• Birinci navigasyona geç
  • Skip to main content
  • Birinci sidebar'a geç
  • Alt alana geç

Cafe Fernando

  • HAKKIMDA
  • YEMEK KİTABIM
  • ÖLÇÜLER
  • ARŞİV
  • EKİPMAN
  • ENGLISH

Parmesan ve Karabiberli Biscuit

“Patronların Çalışanlarını Görevlendirdiği En Absürt Projeler” diye bir liste yapılsaydı, çok eminim, on küsür senelik iş hayatımda görevlendirildiğim işlerden en az 3 tanesi listenin tepesine otururdu. Pazar günü uykumdan uyandırılıp, aniden bastıran yağmurun azizliğine uğrayan, Beşiktaş’ın göbeğindeki bir billboardda yer alan reklamımızı acilen bir merdiven ve saç kurutma makinesini yanıma alarak gidip kurutmamın istenmesi, yine üzerine şirketin reklamı basılıp bu sefer elektrik direklerine asılacak bayrakların malzemesinin, basılıp asılmadan önce, maksimum kaç kilometre hızında bir rüzgara dayanabileceğini laboratuvar ortamında suni rüzgar yaratarak test etmemin istenmesi, yurt dışındaki genel merkeze gönderilmek üzere şirkette patlak veren bir aşk skandalını özetleyen bir PowerPoint sunum hazırlamamın istenmesi… Devam edeyim mi?

Doğru muyum değil miyim;  kesin ilk üçe girmez mi bunlar? Bu isteklerden daha da absürt olan, zaman geçtikçe bu tip istekleri normal karşılamaya başlamış olmam. Mesela şu aşk skandalı projesiyle görevlendirildiğimi duyduğum an suratımda soru işareti bile belirmedi. Kalkıp müdüre “Sen benimle dalga mı geçiyorsun?” da demedim. Direkt ilk slayt ne olsun diye düşünmeye başladım. İlk slayt en önemlisi; bütün olayı özetlemeniz gerekiyor. Bir de biliyorum, merkezdekiler okumayı hiç sevmiyor, pek sabırları yok, dolayısıyla mümkün olduğunca her şeyi görsellerle anlatmak lazım. Belki sayfanın ortasında koskocaman kırık bir kalp, iki yanında adları skandala karışanların birer fotoğrafı…

Devamını oku >>

12 Temmuz 2010 · 80 Yorum Kategori: Kahvaltı ve Brunch Etiket: biscuit, biscuit tarifi, karabiber, Parmesan, pastırma, yumurta

Cafe Fernando Yemek Kitabı Projesi

Değerli Okur,

Neden daha önce sana mektup yazmadım diye düşünüyorum şu anda. Halbuki ne kadar da severim mektup yazmayı. Çizgisiz, bomboş bir kağıda kurşun kalemle cümleleri dümdüz döşemek için çabalamaya da gerek yok burada… Nedenini boş verelim şimdi. Daha önemli bir konumuz var.

İlk yemek kitabımı yazıyorum.

Bu cümleyi sana yazmak tam dört ayımı aldı. Amacım, böyle güzel bir haberi senden saklamak değildi elbette. Ancak zaman bulabildim desem? Yalan. İçimden ancak şimdi geldi desem? Daha büyük yalan.

Ağzımdan o cümle çıktıktan sonra geri dönüş olmadığını bildiğim için bekledim bugüne kadar. Evet, asıl sebep bu. Bunu sana anlatmayı bir olay haline getirmemin aslında birçok sebebi var. Vaktin varsa, en başından başlamak isterim.

Geçtiğimiz Şubat ayında, doğum günümün ertesi günü, Okuyan Us Yayınevi’nden bir e-posta aldım. Konuyu tahmin edersin… Okur okumaz tepkim ne oldu dersin? Sevinç? Şaşkınlık? Gurur? Mutluluk? Heyecan? Hepsi?

Devamını oku >>

24 Haziran 2010 · 383 Yorum Kategori: Yemek Kitabı Etiket: cafe fernando, okuyan us, yemek kitabı

  • « Önceki
  • Sayfa 1
  • Interim pages omitted …
  • Sayfa 40
  • Sayfa 41
  • Sayfa 42
  • Sayfa 43
  • Sayfa 44
  • Interim pages omitted …
  • Sayfa 113
  • Sonraki »

Birincil kenar çubuğu

17. BASKI (Mundi 4. BASKI)

Cafe Fernando - Bir pasta yaptım, yanağını dayar uyursun

Amazon // Can Yayınları // Kitapyurdu // diğer
The Artful Baker

Amazon US
Kindle // Apple Books // Google Play
Amazon UK // Amazon CA // Amazon AU

SOSYAL MEDYA

Instagram // YouTube // RSS
Facebook // Twitter // Pinterest

EKİPMAN

KÜTÜPHANEM

Footer

Best of Cafe Fernando

Ekşi Mayalı Simit

Kırmızı Erikli Tart

The Artful Baker

Julia Child: Komik, titrek sesli, dağ gibi bir kadın

Brüksel Lahanası Tarifi

Mrs. Hockmeyer’in Muzlu Kek Tarifi

COPYRIGHT © 2025 · Cenk Sönmezsoy