• Birinci navigasyona geç
  • Skip to main content
  • Birinci sidebar'a geç
  • Alt alana geç

Cafe Fernando

  • HAKKIMDA
  • YEMEK KİTABIM
  • ÖLÇÜLER
  • ARŞİV
  • EKİPMAN
  • ENGLISH
Şehriyeli Tavuk Çorbası

Şehriyeli Tavuk Çorbası

En çok bir saat içinde hazırlanabilecek, besleyici, lezzetli, doyurucu, muadilinin soğukalgınlığı ve gribe iyi geldiği bilimsel bir deneyle ispatlanmış, “hiçbir koruyucu katkı maddesi içermez” ibaresiyle üçkağıtçılık yapan çorba müsveddelerini utandıracak, gittikçe soğuyan günlerde hasta olmasanız bile en azından içinizi ısıtacak, buram buram kişniş kokan altın renkli yıldız şehriyeli tavuk çorbası.

Hazırlaması da yukarıdaki cümleyi okumaktan bile daha kolay.

Şimdi, önce yukarıda bahsi geçen şu iddialardan en iddialısını biraz açalım. Tavuk çorbasının soğukalgınlığı ve grip dönemlerinde ilaç niyetine kullanıldığını duymamışınız kalmamış olabilir ama iki bilimadamının çıkıp da bir tavuk çorbası tarifini bilimsel bir deneyle test ettiğini (ve onayladığını) biliyor muydunuz?   “Chest” adındaki medikal bir dergide yayınlanmış olan bu deneyi merak edip okudum. Burada da uzun uzun bahsetmek isterdim ama bırakın Türkçe’ye çevirmeyi, insan okurken bile bileklerini kesmek istiyor. Uzun lafın kısası şu: tavuk çorbası soğukalgınlığı ve gribe iyi geliyor. Benim için daha önemli bir soruysa şu: Bu her tavuk çorbası için geçerli mi? Yani bu iyileştirici etkileri görebilmek için illa ki bahsi geçen tarifi noktası virgülüne kadar uygulamak mı gerekiyor?

Esnemeye başladınız mı? Hala esnemiyorsanız belli ki siz de benim gibi “House” hastası olup çıkmışsınız. Şu dizi hayatıma girdiğinden beri parmak ucunda yaşar oldum. Artık meyveleri de mi Protex’le yıkasam? Gördün mü doğrudürüst yıkamadan yediği için adamın beynini kurtlar istila etmiş… Ya benim de yatak odamın duvarlarının arkasında ne idüğü belirsiz bir böcek kolonisi yaşıyorsa? Kedim de yok ki benden önce ölüp bu işi ortaya çıkarsın… Yani siz de içinizden diyor musunuz, ben de birgün böyle garip hastalıklara yakalanırsam ne yaparım diye? Koskoca Amerika’da bile bir bu House var bilmeceleri çözen. İçinden çıkılamayan vakalar hep bu adama postalanıyor. Adama ilham hep de son dakikada geliyor. Haydi adamın aksiliğini de göze alıp Boston uçağına atladım gidiyorum diyelim… Daha havada geberip giderim.

Neyse, çorba diyordum. Yine uzun lafın kısası, tam randıman alabilmek için, test edilmiş bu çorbayı noktası virgülüne kadar uygulamak gerekmiyor. Pişirme süresinin farklı evrelerinde çorbadan alıp test etmişler, sebzeleri sonradan püre haline getirip karıştırmışlar, daha neler neler… İçine atılan sebzelerin yardımcı olduğu kanıtlanmış olsa da, tek başına kaynatılmış tavuk da aynı işi görüyormuş. Yapılmaması gereken tek şey çorbayı çok fazla sulandırmak. Yani tavuk ve su oranını sağlam hazırlamak gerekiyor. Mesela bazıları tavuk yemeklerinden artan kemik vs. gibi parçaları dondurup sonradan bundan tavuk suyu yapar, onu da çorbalarda kullanır. İşte mesela bu bir işe yaramıyor. Tat veriyor ama iyileştirici etkisi yok.

tavukçorbası

Dolayısıyla içim rahat bir şekilde diyebiliyorum ki, alttaki tarif de en az bu deneyde hazırlanan çorba kadar şifalı. Sebze olarak içinde havuç, patates, pırasa, soğan, sarımsak ve taze kişniş var.

Bu arada ufak bir not, eğer daha önce taze kişniş tatmadıysanız almadan önce kutusunu açıp bir koklayın (Migros, Tansaş ve Makrocenter gibi marketlerde şeffaf sert paketlerin içinde satılıyor). Hatta öyle anlamayabilirsiniz, bence çaktırmadan da bir yaprak koparıp ağzınıza atın.

Taze kişniş insanların ya çok sevdiği ya da hiç sevmediği bir bitki. Kimse arada derede değil. Nefret edenlerin bu nefreti o kadar güçlü ki Facebook’ta 1735 üyeli “I Hate Cilantro” (Taze Kişnişten Nefret Ediyorum) adında bir grup bile kurmuşlar. Bu grubun 5720 üyeli bir websitesi bile var! Sonra uyarmadı demeyin.

Görüldüğü üzere ben çok sevenlerdenim. Baktınız tadı ters geldi, yerine rahatlıkla maydonoz da kullanabilirsiniz. Tavuğun hangi kısımlarını kullanmak gerek derseniz, ağız tadınıza kalmış derim. Ben kahverengi etsever gruba dahil olduğum için kalçalı but tercih ettim. Beyaz et seviyorsanız, yine de kemikli birkaç parçayı da tat versin diye tencereye atmanızı öneririm. Eğer bütün bir tavuk kullanacaksanız su miktarını 1.5 katına çıkartabilirsiniz (pişirme süresi değişiklik gösterebilir). Şimdiden afiyet olsun.

ŞEHRİYELİ TAVUK ÇORBASI

Malzemeler

  • 3 adet kalçalı tavuk budu
  • 5 dilim taze zencefil
  • 10-15 top karabiber
  • 8-10 sap taze kişniş
  • 1 adet kuru soğan, soyulmuş ve ortadan ikiye kesilmiş
  • 2 adet havuç, soyulmuş ve irice doğranmış
  • 2 adet patates, soyulmuş ve irice doğranmış
  • 3 adet pırasa, irice doğranmış
  • 2 diş sarımsak
  • Yarım su bardağı yıldız şehriye
  • 2 çorba kaşığı deniz tuzu
  • 1.5 litre su

Yapılışı

  1. Tavukları yıkayıp sebze ve baharatlarla birlikte düdüklü tencerenin içine koyun (4-5 adet taze kişniş sapını servis için ayırın). Üzerine oda sıcaklığında temiz su ilave edip kapağını kapatın ve 45 dakika orta yüksek ateşte pişmeye bırakın. Eğer düdüklü tencereniz yoksa, normal bir tencerede pişirme süresine 15-20 dakika ilave ederek hazırlayabilirsiniz. Tavuklar yumuşayıp bir çatal darbesiyle anında kemikten ayrılıyorsa tamam demektir.
  2. Tencerenin soğuduğuna emin olup kapağını açtıktan sonra sık delikli bir süzgeç yardımıyla çorbayı başka bir tencereye aktarın. Kalçalı butların deri ve kemiklerini ayıkladıktan sonra tavukları iri parçalar halinde koparıp bir kaba koyun ve servis zamanına kadar bir kenara ayırın.
  3. Süzdüğünüz tavuk suyunun tepesinde biriken yağı ya bir kaşık yardımıyla (elinizden geldiği kadar) alın, ya da benim gibi kahve filtresinden geçirip tekrar süzün. Eğer aynı gün yemeyecekseniz en kolayı olduğu gibi buzdolabına koymak. İyice soğuduğunda bütün yağ en üstte katılaşacaktır. Böylelikle kolaylıkla alabilirsiniz. Bu yağı da sakın atmayın, buzlukta saklayıp sebze kavurmada kullanabilirsiniz. Çok farklı bir tat veriyor.
  4. Eğer düdüklü tencere kullanmıyorsanız pişirirken üste biriken yağları belirli aralıklarla alıp duru bir çorba elde edebilirsiniz.
  5. Ben pişen sebzeleri eklemiyorum ama dilerseniz püre haline getirip sonradan çorbaya ekleyebilirsiniz.
  6. Çorbayı servis etmeden önce süzdüğünüz ve yağını aldığınız tavuk suyunu tencereye koyun, yıldız şehriyeleri ve tavuk parçalarını ekleyin ve orta yüksek ateşte ısıtın. ısıtırken yıldız şehriyeler de pişmiş olacaktır.
  7. Birkaç dal taze kişnişle servis yapın. Dilerseniz üzerine limon sıkın. Afiyet olsun.

24 Şubat 2009 · 110 Yorum Kategori: Çorba, Tavuk Yemekleri Etiket: kişniş, şehriye, tavuk

Previous Post: « Dünyanın En iyi 50 Yemek Blogu
Next Post: Tavuklu Sezar Salatası »

Okuyucu Etkileşimi

110 YORUM

  1. Ebrushka

    24 Şubat 2009 ile 13:50

    Kişniş’ten nefret etmekle kalmıyorum yasaklanması gerektiğini düşünüyorum. Rusya ve civarında yaşayanlar bilirler, en azından bir kere tipine aldanıp üstelik satıcının “kinza, kinza” demelerine aldırmayıp maydanoz niyetine alıp yemiş ve pişman olmuşlardır. Eğğğk

    Bu arada Erzurum ve civarında da “Aşotu” olarak bilinir, orada da çorba içinde gafil avladı beni.

    Kısacası yasaklansın da rahat edelim. Tohumuna lafım yok o kadar fena değil.

    Çorbaya gelince maydanozlu versiyon daha iç açıcı bence.

    Yanıtla
  2. ayse

    24 Şubat 2009 ile 14:06

    bekle bekle gelmedi tarif, bende dayanamayıp haftasonu bir bütün tavuktan faydalanıp, çorba, yahni ve iç pilav yaptım.denemek için sabırsızlanıyorum ama azıcık bekleyecek…(en fazla 1 hafta:))

    Yanıtla
  3. Hande

    24 Şubat 2009 ile 14:15

    Çorba süper görünüyor. Ben de çok sık yaparım. Ve evet soğukalgınlığına birebir gelir. Hele de üzerine bolca karabiber dökülürse…Ama ben en çok neye şaşırdım biliyor musun? YIldız şehriyelere.Hala var mı onlardan? Ben çoookkk uzun süredir raflarda göremiyorum çünkü 🙁

    Yanıtla
  4. fatoş

    24 Şubat 2009 ile 14:23

    kış günleri için güzel görünüyor cenk ellerine sağlık fakat taze zencefil ve kişniş bulmak küçük şehirde yaşayan bizler için imkansız hadi kişniş yerine maydanoz kullanalım zencefil için alternatif önerir misin yoksa toz zencefil kullanalım mı?

    Yanıtla
  5. zerrin - misss

    24 Şubat 2009 ile 14:31

    Cenk yorumu yazdıktan sonra koşarak facebooktaki gruba üye olmaya giddiyorum. Kıbrıs’a geldikten sonra 1-2 defa tongaya düştüm maydanoz diye aldım.. Dalgınlığım neticesinde resmen tiksindim kendisinden.

    Burada o kadar bol ki biz de maydanoz neyse burada kişniş o.

    Eve gidip bu çorbadan yapıp sıcak sıcak içmek için sabırsızlanıyorum.

    kişniş kokan 🙂 kıbrıstan sevgiler.

    Yanıtla
  6. Ayşegül

    24 Şubat 2009 ile 14:35

    Elinize sağlık, çok hoş resimler. Ama tavuk çorbası içinde bu kadar büyük parça tavuğu garipsedim. Sanki fazla sulu bir tavuk yemeği gibi geldi. Ben terbiyeli, tel şehriyeli klasik bir çorbayı tercih ederim.

    Yanıtla
  7. Feyza Fidan

    24 Şubat 2009 ile 14:37

    Çorba, tabak, kaşık hepsi birbirinden harika..Ellerine sağlık..
    Daha önceden bayılarak seyrettiğim House’u, bana bir haller olunca ( evham-hastalık endişesi) seyretmeyi bıraktım. Daha sonra doktorumun tavsiyesi üzerine tekrar seyretmeye başladım. Korkuların üzerine gitmek gerek demişti :))
    Sanırım iyi de geldi..
    Sevgiler…

    Yanıtla
  8. Ayşe

    24 Şubat 2009 ile 14:40

    ah cenk vah cenk madem en çok 1 saatlik çorba -ki öyle- günlerdir ne bekletiyon bizi ya

    neyse

    Bugün iş yerinde öğle yemeğindeyken de arkadşlarla aynı meseleyi konuşuyorduk çorbanın ne kadar iyi geldiğini tavuk suyuna şehriye çorbasını fln 🙂

    Yanıtla
  9. betul

    24 Şubat 2009 ile 14:44

    kerevize benzer mi kokusu?? hic karsilasmadimda daha once.. kerevizin kokusu cok uzun yillar agir gelmisken sonra birden hop diye alisvermis biri olarak bi ihtimal veriyorum simdiden kendisine..

    Yanıtla
  10. derya

    24 Şubat 2009 ile 14:50

    Cenk bey kışın vazgeçilmezidir çorba.Ellerinize
    sağlık çok şık ve leziz olmuş.Sunum tarzınız çok zarif…
    Mümkünse bana şablonunuzu aldığınız sitenin adresi
    ni atarsanız çok sevinirim sevgiler…
    DERYA

    Yanıtla
  11. eldivenlerim

    24 Şubat 2009 ile 15:14

    zencefil, kişniş…değişik bir tavuk çorba bu, ama denemeye değer;) enfes gözüküyor, fotoğraf harika, ellerinize sağlık….

    Yanıtla
  12. nursun

    24 Şubat 2009 ile 15:17

    Kişniş hakkında bir fikrim yok.Ama bu çorbayı tam tarife uygun olsun diye kişniş ile deneyeceğim.Bakalım kişniş hakkında kararrımı ozaman veriri.Tarifi okurken ağzım sulandı.Ellerinize sağlık.

    Yanıtla
  13. Evren

    24 Şubat 2009 ile 17:03

    Cenk ellerine sağlık gerçi kişnişi çok kullanmam yemeklerde ama taze zencefili severek kullanırım, ama bu çorbayı senin anlalttığın şekilde harfi harfine uygulayacağım.

    Sevgiler,

    Yanıtla
  14. papatya

    24 Şubat 2009 ile 17:26

    tarifi okurken bi ara fenalık geldi galibaa:))

    insanın özellikle hastayken çok canı çekiyor çorba ve tavuk suyu çorba:)

    taze kişnişi hiç denemedim ama yaparsam baharatıyla yaparım:)

    her zaman ki gibi harikasınız!

    Yanıtla
  15. sevgisu

    24 Şubat 2009 ile 17:38

    nihayet..gözümüz yollarda kaldı:)tarifi okuyayım şimdii.

    Yanıtla
  16. zehra

    24 Şubat 2009 ile 18:51

    Her hasta olduğumuzda annem şehriyeli tavu çorbası yapardı. Ben adını duyunca bile hastalık geliyor aklıma 🙂
    Ellerine sağlık Cenk. House bizide hasta ediyor:)

    birçeşit büyücü ?

    sevgiler..

    Yanıtla
  17. denizbisikleti

    24 Şubat 2009 ile 20:20

    Bir tavuksuyuna çorba tarifi üzerine bu kadar yazı yazmanı tebrik ediyorum. Bir de 5-6 sene önce best seller olan “Tavuk suyuna çorba” kitap seti varki o müstesna…
    Ama yine sanıyorum ki bir çorba bu kadar güzel izah edilebilir ve fotoğraflanabilirdi.
    (Kişniş çok az kullanıldığında sanırım lezzeti daha hoş olur sende öyle mi yaptın?)
    Başarılar…

    Yanıtla
  18. müjde

    24 Şubat 2009 ile 20:32

    Kışın bizim evin vazgeçilmezlerindendir bu çorba.Nefis görünüyor.Sevgiler…

    Yanıtla
  19. demet

    24 Şubat 2009 ile 20:49

    en sevdiğin house bölümü hangisi?

    Yanıtla
  20. Fatoş Özbek

    24 Şubat 2009 ile 21:13

    Sevgili CENK!Beklenen çorba nihayet geldii.Öyle bir günde geldiki..Hem soguk hem de hangi çorbayı yapsam gibi..Gönlüne saglık.Ben çok begendim..Kişniş olmaksızın..Bakalım bundan sonra ne bekleyecegiz.Senden istek yapma gibi bir lüksümüz olmayacak..Şansımıza ne çıkarsa..Bundan sonraki tarifin için dilek tuttum..Başarılar..

    Yanıtla
  21. zarpandit

    24 Şubat 2009 ile 21:17

    sonunda :)) cenk yine hersey harika..
    annemde yaglı bir gogus etini once belli bir muddet haslıyor onu ince ince kesinlikle bıcak kullanmadan didiyor ve tavugun hasladıgı o suyunu kullanarak mumkunse acı biber salçasıyla ve tel/yıldız şehriye ile pişiriyor 🙂 üstünede bıcak degmemiş maydanozlar..miss..anlatırken canım cekti ya :S

    kişnişi koklayıp kullanmayan tdalmayanlardanım bir ara bakmak gerek..ben muskatı cok keskin bulmustum bak aklıma geldii..

    Yanıtla
  22. ayşşşe

    24 Şubat 2009 ile 21:28

    Selamlar,
    Uzun zamandır takipteyim :))ilk defa yazıyorum… Tarifler , resimler , anlatım hersey cok farklı… Tebrik ederim.. ve sormadan edemiycem arada yamak ihtiyacı hissedersen lutfenn haberimiz olsun.. Fotograf da cekiyorum , tatlı da yapıyorum :))))
    Gelelim kişniş meselesine ben de ilk yedigimde kokusundan tadını farketmeden nefret etmiştim… ama 2.deneme sonrasında bayıldım … ilk denemede vazgecmeyin keskin kokulu maydanoz gibi ve patatese cok yakısıyor :))
    Sevgilerlee

    Yanıtla
  23. Selen

    25 Şubat 2009 ile 01:08

    hemen su facebook grubuna uye olayim 🙂

    bizim evde en cok pisen seydir tavuk corbasi. En guzel tavuk suyu butun olarak haslanmis tavuktan elde ediliyor bence, ikinci olarak da kalca yada but. Gerci butun haslandiginda et corba icin biraz fazla geliyor ama haslanmis tavuk etini degerlendirmenin lezzetli pek cok yolu oldugu icin sikayet etmiyorum.

    Yanıtla
  24. Ceylan

    25 Şubat 2009 ile 06:43

    Azerbaycan`da yasayan Turkler olarak bu konuda cok muzdaribiz !!! Coban salatasina koyduklari sabun tadindaki korrrkunnc ottan nefret ediyoruz ! Artik bazi Azeri lokantalari da ogrenmis, Turk gorunce koymuyorlar!!!
    Bu corba sanirim hayatta enn sevdigim sey ! Ama ben terbiyelisini de cok cok seviyorum..biraz daha kivamli cokca eksi olmali..uzerine de bol taze karabiber…himmmm nefisss !

    Yanıtla
  25. zerrin - misss

    25 Şubat 2009 ile 07:15

    yapıldı afiyetle yenildi. Tekrar yap diye istekler bile alındı. 🙂 Teşekkürler Cenk..

    Elbetteki taze kişnişsiz 🙂 Maydanozlu

    Yanıtla
  26. rana

    25 Şubat 2009 ile 09:09

    nefis bir tarif harika bir anlatım ve en sevdiğim ama bazan evham hastalığı oluşturacak bende diye izlemekten çekindiğim House tutkunu olman ….harikasın cenk
    benim merak ettiğim konu tavukları haşlama yapmadan önce bir taşım kaynatıp suyunu döküyormusun bu şekilde yaparsak soğuk algınlığına iyi gelip gelmeyeceği konusu hakkında bir bilgin varmı…sevgiler

    Yanıtla
  27. PAPATYA SOFRASI

    25 Şubat 2009 ile 11:45

    Merhaba.

    Tariflerinize başlarken yaptığınız önsözlere hayranım:))

    Yani insan niyeti olmasa da dener bu tarifleri..

    Hele ki, nar reçeli için yaptığınız yorum hala aklımda, aklıma gelince bazen gülümsüyorum;

    ”Bir nar reçeli yaptım, yanağını dayar uyursun…:)))))))))”’

    Çorbaya diyecek yok, bayılırım zaten tavuk familyasına ve olabilecek her türlü sulu_susuz yemeklerine..

    Ellerinize sağlık SEVGİLER..

    Yanıtla
  28. yasemin

    25 Şubat 2009 ile 11:47

    sevgili cenk,
    ellerine sağlık…güzel bilgilerle dolu harika bir tarif yine,ben de çok yaparım tavuk suyuna çorbayı.hatta hitimdir diyebilirim…çünkü gerçekten de iyileştirici etkisi var…10 yaşında bir oğlum olduğundan deneyimlerime dayanarak söyleyebilirim bunu…kişnişe gelince bence de güzel bir bitki severim ama bence bu tarifteki favori taze zencefil olmalı…bayılıyorum taze zencefile…çok da kullanırım,buzdolabımda hep vardır ama tavuk çorbasına koymak hiç aklıma gelmemişti…iyi fikir,bugün deniyeceğim mutlaka çok merak ettim…bir zamanların HOUSE hastası olarak şunu söyleyebilirim,seyredilmemeli o dizi…insanın gerçekten ruhsal dengesini bozuyor…bu arada bırak sebzeleri elleri bile protex gibi mikrop kırıcılarla yıkamak doğru değilmiş…derinin doğal dengesini bozarak bir sürü probleme yol açıyormuş…ciddi bir bilimsel dergide okumuştum bir zamanlar ve o günden beri kullanmıyorum…çok özür dilerim çok çenem düştü…ama konu çok güzeldi…tekrar ellerine sağlık…sevgiler

    Yanıtla
  29. nilüfer

    25 Şubat 2009 ile 12:13

    merhaba cenk, nefis görünüyor ellerine sağlık. Bu arada keşke herkes “house” u takip etse ve barındırdığımız mucize hakkında biraz bilinçlense, belki kendimize ve birbirimize olan saygımıza bir katkısı olur, gerçi house’un kimseye saygısı yok ya neyse 🙂

    Yanıtla
  30. Beyza

    25 Şubat 2009 ile 12:22

    Cenk,
    ben de kisnisten nefret edenlerdenim. Kac kez maydanoz diye alip cöpe atmisligim vardir. Ama artik akillandim sormadan ya da koklamadan almiyorum. Birkac kez bilmeden kisnis yedim, bogulacak gibi oldum, nefes alamadim filan, bu kadar nefret ediyorum yani! O dedigin internet sayfasini da görmüstüm daha önce 🙂
    Daha önce hic tavuk corbasi yapmadim desem. Nedense bir eksikligini de duymadim simdiye kadar ama senin corban cok güzel gözüküyor. Belki ben de denerim, bakalim 🙂
    Ellerine saglik.

    Yanıtla
  31. eda mert

    25 Şubat 2009 ile 13:12

    merhaba Cenk
    çorba süper görünüyo ama ben şuna takıldım düdüklü tencerede 40-45 dk. normal tencerede 15-20 dk. demişsin tam tersi gibi geldi bana da hani yapanlar bir facia ile karşılaşmasın diye söyleyeyim dedim:))
    ellerine sağlık

    Yanıtla
  32. Carriemel

    25 Şubat 2009 ile 14:17

    Nasil lezzetli bir corba bu. Kesin bir gun deneyecegim. Kisnis’in italyancasini sozlukte bulamadim internetten delirdim. Sonra rahat zamanda ararim. Once size yazayim dedim.Bu arada eski tarifiniz sebze suyunu yaptim muhtesem oldu.Hemen kucuk yildizlar ile “pastina ” yaptim. Kalani dondurdum. Zencefil acayip guzel bir tat verdi. Zencefil manyagi olarak pek mutlu oldum. Size ilk bruksel lahana tarifinde yazmistim.Onu hala denemedim kolestrolum dusmeli. O zaman yazdim mi bilmiyorum ama inanilmaz detaycisiniz. Bayiliyorum buna.Hele tariflerde boyle detay cok yararli hem yanlis birsey yapmiyorsun hem daha rahatliyorsun cunku kucuk suphene bilre cevap var sizde.Bende Zencefil tarcinli kurabiye tarifleri hep tereyagli. Cok ozledim ben acaba zeytinyagli denesem ne olur? Gecen gun elimdeki tek zeytinyag veya cicek yag ile yapilan kurabiye tarifini aldim orijinali degistirip zencefil ve tarcinla uyguladim. Kotu olmadi. Ama tereyagli olan orijinal tarifte cesaret edemiyorum.
    ignorant ahci carriemel…

    Yanıtla
  33. brajeshwari

    25 Şubat 2009 ile 16:06

    Tüm çorbalar şifa verir aslında..İçine sevgi katılan anne çorbaları özellikle…

    İnsanın şu çorbayı içmek için hasta olası geliyor.:)

    Ellerinize sağlık..

    Yanıtla
  34. disalce

    25 Şubat 2009 ile 17:16

    taze kişniş hiç yemedim….ilk fırsatta önce kişnişi deneyeceğim..bakalım bendeki sevgi oranı ne olacak…

    çorba nefis…ellerine sağlık cenk…

    Yanıtla
  35. Basak

    25 Şubat 2009 ile 20:36

    Sevgili Cenk,
    Times gazetesinin dunyanin en iyi 50 kitchen blogu listesinde oldugunu eminim biliyorsundur ama yeni gordugum icin soylemek istedim…
    http://www.timesonline.co.uk/tol/life_and_style/food_and_drink/real_food/article5561425.ece?token=null&offset=36&page=4

    Yanıtla
  36. Betul

    25 Şubat 2009 ile 21:34

    Cenk,

    Corba cok guzel oldu ancak ben tavuk etlerinin haslanmadan once yagsiz tavada kemiklerle birlikte hafifce kavrulmus halinden yapilan corbayi daha cok seviyorum sanirim. Anladigim kadariyla senin icin corbanin goruntusu de cok onemli. Benim yaptigim (america’s test kitchen’in soups&stews kitabindan alinti) haliyle corbanin suyu berrak olmuyor tabii ki. Bilmem oylesini de begenir misin ama denemeni tavsiye ederim, tad ve goruntu acisindan daha yogun oluyor. Kemikler pisirildikce corbanin yogunlugu artiyor dogal olarak. Benim gibi zaman darligindan ogle yemeklerini ofiste sadece corbayla gecirenler icin ideal.

    Cilantro’ya gelince de ben ne cok severim ne sevmem 🙂 guacamole’nin icinde bayilirim mesela ama sandviclerin icinden ayiklarim 😀

    Bir de kucuk bir not, benim patatesle aram pek iyi olmadigindan onu koymadim. yine de guzeldi. acaba enginar nasil olur onu dusunuyorum simdi. bir dahakine zencefilin yerine onu deneyecegim.

    Ellerine saglik.

    Yanıtla
  37. EMEL PINAR

    26 Şubat 2009 ile 07:08

    bugün deneyemeyeceğim tarifi:( söylemesi ayıp uludağ dayız haftasonuna kadar:) ama söz.. pazar akşamı deneniyor ve hemen fotoğrafı çekilip gönderiliyor:)
    ellerine sağlık,
    çok sevgiler…

    Yanıtla
  38. aalpay

    26 Şubat 2009 ile 07:14

    Sevgili Cenk;
    Maaile hasta olduğumuz şu dönemde çorba iyi geldi doğrusu.

    Yanıtla
  39. Arzu

    26 Şubat 2009 ile 07:15

    Çorba tarifiniz çok güzel taze zencefil yerine toz zencefil aynı işi görürmü.Yıldız şehriyeyi pirinç pilavında kullanıyorum.çok hoş görünüyor pilavım.çorba tariflerine devam.

    Yanıtla
  40. dilektekçam

    26 Şubat 2009 ile 09:09

    çorbanızı dün yaptım zencefili sizin verdiğiniz tarifden daha az 3 parça ilave ederek pişirmemme rağmen yoğun bir zencefil aroması oluşdu o nedenle tavuklu şehriye değil zencefil aromlalı birçorba oldu zaten kişniş yerine maydonoz koymuştum kısaca
    hoş bir damak tadı oluşmadı .ancak bundan sonra yapacağım zaman zencefil ve kişniş kullanmadan hazırlayacağım o zaman daha lezzetli olacağı düşüncesindeyim.

    size emeğiniz için teşekkür ederim. oğlumun isim adaşına başarılar diliyorum dilek tekçam

    Yanıtla
  41. şirin

    26 Şubat 2009 ile 09:32

    Merhaba Cenk,
    Kişnişe biz “kinzi” diyoruz. Tazesi burada pek bulunmadığından bizim için çok kıymetli birşey. Rondoda biraz bayat ekmek ve bol cevizle çekip sarmısak, pul biber ve zeytinyağı ilavesiyle nefis bir tarator olur. Annemler eskiden havanda döverek yaparlardı. Kişniş sevenlerin denemesini tavsiye ederim. Sevgiler Trabzon’dan…

    Yanıtla
  42. Meyvelitepe

    26 Şubat 2009 ile 11:48

    Merhaba, öncelikle başarınızı gönülden kutluyorum.
    Çorba muhteşem görünüyor, yaptığınız diğer her şey gibi.
    Tereciye tere satar gibi olacağından çekinsem de, söylemeden duramayacağım. Kişniş sevmeyenler, onun yerine kereviz sapı da koyabilir, tavukla uyumlu ve nefis oluyor.

    Sevgiler

    Yanıtla
  43. Emine

    26 Şubat 2009 ile 13:02

    Çorba süper görünüyor ellerine sağlık.Ben de sıklıkla yaparım ailece severek içeriz.Yalnız benim çorbamda yıldızın yanında ay da var nasıl oluyor dersen tel şehriyeyle 🙂

    Yanıtla
  44. Ayşegül

    26 Şubat 2009 ile 16:12

    Eskiden kişnişten nefret ediyordum ama yavaş yavaş thai çorbalarının içinde alışmaya başladım. Hala salatalarda yiyemiyorum ama ileride yiyebilirim belki diye düşünüyorum. Kısacası ben şu anda ikisinin arasındayım galiba. Nefret etmiyorum ama bayılmıyorum da. Neticede damak tadı denen şey tamamen alışkanlıklarla ilgili değil mi zaten.

    Yanıtla
  45. Derya

    26 Şubat 2009 ile 22:44

    Kişnişi çıkarttım ve malzeme listesine tavuğun kokusunu alan defne yaprağı ekledim(üç küçük yaprak) bir de yıldız yerine tel şehriye kullandım… Sonuç süperdi 🙂
    Teşekkürler

    PS: Aynı tarifi bir de terbiyeli deneyeceğim…

    Yanıtla
  46. BETÜL

    27 Şubat 2009 ile 08:08

    Keşke olsaydı da bir tabak içiverseydim hemencecik. ellerine sağlık vallahi harika ..

    Evde kişniş tohumu var ondan atsam olurmu ki ?

    sevgiler

    Yanıtla
  47. hunerlieller

    27 Şubat 2009 ile 09:16

    merhabalar.sitenizle yeni tanıştım.harika bir site.ilk 50 de olmak gerçekten hakkınız.ben daha çok yeni bir siteyim.sizden çok ögreneceklerim var…sevgiler.

    Yanıtla
  48. gizem de brx.

    27 Şubat 2009 ile 12:36

    Tavuk suyuna corba tam bir anne corbasidir. Her yaptigimdea kendimi gercek bir anne gibi hissederim. Goruntusu bile iyilesmeye yeter. Eynen dedigin gibi ustunden alinmis yag ile rendeledigim pirasa, havuc ve kereviz sapi ile kavurdugum sebzeleri atiyorum. Onlar beraber kayniyor, tatlar karisiyor. Super oluyor, dene seveceksin. Tarif konusuna pek bulasmam ama sana tarif verecek kadar eminim bu ufak farkta.
    Bu arada, o garip seyler Fas mayadanozu olarak da biliniyor Bruksel’de. Nefret etmesem de hazedemedim.

    Yanıtla
  49. rana

    27 Şubat 2009 ile 21:57

    sevgili cenk,
    çorbandaki tuzu deniz tuzu diye özellikle belirtmişsin normal sofra tuzu kullanırsak tadı etkilermi?
    bir tarifinde okumuştum tuzlar ile ilgili olan yazını ama şimdi hem onun nerede yazdığını bulamıyorum hemde inanılmaz merak içerisindeyim hoşgörüne sığınarak bu konuyu tekrar yazmanı isteyeceğim senden
    bizlere gösterdiğin sabır ve emek için kocaman sevgiler:)

    Yanıtla
  50. leyya

    28 Şubat 2009 ile 07:54

    geçende arkadaşım cafefernandoya uğrayıp çorba yazısını okur musun demişti ,dalgınlık taa bugüne bırakmış..ama bu yazıyı kaçırsam sabahın şu erken vakti gülümsemelerini de kaçıracaktım))çok zevkle okudum.espriler tam tadındaydı))
    çorba çok güzel görünüyor.kişniş tohumunu çok severim..cümle otları da severim.hiç denememiş olsam da tazesini de çok seveceğimden eminim..hiiiç ‘goşullanmıyorum’ gözüme çarpan iyyk! öyykk! tarzı yorumlardan dolayı))))
    kolaylıklar diliyorum.

    Yanıtla
  51. aNNePeRi

    28 Şubat 2009 ile 17:23

    ennnnn sevdiğim ayıla bayıla yediğim çorbalardan biridir kendisi 🙂 Bizde de maydonozla yapılır kendisi.Kişniş adından kaybeden sebzelerdendir benim için adı itici gelen sebzeleri yemez,koklamaz,onlardan tarafa bile bakmaz biriyim aslında.Ama eğer Erzurum’luların aşotu dedikleri kişnişse ayıla bayıla da yemişim haberim yok 😀 Hatta aşotu çorbası içmek için ne yollar kat etmişim.O zaman deneyelim bunu okuduğum iyi oldu 🙂
    Ellerine sağlık 🙂

    Yanıtla
  52. Cenk

    28 Şubat 2009 ile 21:59

    Hande – Evet, ben de süpermarkette görünce çok sevinip almıştım. Belki de hep vardı da gözümüze çarpmıyordu.

    Arzu, fatoş – Toz zencefil kullanmanızı önermem. Çorbanın rengini bulutlandıracaktır. Karabiberi dahi top olarak kullanıyorum etkilemesin diye. Zencefil bulman mümkün değilse, onun yerini tutacak bir malzeme değil belki ama, ilaçlanmamış bir limonun kabuğunu irice soyup ekleyebilirsin (beyaz kısmı hariç).

    zerrin – misss – Bütün yorumları okuduktan sonra iyi ki kişniş uyarısı yapmışım diyorum. Kişniş kokan Kıbrıs’a selamlar. Afiyet olsun!!

    Ayşegül – Dediğiniz gibi, tercihe kalmış. Siz tavukları dilediğiniz kadar ufak parçalara bölebilirsiniz. Ben tavuk çorbasını özellikle sebzesiz, mümkün olduğunca duru ama konsantre bir lezzete sahip sulu ve iri tavuk parçalı seviyorum.

    Feyza Fidan – Benim de şikayet ettiğime bakma, ben de bayıla bayıla seyrediyorum.

    Ayşe – Yapması 1 saat ama fotoğraflamak, hakkında ne yazacağını kara kara düşünmek, araştırma yapmak, sıkıcı deneyleri okumak ve yazıyı tamamlamak kat kat daha fazla sürüyor 🙂

    betul – Çok kendine has bir kokusu var. Herhangi başka bir bitkiye benzetemiyorum. Hatta kendi tohumuna bile benzemiyor bence kokusu.

    derya – Çok teşekkürler. Bu arada, sitemin şablonunun tasarımı bana ait, dolayısıyla bir adres veremiyorum.

    demet – House’un bütün sezonları seyrettim. Onun dışında da takip ettiğim çok fazla sayıda dizi var, artık bölümleri hatırlamak imkansız. Aklımda yer eden bir bölüm olmamış. Ama yazıda bahsettiğim sahneler aklımdan pek çıkmıyor.

    Fatoş Özbek – İsteklere her zaman açığım ama yapıp yapmama konusunda artık söz veremiyorum. Zaman çok kısıtlı, işaretlediğim tarif sayısı da çok fazla. Bundan sonraki tarifi bakalım tutturabilecek misin?

    ayşşşe – Teklif için teşekkürler. Aklımın bir ucunda bulunsun 🙂

    rana – Bir taşım kaynatıp suyunu dökmüyorum. Deneyde de bu ayrıntıdan bahsetmemişler o yüzden kesin bir cevap veremiyorum.

    PAPATYA SOFRASI – Teşekkürler. Yanağını dayamak hiç ağzımdan düşmeyen bir laf 🙂

    yasemin – Ben de okumuştum bir yerde elleri yıkamanın zararlı olduğunu. Ben genelde marketten aldığım cam şişedeki ürünleri hijyenik görünmüyorlarsa dolaba kaldırmadan önce antibakteriyel sabunla yıkıyorum. Bir de gazlı kutu içeçeklerin tepesini 🙂

    eda mert – Dikkatlice bakarsan normal tencerede ek olarak 15-20 dakika demişim. Yine de uyardığın için teşekkürler. Bazen insan 10 kere de okusa yanlışlıklar olabiliyor.

    Basak – Çok teşekkürler. Bir önceki yazıda bahsetmiştim.

    Betul – Bahsettiğin şekilde de enfes olduğuna eminim. Deneyeceğim. Dediğin gibi, ben bu çorbayı berrak seviyorum. Şehriyeleri dibinde bile görebilmeliyim.

    EMEL PINAR – Bekliyorum fotoğrafı!

    aalpay – Afiyet olsun, geçmiş olsun!

    dilektekçam – Acaba 3 parça tam zencefil mi ilave ettiniz? Umarım bir yanlış anlaşılma yoktur. Ben sadece 5 dilim ekliyorum (yarımşar santim kalınlığında, 1 TL’lik bozuk para büyüklüğünde).

    şirin – Tarif için teşekkürler!

    Meyvelitepe – Öneriniz için çok teşekkürler!

    BETÜL – Kişniş tohumu da güzel bir koku verebilir ama tadının tazesiyle pek alakası yok.

    rana – Tuzu pişen bir yemeğe koyduğun zaman sofra tuzuymuş, deniz tuzuymuş tadında hiçbir farklılık olmuyor. Sadece sofra tuzu daha keskin olduğu için miktarını azaltman gerekir (yarı yarıya). Eğer tekrar okumak istersen, tuzla ilgili olan o yorumum da Kremalı Mantar Çorbası yazısında mevcut.

    Yanıtla
  53. Canan

    28 Şubat 2009 ile 22:13

    Cenk Bey Cenk Bey size söylüyorum. Maşallah ne kadar marifetlisiniz. Vallahi kıskanıyorum. Yemekler desen on numara görsellik desen fevkalade. Daha ne olsun değil mi? Bence de daha başka birşey olmasın:) Ellerine sağlık. Sitenin demirbaşlarından oldum.
    Her kategoride ayrı bir dünya… Harika şeyler yapıyorsun arkadaşım. Can-ı gönülden tebriklerrr! Başarılarının devamını diliyorum. Bu arada HOUSE müthiş bir dizi. Eşimle izlerken hem kahkaha krizine giriyoruz hem de faydalı birçok bilgi ediniyoruz. Amaaa yine de LOST’un üstüne rakip tanımam.

    Sevgiyle kal arkadaşım,
    Canan

    Yanıtla
  54. rana

    28 Şubat 2009 ile 23:47

    sevgili Cenk,
    tuz konusunu büyük bir eksiklik olarak görebilirsin belki ama senden öğrendim
    sana ne kadar teşekkür etsem azdır herşey gönlünce olsun sevgiler:)

    Yanıtla
  55. mujde

    01 Mart 2009 ile 14:46

    hayatımda gördüğüm en güzel tabak deseni… bulabilme şansım nedir sizce ?

    Yanıtla
    • Cenk

      01 Mart 2009 ile 15:58

      Müjde – İstanbul Porselen’in çok eskiden ürettiği bir tabak. Ben de internetteki açık arttırma sitelerinden birinde bulup aldım. Şansını oralarda deneyebilirsin.

      Yanıtla
  56. Eliza Bennet

    02 Mart 2009 ile 12:47

    Bu tabağı normalde görsem beğenmeyebilirdim ama kompozisyon içerisinde süper durmuş. Ellerine sağlık Cenk 🙂

    Ben de tavuk çorbasını mümkün olduğu kadar duru sevenlerdenim. Bu tarif tam bana göre, teşekkürler (tabii ben kahverengi et yerine, beyaz et kullanacağım + senin söylediğin gibi kemikli bir kaç parça koymayı ihmal etmeyeceğim)

    Ayrıca kahve filtresi fikri harika!

    Yanıtla
  57. ceylan

    03 Mart 2009 ile 08:12

    Çorba tarifinizi denedim. Pırasa yerine kereviz sapı koydum. Zencefil ve kişniş elimde bulunmadığı için kullanmadım. Çok lezzetli bir çorba oldu, eşim ve oğlum beğendiler. Tesekkürler.

    Yanıtla
  58. zarpandit

    03 Mart 2009 ile 11:05

    http://www.turksite.gen.tr sayfana yer vermişler cenk tebrikler:))

    link;

    http://www.turksite.gen.tr/default.asp?L=TR&mid=233&metid=3042

    Yanıtla
    • Cenk

      03 Mart 2009 ile 15:12

      zarpandit – Çok teşekkürler haber verdiğin için. Programı hazırlayanlar önceden haber vermişti ama Pazar günü uyuya kalmışım, maalesef seyredemedim. Keşke bölümleri internete de koysalar…

      Devrim – Kaşık bir arkadaşımdan ödünç. Ama doğru tahmin ettin; anneannesinin koleksiyonundan.

      asya – Ben de galiba dediklerin yüzden Hint mutfağını bu kadar çok seviyorum.

      ceylan – Afiyet olsun!

      Yanıtla
  59. Devrim

    03 Mart 2009 ile 11:42

    Taze kisnisi maydonozla karistirarak sevmedigimi anlamistim. Ona ragmen bu corba kesinlikle denenecek.

    Bir soru(sunum): Kasik da mi o guzel bitpazari tabaklari ile birlikte geldi, yoksa anneanne koleksiyonu mu? Cok guzeller…

    Sevgiler,
    TR disi
    Devrim

    Yanıtla
  60. asya yusof

    03 Mart 2009 ile 14:36

    Tavuk corbasi herzaman guzel olur sehriyenin nasil olmasina siz kendinzi karar verebilirsiniz ister arpa, ister yildiz, ister tel..
    her kisinin deyisik tarifleri vardir ve eminim her elden deyisik tarifler cikar
    kisnis ve diyer sebzelerde butur corbalara harika tadlar kazandirir.
    ilk kanadaya geldigimde yanlislikla maydonozlarin yaninda oldugundan elim kisnise gitmis eve geldigimde bu kanadanin ne kadar deyisik maydonozlari var bile demistim.
    hic tadina bakmadan yarim demetten fazlasini kofteye dogramistim tahmin edin tadi nasil oldu..
    tabi kimse yemegi yiyemedi birdaha da uzun yillar elimi surmedim taa ki hindistanli bir arkadasimin evinde nasil kullanilcagini ogrenene kadar..
    okadar lezzetli yemekler yapti arkadasim o kisnis ile bayilirsiniz 7 cesit hindistan yemegini masaya koydu ve hepsinde taze coreander vardi ve her yemegin icersinde kirmizi sus biberi..
    tabi yogurt hindistanlilar cok fazla yogurt yerler belki biliyorusunuzdur..
    ee okadara baratlar ancak yogurt ile temizleniyormus sindirim sisteminden..
    bende cok sevdim o gunden beri daima evimde taze olmazsa muhakkak buzlugumun bir kosesinde bir torba bulundururum..

    Yanıtla
  61. Semra Altay

    03 Mart 2009 ile 16:13

    Benimde favori çorbam şehriye çorbası. Ben bazen içine rendelenmiş domates ekleyip domatesli olarakta yapıyorum.
    Baharat eklemeleri süper olmuş.
    Bende bu şekilde deneyeceğim.
    Ellerine sağlık.
    Sevgiler.

    Yanıtla
  62. sema

    04 Mart 2009 ile 20:23

    ciger kavurmasinda kizarmis tavukta vedeeee yayla corbasinda afiyetle yiyerek farkini farkettigim veeee demet demet alip da cope attigim gunlere hayiflandigim onyargili olmamayi ogrendigim bi bitki..bence maydonozun goruntusu kisnis’in de tadi hos..

    Yanıtla
  63. Adinna

    05 Mart 2009 ile 18:48

    Amerika’da yasayip da cilantrodan nefret etmek biraz zor, orda burda istemeden yerken bir de bakiyosun tadini sevmeye baslamissin. Ozellikle meksika mutfagini seviyorsan kacinilmaz… Ben cilantrodan once nefret eden sonra seven gruptayim:)))) Kisnis dendigini de ilk defa sitende ogrendim bu arada!

    Yanıtla
  64. nurten

    05 Mart 2009 ile 21:41

    Ellerinize sağlık 🙂 bilimsel olduğunu bilmiyordum ama hastalandığımda beni aya kaldırır bu çorba :)) Hatırlatmanızda ayrıca güzel oldu, kimyasal ilaçlardansa bunu tercih etmek lazım basit rahatsızlıklarda 😉

    Yanıtla
  65. gülmira

    06 Mart 2009 ile 13:17

    bu kadar iyi yoruma sivrilik yapıp kötü birşey yazmayayım dedim ama kaç gündür ekranımdan bana bakan çorbaya 2 çift laf edemeden duramıyorum; suyu duru çorbalar ne kadar besleyici olursa olsun bana cazip gelmiyor çorbadan ziyade tavuk yemeği gibi duruyor,hani emeğinize ve fotonun şıklığına haksızlık olmazsa ;şehriyelerle biraz zorlasak da benim gözümde yinede çorba sınıfından değil adı neyse tadı önemli olan desek yok yinede yapmayacağım bir tarif, yinede ellerinize sağlık, terbiyeli-kremalı ve tavukları ufak parçalara ayrılmış haliyle yapılabilir.kişniş olayıda bence no problem…

    Yanıtla
    • Cenk

      06 Mart 2009 ile 16:34

      Gülmira – Hiç sivrlik olur mu? Tabii ki dilediğini yazacaksın. Ne demek istediğini çok iyi anlıyorum. Ben de terbiyeli çorba severim ama bu çorba özellikle grip ve soğukalgınlığına yakalananlar için ideal. Bilirsin, insan o hastalıklara yakalanınca iştahı kesilir, ağır yemekler yiyemez. Öyle zamanlarda benim tercihim her zaman daha duru sulu, sade çorbalardan yana olur.

      Yanıtla
  66. Ozgur

    06 Mart 2009 ile 15:28

    Cenk ellerine sağlık. Her zamanki gibi enfes gözüküyor..Bu arada bende House bütün sezonlar mevcuttur..bilgilerine.. 🙂

    Yanıtla
  67. Banu (BaL)

    06 Mart 2009 ile 16:53

    Dr House’yi ilk izlediğimde bunalıma girmiştim zaten; atlatması güç olmuştu 😀 Bir haftadır sağda solda “yasal” işlemler için koştururken hem zayıf düşmüş bünyem hem de kalabalıklardan/havadan “şifayı” kapmışım :'(

    Tavuk suyu imdada yetişiyor!

    Hele limonla…

    Anne çorbası başkadır; ama bu tarif de bana çok yarayacak gelecek kış!

    Teşekkürler.

    Yanıtla
  68. asya yusof

    08 Mart 2009 ile 19:44

    cenk sitemde sana ait bir odul var alirsan sevinirim..tesekurler..

    Yanıtla
  69. ayse karay

    09 Mart 2009 ile 18:46

    Sevgili cenk oglum,

    ben Berlinde yasayan 54 yasinda emekli bankaci bayanim. gece gunduz demeden sitenizi buyuk bir zevkle takip ediyorum saglikla,keyifle devam etmen dilegi ile bir soru sormak istiyorum.French marka bir sivi varmis (ablamdan ogrendim)findik yagi,vanili ve tereyag damlasi bir karisim iki gundur ariyorum ancak bulamadim acaba bu tarz baska marka karisim biliyormusunuz yani burada ben ayni karisimi ariyorumda.beni aydinlatirsaniz cok memnun olurum haftaya ankaraya gidicem de ablamin siparisini almak istiyorum. simdiden cok tesekkur ederim.

    Yanıtla
    • Cenk

      09 Mart 2009 ile 23:51

      Ayşe Hanım – Maalesef bahsettiğiniz ürünün ne olduğunu çıkaramadım.

      Yanıtla
  70. ayse

    10 Mart 2009 ile 08:42

    gunaydinlae efendim,
    bahsettigim pastalara keklere ve pudinglere konan aromali sivi imisyani bununla ilgili onereceginiz bir urun varmi acaba.

    Yanıtla
    • Cenk

      10 Mart 2009 ile 12:17

      Ayşe Hanım – Sanırım vanilya özütünden bahsediyorsunuz. Nielsen Massey markasını tavsiye ederim.

      Yanıtla
  71. Dilmin Küçükbarak

    11 Mart 2009 ile 06:49

    Yıldız şehriye! Çocukluğumun en güzel anılarından biri. Pilavı yedirebilmek için annem içine yıldız şehriye koyardı. Ağzımın tadını bilmediğimiz zamanlardı; üzerine ketçap sıkar yerdik kardeşimle. Hiç gözüme çarpmıyor son zamanlarda yıldız şehriye.

    Cenk- yazınızı okuyunca yıldız şehriyeye yanağımı dayamak istedim 🙂 Tarif ve güzel yazınız için çok teşekkürler.

    Yanıtla
  72. mısra

    11 Mart 2009 ile 13:16

    kişnişi hiç yemedim ama bu yazıdan sonra tadını merak ettim.dereotu,tere,maydanoz karışımı bişeymi acaba?bu arada bir çorba tarifi için yazılabilecek en güzel yazıyı yazmışsın Cenk!ben bu çorbaya yanağımı dayayıp uyudum bile!teşekkürler…

    Yanıtla
  73. Arzu

    15 Mart 2009 ile 11:45

    Sevgili Cenk senden acil olarak gerçek tiramisu tarifi istiyorum.Senin deneyimlerinle yapılmış senin tarafından onaylanmış gerçek TİRAMİSU hazır pastabanla yapılmış tiramisu tariflerini görmekten bunlarla avunmaktan içime baygınlıklar fenalıklar geldi.Lütfen acil olsun.

    Yanıtla
    • Cenk

      15 Mart 2009 ile 22:54

      Arzu – Hazır pasta tabanlarıyla yapılınca Tiramisu demeye bin şahit istiyor. Zaten Türkiye’de satılan hazır pasta tabanları maalesef çok lezzetsiz. İşin en doğrusu evde kedi dili yapıp öyle hazırlamak ama o da çok uğraştırıcı. Amatörlük günlerimde marketlerde satılan Savoiardi bisküvileriyle yaptığım bir tarif şurada mevcut. Sıfırdan yapılmışını tercih ederim diyorsan sıra ona gelene kadar beklemen gerekecek. Ne zaman olur tabii söz veremiyorum.

      Yanıtla
  74. sare

    19 Mart 2009 ile 23:38

    son birkaç gündür yaptığım denemelerde sitenize ulaşamıyordum.sonunda nihayet.umarım bir terslik yoktur.bu arada taze kişnişe bayılırım balkonum da bile yetitirmeyi başardım.mis gibi kokarlar bayılırım.geçen yaptığım yumurta salatasına da doğramıştım.sonuç süperdi.

    Yanıtla
  75. Pelin

    20 Mart 2009 ile 06:30

    Merhaba Cenk,
    Yemekosfer kodunu değiştirdim. Umarım sorun hallolmuştur.
    Sevgiler

    Yanıtla
  76. meltem

    25 Mart 2009 ile 17:59

    cok eglendim okurken 🙂

    Yanıtla
  77. ugurbocegi

    08 Nisan 2009 ile 11:26

    Yeni kesfettim sitenizi. Harika!

    Kisnis icin ayni seyi soyleyemeyecegim ama.

    Hemen Facebook’ un ” I HATE CILANTRO” grubuna katildim. 😀 Tesekkurler. 🙂

    Yanıtla
  78. sesiber

    10 Ağustos 2009 ile 18:45

    Taze kişnişe biz ahusko deriz. Kafkas mutfağının başrol oyuncusudur. Onsuz yemeğimiz yok gibi birşey.
    Ben aşırı sevenlerdenim, nasıl sevilmez anlayamam bir türlü:)
    Az önce bloguma post hazırlarken sizin yazınızı görüp, kişniş hakkında yazdığınız bölümü alıntıladım. Okumak isterseniz link aşağıda.

    http://sesiber.blogspot.com/2009/08/sevgili-gunluk-hoskranhosverenfasfaran.html

    Yanıtla
  79. Şebnem

    18 Eylül 2009 ile 11:40

    Neredeyse hiç bir yazınızı kaçırmadığım halde içinde House’un geçtiği yazıyı nasıl kaçırmışım hayret :)Tam domates çorbası için tavuk suyu ile ilgili tarife göz atarken karşıma çıkınca şaşırdım doğrusu..Bir House fanatiği olarak yeni sezonu dört gözle bekliyorum. Dizinin bünyede yarattığı hastalık hastalığına da bu çorba bire bir gider diyorum 🙂

    Yanıtla
  80. Evren

    13 Ekim 2009 ile 14:32

    okuduğum en güzel tavuk suyuna çorba tarifi 🙂 ayrıca aramızda hep mevzu bahis olan doktordur ki kendisi, beğenir, takdir eder ve hasta olursak ilk fırsatta kendisine ulaşmak isteriz :))

    Yanıtla
  81. İlknur

    01 Kasım 2009 ile 22:29

    Selam,
    Ben burada yeniyim:)ama kısaca yazılarınız,fotoğraflarınız ve tarifleriniz çok güzel ve eğlenceli…:)bu çorbayı Çin ,Tai mutfağı çorbalarına benzettim…ben başka türlerini yaparım ama en kısa zamanda bunu da deniycem:)))

    Yanıtla
  82. deniz

    05 Kasım 2009 ile 13:04

    asya usulü acılı limonlu çorbayla dün taze kişniş yedikten sonra bu gün sıra tavuk çorbasında tüketmeye geldi. o kadar korkmayın, zamanla alışırsınız.:)doğadan gelen her şeyi seviyorum:)

    Yanıtla
  83. Canan

    28 Aralık 2009 ile 10:16

    Merhaba,

    Ben tavukları haşlarken kereviz, yeşil taze biber, dağ kekiği, defne yaprağı, biberiye, taze veya kuru nane de atıyorum. Ayrıca sade yapmak yerine biber salçasını hafifi kavurup püre haline getirilmiş domates ekleyerek onlar pişince süzülmüş suyu ve tel şehriyeyi ekleyip yapıyorum. Eğer sebzelerden de ekleyeceksem (ki her zaman eklemiyorum) sadece biraz biraz alıyorum, hepsini püre yapmıyorum. Afiyet olsun!

    Yanıtla
  84. feyza

    31 Ekim 2010 ile 15:00

    su anda tarifi deniyorum. Mutfakta pek cok zoru basarabilen biri olarak soz konusu corba oldugunda isin icinden cıkamıyorum nedense!!! Sanırım bu tarifle iyi birseyler cıkarıcam. I have really high hopes for some reason… Sonuctan haberdar ederim. Benim gibi corba ozurluler icin daha cok corba tarif eklerseniz sevinirim.

    Yanıtla
  85. feyza

    31 Ekim 2010 ile 17:57

    olduuu…. hem de süper oldu… 1 kisi icin fazla oldu, sanırım butun hafta bu corbayı icicem 🙂 hayatımda ilk defa domates corbası dısında bisi yapabildim. Tarife ek olarak bir tane de kereviz ekledim. Cok tesekkur ederim. 🙂

    Yanıtla
    • Cenk

      31 Ekim 2010 ile 22:32

      feyza – Afiyet olsun, çok sevindim.

      Yanıtla
  86. arzu

    24 Ağustos 2011 ile 03:18

    Tavuğun yağının çorbaya eklenmemesinin özel bir nedeni var mı? Tavuk yağını almazsam iyileştirici gücü mü azalır:)

    Yanıtla
    • Cenk

      24 Ağustos 2011 ile 16:57

      arzu – Azalmaz tabii ama çok yağlı bir çorbayı içmek ister misiniz?

      Yanıtla
  87. Dilek Nisa

    17 Ocak 2012 ile 15:13

    Cenk, merhaba..
    Siteni yeni kesfettigim icin kendime COK kiziyorum ama olsun…Hic olmayabilirdi.. Cevremde kime desem: ooo, gunaydin, diye kafa yapiyor.
    Muthis tarifler, fotograflar ve hikaylerin…Karar verdim madem bu kadar geciktim yavas yavas “enjoy” edecegim…:)
    Dun tavuksuyu corbayla basladim denemeye. 30 sene oldu sanirim yildiz sehriyeli corba yemeyeli…Meger hala marketler de varmis.. Benim bizdiklar da bayildi! Hem corbaya hem de yildiz sehriyelere…
    Hakkaten ya, ben bunca zamandir niye uyuyor musum?? Heyecanla diger tariflerini bir bir deneyecegim.
    Izmirden cok sevgiler..

    Yanıtla
    • Cenk

      17 Ocak 2012 ile 17:10

      Dilek Nisa – Çok teşekkür ederim. Afiyet olsun. Umarım bundan sonra deneyeceğiniz tarifleri de en az bu çorba kadar seversiniz.

      Yanıtla
  88. hakan

    29 Ocak 2012 ile 21:01

    Slm Cenk müsaaden olursa bundan sonra sana kanka demek istiyorum…Tariflerini de teker teker yapıyorum..Süpersin… Ayrıca tarifleri yaptıkça bende fotoğraflamaya başladım kendimce…Senden bir ricam var..Güzel bir balık çorbası yapmak istiyorum.3 tarafımız deniz ancak ben her zevke hitap edecek leziz bir balık çorbası bilmiyorum.Aklıma sen geldin…Ne dersin kış bitmeden güzel bir balık çorbası tarifi gelse nasıl olur…Bu arada kitap ne alemde merakla bekliyorum…

    Yanıtla
    • Cenk

      29 Ocak 2012 ile 23:34

      hakan – Çok teşekkürler. Keşke vakit olsa yapabilsem. Bu ekşi maya macerası kitaptan geriye kalan bütün vaktimi alıyor. Onun dışında üzerinde çalıştığım birkaç tarif daha var. Bir söz veremiyorum. Kitap tahmin ettiğimden daha yavaş ilerliyor ama her yaptığım tarif içime siniyor. Onunla ilgili bir yazıda yakında gelecek.

      Yanıtla
  89. behice

    18 Mart 2012 ile 22:56

    Merhaba,çorbayı aynen dediğiniz gibi yaptım.Kişniş hariç. Leziz bir çorba oldu.Bu arada yemek ve salata çeşitlerini arttırmanız mümkün mü?

    Yanıtla
  90. uğur böceği

    16 Eylül 2012 ile 15:57

    kişnişli veya kişnişsiz çok şey değişir.

    Yanıtla
  91. Fatma

    26 Eylül 2013 ile 16:30

    Cenk Bey Merhaba,

    Çorba muhteşem oldu, kişniş çok faydalı bir bitki ve
    baharatı yemeyenler çok şey kaçırıyor.

    teşekkürler,
    sevgilerimle,
    Fatma

    Yanıtla
  92. semra kahyaoğlu

    12 Aralık 2013 ile 14:26

    aynı yemek davetinde içinde kişniş olan bir yemeğe ben bayıldım, kardeşim nefret etti…evet kişniş çok ayıraçlı bir bitki, bu biraz dereotu söz konusu olduğunda da böyle…reçetenizi okudum, mutlaka çok lezzetlidir..:)..ama ben, “duru hal”i gidermek üzere, son dakikalarda biraz krema, limon ve un ile hafif bir terbiye yapıyorum…teşekkürler ve sevgiler…<3

    Yanıtla
  93. ayşe

    06 Ağustos 2014 ile 14:19

    cenk merhaba yakın zamanda corbayı yaptım gerçekten mükemmel oldu. çok lezizdi düdüklü tencere almak istiyorum uzun zamandır arastırıyorum ama karar veremedim silit markamı alsam fislerr mi alsam dedim bilse bilse cenk bilir size cok güveniyorum ve cok bağlıyım işallah yardımcı olursunuz kusura bakmayım rahatsız ettiysem siz hangi markayı kullanıyorsunuz

    Yanıtla
    • Cenk

      07 Ağustos 2014 ile 11:56

      ayşe – Anneannemden kalma, eski bir düdüklü tencere kullanıyorum. Tavsiyede bulunacak kadar bir araştırmam olmadı bu konuda.

      Yanıtla
  94. Deniz Ölmez

    25 Ağustos 2014 ile 23:43

    Bir beyaz et tutkunu olarak yine tarifin ,anlatış biçimin ,herseyinle çok iyisin,kusursuz-idolümsün -cenkkk.Güzel tariflerinle öğrenci evinizi şenlendirdiğin için teşekkürler.yarin bu tarifini deniyecegim.kitabını alıp okuyup denemek için sabırsızlanıyorum.teşekürler cenkkk…

    Yanıtla
  95. demet

    24 Mart 2015 ile 02:13

    sadece sizin cevapları okuyarak anladığım kadarıyla bu soruyu kimse sormamış: tavuğu nereden alıyorsunuz?
    tavuklar tavuk olmaktan çıkalı beri üzülerek hiçbir tavuklu tarifi yapamıyorum.sizin kadar bu konulara hassas biri güveniyorsa, ben o tavuğa kefil bile olurum 🙂

    Yanıtla
    • Cenk

      24 Mart 2015 ile 14:56

      demet – Eskiden tavuğu babam alırdı. Polonezköy’de kendi çapında tavuk yetiştiren birinden. Bir de Beyoğlu’ndaki Adapazarı Tavukçusu’ndan. Babamı kaybettiğimden beri benim eve tavuk hiç girmiyor (eskiden de en fazla ayda bir kez giriyordu). Marketlerde organik diye satılan tavuklara itibar etmiyorum. Organik olup olmadıklarını geçtim, lezzet yok. Özetle, aynı durumdayız.

      Yanıtla
  96. Anonim

    01 Ekim 2017 ile 04:50

    Bu dünyanın en iyi tavuk çorba tarifi.

    Yanıtla
  97. Evren

    29 Aralık 2020 ile 20:17

    Kişniş seviyorsanız Gürcü yemekleri tam sizlik

    Yanıtla
  98. Senem

    28 Şubat 2021 ile 16:50

    Denedim harika oldu. ?

    Yanıtla

Önemli:Bloguma bıraktığınız yorum, tarafımdan onaylandıktan sonra yayımlanacaktır. Yorum bıraktığınız yazı ne kadar eski olursa olsun, yorumunuzu gözden kaçırmam mümkün değildir. Yorumunuz soru içeriyorsa; yanıt verebilmek için yazıyı incelemem gerekebileceği için yayımlanması biraz gecikebilir. Sorunuzu sormadan önce lütfen aynı veya benzer bir sorunun daha önce sorulup sormadığını önceki yorumları tarayarak emin olunuz.

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Birincil kenar çubuğu

17. BASKI (Mundi 4. BASKI)

Cafe Fernando - Bir pasta yaptım, yanağını dayar uyursun

Amazon // Can Yayınları // Kitapyurdu // diğer
The Artful Baker

Amazon US
Kindle // Apple Books // Google Play
Amazon UK // Amazon CA // Amazon AU

SOSYAL MEDYA

Instagram // YouTube // RSS
Facebook // Twitter // Pinterest

EKİPMAN

KÜTÜPHANEM

Footer

Best of Cafe Fernando

Chez Panisse

The Artful Baker

Havuçlu Kek Tarifi

Vietnam Kahveli Dondurma

Çikolatalı Kek

Nar Reçeli

COPYRIGHT © 2025 · Cenk Sönmezsoy