• Birinci navigasyona geç
  • Skip to main content
  • Birinci sidebar'a geç
  • Alt alana geç

Cafe Fernando

  • HAKKIMDA
  • YEMEK KİTABIM
  • ÖLÇÜLER
  • ARŞİV
  • EKİPMAN
  • ENGLISH

Julia Child: Komik, titrek sesli, dağ gibi bir kadın

Yıl 1948. 2. Dünya Savaşı sırasında, Amerika’nın Sri Lanka’daki istihbarat üssünde tanıştığı kocasıyla kendini bir anda Paris’te buluyor. O yıllarda Martha Stewart daha New Jersey yaylalarında uçurtma uçuruyor.

Hayatında hiç yemek yapmamış olan 36 yaşındaki bu kadın, sadece kocasını doyurmak amacıyla, dünyanın en önemli yemek okulu Le Cordon Bleu’ye başvuruyor. Ev kadınları için üstünkörü hazırlanmış olan kursa kaydolmayı reddedip, daha zorlu bir programda yer alabilmek için, okulun bodrum katındaki askerlerin eğitildiği sınıfa yazılıyor. 1.88 metre boyuyla hayatında ilk defa göze batmıyor.

Hollandaise ve Bearnaise sosları arasındaki farkı bilmemenin ayıp olduğu bir ülkede inat ediyor ve diplomasını alıyor. İlk kitabını yazması mükemmeliyetçiliği yüzünden 10 senesini alıyor. 785 sayfayı bulan bu ansiklopediyi önce hiçbir yayınevi kabul etmiyor. Ancak, bir yumurta tarifini geliştirirken bile bir orduya yetecek kadar yumurta harcanmış olan bu cevheri sonunda birileri keşfediyor ve işte o kitap bugün 40. yılını kutluyor. Kitabını takiben televizyonlarda bilinen ilk yemek programını hazırlayıp, o güne kadar karınlarını donmuş gıdalar ve tatsız güveçlerle doyurmuş Amerikan halkının gözlerini daha lezzetli bir dünyaya açıyor.

Bu şarap düşkünü, enerji dolu, komik, sabit fikirli, kalın titrek sesli, dağ gibi kadının adı Julia Child ve ben onu çok seviyorum.

Devamını oku >>

04 Eylül 2009 · 124 Yorum Kategori: Best of Cafe Fernando, Et Yemekleri Etiket: boeuf bourguignon, Julia Child, mastering the art of french cooking, radikal

Bodrum

Bodrum’da geçirdiğim bir haftayı düşününce aklıma ilk lacivert geceleri geliyor. Yıldızlı lacivert geceler. Ben, fotoğraf makinem ve fotoğraf makinemin uzaktan kumandası Bodrum’da geceleri bir hayli mesai yaptık. Belki de ondan.

Selimiye Bodrum’a nazaran çok daha sessiz ve sakindi ama tatilin ilk günleri olduğu için güneş biraz yordu. Datça’dan feribotla Bodrum’a giderken rüzgar sağ olsun beni kendime getirdi. Bodrum’da konuşlandığım iskelenin ucu da herkesten uzak olunca ilk defa dinlendiğimi hissettim. İlk gün elimden geldiğince kafamı boşaltıp hiçbir şey düşünmeden öylesine yattım. Elim kitabıma bile gitmedi. Benim için tatilin anlamı da biraz bu zaten. Beni bir yere bırak, ertesi gün gel al.

Bodrum fotoğrafları bir tık sonra. İyi seyirler.

Devamını oku >>

28 Ağustos 2009 · 61 Yorum Kategori: Gezi ve Seyahat Etiket: Bodrum, tatil

  • « Önceki
  • Sayfa 1
  • Interim pages omitted …
  • Sayfa 51
  • Sayfa 52
  • Sayfa 53
  • Sayfa 54
  • Sayfa 55
  • Interim pages omitted …
  • Sayfa 107
  • Sonraki »

Birincil kenar çubuğu

17. BASKI (Mundi 4. BASKI)

Cafe Fernando - Bir pasta yaptım, yanağını dayar uyursun

Amazon // Can Yayınları // Kitapyurdu // diğer
The Artful Baker

Amazon US
Kindle // Apple Books // Google Play
Amazon UK // Amazon CA // Amazon AU

SOSYAL MEDYA

Instagram // YouTube // RSS
Facebook // Twitter // Pinterest

EKİPMAN

KÜTÜPHANEM

Footer

Best of Cafe Fernando

Nar Reçeli

A l’Etoile d’Or – Paris

Fındıklı Kurabiye

Brownie Dantel Giyer – Dolce & Gabbana’ya Özel

Korova Kurabiyeleri

Mozaik Pasta Tarifi

COPYRIGHT © 2025 · Cenk Sönmezsoy