• Birinci navigasyona geç
  • Skip to main content
  • Birinci sidebar'a geç
  • Alt alana geç

Cafe Fernando

  • HAKKIMDA
  • YEMEK KİTABIM
  • ÖLÇÜLER
  • ARŞİV
  • EKİPMAN
  • ENGLISH
Fırında Nar Ekşisi

Fırında Nar Ekşisi

“Bitmedi mi hala kitap?”, “Of be Cenk! Yeter artık, çürüdün o evde.”, “Siz kitaba başlarken ben de üniversiteye başlamıştım. Ben mezun olmadan çıkar mı?”, “Oğlum, sürmenaj olacaksın diye korkuyorum.”, “Yok, sen çok mükemmeliyetçisin, ondan bu kadar süründü bu kitap.”, “Ben olsam birinci senenin sonunda usanıp ne var ne yok koyup bastırmıştım.” Ailem, arkadaşlarım ve okurlardan gelen yorumlardan birkaçı.

Evet, hala bitmedi kitap. Doğru, yeter artık. Ama çürümedim bu evde. Asıl ofislerde çürüyordum. Sürmenaj olmadım, olacağım da yok. Buzluğu her daim 3 çeşit dondurma, fırına girmeye hazır kruvasan, pain au chocolat ve kurabiyelerle dolu olan, fırınından günaşırı kek, her hafta en az bir tane ekmek çıkan, tartın üzerindeki ahududulara fırçayla nar reçeli sürmek gibi işlerle meşgul olan birinin sürmenaja girmesi mümkün olabilir mi? Çok mükemmeliyetçiyim, öyle mi? Mükemmeliyetçiliğin azı çoğu olmaz ki. Peki, anlatım bozukluğunu geçtik, diyelim ki mükemmeliyetçiyim. Ama bir tarifi içinize sinecek hale getirene kadar, çoğu zaman onlarca kez denemek, “Acaba tarifler başka mutfaklarda, başka mutfak aletleri, kek kalıpları, vs. kullanılarak hazırlandığında benzer sonuçlar alınacak mı?”, “Yazdığım tariflerde atladığım ya da okuyanların takılabileceği noktalar var mı?” gibi soruların yanıtlarını alabilmek için tarifleri başkalarına gönderip denetmek, ilk defa deneyecek birinin bile aklında hiçbir soru işareti bırakmadan ilerleyip başarılı bir sonuç alması için mümkün olduğunca – ama asla haddinden fazla değil – detaylı bir şekilde anlatmak ve tarifin hikayesini en iyi şekilde anlatabilecek fotoğrafın peşinde koşmak mükemmeliyetçilik değil, her şeyini üstlendiğiniz bir yemek kitabını yazarken yapılması gerekenleri yapmaktır. Mükemmeliyetçilik, bir kek tarifini geliştirirken, her denemede, fırına vermeden önce kek harcının pH’ını da ölçüp bir kenara not etmek, ya da, ne bileyim, yaptığınız bir değişikliğin fırından çıkan kurabiyenin kıtırtısında kayda değer bir etkisi olup olmadığını test etmek için, ısırırken çıkan sesin desibelini filan ölçmektir. Artık bir dahaki kitaba…

Nasıl girdim konuya ama? Biraz dolmuşum. Aslında konumuz nar. Ömrümü bitiren nar. Geriye dönüp kitaptaki tariflerde kullanmak üzere kaç kilo nar alıp sırtımda taşımışım, tek tek ellerimle sularını sıkmışım, hesaplamaya korkuyorum. Tarifler demek yanlış oldu aslında; çoğu sadece bir tarif içindi. Nar reçeli. Kitap için geliştirmeye başladığım ilk tarif. Az çok aynı şeyi deneyip farklı sonuçlar beklediğim, delilik dönemim. Narın mevsimi geçmiş, ben tarifi hala adam edememişim. Sağ olsun, Pınar Hanım ne yaptı etti, buldu. Tuttuğu altın olsun, İzmir’deki arkadaşı Bahar Hanım da koca bir koliyi narla doldurup yolladı. Söylemeye utanıyorum ama maalesef o narları da heba ettim. Yapacak bir şey yok; tarifi bir kenara bıraktım. Ta ki kitabı o sonbahara yetiştiremeyeceğim belli olup tekrar nar mevsimi gelinceye kadar. Tarif o nar mevsiminde adam oldu ama içime sinen fotoğrafı ancak iki-üç ay önce çekebildim. Arada geçen iki nar mevsimi boyunca kaç kilo narın suyunu sıktığımı siz tahmin edin.

Geçen ay narlı sorbet tarifi de aradan çıktı. Kitabın geliştirmesi en kolay tariflerinden biri olacağını sanıyordum ama oldukça uğraştırdı. O tarifi adam ettikten sonra, geriye kalan nar suyuyla ne yapsam diye düşünürken, bir zamanlar aklıma gelip bir kenara not ettiğim bir tekniği uygulayınca da ortaya bu nar ekşisi çıktı.

Nar ekşisi dediğin, nar suyunun, kaynatılarak azaltılmasıyla elde edilen, ekşiliğinin yoğunlaştırılmış hali. Daha önce Pınar Hanım‘dan aldıysanız, cin narı kullanarak hazırladığı nar ekşisinin – yani nar ekşisinin hasının – hiç de öyle şişenin ucuna gelmesi bir ömür süren, yapışkan ve koyu bir kıvamda olmadığını görmüşsünüzdür. Şeker eklemesi yapmadığınız sürece bal kıvamında bir nar ekşisi elde etmeniz de zaten mümkün değil. Nar ekşisinin hası olduğunu savunmuyorum ama siz de benim gibi salatalarda sıklıkla kullanıyorsanız ve ekşilik derecesi kadar yapraklara yapışmasını mümkün kılan koyu kıvamı da önemliyse, evde yaptığınız nar ekşilerinde bu tarifte uyguladığım tekniği denemenizi şiddetle tavsiye ederim.

Nar Suyu

Taze sıkılmış nar suyunu, tencereye koyup ağır ağır kaynatmaktansa, tepsiye döküp fırında pişirdim. İlk denemede haddinden fazla pişirince çok koyulaştı ama tadının güzelliğini tarif edemem. Uzun bir süre daha eve nar sokmamaya kararlıydım ama böyle bir sonuç elde edince tekrar deneyip pişirme süresini ayarlamak, bir deneme de gerçekten ocağın üzerinde pişenden daha lezzetli olup olmadığını test etmek için yapmak şart oldu.

Sonuç: Ocağın üzerinde pişen (ki yerinden kaldırmakta zorlandığım, evdeki en kalın tabanlı tencereyi kullandım) nar ekşisinde “pişmiş” bir tat var. Fırında pişirdiğim nar ekşisinde ise, içinde bulunduğu kabın tabanı direkt olarak ateşle temas halinde olmadığı için, taze nar tadı alabildiğine hissediliyor.

İçinde bir miktar şeker var ama bu sadece kıvamını koyulaştırmak için. Tattığınızda yüzünüzün buruşacağına emin olabilirsiniz.

Ev Yapımı Nar Ekşisi

Sırada, nar ekşisi deyince aklınıza gelen ilk tarif neyse, o var. Onun ardından da, söz, çikolatalı bir tarif gelecek.

EV YAPIMI NAR EKŞİSİ TARİFİ

Yaklaşık 11 yemek kaşığı (215 g) nar ekşisi için

Malzemeler

  • 4 su bardağı (960 g) taze sıkılmış nar suyu*
  • 1/4 su bardağı (50 g) şeker

* 4 su bardağı nar suyu elde etmek için ihtiyacınız olan nar miktarı yaklaşık 3,5 kilodur. Narları sıkarken, tanelerini kaplayan beyaz deri acı bir tat bırakacağı için, meyve sıkacağı kullanmanızı tavsiye etmem. Lavabonun içine geniş bir kap koyun. Narları ortadan ikiye (eğer elleriniz ufaksa dörde) kesin ve kesik yüzeyleri kaba bakacak şekilde, limon sıkar gibi lavabodaki kabın içine sıkın. Sıkmakta zorlanırsanız, baş parmaklarınızı tepesinde birleştirip diğer parmaklarınızı içine doğru sokup taneleri ezerek sularını çıkartabilirsiniz. Kaba akan nar suyunun içine taneleri de düşecektir. Daha sonra üzerine tel bir süzgeç oturttuğunuz başka bir kabın içine aktarın, süzgeçte toplanan nar tanelerini de avucunuzun içinde sıkın ve süzgeci kaldırın. İşlemi lavabonun içinde yaptığınız için etraf da kirlenmeyecektir.

Yapılışı

  1. Fırınınızı önceden 180 derecede ısıtın. Sonradan kıvamını test etmek üzere ufak bir tabağı buzlukta bekletin.
  2. Nar suyuna şekeri ekleyip çözünene kadar karıştırın, 27*40 cm boyutlarında, en az 2 cm derinliğinde ısıya dayanıklı bir tepsi veya fırına kabına (ısıya dayanıklı cam olabilir) boşaltıp (tepsi kullanacaksanız, önce tepsiyi fırına koyup şekerli nar suyunu içine dökmek, içi şekerli nar suyu dolu bir tepsiyi dökmeden fırına doğru taşımaktan daha akıllıca olacaktır) , bir miktar koyulaşana kadar, 75-80 dakika boyunca pişirin. Pişen nar ekşisi, fırından çıktığında (yazıdaki son fotoğraf) su gibi değil ama hala oldukça akışkan olacak, soğudukça koyulaşacaktır. Fırındayken ideal kıvamı alıp almadığını anlamak zor olacağı için reçel yaparken tercih edilen tabak testini uygulayabilirsiniz. Fırına verdikten bir saat sonra nar ekşisinden bir kaşık alıp buzlukta beklettiğiniz ufak bir tabağa dökün, buzlukta 2 dakika kadar beklettikten sonra da aldığı kıvamı kontrol edin. Tabağı yana doğru eğdiğinizde yavaşça ilerliyorsa ve parmağınızı kalın bir tabaka halinde kaplayacak kadar koyulaşmışsa kıvamı doğru demektir. Tepsiyi fırından alıp kapaklı cam bir şişeye aktarın ve oda sıcaklığına gelmesini bekleyin. Hala su gibi akışkansa, testi 5-10 dakikada bir uygulayarak pişirmeye devam edin.
  3. Kullanacağınız tepsinin (ya da fırın kabının) boyutu pişme süresini etkileyebilir; daha büyük bir tepsi kullandığınızda şekerli nar suyu daha büyük bir alana yayılacak, daha çabuk buharlaşacak ve istenilen kıvamı daha erken elde edecektir. Dolayısıyla, tarifte belirtilen 75-80 dakikayı yaklaşık bir süre olarak alın ve bir saat geçtikten sonra sıklıkla kıvamını kontrol edin. Daha ufak bir kap kullandığınızda ise tam tersi; pişme süresi uzayabilir.

25 Ocak 2013 · 109 Yorum Kategori: Best of Cafe Fernando, Sos Etiket: ev yapımı nar ekşisi, fırında nar ekşisi nasıl yapılır, fırında nar ekşisi tarifi, nar ekşisi, nar ekşisi tarifi, nar ekşisi yapımı

Previous Post: « Vanilya Özütü
Next Post: Sarışın Çikolata, Tahin ve Susamlı Trüf »

Okuyucu Etkileşimi

109 YORUM

  1. Fatih saatcı

    25 Ocak 2013 ile 13:02

    Cenk abi şeker yerine pekmez koysak veya az şeker az pekmez koysak olur mu?

    Yanıtla
  2. sedir

    25 Ocak 2013 ile 13:16

    Merhaba..nar ekşisini evde yapmak epey zahmetlidir..12 veya 15 kg.nardan 1 litre nar ekşisi çıkar..şeker ilave edilmez..ekşi nar çoğunlukta.amaiçinde mutlaka tatlı nar da vardır.tek tek taneler ayıklanır..çuvallarda sıkılır ve ateşte kıvama gelinceye kadar kaynatılır.pekmez misali..harlı ateşte suyu buharlaşarak ,kıvam alır.nar ağacınız yoksa ,yapmak çok da tercih edilmemeli.:)dostlukla..

    Yanıtla
  3. vildan

    25 Ocak 2013 ile 13:31

    bu tarif beni ne kadar mutlu etti anlatamam. geçenlerde bir arkadaşım denemiş ocakta nar ekşisi yapmayı çok güzel oldu dedi.ben de hem deneyeyim hem de size mail atsam konuyla ilgili sizin fikriniz ne olur sorsam diye düşünüyordum. ne iyi oldu tarifiniz.bugün pazara gitmeyi düşünüyordum. hafta sonu ne yapacağım belli oldu sanırım. ellerinize sağlık:)

    Yanıtla
  4. Gökçe

    25 Ocak 2013 ile 13:33

    Merhaba Cenk bey,
    Nar ekşisini Antep’ten getirten ve nar ekşisine ekmek banıp yiyen biri olarak mutlaka deneyeceğim. Ve bugün harika mozaik pasta tarifinizi 4. Kez yapacağım. Her yaptığımda yiyen bir daha istiyor. Hep tanıdık bir soru soruyorlar. ‘Yine mi Cafe Fernando?” 🙂 evet yine..

    Yanıtla
  5. Nehir

    25 Ocak 2013 ile 13:35

    Bence kitabin cok guzel olucak.Ayni problem bendede var.Gecen sene Sydney de Le Corden Bleu bitirdim.Herseyi okadar mukemmel yapmaya calisiyorumki ruh sagligim bozulmaya basladi.Terapiler iyi geldi artik cok ta fazla takintilarim yok ve tahmin et cok daha mutluyum.

    Yanıtla
  6. Canan

    25 Ocak 2013 ile 13:37

    Merhaba, eserinize ve insanlara duyduğunuz saygıya hayran kalmamak mümkün değil. Dünyanın yaptığı iş her ne olursa olsun, sizin gibi ince düşünen insanlara ihtiyacı var…Dilerim eserinizi evlerimizde görebilme, sayfalarına bu inceliğiniz ve emeğinizi düşünerek dokunabilme ve okuyabilme şansını da elde ederiz..

    Ayrıca, yeni tarifiniz arayışında olduğum bir tarifti. Kolunuza, yüreğinize sağlık. Yine tanımadığınız ama emeğinizle evine konuk olacağınız bir insandan size bol bol “teşekkürler”…

    Yanıtla
  7. feyzan

    25 Ocak 2013 ile 13:40

    yaşasın! doğal ve pratik nar ekşisi tarifi! çarşı pazardan aldıklarımızın içinde ne olduğunu bilmiyorduk. emeğiniz için teşekkürler.

    bu arada vanilya özütüm de oldu. ilk kez muzlu kekte kullanmak istiyorum.

    en kısa zamanda her ikisini de yapıp deneyimlerimi paylaşacağım.

    sevgilerimle.

    Yanıtla
  8. nazli

    25 Ocak 2013 ile 13:41

    Yazmak umarim iyi gelmistir, always does! 🙂

    Ne yalan soyleyeyim ben de bekliyorum kitabı cok buyuk heyecanla, her bir tarif deneyecegim zaman internete girmek zorunda kaliyorum yoksa:)

    Tum bu serzenisler sevgi gostergesi, umarım icinize sinen bir calisma olur sonunda.

    Sevgiler,
    Nazli

    Yanıtla
  9. Tuğba Bayburtluoğlu

    25 Ocak 2013 ile 13:44

    Elinize sağlık Cenk Bey. Organik nar işlemiş bir gıda müh. olarak narın işlenmesi çok zor bir meyve olduğunu çok iyi bilirim.

    Ateşte uzun süre kaynatılarak elde edilen pekmez ve ekşilerde ne yazık ki HMF denilen kanserojen madde ortaya çıkabiliyor. Limit 75 mg/litre iken ateşte kaynatılanlarda 10 000 mg/lt test etmişliğim var. Bu yüzden pekmez ya da ekşisini katkısız üretmek isteyen gıda firmalarına vakum altında kaynatma makinaları tavsiye edilir. Ev ortamında tabi bu mümkün değil.

    HMF oluşumunda iki önemli parametre sıcaklık ve süredir. Sizin tarifinizde süre baya bir kısa (tabi hepi topu 4 bardak nar suyu söz konusu olduğundan). Şeker ilavesi de ekstra süreyi düşürüyor. Çünkü şeker ilave etmeseniz %58 kuru maddeli bir nar ekşiniz olacaktı ve buzdolabı dışında mikrobiyal bozulma görülebilirdi. Ama şeker ilavesi ile hem süreyi kısaltıp hem de kuru madde oranını mikrobiyal bozulma olmayacak yüzdeye çıkarmışsınız. Tebrik ederim. HMF oranı limit içerisindedir muhtemelen ama analizini yaptırmak isterseniz Tübitak’ta yapıyorlar diye hatırlıyorum. HMF üzerine daha fazla bilgi blogumda var : http://benimgidamuhendisim.blogspot.com/2012/07/sifa-niyetine-kanserojen-isteyen.html

    Kitabınızı muhabbetle bekliyorum hatta naçizane kendi makarna sitemde satmak isterim.

    Yanıtla
  10. betül

    25 Ocak 2013 ile 13:49

    süpersin cenk. keşke herkes senin gibi yaptığı işin hakkını verebilse. dört gözle kitabı bekliyorum, ben bile çok heyecanlıyım seni düşünemiyorm:)) bu arada fotoğraflar yine muhteşem olmuş aslında ne yalan söyleyeyim ben en çok kitabın fotoğrafları merak ediyorum.

    Yanıtla
  11. ayşem

    25 Ocak 2013 ile 13:57

    ben beklerim kitabı…
    Sorarım ey okur kaç yemek kitabı alınıp, resimleri hatmedilip mutfakta yada kitaplıklta uykuya gömülmüş, tozlu raflara mahkum edilmiştir. Fotoğraflara bakarız iştahla, en fazla 2 bilemedin 3 tarifi yaparsın içinden. Yaptığın fotoğrafa benzemez, yada pişirilişi tutmaz hiç bir şeye benzemez.Kitabı terk edersin.
    Ama bu blogda ki her tarif dibine dek sahicidir. deneme yanılma usulüdür. Dolayısıyla sonuç mükemmeldir. Mükemmellikten benim anladığım tarifin fotoğrafa benzeyip harika da tadı olmasıdır.
    Fernando Cenk’in kitabındaki her tarif yapılası ve yenesi olacaktır. Beklemeye değecektir. Şişirilmeyecektir ….
    değil mi ? 🙂

    Yanıtla
  12. zeynep

    25 Ocak 2013 ile 14:00

    nar ekşisi!hemen hemen kayıtlara geçecek.o saçma eleştiriler hiç bitmez ama söz konusu sensen bence amaç bağcıyı dövmek değil,bağcıyı özlemek

    Yanıtla
  13. hande

    25 Ocak 2013 ile 14:00

    cenk, yine süper bir tarif, yine süper bir anlatım… kitabı gerçekten umutla bekliyoruzz (; çalışmalarında başarılar diliyorum (:

    Yanıtla
  14. Görkem

    25 Ocak 2013 ile 14:04

    Sevgili Cenk
    Günümüzde paketli ürünlerle tarifler ortaya çikarip meydana çikanlari gördükçe bu kitabi alma isteğim daha da çok artiyor.
    Çok güzel bir kitap olacağini biliyorum. Alacagim ilk yemek kitabinin seninki olmasi için sabirsizlikla bekliyorum.
    Takipteyiz

    Yanıtla
  15. Bahar

    25 Ocak 2013 ile 14:14

    Beklediğimize değecektir…Kolay gelsin …

    Yanıtla
  16. şule

    25 Ocak 2013 ile 14:55

    Cenk Byey merhaba;
    Kitabınızın beklemeye değeceğine eminim süre ne olursa olsun ben sonuna kadar beklemeye kararlıyım . Nar ekşisini daha önce evde yapmayı denemiştim sonuç fena olmadı aklımda tatlı ve ekşi narı karıştırıp yapa fikri vardı tarifinizde bunu denesem nasıl olur.

    Yanıtla
  17. Ceylân Özpınar

    25 Ocak 2013 ile 14:57

    ellerine sağlık öncelikle 🙂
    sonralıkla da bundan sonrası için söz verdiğin çikolatalı tarifin de tabii ki başımızın üstünde yeri var ama biraz da tuzlu, biraz börek falan, güzel olmaz mı?:)

    Yanıtla
  18. medura

    25 Ocak 2013 ile 15:01

    Emeğinize, azminize, sabrınıza sağlık 🙂 Böyle emek verilince okuyucu olarak güveniyoruz tabi 🙂

    Yanıtla
  19. Zeynep

    25 Ocak 2013 ile 15:25

    Cenk herkes kitabını sabırsızlıkla beklediği için bu isyanlar normaldir 🙂 Yine çok güzel ve ayrıca faydalı bir tarif sunmuşsun teşekkür ederim,bahsettiğin çikolatalı tarifi de merakla bekliyorum 🙂

    Yanıtla
  20. Ebru

    25 Ocak 2013 ile 16:15

    Cenk, yine yapmışsın yapacağını 🙂 2. fotoğrafa bayıldım. Estetik anlayışına sağlık 🙂

    Yanıtla
  21. Sedef Yolgeçenli

    25 Ocak 2013 ile 17:02

    Evde nar ekşisi yapma fikir müthiş, paylaşım ve detay her zamanki gibi mükemmel.. ama ya o fotograftaki bardağın altındaki tabak!.. aklım kaldı, içim gitti.. 🙂

    Yanıtla
  22. Cenk

    25 Ocak 2013 ile 17:48

    Heyecanımı paylaşan herkese tek tek teşekkür ederim.

    Fatih – Elbette olur ama benim tercihim, nispeten daha nötr bir tada sahip olduğu için, sadece şekerden yana. Pekmez, nar ekşisinin tadını değiştirecektir.

    Gökçe – Afiyet olsun, ellerinize sağlık. Tarifi kitap için biraz değiştirmeyi planlıyorum. Umarım yeni halini de beğenirsiniz.

    Tuğba Bayburtluoğlu – İlginize teşekkürler. Kitabın satışıyla ilgili konularda son söz yayınevinin. Maalesef bu noktada bir cevabım olamayacak.

    şule – Tatlı nar kullanmak bu tarifte amaca ters ama elbette yapabilirsiniz. Daha tatlı olacaktır.

    Yanıtla
  23. mortencere

    25 Ocak 2013 ile 17:54

    elinize sağlık çok yapmak istediğim bir tarifti teşekkürler…

    Yanıtla
  24. eis ten polis

    25 Ocak 2013 ile 18:14

    Merhaba.Ben de kitabı heyecanla bekleyenlerdenim.Tarifi okuyunca taze meyve tadı alabiliyorsak acaba reçellerimizi de fırında yapsak olur mu acaba diye bir soru düştü.Olur mu sence Cenk?

    Yanıtla
    • Cenk

      25 Ocak 2013 ile 18:30

      eis ten polis – Reçelin kıvamını aldığı belli bir derece var (105 C civarı) ve dereceyi fırındayken hele bir de bu kadar geniş bir alana yayılmışken tespit etmek çok zor. Tarif kısmında da göreceksiniz; bu tarifte belli bir dereceyi yakalamaya çalışmıyor olsak dahi süreyi net bir şekilde vermek mümkün değil. Bir de reçeldeki şeker miktarı daha çok, sanırım bu yüzden yazıda bahsettiğim “pişmiş” tadı almıyor.

      Yanıtla
  25. buse

    25 Ocak 2013 ile 19:15

    Çoook uzun zaman önce bir daha yemek kitabı almamaya kendime yemin etmiştim. Çünküsü belli, bir türlü tutturamıyordum o tarifleri. Ama sizin kitabınızı alarak bu yemini bozacağım :))Memnun kalacağımdan da eminim (şimdiden).

    Yanıtla
  26. burcin

    26 Ocak 2013 ile 01:51

    işte bu yüzden bizi düşünen bu titizliğinden dolayı kitabı sabırsızlıkla bekliyorum.isterse 50yıl olsun yinede beklerim.haber sitelerini takip ettiğim gibi hergün bu siteyi kontrol ediyorum yeni tarifler gelmiş mi diye.meraklanıyorum acaba cenk yine nasıl bir tarifle çıkacak karşımıza diye.sıradan bir kitap olmayak biliyorum ve sabırsızlıkla bekliyor bekliyor bekliyorum…..:)

    Yanıtla
  27. Basak

    26 Ocak 2013 ile 07:02

    Yaaa, bir de senin binbir dikkatle yazdigin bu detayli ve denenmis tariflerini yarim goz (nezaket itibari ile…) okuyup sonra da abuk sabuk sorular soran deliler var, benim gibi 🙂

    Ben hep ilk ‘blog yazari’ olmaya karar verdigini anlattigin yazini hatirlarim, bazen yazilarini okurken delirmek uzere oldugunu dusunup ‘sende peygamber sabri’ var desem de ardindan hemen sevdigin isi yaptigin icin hic pismanlik duymadigini hayal ederdim demekki hakliymisim 🙂

    Kolay gelsin sekerim, kitap cikacak diye degil seni okumak ve takip etmek gercekten cok zevkli diye buradayim ben, isini hakkiyla yapan, kaliteli bir blog hazirlaman gercekten gurur verici hersey gonlunce olsun.

    Nar eksisini Ipek Hanim’dan tarif edince aklima dusurdun! Burada cok nar var aslinda, yapsam olur ama ondan pekmez getirtecektim simdi bir sise de nar eksisi isteyeyim bari 🙂 Sen burdaki malzemelere sulaniyorsun baksana beni yakinda gumruk polisi kirmizi listeye sokacak :-))))

    Kal saglicakla…

    Yanıtla
  28. Nermin

    26 Ocak 2013 ile 10:14

    Elinize sağlık yine döktrmüşsünüz. Benim en hoşuma giden narekşisinin rengi oldu. Şimdi narın tam zamanıyken yapabilirim. Teşekkürler tekrar.

    Yanıtla
  29. Arzu

    26 Ocak 2013 ile 10:32

    İşine ne kadar saygı duyduğunu öğreneli çok oldu. Kendine duyduğun saygın, prensiplerin o kadar net ki, çoğu yazında buna rastladım. Hal böyleyken, alelade bir kitap çıkartmak zaten sana yakışmazdı, aldığın sorumluluğu hissedebiliyorum, tarifini deneyip başarısız sonuç alan biri olsa sen ondan daha çok üzüleceksin bunu da farkındayım, ama sende bizi anla işte. Sabırsızlandık artık 🙂 Kitabın elimde olduğu anı, fotoğraflarına baktığım, cümlelerini alıp evime getirdiğim masama itinayla yerleştirdiğim anı ve önlüğümü belime bağladığım anı hayal ediyorum, gerçekten inanılmaz!!

    Cenk, ben yemek yapmasını çok seviyorum. Kendi mesleğimi bir kenara itip, amatör bir pastacı olmayı seçecek kadar! Tekniğim zayıf, hatalar yapıyorum, bazen lezzetsiz şeyler çıkartıyorum ama ben bu işi seviyorum!!! O yüzden senin kitabına sahip olmak benim için çok önemli.. Arada seni zorluyorsak, sabır gösteremiyorsak ne olur bizleri de hoş gör…

    Nar ekşisi!!!! Marketlerde satılan “nar ekşili sos”lardan nefret edenlere ilaç gibi geldi 🙂 Teşekkür ederim, kolaylıklar dilerim!

    Yanıtla
  30. zerrin

    27 Ocak 2013 ile 00:22

    sizin sitenizde gezinip yazılarınızı okumak terapi gibi..kolay gelsin..

    Yanıtla
  31. ahmet

    27 Ocak 2013 ile 11:38

    cenk bey sizi uzun zamandır sizi takip etmekteyim araştırmacı kimliğiniz benim en çok hoşuma giden özelliğiniz sanırım ama bu yazınızı okuduğumda beni çok üzdünüz , ben ANTAKYAlıyım ve burası nar ekşisinin ana vatandır . Ben bir Çok kez yapımını izledim ve nar ekşisini yaparken asla ve asla içine şeker ilave edilmez , şeker ilave edilirse o nar sosu olur ve sizi okuyan binlerce insan yanlış bilgilenmiş olurlar. Nar ekşisinin yoğunluk durumunda da pişirme süresi ve kullanılan narın çeşidi sonuçta çok ciddi farklar oluşmasına sebep olur. Odun ateşinde çok pişmiş bir nar suyundan oluşan nar ekşisi çok yoğun olur , ekşi narla yapılan nar ekşisi daha akışkan olurken , tatlı narla yapılan nar ekşisi daha yogun olmaktadır. Bunun sebebide tatlı narın içindeki şeker oranının ekşi olana göre biraz daha fazla olmasıdır. Antakya da daha lezzetli ve ideal kıvamlı nar ekşisi elde etmek için tatlı ve ekşi narların karışımı kullanılmakta ve hiç şeker ilave edilmemektedir. Belki bana ben çok az şeker ilave ettim sadece kıvam için ekledim diyebilirsiniz ama bazı tariflerin orjinali uygulanmazsa uygulanan tarif bambaşka bir sonuç olmuş olur ve nihai ürünün kimliği değişmiş olur.

    Yanıtla
  32. Halime Topçu

    27 Ocak 2013 ile 12:38

    Merhaba, dün akşam tarifinizi denedim. Sonuç; mükemmel. Çok teşekkürler.

    Yanıtla
  33. Cenk

    27 Ocak 2013 ile 15:18

    ahmet – Tatlı narla yapılan nar ekşisinin daha yoğun olmasının sebebi, sizin de dediğiniz gibi tatlı narın içindeki şeker – yani fruktoz ve glükoz. Bu kıvamı elde etmek için ya meyvenin içindeki şekerin belli bir orana ulaşması için çok uzun bir süre pişireceksiniz, ya da şeker – yani sukroz – ekleyip daha kısa bir süre pişireceksiniz. Ben nar ekşisinde, koyu kıvamın yanısıra taze nar tadının da ön planda olmasını istediğim için kısa süreli pişirmeyi daha uygun buluyorum, ki yazıdaki teknik de buna yöneliktir. Yani aradaki fark, meyvenin içinde doğal olarak bulunan fruktoz ve glükozun belli bir orana çıkmasını beklemektense dışarıdan sükroz (beyaz şeker) – ki sükroz dediğimiz şey fruktoz ve glükozun bir kombinasyonudur – takviyesi yapmak. Böylelikle daha kısa süre pişirip narın doğal tadını büyük ölçüde koruyabilmek mümkün. Bana göre arada nihai ürünün kimliğini değiştirecek kadar büyük bir fark yok. Hatta, bazı araştırmalarda nar suyunun içinde sükroza da rastlanmış… Bu elbette kişisel bir tercih. Burası da benim kişisel blogum olduğuna göre, tarifleri kendi tercihlerim doğrultusunda şekillendirmekten daha doğal bir şey olamaz diye düşünüyorum. Buna ilaveten, yazının içinde zaten bunun nar ekşisinin hası olmadığını, hasının cin narı kullanılarak ve şeker eklemesi yapılmadan hazırlandığını açıkça belirttim.

    Yanıtla
  34. ahmet

    27 Ocak 2013 ile 17:09

    cenk bey ben olumsuz eleştirilere de açık olduğunuzu düşündüğüm için bu şekilde bir yorum yaptım ama sız direk benim blogum , benim tarifim diyerek olumsuz olan her şeye kapalıyım mesajını vermişsiniz ben böyle olduğunu bilseydim sızı hiç germezdim yazıyı okuyup geçerdim , siz aradaki farkın çok az olduğunu ileri sürseniz de taze olan bir meyvenin suyundan elde edilen ürünle , katkı maddesi eklenerek elde edilen ürün arasında çok ciddi farklar vardır , içine eklenen malzeme meyvenin içindeki meyve şekeri(fruktoz) ile aynı olsa da ürünün yapısı tamamen değişmiş olmaktadır bence , size iyi çalışmalar dilerim kolay gelsin. Sizi yakından takibe devam ediyorum , sevgiler.

    Yanıtla
    • Cenk

      27 Ocak 2013 ile 18:55

      ahmet – Yorumunuzu yayınladığıma ve cevap verdiğime göre eleştirinize de açığım demektir. Ama bu, her eleştirinizi kabul edeceğim anlamına gelmez. Gergin değilim, sadece sizinle aynı fikirde değilim. Bir mesaj da vermeye çalışmıyorum. Söylemek istediğim çok açık: Burada gıda kodeksi yönetmeliği yazmıyorum. Herhangi bir tarife bir standart getirme çabam yok. Ben kendi evimde hangi malzemelerle ve nasıl pişirmeyi uygun görüyorsam o şekilde anlatıyorum. Dolayısıyla sizin nar ekşisine şeker koyulmaz ısrarınızın bir anlamı yok. Önceki cevabımda da belirttiğim gibi, nar ekşisinin hasının cin narıyla, şeker eklemesi yapılmadan hazırlandığını zaten yazımda belirttim. Ayrıca, şeker bir “gıda katkı maddesi” değildir. Katkı maddeleri, tek başına gıda olarak tüketilmeyen veya gıda ham ya da yardımcı maddesi olarak kullanılmayan maddelerdir.

      Yanıtla
  35. emelll

    27 Ocak 2013 ile 20:39

    cenk, bu tarif beni çok mutlu etti. bir defa tencerede denedim, klasik olmuştu ama 5 litre suyun kaynayıp kaynayıp azıcık kalması, ocağın başında harcadığım efor canımı sıkmıştı. rengi de aynı kalmış, kahverengiye dönüşmemiş. şu anki fırınım bunu başarabilir mi bilmiyorum ama mutlaka denicem.

    sitemli yorumlara da iyi bir cevap olmuş yazının girişi. sadece son bir yılda yazdığın postlara bakıp da oyalanmadığını, kendini sadece çok iyi bi kitaba hazırladığını anlamamak mümkün değil. kolay gelsin.

    Yanıtla
  36. Esra İnal

    28 Ocak 2013 ile 07:08

    Benim de Antakya’dan getirttiğim nar ekşisi bitmek üzereydi. Tekrar nasıl getirebilirim diye düşünürken Pınar Hanım’da olduğunu söylemen çok iyi oldu. Aslında senin tarifini denemek isterdim çünkü rengine bayıldım ama bu yıl çok zor. Kısmet olursa seneye bir yandan kitabını okurken diğer yandan tarifi denerim. 🙂

    Yanıtla
  37. ahmet

    28 Ocak 2013 ile 09:12

    cenk bey ben gıda katkı maddelerinin ne olduğunu çok iyi biliyorum merak etmeyin , benim katkı maddesinde ne kastettiğimi siz anladınız , gereksiz kelime oyunlarına gerek yok , keşke hiç yorum yapmasaydım , bir gün yolumuz kesişirse uzun uzun sohbet ederiz burdan fazla uzatmanın anlamı yok.

    Yanıtla
  38. filiz

    28 Ocak 2013 ile 12:23

    cenk bey, işini iyi yapınca yaptığı işin hakkını verince, hakettiği karşılığı insanın muhakkak alacağına inanıyorum, ve siz bunun çok güzel / nadide bir örneğisiniz. eğer sıradan bir blogger olsaydınız, bu kadar nadiren blogunuza yazı koymanıza rağmen sık sık ve dua ederek “inşallah vardır yeni birşeyler diye” sitenizi açan bu kadar çok insan olmazdı. Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.. bi de keşke komşunuz olsaydım da komşumda pişen bana da düşseydi gibi hayaller kurmaktan kendimi alamıyorum 🙂

    Yanıtla
  39. Ozlem's Turkish Table

    28 Ocak 2013 ile 13:57

    Sevgili Cenk,

    Ev yapimi nar eksin bir harika gorunuyor! Kokenim Antakya oldugu icin nar eksisi her zaman elimin altinda, ama hic kendim yapmayi denemedim, bu post bana cesaret verdi 🙂 Kitabin icin bol sans, eminim harika olacak, yola devam : ) Selamlar, Ozlem

    Yanıtla
  40. Ozgecon

    28 Ocak 2013 ile 20:23

    Guc seninle olsun. Biz bekleriz.

    Yanıtla
  41. mutfak kimyası

    29 Ocak 2013 ile 08:39

    Emeğinize sağlık çok güzel görünüyor.

    Yanıtla
  42. mutfak kimyası

    29 Ocak 2013 ile 09:46

    Bu arada ben narları tek tek ayıklayıp robotta çekip süzgeçten geçirmeyi tercih ederim gibi. Doğal nar suyu yaparken böyle yapmıştım. O zaman biraz narın beyaz kısmının içine karışmasına göz yummuştum ama bu tarif de daha özenli yapmak lazım.

    Yanıtla
  43. mironay

    29 Ocak 2013 ile 19:12

    Cenk bey,
    uyguladiginiz yöntemi ben israrla yapiyorum cunki hazir nar eksini satin almiyorum bio ladendekilerde cok pahali oldugu icin kendim yapiyorum.gercekten cok saglikli oluyor birde serde diyabetlik olunca ayni derinlikteki tepsiye 5 adet nari (2 tanesini cok tatli) sikiyorum icine mutlaka taze zencefil (50gr) sikiyorum once kisik atesten dereceyi yukseltiyorum araliklarla iki kerede karistirp birakiyorum cok akici agdali bir sivi oluyor.her yaptigimda icine mutlaka aromali sivi ekliyorum nane suyu mandalin gibi.super degisik oluyor.limon ve mandalin kagu rendelerini denedim inanin cok acaip bir lezzet oluyor.

    Yanıtla
  44. mironay

    29 Ocak 2013 ile 19:29

    Cenk bey,
    ben yazimi yukaridaki yazilari okumadan yazmistim hemen bir aciklama yapmak istiyorum ben narin cinsini bilmeden aliyorum yani aldiklarim ozellikle eksi olanlar cok iri ve kipkirmizi keza tatli olanlarda devamli yaptigim icin ilginctir seker kullanmiyorum ve her yaptigim ayni oranda agdali ´ve akici oluyor. ben amatörce denemelerimden sonra firinda buharlasmanin bu uygulamada en buyuk etken oldugunu dusunuyorum.dusunceleriniz benim icin cok onemli tesekkur ederim.

    Yanıtla
  45. EMEL PINAR

    29 Ocak 2013 ile 23:01

    Ben, şu an da ŞOK’tayım. Fotoğraflara bakmaktan, tarifi ve yazıyı okuyamadım bile.
    Muh-te-şem!
    Bu nasıl bir göz, bu nasıl bir bakış, bu nasıl bir ruh hali sevgili Cenk.
    Hayranlıkla takip ediyorum.
    Sevgiler.

    Yanıtla
  46. Meltem

    30 Ocak 2013 ile 00:17

    Cenk Bey,

    Çok büyük bir emek sarfederek, yılmayarak ve hiç vazgeçmeyeceğinizi hissettirerek mücadele etmenizi takdir ve hayranlıkla izliyorum. Eminim emeğinizin karşılığını hakederek alacaksınız.

    Ofiste çürümek yerine, mutfakta hergün yeni yeniden doğmaktı benim de tercihim.

    Unutmayın ki, siz bazen sıkılsanız da, içiniz dolu dolu olsa da, bizler sizi heyecanla bekliyoruz. Zaten insanın içindeki heyecan değil midir kişiye umut veren.

    Teşekkürler

    Yanıtla
  47. derya

    30 Ocak 2013 ile 13:05

    sabırla kitabı bekliyorum ve yeni nar reçeli tarifiniz merak ediyorum. nar reçeli diye arattığımda her yerde tüm sitelerde sizin tarifiniz yer alıyor 😀

    Yanıtla
  48. GAYE

    30 Ocak 2013 ile 14:26

    Kitabınızı ben de sabırsızlıkla bekliyorum.Ancak benim bekleyişimin bir başka sebei var.Mutfakta bomba olduğunu zanneden kızıma iyi bir rehber olacağını düşünüyorum.Anlaşıldığı üzere kitabınız satışa çıktığı an ben 2 adet satın alacağım.Bu nedenle benim sabırsızlığım herkesinkinden iki kat fazla 🙂

    Yanıtla
  49. Demet

    30 Ocak 2013 ile 15:50

    Merhaba,

    Tüm tariflerinizi okumaya gayret ediyorum.Çünkü anlatım dilinizi çok benimsedim.Zaman zaman kahkahayı basıyorum..Benim sormak istediğim hiç pizza tarifinize rastlamadım.Yapmayı sevmiyor musunuz? Çünkü en çok sevdiğim yiyeceklerin neredeyse başında geliyor.(Vegeterian tabii)Ve bir gün pizza yapacağınızı da umut ediyorum.:)

    Yanıtla
    • Cenk

      31 Ocak 2013 ile 20:12

      Demet – Sıra pizzaya da gelecek…

      Yanıtla
  50. bulutrenginde

    30 Ocak 2013 ile 17:15

    Yine harikalar yaratmışsınız..

    Yanıtla
  51. İnur

    30 Ocak 2013 ile 18:11

    Merhabalar, sayfanızı arkadaşımın önerisi ile takip etmeye başladım. Tarif ve yazılarınızı zevkle okuyorum. Özellikle iphone uygulamanız için çok teşekkürler. Elmalı strudel için 2 değişik hamur denedim ama içime sinmedi. Öneriniz olabilir mi?

    Yanıtla
    • Cenk

      31 Ocak 2013 ile 20:12

      İnur – Çok detaylı bir hamur. Yorum arasında anlatmam zor. İleride blogda paylaşmayı düşünüyorum ama ne zaman sıra gelir bilemiyorum.

      Yanıtla
  52. Özlem

    31 Ocak 2013 ile 21:51

    taze takipçin olarak en başta yazdığın samimi isyanını gönülden anladığımı dile getirmek isterim 🙂 o kadar uğraş, o kadar sabır, emek vs kolay değil bunlar ve bize sadece saygı duyup zevkle takip etmek gerekir..
    tarifler muhteşem! henüz gördüğüm için hiç yapamazsam da tariflerin çeşitliliği, o güzelim fotoğraflar, tariflerin o incelikli açıklamaları .. 🙂 her şey muhteşem! ayrıca fotoğrafçılığın da tek tek incelemeyi hak ediyor, harikalar.

    çok vakit ayıradamadığım ama çok sevdiğim, beğendiğim şeyleri paylaştığım bir blogum var. bu siteyi orada paylaşmasam olmazdı! 🙂

    http://kirmizipelerin.blogspot.com/

    başarılar diliyorum!!! ^^

    Yanıtla
    • Cenk

      01 Şubat 2013 ile 11:49

      Özlem – İlginize çok teşekkür ederim!

      Yanıtla
  53. sümeyra

    01 Şubat 2013 ile 15:31

    ….tarifi bile okumadan dakikalarca fotoğrafa baktım… çok güzel…

    Yanıtla
  54. ceylan

    04 Şubat 2013 ile 10:20

    Cenk, biz seni sabırla ve merakla bekliyoruz, senin de gönlün rahat olsun! Eminim harika bir eser çıkacka, ödüller alacak, dolayısı ile bu kadar uzun sürmesi normal ! Çıkar çıkmaz senin kitlenin ve ötesinin başucu kitabı olacağına şüphe yok!
    Buarada İsviçre’de yaşayan biri olarak, nar ekşisi taşımaktan yorulmuştum, biraz da yapmaktan yorulacağım ! Çok teşekkürler tarif için!

    Yanıtla
  55. Elif

    04 Şubat 2013 ile 17:31

    Harikasın, yine harika bir tarif. Kitap için sabırsızlanıyoruz, inşallah en güzeli hayırlı zamanda, hayırlısıyla olsun.

    Yanıtla
  56. sinem

    07 Şubat 2013 ile 17:02

    cenk kitabin icin sabirsizlaniyorum.eminim cok guzel olcakk 🙂

    Yanıtla
  57. metin

    08 Şubat 2013 ile 04:23

    selam cenk,sıkı takipçinim.
    yeri burası değil ama sormam ve cevabını almam lazım.
    aslında iki sorum var.
    birincisi brownie tarifini severek yapıyor ve ailecek bayılıyoruz. bu tarifi sadece beyaz çikolata ile denesek nasıl olur? beyaz brownie elde edebilir miyim? çekiniyorum o kadar çikolatayı heba ederim diye. yumurta kokusu,çikolata tadı vs.
    ikinci sorum ise senin de çok sevdiğin çiya ile ilgili.
    biliyorsun meşhur kabak tatlıları var.
    onu çok denedim evde,oldu da kıtır kıtır ama bir sorun var. ben kabak tadı aldığım zaman yiyemiyorum. yaptıklarımın hepsi kabak tadı verdi 🙂
    çiyada biliyosun kabak tatlısı ama kabağın tadından eser yok. benim yaptığımda ise dışı kıtır kıtır ama içi bal gibi değil,daha yoğun ve kabak tadını hissettiren cinsten.
    2 gündür kireçte yatıyorlar,yarın ocağa girecekler kısmetse. bu sefer daha ince dilimlere böldüm ki şeker nüfus etsin içine. ve pişirmeden önce haşlayacağım bi kaynar suda 10 dakika. bunu yöresell bir tarifte gördüm.
    bunları niye yazdım,eğer bu işin sırrını biliyorsan nolur bana yarından önce ulaş ve şu kabak tadının önüne geçelim el birliği ile.
    sevgilerle,görüşmek üzere!

    Yanıtla
    • Cenk

      08 Şubat 2013 ile 13:46

      metin – Aynı tarifi beyaz çikolatayla denemenizi tavsiye etmiyorum. Sonuç hüsran olacaktır. Beyaz çikolatayla yapılan brownieler aşırı tatlı olduğu için tercih etmiyorum ama yabancı kaynaklardan deneyebileceğiniz bir tarif bulabilirsiniz. Diğer kabak tatlısı hakkında en ufak bir fikrim yok. Sevdiğim bir tatlı olmadığı için hiç araştırma ihtiyacı hissetmedim.

      Yanıtla
  58. ihlamurcum

    08 Şubat 2013 ile 09:59

    Benimde kitap projem var,ama gözüm korktu.Birincisi uzun iş, ikincisi iyi bir editör bulma,detaylar,güzel tarifler, resimler, farklı olmak,hepsi… sizin bu projede benim bile üstüme geldi.Vazmı geçsem ne? Ki sadece düşüncedeyim??

    Yanıtla
  59. Mira

    10 Şubat 2013 ile 15:22

    İyi günler Cenk Bey,
    Öncelikler danışmak istediğim bir şey var.Makarnaya ve soslara ilgi duyan biri olarak önerebileceğiniz nitelikli kitaplar varsa öğrenmek isterim. Fakat makarna ve soslara yeni başlayan biri olarak konuya yeterince hakim olana dek Türkçeye çevrilmiş kitaplar olursa anlama açısından daha yararlı olur. Verdiğiniz vakit ve uğraşınız için şimdiden teşekkür ederim.

    Yanıtla
    • Cenk

      11 Şubat 2013 ile 14:11

      Mira – Maalesef Türkçe bir kitap tavsiyem olamayacak. İngilizce kitaplarla ilgilenirseniz sitede bir liste mevcut.

      Yanıtla
  60. figen

    11 Şubat 2013 ile 22:02

    tariflerini bir harika yalnız çok yavaş ilerliyorsunuz her gün yeni bir tarif bekliyoruz

    Yanıtla
    • Cenk

      12 Şubat 2013 ile 14:08

      figen – Anlamadım, kime göre çok yavaş? Belki dışarıdan bakıldığında belli olmuyor ama buraya eklediğim her tarif oldukça fazla emek ve zaman gerektiriyor. Her gün yeni bir tarif eklemem mümkün değil.

      Yanıtla
  61. Arzu

    12 Şubat 2013 ile 12:34

    Oldum olası ekşi tatların hayranı biri olarak tarifinizi çok beğendim… kitabınızı merakla bekliyoruz.

    Yanıtla
  62. Aylin

    12 Şubat 2013 ile 15:32

    Benim merak ettiğim 50 gr şeker konulması gerektigini anlamak için bu tarifi kaç kere yaptınız. Reçeteleri oluşturmak cok zor bir şey.

    Aylin

    Yanıtla
    • Cenk

      13 Şubat 2013 ile 12:59

      Aylin – Mümkün olduğunca az şeker kullanmak istedim. İlk denemede 100 gram kullandım, fazla geldi, diğer iki denemeyi 50 gramla yaptım, yeterli geldi, başka bir deneme yapmaya gerek duymadım.

      Yanıtla
  63. sevim

    13 Şubat 2013 ile 21:47

    Kitabını sabırsızlıkla bekliyorum. Tarifiniz o kadar canlı ve şahaneki hemen denemek istiyorum. Sevgiyle kalın

    Yanıtla
  64. ceren

    14 Şubat 2013 ile 15:12

    cenk merhaba senin şu yayınladığın kitaplar ve daha nicelerini e kitap formatında satın alma şansım yok mudur ? buraya çok pahalı geliyorlar ve ben herbirinden edinmek istiyorum. senin kitap ne zaman hazır olacak bu arada onu da dört gözle bekliyorum. ve sitem doluyum hiç yeni tarif yok 🙁

    Yanıtla
    • Cenk

      14 Şubat 2013 ile 18:35

      ceren – Amazon’da Kindle için bir sürü yemek kitabı mevcut. Kitabın çıkış tarihi henüz belli değil. Olur olmaz buradan haber vereceğim.

      Yanıtla
  65. hikayeler

    16 Şubat 2013 ile 10:02

    Çok başarılı ve güzel olmuş. Teşekkürler…

    Yanıtla
  66. zeynep

    16 Şubat 2013 ile 21:10

    Cenk bey, tariflerinize haksızlık etmek istemem ama; fotoğraflarınız ve sunduğunuz görsellik mükemmel.

    Yanıtla
  67. Yağmur Güvenç

    17 Şubat 2013 ile 00:28

    bu yazıyı okuyunca nara ayrı bir değer vermeye başladım ve evde buzdolabının içinde bir köşede 2 haftadır ölümüne terk edilmiş narı ayıklayıp yedim 😀
    bir şeye kendini adamak budur heralde 😀
    siz ne kadar anlatıp açıklasanızda bence kitabınız zor olucak çünkü tarifleri size layık bir şekilde gerçekleştirmeye çalışmak tariflerin anlanabilirliğinden daha zor benim için 🙂 bu arada sizinle birlikte yaşamak istiyorum 😀 olmaz mı:D çünkü ””Buzluğu her daim 3 çeşit dondurma, fırına girmeye hazır kruvasan, pain au chocolat ve kurabiyelerle dolu olan, fırınından günaşırı kek, her hafta en az bir tane ekmek çıkan, tartın üzerindeki ahududulara fırçayla nar reçeli sürmek”’ işte ben böyle bir insanla böyle bir evde yaşamak isterdim 😀 size de evinizi döşediğiniz yiyeceklerinize de bayılıyorum. yıllardır takip ederken sadece yemek tariflerini değil ofisi bırakıp mutfağa geçen birinin yemek yapmaya ne kadar tutkulu olduğunu anlatan bir hikayenin içinde yaşıyorum.. şimdiye kadar her tarifinizi eksiksiz okudum. ve tariflerinizi okumak bile onları yapıp yemek kadar çok doyurdu. biliyorum benim bu yorumum gibi binlerce yorum aldınız fakat benim için bir tek siz varsınız. çünkü binlerce takipçiniz yorumcunuz var fakat binlerce yorumcunuzun bir tek cafe fernandosu var. kitabınız çıktığında alacağım zamanki mutluluğumu şimdiden yaşıyorum.. isterseniz bir nar reçeli için bir kaç yıl geçirin.. kendi adıma konuşuyorum, zaten ben hemen çıkıvermiş bir kitap değil, siz kokan bir kitap istiyorum. 18 yaşındayım ve sizi küçüklüğümden beri, yıllardır okuyup artık biraz da olsa tanıyorum ve çok seviyorum 🙂

    Yanıtla
    • Cenk

      18 Şubat 2013 ile 13:38

      Yağmur Güvenç – Çok teşekkür ederim. Yalnız başta dediğinize biraz takıldım. Kitapta el oyalayıcı tarifler kadar oldukça pratik birçok tarif de olacak. Mümkün olduğunca hatasız uygulayabilmeniz için de elimden geldiğince detaylı bir şekilde anlatıyorum. Tarifler kendinize layık olsun yeter. Sonuçta keyfini siz süreceksiniz.

      Yanıtla
  68. tuba efe

    17 Şubat 2013 ile 19:27

    Nar suyunu meyve sikacagi olmadan nasil yapacagimiogrendim
    Fikrim yoktu oldu kolaylasti sagolasinizw

    Yanıtla
  69. Gökşen

    18 Şubat 2013 ile 00:56

    Salı veya çarşamba deniyorum, narlarımı aldım. Sonucu bildiririm, eline sağlık…

    Yanıtla
  70. Feyza

    19 Şubat 2013 ile 16:31

    Cenk Bey Merhaba,
    Ben buradan, yapmış olduğum vanilya özütüm için bir yardım rica edeceğim.
    2 aylık süreci dolduran vanilya özütün de votkanın keskin ve acımsı hali mevcut.(galiba ben votka miktarını biraz abartmışım:) ) Bu özütü kurtarabilme şansım var mı? yoksa sil baştan tekrar mı deneme yapmam gerekecek.Yardımınızı çok rica ediyorum.

    Nar ekşisi içinde;ellerinize sağlık,nefis görünüyor.

    Yanıtla
    • Cenk

      19 Şubat 2013 ile 20:25

      Feyza – Tadının keskin olması çok doğal o yüzden koklayarak karar verin. Eğer buram buram vanilya kokmuyorsa fazladan bir çubuk daha ilave edebilirsiniz. Baştan başlamanıza kesinlikle gerek yok.

      Yanıtla
  71. Feyza

    19 Şubat 2013 ile 21:49

    İlginize çok çok teşekkür ederim..

    iyi akşamlar..

    Yanıtla
  72. ayse

    20 Şubat 2013 ile 07:44

    Merhabalar,

    Acaba ‘Hollanda Biskuvisi’ tarifi istesem, ne onerirsiniz? Web’de simdi biraz ustunkoru gezindim kisitli vakitte; ancak tabii detayli arastirma yapamadim. Sizi ve bu muthis siteyi birkac ay once kesfetmistim ve saskinlikla! Bu tarifleri hardcopy- kitap olarak edinmek harika olacak, ayrica nar eksisi tarifinin entry’sindeki, sarfettiginiz cabayi ictenliginizle cok guzel, mesafeli bir naiflikle anlatmaniz inaniniz tum sureci ozetlemis!!

    Yanitinizi bekliyor olacagim; simdiden tesekkurler.

    Yanıtla
    • Cenk

      20 Şubat 2013 ile 12:43

      ayse – Çok teşekkür ederim. Maalesef bir önerim olamayacak. Sitede yayınlamadığım tarifler hakkında araştırma yapıp bilgi verecek vaktim olmuyor.

      Yanıtla
  73. ayse

    21 Şubat 2013 ile 01:13

    ah, pek tabii oyleyse.

    Yanıtla
  74. Köşk

    22 Şubat 2013 ile 16:54

    Hadi çıksın artık şu kitap, Ahşap sehpa ağırlığını kaldıramıyacak.

    Yanıtla
  75. hacer

    24 Şubat 2013 ile 00:07

    cenk bey,artık yeni tariflerinizi ve güzel sunum fikirlerinizi sabırsızlıkla bekliyorumm..harikasınız

    Yanıtla
  76. Burcay

    28 Şubat 2013 ile 11:59

    Cenk selam,
    Tarif cok basarili tesekkur ederim. Gecen hafta yaptim bu hafta bir deneme daha yapacagim. Ben 3 kilo nari tek tek soyduktan sonra icinden beyaz kabuklari ayridim daha sonra da kati meyve presi ile cektim, da ha sonra iki kez suzerek kopugunu aldim. Firin farkindan olsa gerek tarifinden daha uzun surdu, bir farki da rengi seninki kadar keskin ve berrak olmadi. Yine de tadi cok basarili, tekrar tesekkur ederim.

    Yanıtla
    • Cenk

      28 Şubat 2013 ile 15:58

      Burcay – Afiyet olsun. Rengi sanırım katı meyve presi ile sıktığınız için değişti. Daha berrak bir nar suyu için sıktıktan sonra tülbentten geçirmeyi deneyebilirsiniz.

      Yanıtla
  77. Aysenur

    07 Mart 2013 ile 22:20

    Merhaba Cenk bey, fotoğraflarınızı nerde görsek tanırız. Şu sıra Facebook ta bir sayfa (tatlıdan Tuzla’ya adı) bütün sayfayı fotoğraflarınız ve tariflerle dolduruyor, belki şikayet. Edip kapattırabilirsiniz. Hem bize hem kendinize iyilik yaparsınız. Çok üyesi olan bir yer, herkesim halkına giriyorlar

    Yanıtla
    • Cenk

      08 Mart 2013 ile 10:50

      Aysenur – Haber verdiğiniz için teşekkürler. Dün bir okurum daha uyardı; gerekli şikayette bulundum.

      Yanıtla
  78. Cansu

    10 Mart 2013 ile 08:44

    Kendimiz cikolata manyagi zannediyordum ama bu nar eksisi ve tarifi kadar blogda agzimi sulandiran bir sey yok 🙂 mukemmel duruyor!

    Yanıtla
  79. yasamin ta kendisi

    03 Nisan 2013 ile 23:44

    Ne diyim ki:-) yemek degil sanat yapiyorsunuz resmen..fotograflar, tarif, anlatim muhtesem..bu nail guzel bir renk boyle:-)

    Yanıtla
  80. immydr

    12 Nisan 2013 ile 19:05

    Merhaba,

    Ara ara blogunuzu okuyup cok keyif aliyorum. Bugun de facebook tan nar eksisi ile ilgili yazinizi gorunce yine keyifle blogunuzu okuma zamanim geldi deyip blogunuzda takildim biraz.

    Bugun sunu farkettim ki sizi cok takip eden var ve yorum birakan kisilere siz de cevap yaziyorsunuz. Acikcasi bir kac yazi altina baktim, emin olmak icin. Sizi tebrik etmek ve tesekkur etmek istiyorum. Takipcilerinize deger verdiginizi ve onlara zaman ayirdiginizi gosteriyor.

    Ayrica belirtmeliyim ki gurbette olup da yurdumun insaninin guzel yemek tariflerinin yaninda (sizinle gurur duydum) yazilarinda oradaki gunluk hayattan esintileri (re: anneniniz ile kayikta giderken bir bayanin annenize sizi savunmasi..)de icermesi beni oradaymis, o kayiktaymis gibi hissettirip hasretimi de gidermeye bir nemze olsun yardimci oluyor, yuzumde bir gulumseme birakiyor 🙂

    Umarim yeni blogculara (benim gibi)ornek olup, sizden birseyler ogrenmeleri sizi rahatsiz etmez.

    Yanıtla
    • Cenk

      14 Nisan 2013 ile 13:55

      immydr – Elbette etmez, güzel sözleriniz için teşekkür ederim.

      Yanıtla
  81. BANU

    22 Ekim 2013 ile 12:58

    Sevgili Cenk, benim son bayramda izmir bademli köyünden getirdiğim 3,800 gr ekşi narlardan 1,380 gr nar suyu çıktı şimdi hala fırındalar. Önce 80 dak sonra da deneyerek 3. 30 dakikanın içindeyiz tabi fırın kabım da seninkinden enden boydan 3 cm daha kısaydı ama seninki gibi yoğunlaşmadı ne yapıcağımı bilemiyorum ama bu haliyle bırakmaya karar verdim gerçi bayağı azaldı 3 te 2 si gitti nar suyunun başka bir tavsiyen olursa beşiktaş pazarından tekrar alıp tekrar deneyebilirim. Ne dersin? Sevgilerimle. Sayende evde doğal beslenmenin mutluluğu içerisindeyim. Hep senin sayende..

    Yanıtla
    • Cenk

      22 Ekim 2013 ile 16:17

      Banu – Şeker miktarını nar suyu miktarına göre ayarladınız değil mi? Narlar çok ekşiyse belki biraz daha bile fazla koyabilirdiniz (100 g gibi). Neredeyse 1.5 katı daha fazla nar suyunu pişirdiğiniz için tarifte belirtilenden daha uzun sürmesi normal. Bir de soğuyunca daha da koyulaşacaktır. İsterseniz reçel kıvamını test ediyormuş gibi buzluğa bir tabak koyup soğutun, nar ekşisinden bir kaşık kadar soğumuş tabağa damlatıp buzlukta 2-3 dakika bekletip soğuyunca nasıl bir kıvam alacağını görün ve ona göre ilerleyin. Fırından aldığınızda bal gibi bir kıvamının olmasını beklemeyin.

      Yanıtla
  82. BANU

    22 Ekim 2013 ile 23:20

    Yok dediğin tüm testleri harfiyan yaptım (iyi öğrenciyimdir) ama belkide biraz daha şeker bi dahkine deniyeceğim dediğin gibi beklettim seninki gibi ağdalı olmasa bile lezzet süper inanılmaz güzel oldu tamda söylediğin gibi tazecik narın tadını alıyosun hatta dolapta tamamen doğal üretilmiş Mardinden aldığım Nar ekşisi ile alakası yok o da kendi alanında güzel de ne diyeyim damak tadı olsun görsel rengin güzelliğimi desem her anlamda muhteşem oldu dediğim gibi sadece kıvamı benimkinin daha sulu gibi o kadar bi dahakine biraz daha şeker ile deneyeceğim tekrar tesekkürler. Bu arada hadi kitap çıksın… 🙂

    Yanıtla
  83. aylin

    11 Kasım 2013 ile 15:33

    En sonunda bugün yaptım ama yaklaşık bir saat sıkma işi sürdü.Mutfağım küçük olduğu için salondaki yemek masasında yapıp masayı da batırdım. Sizin kadar detaylı çalışmayıp narları dırek sıkmama rağmen ayakta durup eğilmekten belim ağrıdı.Ama tadı bence çok güzel oldu.Şimdi de soğumasını bekliyorum. Aynı metodla narenciye ekşisi yapmaya da karar verdim. Şöyle portakal limon greyfurt karışımını denemek istiyorum.Bakalım o nasıl olacak.Ama önce bir kendime geleyim. Bu arada nar reçelini yapmaktan vazgeçtim galiba.Narlarla ugraşacaksam nar ekşisi yapıyım.Tadı çok güzel valla.

    Yanıtla
  84. Fatma

    31 Aralık 2013 ile 12:00

    MERHABA,

    Resimler muhteşem görünüyor, her tarifiniz iştah
    açıyor.

    Narların tamamın mı ekşi nardan kullandınız,

    teşekkürler

    Fatma

    Yanıtla
    • Cenk

      03 Ocak 2014 ile 11:04

      Fatma – Teşekkürler. Evet.

      Yanıtla
  85. Selçuk ALPAY

    11 Şubat 2014 ile 17:41

    Neden şeker ilave ettinizki.Ben yıllardır yapıyorum bu güne kadar hiç gerek duymadım.Zaten ekşi olsun diye uğraşırken tekrar tatlandırmak doğrusu bana anlamsız geldi.Ancak az kaynatılır ve koyulaşmazsa bozuluyor.İhtimal işin bir az kolayına kaçıp çabuk koyulaşması için şeker ilave etmişsiniz.

    Yanıtla
    • Cenk

      11 Şubat 2014 ile 18:30

      Selçuk Alpay – Neden şeker ilave ettiğimi öğrenmek için yazıyı okuyabilirsiniz.

      Yanıtla
  86. burcu

    13 Ekim 2014 ile 14:40

    Recel ve nar ekşisini ayni zamanda yapip, bahcemdeki tek nar agacini kuruttum 🙂 Narlarin tatlilarini recel icin, nispeten daha ekşilerini nar ekşisi için ayirdim.ikisinden de 2 kati olculerde yapmam gerekti.Toplamda 3 saat sikmak icin, 1 bucuk saate yakin recel, 2 saatten fazla da ekşi için zaman harcadim.recel bi turlu koyulasmadi diye pişirme suresini uzun tuttum.ama sabaha kadar o kadar koyulasti ki ekşiden daha koyu oldu. Ekşinin pisme suresini ise hemen hemen 2 katina cikardigim halde simdilik marketlerde satilan nar ekşisi soslari gibi ( belki zamanla o da koyulasir). Tadlarina gelince nar eksisi super; recel eh iste…

    Yanıtla
  87. Çağla

    19 Ekim 2015 ile 21:31

    Ekşi nar mı olması gerekiyor?

    Yanıtla
    • Cenk

      23 Ekim 2015 ile 17:28

      Çağla – Adı üzerinde, nar ekşisi. Tatlı nar kullanmak amaca ters.

      Yanıtla
  88. nil

    30 Eylül 2018 ile 12:00

    Merhaba sayin sefim,
    Konu biraz eski ama aklima takilan bir kac nokta var yorumlarsa iz cok sevinirim
    Bazi kaynaklarda nar suyunu kaynatirken icine sogan ve kuru biber koyuyor, icerisindeki karbonat seviyesini duzenlemek icinmis ancak bu detayi cok fazla bir kaynakta goremedim yinede soru isareti birakmaya yetti.
    Pekmez yapilirken icerisine kirecli toprak koyulurdu benzer bir surec olabilir mi?
    Icerisine seker koyup pisirme suresini kisaltmak ve kivami tutturmak ile, seker koymadan daha uzun sure pisirip nefasetten fedakarlik etmek mi ikilemindeyim. Sekerin kanserijen madde olusumuna ektra bir koruyucu etkisi var midir yoksa sadece pisirme suresini kisaltarak mi katki sagliyor ek olarak yapilan eksinin daha uzun sure dayanmasi icin yararli olacagi soyleniyor, fikriniz nedir?
    Yorumlarsaniz cok sevinirim, sevgiler..

    Yanıtla
    • Cenk

      10 Ocak 2019 ile 15:06

      Nil – Nar suyunun içinde karbonat yok. Bahsettiğiniz kireçli toprağın karbonata benzer asidite düzenleyici bir etkisi var; sanırım ondan bahsediyorsunuz. Soğan ve kuru biberin böyle bir etkisi olduğunu sanmıyorum; onlar lezzet için ekleniyordur. Tarifteki şeker kıvam için ekleniyor. Şeker eklemeden daha uzun bir süre dahi pişirseniz benzer bir koyuluk elde edemezsiniz. Bir de üstüne fazla pişmiş bir tat oluşur. Kanserle alakalı da bin kafadan ses çıkıyor. Doktor değilim ama bu miktarda şekerin herhangi bir hastalık yaratacağını sanmıyorum. Önemli olan her şeyi kararında yemek.

      Yanıtla

Önemli:Bloguma bıraktığınız yorum, tarafımdan onaylandıktan sonra yayımlanacaktır. Yorum bıraktığınız yazı ne kadar eski olursa olsun, yorumunuzu gözden kaçırmam mümkün değildir. Yorumunuz soru içeriyorsa; yanıt verebilmek için yazıyı incelemem gerekebileceği için yayımlanması biraz gecikebilir. Sorunuzu sormadan önce lütfen aynı veya benzer bir sorunun daha önce sorulup sormadığını önceki yorumları tarayarak emin olunuz.

Cenk için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Birincil kenar çubuğu

17. BASKI (Mundi 4. BASKI)

Cafe Fernando - Bir pasta yaptım, yanağını dayar uyursun

Amazon // Can Yayınları // Kitapyurdu // diğer
The Artful Baker

Amazon US
Kindle // Apple Books // Google Play
Amazon UK // Amazon CA // Amazon AU

SOSYAL MEDYA

Instagram // YouTube // RSS
Facebook // Twitter // Pinterest

EKİPMAN

KÜTÜPHANEM

Footer

Best of Cafe Fernando

Spaghetti Cacio e Pepe

Ekşi Mayalı Simit

Sarışın Çikolata, Tahin ve Susamlı Trüf

Vanilya Özütü

Çikolatalı Babka

Çikolatalı Kek

COPYRIGHT © 2025 · Cenk Sönmezsoy