş. Tatlı şeylerle aram iyi olmasada, rum geleneklerine göre yapılmış birkaç kurabiyesini çok sevdim. Zaten izzet ikram, tadına baka baka alışveriş, sohbet gayet güzel. Orada kalçunya ve taze ise minik ayçöreklerini ve yumurtasız sütsüz yapılmış tatlı kurabiyelerini şiddetle tavsiye ederim. Fırın eski yerinden taşınmış ama tariflerin eski tarifler olduğunu bilmek gayet güzel. Büyükada fırını diyince zaten herkes gösteriyor.
Gidenlere iyi geziler, keyifli vakitler diliyorum…
azra
görüntüler çok güzel.özgürlüğüm olsaydı doyasıya gezmek isterdim bende ama…neyse belki birgün olur belki.
jbid
buyukada’da, meydana cikip sola donunce bir sarkuteri vardir. oranin dev patates kroketini tavsiye ederim. biz kinaliada’dan 45dk gidis-45dk donuse katlaniyorduk o kroket icin…
bir de burgaz’da kalpazankaya’ya gitmelisin. yemekler klasik meyhane meze+menusu ama cok guzel fotograflar cikabilir oradan.
hande
buyukadayi gorup de asik olmamak ne mumkun acaba? ben de buyukada firininin her seyini ve meydandaki prinkipo’nun dondurmasini cok begenerek yemisimdir her zaman.
Banu (BaL)
Jbid Kalpazankaya’yı önermiş. Fotoğraf konusunda kesinlikle haklı… Muhteşem manzarası var. Ama oradan denize gireyim derseniz dikkatli olun. Özellikle de yüzünüzü burna verince sağ tarafınızda kalan dar kıyı şeridinden denize gireyim diyecekseniz… 😀
SEHER
GÜNAYDIN…
MÜSAİT OLDUKÇA SİTENİZİ TAKİP EDİYORUM.SİTENİZLE PORTAKAL AźACI SAYESİNDE TANIŞTIM.SİTENİZ ÇOK KALİTELİ SÖYLEMEME GEREK YOK.SİZİ TAKİBE DEVAM EDİYORUM BÜYÜK HEYECANLA..BU ARADA ADA TURUNUZ SÖYLEDİźİNİZE GÖRE HER NE KADAR ACELE OLMUŞ OLSADA O BALKONDAN MANZARAYI GÖRDÜźÜNÜZDE HERALDE DEźDİ DEMİŞSİNİZDİR. FOTOLAR ÇOK GÜZEL .AMA BEN MAVİ SANDALYEYE BAYILDIM. KOLAY GELSİN… İYİ ÇALIŞMALAR ….
berrin
fotoğraflarınız yine çok güzel…kutluyorum
eda
5 ya da 6 yıl önce, henüz adalar yaz mevsimine geçmeden, Heybeliada sahilinde Rum bir amcanın -ne yazık ki adını hatırlamıyorum- minik meyhanemsi restoranında yediğim midye tava kadar lezzetlisini ömrü hayatımda yemedim ki İstanbul’un neredeyse her köşesinde midye tava yemişliğim vardır.
Harika bir akşamdı.
Leyla
Fotoğraflarını çekerken hangi marka-model makineyi kullanıyorsunuz Cenk bey? Gerçekten çok başarılı fotoğraflar. Renkler falan da çok canlı. Üzerlerinde bir oynama yok değil mi?
Cenk
Leyla – Teşekkür ederim. Canon 40D kullanıyorum. Fotoğrafların bazılarında ufak tefek oynamalar var (beyaz ayarı, kadraj, vs.).
Zehra
Adaları hep merak etmişimdir.Ama hiç gitmeye fırsatım olmadı (İzmir’de yaşayan bir Ankara’lı olarak sık sık İstanbul’a gidiyorum ama Taksime inebilirsem şanslı sayıyorum kendimi)Fotoğraflarınızı görünce insanın hadi bu haftasonu atlayıp adalara gidelim diyesi geliyor.Ama önce İzmir çevresini gezme planım var, sizin kadar iyi fotoğraf çekemesemde Foça,Ayvalık,Karaburun…vb fotoğraflarını çekip bloğuma eklediğimde ziyaret edip yorum bırakırsanız sevinirim 🙂
ece gurler
selamlar,
masadaki mor guller benim yıllardır aradıgım renk.acaba renklerle oynadınız mı yoksa gercekten o renkmiydi,eger oyleyse nerede cektiniz,emin olun sadece bu sebeple oraya gidip o gullerin bir dalının pesine dusebilirim.
sevgiler
Cenk
Ece – Renklerle oynamadım ama sana kötü bir haberim var: O güller plastik.
zerrin - misss
8-9 yıl önce Burgaz Adada bir amcanın işlettiği minicik bir meyhane vardı. Yaz kış hele kışın üniversiteden arkadaşlarımla üşenmeden o meyhaneye giderdik. Bir arkadaşımızın annesinin burgaz adada olan evinde de popomuz buz tuta tuta geceyi geçirirdik..
1-2 yıldan bari adalara gidemiyorum. İlkbaharda ve sonbaharda bayılırım. Bisiklete binmekte pek keyifli olur.
Neyse ben şöyle koca bir offfffff çekeyim 🙂
sevgiler Cenk …
Esin
Martı bir de faytoncunun yüzündeki gülümseme. Ne güzel anlar yakalamışsınız. Yemek konusunda ben olsam birdahaki sefere kendi hazırladıklarımdan bir sepet yapar o muhteşem manzaraya karşı oturur tadını çıkarırdım.
yapincak
Burgazada’da Çardak’ta -iskelenin solunda salaş bir balık restoranı- fener balığı buğulama, mmm. İki kere yedim sadece ama tadı damağımda. Ve Büyükada’da bizde Özbek Pilavı. Adalara ait bir yemek söylemek istedim ama bu Özbek Pilavı işi biraz gelenekselleşti, bekleriz…
Gözlere ziyafet bu fotoğraflar, git-gel bakıyor insan. Sevgiler,
yapincak
Düzeltiyorum, fener balığı değil, kırlangıçtı Çardak’taki.
neslihan
fotoğraflarına hayran kaldım,adalara gitmiş kadar oldum sayende,
sevgiler
Sevinç Tartıcı
yiyip de unutamadığım yemek yok..
unutulmaz yemek ve tat kavramının beynimde karşılığı yok.. tatlar da kokular da çok kötü değillerse, kalıcı izler bırakamıyor bende..
ama ilk gittiğimde, gitme işini gelenekselleştirmeme neden olan bir ada var. Burgazada.
Sait Faik’e selam verip, Kalpazankaya yolunda erik ağaçlarından erik toplayıp cebime doldurmak ve denizi seyrederken kemirerek yürümek her zaman güzel.
zarpandit_gokche
erik ağaçlarına koşup toplayıp yemiştik arkadaşlarla hiç unutamam onu tadını yahu:)
hayırlı cumalar..
fatoş
1-2 hafta içinde istanbula bir haftasonu kaçamağı planlıyorum, resimleri görünce adaları görmeden dönmemem gerektiğini anladım ama hangidsini önerirsiniz?malum vaktim kısıtlı ve cem gerçekten resimler harkulade özellikle kalamara bayıldım( biliyorum oburum ama çok güzel görünüyor ne yapayım:(
ferhatt
büyükada’da köteci bir amca var. çok güzel tama yarında köfteler yapıyor.
hafif kekikli.
tadları gerçekten muhteşem. fiyatları da makul sayılır. sanırım kişi başı 10 lira vermiştik içecekler salatalar dahil.
yeri postahanenin karşısındaydı. sorup bulmamanız mümkün değil.
sonra kalpazankayaya bir oy da ben vereyim listenizin en başına yazmanızı söyleyemeyeceğim. burgazadada yediğim dondurma da pek iyi değildi.
dondurma için dönüşte bostancıda yaşar ustaya uğramak çok çok daha iyi olacaktır. bostancıda minibüs yolundaki benzincinin karşısındaki caddede, minicik bir dondurma tezgahında (ki bir fırınının önünde duruyor bu tezgahta) istanbulun en iyi meyveleri dondurmaları satılıyor. ne acaip değil mi ?
ferhatt
off! kontrol etmeden yollamışım. dilbilgisi hataları için kusura bakmayın. hızlı yazdım.
farmau
Merhaba Cenk;
Resimlere bakarken dalıp gittim ,o kadar samimi. Çok güzel ve kaliteli foroğtaflar olmuş ve evet o balkon da insan bir ömür geçirebilir 🙂
Semra
Merhaba Cenk,
resimler yine harika ve hem gastronomik hemde turistik anlamda son derece istah kabartici
insanin ilk ucaga atlayip Ist. gidesi ve nefesi adalarda alasi geliyor….
Benim gibi buna imkani olmayanlara da hos bir avuntu oluyor, güzel paylasimlarin icin tesekkürler !
Sitenin – su yaziya dek 🙂 – sessiz takipcilerinden Semra
leyya
eveeeet))hatırlıyorum öğrencilik yıllarımda sık sık arkadaşlarla gitmelerimizi))hele bi seferinde gırgırına yokuşun tekinde oturup dilencilik bile yapmışlığımı utanç arası gülümsemeyle hatırladım bugün))kesin kazandığım paralarla (ki ona kazanmak denirse şayet))eşeğe filan binmişimdir çok zaman oldu hatırlayamıyorum orasını)her baharda eşime nispet ‘çocuklarımı alıp adaya gitcem bu yaz’ dememe rağmen yaz gelince unutuyorum nedense..darısı bu yazın başına..
bu arada kızımı aldım))canon G 9.şimdilik memnunum ama önümüzdeki yıl da DSLR lar için öneri isteyebilirim))aslında küçükte olsa foto çekim teknikleriyle ilgili bir kategori olsa mı acaba diyorum cafefernando’da.tmm tmm çok oldum biliyorum.herşeyi de cenkten beklememek lazım di mi ama))
ceren
muhteşem fotoğraflar ve muhteşem bir dille süslenmiş şahane bir blog
okuduğum yazıyı defalarca defalarca geriye dönüp okuyabiliyorum
işimi bırakıp bir tatlıcı ustasının yanına çırak olarak gitmek için çabaladığım günlerin sorumlusu bu blogdur
Feyza Fidan
Süperrrrr..
Güzin Arıkan
çok güzel resimler adalar rehberi yapabilirsin:))
özlem
fotoğraflar çok güzel hakikaten, özellikle vapur fotosuna bayıldım. yemeğe gelince, büyük adada iskeleye yakın balıkçılardan birinde yediğim balık ekmeğin tadı hala damağımda.
www.sofra.com
Selamlar Cenk bey,
“Vasat geçen” yemeğinizi nerede yediniz çok net anlayamadım ama, iskelenin yanındaki Barba’yı yürekten önerirdim, “Barba Yani” vefat etmemiş olsaydı. Emsal meyhanelere göre biraz pahalı idi ama olsun derdim. En son 2007’de gittim. Barba olmayınca Burgaz’ın tadı yok.
Sevgiler
Ahmet
Cenk
Merhaba Ahmet Bey – Yemeği Barba’da yedik. Belki de geç oturduğumuz içindi, mezeler tükenmeye başlamıştı, maalesef çok taze değillerdi…
ultramarin
Selamlar,
Barba, Burgaz’ın namdar meyhanesidir ama çok açık söylemek gerekirse, hiç bir zaman vasatın üzerine çıkmamıştır kanımca. ”Haksızlık etmeyim, bu kadar isim yapmışlığı varsa, vardır bir hikmeti” diyip farklı zamanlarda 3 kez gitmeme rağmen örneğin içi pişmemiş, bilek kalınlığında mücverleri hiç değişmedi. bir kez bile taze mezesine denk gelemedik. balıklarsa,iç güveyinden hallice bile değildi.
Bir de, beğendiğiniz yerin aşçısı değiştiği anda herşeyin tadı ve kıvamı değişiyor, o yüzden de yemek konusunda öneride bulunmak utandırıcı sonuçlar verebiliyor maalesef (tercrübeyle sabittir).
birsen
çok çok züper fotlar ya!!!!!!!!
yeşim
İstanbul’ a gelince bir adalar turu şart oldu.
Yine yine herşey, fotograflar ve anlatım süper.
Hafta sonu kızımla Cafe Fernando kurabiyelerini denedik. Bonibonları yerleştirirken çok eğlendik.
Fotolar site de:)Tüm paylaşımların için tekrar teşekkürler,
sevgiler
serpil
Adalar vazgeçemediğim mekanlar biri..Bir İstanbullu olarak kendimi çok şanslı buluyorum.Ve İstanbul’da olup adalara gitmeyenlere de çok şaşırıyorum.Daha bu sene 3 kere Büyükada’ya gittim.Zaten anneler gününde Büyükadaya’ya gitmek bizim aile için gelenek haline geldi.Annemmiz-teyzemiz-kardeşim ve çocuklar her anneler günü ordayız.Burgazada ki Barbayada bu sene mart ayında bir arkadaşaların götürmesiyle ilkdefa gittim ama biz çok memnun kalmıştık.Bilhassa mezeleri çok güzeldi…
müge
Uzun zaman oldu Büyükada’ya gitmeyeli..Fotoğrafları görünce özlediğimi anladım yakın zamanda gitmek şart oldu 🙂 Sabah erkenden kalkıp güzel manzara karşısında yapılan kahvaltı veya akşam İskele yakınlarında yenilen akşam yemeği çok keyiflidir ama bisikletle Büyükada turu ayrı bir keyiflidir.
Marissa
Merhablar öcelikle resimler çok güzel ben istanbul dışından yazıyorum uzun zamandan beride istanbula gelmedim en son geldiğimde Büyükada ile Heybeliye gitmiştim ben Büyük adaya bayılmıştım özelliklede bisiklet kiralayıp gezmesi çok güzel oluyor o günü hiç unutmayacağım çok eğlenmiştim 🙂 Resimleri görünce aklıma o günlerim geldi teşekkürler
zarpandit_gokche
sitenin çok kaliteli oldugunu
tariflerin süper oldugunu söyliycem ama sen bunları bilirisin:)
bu hafta deniycem bikaçtane tarif zaten..
bu arada bir projemiz var e-dergi..
blogumda anket actım tıklarsan sevinirim:)
tinay
Merhabalar,
Bakmakla görmek aynı değildir, derdi anneannem.Çok haklıymış. Nerede olduğumuz değil nasıl baktığımız hayata…Hani derler ya kahve bahane.
Yüreğinize sağlık.
Dilek
Cenk,
bende 2 sene önce gitmiştim Barba Yaniye . Şimdi süper lezzetli şeyler yedim desem yalan olur çünkü hatırlamıyorum, ilk tekne kullanma maceramdı ve beraber gittiğim ekip zil zurna olunca ben sağlam kalma telaşına girmiştim.En kısa zamanda minik bebişimle gideceğim ve sana yazacağım.Sevgilerimizle.
nino
MUHTESEM
neşe
sırf şu dondurmanın hatırına bile ADALARA gidesim geldi 🙂
Seda
Ruhum kanatlanip adalarin uzerinde ucuyor desem heralde yalan olmaz! Nasil da ozlemisim bir kere daha animsatti fotograflariniz Cenk Bey. Muhtesemler.
Ben uzaklarda yasayan biri olarak hasretle baktim fotograflara, ic çeke çeke!! Misdir kokusu denizin, hostur sesi martilarin bir de faytonlarin tabi.
Fotograftaki kalamar i yemek icin neler vermezdim simdi:p
liya
sevvgili fernando burgazada resimlerini görünce dayanamadım senelerdir her yaz ordayım ailemle eminim bizim evin önünden geçmişsinizdir keşke inanılmaz lezzetleri olan yasemine gitseydiniz herşeyleri inanılmaz lezzetli ve taze ama yemek sorası süpriz künefe ve çikolata sufleleri yazın lütfen gelin sizin gibi bir gurmeyi ağırlamaktan çok memun olacaklardır sevgiler
BETÜL
vallahi 7 senedir istanbuldayım nedense bir nasip olmadı adaları gezmek. ben en çok büyük adayı merak ediyorum. ahh o balkonun ssahibi olmayı ne çok isterdim…neyse şimdilik hayal olarak kalsın belki ilerde bizimde olur..
Çok güzel fotoğraflamışsın teşekkürler cenk…
barış
istanbul’dan çok sıkıldığım zaman, adalar geliyor aklıma en azından adalar var diyorum, hala yaşanmaya değer birşeyler var diyorum istanbul’da. fotoğrafları da çok beğendim, tebrikler.
yasemin
Merhaba Cenk Bey,
Sitenizin sessiz okuyucularındanım.Fotoğraflarınıza ve yemekleri hazırlarken ki özeninize ve başarınıza hayranım.
Tadını bilmesemde hazırlanışını okuduktan sonra böyle bir tarif güzel olmazmı demeden geçemiyorum.
Rejim yaparken sitenize uğramak malesef çok vicdansızca oluyor.
Adalar’da önerebileceğimiz bir adres sormuşsunuz.
Ben bundan 4- 5 yıl önce yağmurlu bir kış günü büyükada’da yediğim lahmacun’un tadını unutamıyorum.
İskele’den çıkınca sol tarafa doğru yürüdüğünüzde ana cade üzerinde sağ kanatta küçücük bir taşfırın var.
Bir daha yeme fırsatım olmadı orada ama tadı ve kokusu hala damağımda.Hamuru kıtır ve harcı çok lezzetli mükemmel bir tattı. Ayrıca kış günü olmasına rağmen sürekli sipariş gelmesi de dikkatimi çekmişti.
Şiddetle tavsiye ederim.
Adada sadece balık yenmiyormuş demekki:)Sürekli servis yapan ve bunu özensizce yapan diğer Adalı esnafın aksine oldukça lezzetli basit olmasına rağmen çok da güzel yüzlü ve özenli bir hizmet almıştık.
Güzel yazılarınızın ve fotoğraflarınızın devamını dilerim.
Cenk
Yasemin Hanım – Yorumunuz için çok teşekkür ederim, tavsiyeniz için de. Adalara tekrar uğradığımda mutlaka deneyeceğim.
BARBA YANİ
BÜTÜN YORUMLARI OKUDUM AMA BİRAZDA DÜŞÜNDÜM TABİİ Kİ TARAFSIZ OBJEKTIF YAZILAR BÜTÜN HERKESİN HAKLI İSTEKLERİ TAZELİK PAHALI OLMAMASI FARKLI VE LEZZETLI GÜZEL MEZELERİN SUNMASI
BARBA YANİ YE ALTERNATIF ÇOK RESTEAURANT ACILDI VE KAPANDİ BURGAZADA DA NEDEN DIYE SORARSANIZ
BU İŞ SADECE TİCARET VEYA MAXİMUM KAR AMACLİ OLMAZ
IÇTEN VE SAMİMİ BİR YALAŞIM MUHABBETIN MASADAN MASAYA YAYILDIGI BIR ORTAM OLMALI EVET BARBA YANİ
16 YIDIR YAZ KIŞ BUYUK ÖZVERİ İLE HİZMET VERMENIN HAKLI GURURUNU YASİYOR
ELEŞTİRİLER İŞİMİZİ DAHA MÜKKEMEL YAPMAMIZI SAźLAR
SEVGİLERİMİZLE BARBA YANİ
kalpazankaya
herkese burgazada kalpazankaya’dan selamlar….
niyazi abimiz adamızın bir nebi tanıtım elçisi olmuş durumda öyleki sizleride adamıza ayak bastırmış. ne mutlu niyazi abi gibi güler yüzlü, esprili bir sakinimiz var.
yalnız o fotoğrafların hakkını vermek için günbatımından önce birkaç kadeh yudumlayıp demlendikten sonra çekmeniz gerekiyor… işte adamızın resimlerinin sırrı bu 🙂
Cenk
kalpazankaya – Niyazi abi kimdir, ben tam anlayamadım..
Tülin ÖZER
Cenk Bey,
Biliyorum bu yazıya cevap vermek için oldukça geç bir zaman ama hiç olmamasından daha iyidir.
2001 yılında kısa bir Kos ve Rodos seyahati ardından, benzer lezzetleri aramaya adalara gittik. Heybeliada’daki Mavi Restorana ilk girdiğimiz o şlk günden bu güne başka bir yere de gidemez olduk.
Sahibesi banka emeklisi ama Heybeliadalı Nigar Hanım. Yemekleri kızkardeşi ile birlikte yapıyorlar. Herşey çok taze ve kaliteli ve de çok lezzetli. Küçük ve samimi bir restoran ve bir süre gittikten sonra değiştiremiyorsunuz.:))))
Mezelerini ve taptaze balıklarını tavsiye ederim.
Bir de dondurma meselesine gelince; bu adada da iskelenin tam karşısı dondurmacı, harika sakızlı dondurması var, diğerlerinde gerçek meyveler kullanıyor mavi gözlü yaşlı sahibi ve sadece yazları açık.
Bir keresinde Ekim’in ortalarında sormuştum “Ne zamana kadar açıksınız?” diye. Sahibi amca “Cumhuriyete kadar kızım.” dedi. Ben de “Yani ilelebet değil mi!” deyince o mavi gözleri görmenizi isterdim.
Yaptığınız ve yediğiniz herşey için afiyet olsun.
Cenk
Tülin Hanım – Bıraktığınız detaylı yorum için çok teşekkür ederim. İlk gidişimde bahsettiğiniz yerlere uğrayacağım.
sibel
istanbula misafir amaçlı geldiğim ve uzun müddet kalamadığım için adalar gitmek nasip olmamıştı sanırım uzun süreli gelmek lazım, zaten görülesi yerler birbirinden çok uzakta oldukları için 3-4 güne mümkün değil sığmıyor.ben geçen yıl dalamana gittim aklımda kazınırcasına kalan unutulmaz yer olarak nitelendirdığim birkaç mekanın içine akkaya garden da girdi bu yıl tekrar gitmek istiyorum.çok dinlendirici ve sakindi umarımda öyle kalır.eğer fethiye göcek
sarıgermeye, iztuzuna gidecek olursan mutlaka akkaya garden restaurantına uğramanı tavsiye edrim.kartal yuvalarında oturup çayını yudumlarken bir adamın, bir dağı nasıl bu hale getirdiğini göreceksin, wc ye girmeyi unutma süpriz süpriz tabi erkek wc ni bilmiyorum ama bayanların bölümü muhteşem.yazımın sonu çok garip oldu napayım,mazur gör artık.
Fatma
Benim Büyükada’ya yaptığım ilk ziyarette arkadaşlarımla beraber 18 yaşın verdiği doymazlıkla bisikletle adanın altını üstüne getirdikten sonra koşaradım tırmandığımız aya yorgi’de yediğimiz ızgara köftenin ve yanındaki biranın ilk yudumunun tadını unutmam imkansız!
ASLI ZILELIOGLU
Merhaba Cenk.Kınalıada’da uzun yıllar yasamıs biri olarak iskeleye yaklasık 200-300m uzaklıkta bulunan Mimoza lokantasının pilakisinin tadına bakmanı tavsiye ederim.Ilık servis edilen pilakisi meshurdur ve 1 porsiyon asla yetmez:)
deniz
merhaba.öncelikle sitenizin yeni bir ziyaretçisiyim ve beğeniyle izliyorum.
doğduğumdan beri her yaz büyükadada yaşıyorum. malesef adada olması gerektiği kalitede restoranlar yok. sahildeki balık restoranlarından, en sona doğru olan “yeni lido”yu önerebilirim. balık ve meze için, mükemmel olmasa da diğerleriyle karşılaştırılınca iyi bir seçenektir. postanenin karşısındaki köfteciyi kesinlikle öneririm, sıcacık bir aile işletmesidir. ben yurtdışında yaşıyorum ve yazın kendimi adaya atar atmaz ilk durağım burası oluyor, çorbası, köftesi ve piyazı lezizdir. tatlı için kesinlikle ama kesinlikle saat kulesinin yanından çıkan yolda “sarıyer dondurmacısı”, istanbulun (bence türkiye çapında da yarışır) en iyi dondurmalarını yapar. (dikkat, bir de çarşıda sarıyer dondurmacısı var, ben onu demiyorum) eskiden bostancı yaşar usta müdavimiydim, ama yıllardır sadece büyükada sarıyer dondurmacısı diyorum. dondurma çeşitlerini mevsimine göre yeniler, her daim taze meyveler kullanır. meyve çeşitleri, özellikle kaymağı ve fıstıklı dondurması denemeye değerdir.
burgazada barba yani’ye gelince, gerçekten de yıllar önce işin başında rahmetli barba yani varken güzel bir restorandı, barba yani mezelerle de müşteriyle de bizzat ilgilenirdi.yemeklerin vasat (hatta bence altında) olması tesadüf değil, barba yaniden sonra orası inanılmaz derecede bozuldu. birkaç defa şansımı denedim, çok ümitsizim ama umarım düzeltecek birileri gelir oranın başına. blogda başarılar, keyifli günler…
Cenk
Deniz – Tavsiyeler için çok teşekkürler!
kalpazankaya
ben sizleri tekrar burgazada Kalpazankaya’ya davet edeceğim çünkü en güzel resimler ve kafa burada çekilir, en güzel yemekler burada yenir, ve en güzel ada keyfi burada yaşanır. deneyin hak vereceksiniz:)
Ceren Kaftanoğlu
merhaba,
sitenizin bir kaç aydır takipcisiyim, adalarla ilgili yazınıza bugün rastladım.
sormuşsunuz ya hani beğendiğiniz tad var mı adalarda diye?
belki biliyorsunuzdur ama ben yine de paylaşayım.
heybeliada da Nazlı Gül pastanesi var orada gerçek meyvelerden dondurma yapılıyor. sorbet kıvamında. kavun karpuz şeftali çilek.
kesinlikle çok ama çok başarılı.
denemediyseniz mutlaka gidin. yaz aylarında green beach club yokuşunun başına dondurma arabasından da satış yapıyorlar.
not: dondurmayı külaha gül motifi olarak koyuyor.
hoşcakalın 😉
Cenk
Ceren – Tavsiye için teşekkürler. Bu sene gidersem mutlaka deneyeceğim.
Beyza Diler
Evet, keşke Yasemin’e gitseydiniz.. Biraz yemekten anlayan birinin Barba’ya gitmesi hazin. Demek ki, kulakarınız yeterince delik değil.
Elif
Bu hafta sonuna mekan tavsiyesi için bakmıştım ama fotoları görünce hiç bir yer tavsiye etmeseniz bile gözü gönlü doyuyor insanın, yorumlardan bir sürü yer keşfetmek ise cabası oldu.
Bir seferinde Kalpazankaya’da içi peynir dolgulu minik acı biber turşusu yemiştim, nedense hala aynı lezzeti bulmaya çalışıyorum, bu cumartesi tekrar gideceğim, umarım hala yapıyorlardır
sevgiler 🙂