• Birinci navigasyona geç
  • Skip to main content
  • Birinci sidebar'a geç
  • Alt alana geç

Cafe Fernando

  • HAKKIMDA
  • YEMEK KİTABIM
  • ÖLÇÜLER
  • ARŞİV
  • EKİPMAN
  • ENGLISH
Sadaharu Aoki

Sadaharu Aoki

Paris’teki pastane ve çikolatacıların arasından kolaylıkla sıyrılan Sadaharu Aoki, gezimin en ilginç ve ilham verici duraklarından biriydi. Japonya’ya özgü malzemeleri köklü Fransız tatlılarına ustalıkla uyarlamış olan Sadaharu Aoki’nin dükkanında sattığı her şeyde genlerindeki detaycılığı görmek mümkün. Pastalar, minyatür kekler, eklerler, makaronlar, hepsi birer sanat eseri.

Bu tip tatlara alışık olmayan ziyaretçilere bile yaptıklarını sevdirebilmiş olmasının sebebi ilk bakışta görsellik gibi gelse de, malzemelerdeki denge ve uyum da bence büyük bir faktör.

Sadaharu Aoki’den tadına bakmak üzere aldığım çikolatalar:

Sadaharu Aoki 1

En soldakinin içinde Doğu Asya kökenli bir narenciye türü olan Yuzu var. Tadı acı bir portakalla limon arası. Diğer ikisindeki baskın malzeme ise çok güçlü ve kendine has bir aromaya sahip, bir tür yeşil çayın tozu olan Matcha. Her ikisinde de beyaz çikolata kullanılmış. Ortadaki ekstra tuzlu olması sebebiyle en çok beğendiğim oldu.

Bu açmaya kıyamayacağınız nefasetteki çikolata kutusunun içinde ise farklı meyve özleri içeren ganajlar önce bittersweet çikolata ile kaplanmış, ardından içindeki meyvelere gönderme yapacak şekilde seçilmiş farklı renklerdeki gıda boyalarının kakao yağıyla karıştırılmasıyla elde edilen bir karışımla boyanmış.

Sadaharu Aoki 2

Kutudakiler, soldan sağa sırasıyla, karamel, kahve, frenk üzümü, frambuaz, çilek, portakal, passion fruit, limon, wasabi, yeşil çay, Earl Grey ve hindistan cevizi.

Matcha, Sadaharu Aoki deyince akla ilk gelen malzemelerden biri. Altta gördüğünüz minik kekler (financier) de matcha, ve Sadaharu Aoki’nin matcha ile eşleştirmeye doyamadığı susam içeriyor.

Sadaharu Aoki 3

Alttaki “Bamboo” (matchalı Opéra pastası) ise benim favorimdi. Matcha ile renklendirilmiş bademli kurabiye ve buttercream katmanlarının kendine has tadı, çok baskın olan çikolatalı ganaj katmanlarıyla muhteşem bir denge ve uyum içerisinde. Belirtmem lazım, matcha herkesin damak tadına hitap edebilecek bir malzeme değil. Alışageldiğiniz yeşil çaydan daha baskın, neredeyse yosunsu bir tat.

Sadaharu Aoki 5

Bu güzellikte ise matchanın yerini siyah frenk üzümü (cassis) almış…

Sadaharu Aoki 4

Söylememe gerek kaldı mı bilmiyorum ama, yolunuz Paris’e düşerse mutlaka uğramanız gereken bir yer. Eğer kısa süreliğine gidecekseniz ve şehre yayılmış olan pastane ve fırınlara gitmeye vakit ayıramayacaksanız, Lafayette Gourmet’nin içinde de daha birçok pastane ve çikolatacıyla birlikte bir Sadaharu Aoki köşesi mevcut.

Sadaharu Aoki 6

Sadaharu Aoki

Sadaharu Aoki

35 rue de Vaugirard, Paris 75006

56 boulevard de Port Royal, Paris 75005

40 boulevard Haussmann, Paris 75009 (Lafayette Gourmet)

26 Şubat 2010 · 43 Yorum Kategori: Cafe ve Restoran, Gezi ve Seyahat, Paris, Pasta Etiket: matcha, Paris, Sadaharu Aoki, yeşil çay, yuzu

Previous Post: « Spaghetti Cacio e Pepe
Next Post: Cafe Fernando Saveur Dergisi Blog Ödüllerinde Aday »

Okuyucu Etkileşimi

43 YORUM

  1. Nazife

    26 Şubat 2010 ile 09:40

    Aman Allah’ım bu nasıl bir görüntü!!! Muhteşem…

    Yanıtla
  2. Florentin

    26 Şubat 2010 ile 10:20

    Tek kelimeyle muhteşem. Japonlar bu işte çok ilerideler ve çok kendilerine özgüler. Avrupa pastacılığını alıp taklit etmek yerine kendi gelenekleriyle birleştirme cesareti gösteriyorlar ve ortaya çok orjinal şeyler çıkıyor. Keşke patisserie bizde de bu gelişmişlikte olsa. Çok teşekkür ediyorum bu güzellikleri paylaştığın için.Sevgiler.

    Yanıtla
  3. sevil

    26 Şubat 2010 ile 10:27

    merhaba bu nasıl bir güzellik böyle inanın yazınızı okumadan önce 5 dakika kadar çikolta resimlerine bakarak iç geçirdim benim içinde bir tane tadın olurmu
    inanın nefis lermiş hele frenk üzümlü olana bittim bir ısırık alasım geldi 🙂
    sevgiyle kal

    Yanıtla
  4. lavantalimon

    26 Şubat 2010 ile 10:30

    merhabalar,
    bu gün ilk kez sorunsuz son postu okuyabildim.
    yazıyı okurken gülümsedim “tuzlu çikolata” bölümde:)
    ayrıca o meyveli çikolatalardan ben olsam hepsinin ucundan bir ısırık alarak tadına bakardım:))
    Paris’e bir daha gitmek kısmet olursa sizin yazdıklarınız çok güzel bir rehber olucak:)

    siyah frenk üzümlü pastanın üzerinde bir ağaç deseni var doğrumu yorumladım acaba?

    Yanıtla
  5. Meltem

    26 Şubat 2010 ile 11:32

    Ne güzel görüntüler…Renkli olan herşeyi çok severim ve hep ilgimi çeker. Dükkanın kapısında duran makaron çiçeğe de bayıldım.Ta bi siyah frenk üzümlü pastayı ise yeme!otur yanına,seyret sadece….
    Belli ki seyahat,renkli ve lezzetli geçmiş.

    Yanıtla
  6. aylin

    26 Şubat 2010 ile 11:59

    inanılmaz bir görüntü olmuş, çikolatalarada bayıldım ellerine sağlık 😉

    Yanıtla
  7. beyza

    26 Şubat 2010 ile 12:44

    bugün ikinci kez duyuşum bu ismi serdar turgut da köşesinde bahsetmiş http://www.aksam.com.tr/2010/02/26/yazar/16452/serdar_turgut/vogue_da_yazi_dengesi.html
    ama tabii fotoğraflar filan yok böyle. haaarika!

    Yanıtla
  8. Pınar Çetin

    26 Şubat 2010 ile 13:47

    an itibari ile macaronlara takılmış kalmışım.. en acilinden bir macaron tarifi olmalı artık burada..

    Yanıtla
  9. BEDİA

    26 Şubat 2010 ile 15:08

    bamboo’nun üstündeki sazlık görünümlü desen tablo gibi olmuş resmen; makaron ağacına bayıldım acaba yenebiliyorlar mı, yani oralara gidince komşu bahçedeki eriklerden göz hakkı adı altında aldığımız gibi ağaçtaki makaronları tadabilirmiyiz?
    Bu arada blogdaki bu makaron, portakallı tarifler… beklentisi beni öldürecek, come on Cenk, come on…

    Tekrar Sevgiler…

    Yanıtla
  10. Carriemel

    26 Şubat 2010 ile 15:37

    Inanılmaz bir zerafet. Japon inceliği ve değişik tatlar ile çikolata birleşimi. İyiki yemekten yeni geldim yoksa zor okurdum bu yazıyı valla…İki çok yakın Japon kız arkadaşım var onlara da tavsiye edeceğim.. Hani Paris seyehatleri filan varsa ufukta…

    Yanıtla
  11. kübra süpriz mutfak

    26 Şubat 2010 ile 15:47

    minik makaron ağacını istiyooooooooooruuuuuummm süperler.paylaşım için çok çok thankss…

    Yanıtla
  12. Elif

    26 Şubat 2010 ile 16:05

    3 yil once hayatimin bir yilini Japonya’da Kyoto sehrinde gecirdim.. Siradan bir restoranda bile yemekler bir sanat eseri gibi tasarlaniyor. Hele biraz da kaliteli bir yere giderseniz serviste kullanilan tabak-canagin seklinden, yemeklerin
    sunumlarindaki yaraticiliga kadar gosterilen ozene hayran kaliyorsunuz. Anlatilmaz, yasanir. Cenk eger imkanin olursa mutlaka gidip gormelisin.

    Yanıtla
  13. yonca

    26 Şubat 2010 ile 19:29

    bir yılbaşı öncesi paris te ladure den siparişimiz olan makoronları alabilmek için 1 saati aşkın sırada beklemiştik…yiyeceğe tutkuyla bağlananlardan başka kim bekler ki?

    Yanıtla
  14. Handmade with love by G

    26 Şubat 2010 ile 20:05

    National Geographic’te gördüğüm andan beri aklımın bir köşesine kazıdığım iki isimden biri. Diğeri de Tony Conigliaro. İşlerini yaparken ki sükunet ve asaletlerine hayran olmuştum. Bu arada fotoğraflar de sizin sanırım. Muhteşemler. Hem ellerinize sağlık hem de afiyet olsun 🙂

    Sevgiler,

    G.

    Yanıtla
  15. emelll

    26 Şubat 2010 ile 20:10

    janggeum’un rüyaları adında bi çizgi film var. küçük kızın saray aşçısı olma yolundaki hikayelerini anlatıyor. Uzak doğu yaşam tarzının zarafetini, özenini, yemeklerdeki yaratıcılığını çok güzel anlatıyo, çok seviyorum izlemeyi. pastalar uzaktan sushi gibi görünüyo : D

    Yanıtla
  16. medina

    26 Şubat 2010 ile 21:54

    süperrr tvde izlemiştim sadaharu yu ve bayılmıştııımm….afiyet olsunn..ne denir başka….

    Yanıtla
  17. rana

    27 Şubat 2010 ile 01:32

    bu resimlerden sonra japon kültürüne merak saldım…tek kelime ile mükemmel…sağol paylaşımların için…

    Yanıtla
  18. rabia

    27 Şubat 2010 ile 15:03

    eşimle parisi çok fazla seviyoruz fırsat buldukça gitmeye çalışıyoruz bütün adresleri biriktirip orada onları aramak en büyük zevkimiz verdiğin adresleri bulucaz fırsat buldukça adresleri bizimle paylaşırsan sevinirim teşekkürler

    Yanıtla
  19. seda

    27 Şubat 2010 ile 22:25

    cok harika görünüyorlar ve eminim cok lezzetöidirlerde. Ben Parise hic gitmedim ama esimle gitmeyi cok istiyoruz. Burayada mutlaka ugrayacagimi düsünüyorum ,Tesekkürler…

    Yanıtla
  20. Banu B. Bingor

    28 Şubat 2010 ile 00:26

    Anlat anlat, hakikaten heyecanlı oluyor! 😀 Biriktiriyorum hepsini deftere 🙂

    Yanıtla
  21. Özlem

    01 Mart 2010 ile 02:35

    Cenk’cim,
    Pastalar nefis bir görüntüde, içinin güzelliği dışına vurmuş :))
    Bu arada ortadaki çikolatayı rengi bizim fıstık ezmesine benzediği için fıstıklı zannettim…

    Yanıtla
  22. Özlem P.

    01 Mart 2010 ile 17:01

    Merhaba Cenk Bey,
    Blogunuzu 1 yıldır takip ediyorum. oğlumun doğum günü için tarif ararken tesadüfen bulmuştum. tarifleriniz çoğu zaman benim isteğimin,sabrımın ve becerimin üzerinde. ancak gene de okuyorum. çünkü yapamasam da tarifler, yazılar, sunum ve fotoğraflar gerçekten çok güzel ve zarif. çok emek hercadığınız kaliteden belli oluyor. başarınızın devamını dilerim.

    Yanıtla
  23. nesrin

    06 Mart 2010 ile 01:10

    yine çooooooook güzel .yine akıllarda kalacak bir lezzet.uzun süredir yazılarınızı takip edip tariflerinizide elimden geldigince denemeye çalışıyorum.tabiki aynı lezzeti verebiliyormuyum bilemem..sizin blogunuz kadar sevdigim ve takip ettigim sevgili mehtapın .mevsimlerden roma…dünkü yazısında sizinle ilgili yazmış oldugu övgü dolu sözlere katılıyor ve başarılarınızın devamını diliyorum..

    Yanıtla
  24. güzin

    09 Mart 2010 ile 08:46

    ne kadar güzel tasarlamışlar. hele bonzai ağacına yapıştırılan makaronlar fikrine bayıldım. neden bize böyle ilhamlar gelmiyor? çok güzel çooookkk

    Yanıtla
  25. munevver

    10 Mart 2010 ile 08:28

    ne güzel görüntü bayıldım ellerine sağlık

    Yanıtla
  26. Tinay Akbala

    17 Mart 2010 ile 23:12

    Bunu kaçırmışım. Bilgilendirmeler müthiş.Fotoğraflar her zamanki gibi. Teşekkürler.

    Yanıtla
  27. Décalage Horaire

    23 Mart 2010 ile 22:37

    Bugün ben de “Macaron”lar hakkında bloga yazarken, Ladurée’nin ve Lenôtre’un makaronlarının yerinin ayrı olduğunu bir kez daha hissettim. Sadaharu Aoki’yi hiç duymamıştım. Denemek gerek..
    Senden kısa zamanda bir de macaron denemesi bekliyoruz…
    Damla

    Yanıtla
  28. nancy

    24 Ağustos 2010 ile 09:47

    bugun dogumgunum …ve SADAHARU AOKI den ..kimsede olmayan ..çokkk güzel ve lezettli bir pasta hayal ediyorum..diliyorum ki biri noel baba yada kimse onu göndersin

    Yanıtla
  29. emre

    29 Mart 2011 ile 17:53

    merhaba ben emre bana bu tatlı veya pasta herneyse tarıflerını gondereblrsmısınız… ilgilenırsenız cok memnun olurm…

    Yanıtla
    • Cenk

      29 Mart 2011 ile 21:50

      emre – Elbette, bütün işlerimi bir yana bırakıp bununla ilgileneceğim.

      Yanıtla
  30. munevver

    28 Haziran 2011 ile 18:15

    ellerine sağlık oğlum çok hoşuma gitti elimi uzatıp alıp yesem bana kızarmısın ah öyle olsa harika olur olsun görüyoruz.oda yeter .ellerin yüreğine sağlık

    Yanıtla
  31. Canay

    17 Ağustos 2011 ile 00:54

    Sayenizde öğrendiğim bu pastane şansıma gittiğim dil kursunun hemen arka sokağında, bugün ilk defa bambulu yeşil pastadan ve üstü kaplı çikolatalarından denedim. Bayıldım diyebilirim.

    Yanıtla
  32. Tinaz KARADUT

    28 Kasım 2011 ile 15:12

    Cenk yıllar sonra yeniden Paris’e iki günlük küçük bir seyahate gidiyorum. Yazdığın Paris yazılarını o kadar keyifle okumuştum ki hemen ilk isim o yazılara bir daha okuyup kendime route yapmak oldu :-))inanılmaz bir heyecanla bahsettigin her dükkanı gezmek icin sabirsizlaniyorum .. İyi ki gidip gezip yazmissin bu kadar güvenerek gözü kapalı iste budur diyeceğim lezzetleri tatmak görmek satın almak senin sayende insallllahhhhh bana da nasip olacak :-). Çok ama çok teşekkürler ……..

    Yanıtla
    • Cenk

      28 Kasım 2011 ile 17:08

      Tinaz KARADUT – Ne güzel! Umarım tavsiyelerim hoşunuza gider.

      Yanıtla
  33. TINAZ KARADUT

    29 Kasım 2011 ile 00:00

    Döndüğüm zaman tattıklarımı ve aldıklarımı paylaşacağım seninle.Ama sonuçta söyleyeceklerimin ne olduğunu şimdiden biliyorum ‘muhtesemdi’ diyeceğim.Aslında bence başarının en güzel ifadesi bir insana belli bir konuda bu kadar güvenebilmektir.Aılen ne kadar gurur duysa azdır

    Yanıtla
    • Cenk

      29 Kasım 2011 ile 13:45

      TINAZ KARADUT – Çok teşekkürler!

      Yanıtla
  34. Nuseybe

    02 Şubat 2012 ile 18:33

    Renklendirilmis kakao yagi ile boyanmis cikolatalar ancak bu kadar basit/sade ama bu kadar muhtesem gorunebilirdi! Sanki bir kutu pastel boya! artik midemizdeki bir tuvale boyanirlar degil mi:) Umarim iclerinde alkol yoktur, cunku bir gun Parise yolum dustugunde gidecegim dukkanlardan birini bugun ogrenmis bulunmaktayim! (Japonyada subeleri var midir acaba? Hemen google!)

    Yanıtla
  35. Egemen Güzel

    26 Haziran 2012 ile 14:58

    sana bu fotoları da gördükçe eh be gülüm etme be aslanım ayıp ama be bunca yetenek bir bünyede olmaz ki diyesim geliyor

    Yanıtla
  36. cem bozkuş

    05 Temmuz 2012 ile 11:16

    eline sağlık ! bir dahaki gidişinde un dimanche ve jaques genin’e de uğramanı öneririm.

    Yanıtla
    • Cenk

      05 Temmuz 2012 ile 14:05

      cem bozkuş – Öneriler için teşekkürler. Jacques Genin’e tesadüf eseri girmiştim. Bir dahaki sefere liste gittikçe uzuyor.

      Yanıtla
  37. Ayset

    14 Kasım 2012 ile 14:33

    Sadaharu Aoki’ye nereden gidilir? Şaka bir yana Japon estetiği pastada ancak böyle yansıyabilir.Tadını bilemiyciim.

    Yanıtla
  38. karahan

    05 Aralık 2013 ile 11:52

    izmir alsancakta biella boutique patisserie var macarons ve kendılerıne has pastaları cok güzel kesınlıkle tavsıye ederım bu pastalar başka hıc bır yerde bulamasssınz cunku kendılerıne has Fransız belcıka ve clasıc pastalarla zekai usta harıkalar yaratıyor itaya sokaguna deneyınz..

    Yanıtla
  39. Elif Unal

    03 Şubat 2014 ile 11:42

    Aoki’yi sizin sayfanizda gormustum birkac yil once ve resimlere bakmaya bile doyamamistim, gecen hafta paristeydim Dukkan tesadufen karsima cikti…ben bunu biliyorum dedim kendi kendime ve iceri girdim hemen:)

    yurekten tesekkur ederim size…umarim kulaklariniz cinlamistir…

    Yanıtla

Önemli:Bloguma bıraktığınız yorum, tarafımdan onaylandıktan sonra yayımlanacaktır. Yorum bıraktığınız yazı ne kadar eski olursa olsun, yorumunuzu gözden kaçırmam mümkün değildir. Yorumunuz soru içeriyorsa; yanıt verebilmek için yazıyı incelemem gerekebileceği için yayımlanması biraz gecikebilir. Sorunuzu sormadan önce lütfen aynı veya benzer bir sorunun daha önce sorulup sormadığını önceki yorumları tarayarak emin olunuz.

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Birincil kenar çubuğu

17. BASKI (Mundi 4. BASKI)

Cafe Fernando - Bir pasta yaptım, yanağını dayar uyursun

Amazon // Can Yayınları // Kitapyurdu // diğer
The Artful Baker

Amazon US
Kindle // Apple Books // Google Play
Amazon UK // Amazon CA // Amazon AU

SOSYAL MEDYA

Instagram // YouTube // RSS
Facebook // Twitter // Pinterest

EKİPMAN

KÜTÜPHANEM

Footer

Best of Cafe Fernando

Brownie Dantel Giyer – Dolce & Gabbana’ya Özel

Hayatınızda Yiyeceğiniz En İyi Çikolatalı Dondurma

Sarışın Çikolata, Tahin ve Susamlı Trüf

Mrs. Hockmeyer’in Muzlu Kek Tarifi

The Artful Baker

Fındıklı ve Karamelli Kurabiye

COPYRIGHT © 2025 · Cenk Sönmezsoy